Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Bu hafta vitrinimizde yine farklı kategorilerden kitaplara yer verdik. Ayrıntı Yayınları 30. yılında 3 önemli eseri okuyucusuyla buluşturdu. Karl Marx’ın yazılarından derlenen 999. kitap Hayalet; Enis Rıza ve Ercan Kesal’ın birlikte çalıştığı Zamanın İzinde; Zülfü Livaneli’nin yazdığı Huzursuzluk; Turan Akıncı’nın Belge Yayınları’ndan yayımlanan tarih kategorisine ait olan kitabı Selanik; On8 Kitap etiketiyle raflardaki yerini alan Neslihan Önderoğlu’nun Ay Dolandı isimli romanı; fantastik edebiyattan Terry Pratchett’in Kış Ustası isimli kitabını vitrinimizde okuyucularımızın beğenisine sunuyoruz.

HAYALET – KARL MARX

Başka bir filozof yoktu! Bu kadar çok tartışılan, eserleri elden ele gezen ve filozof olmasının yanı sıra politik iktisatçı, sosyolog, tarihçi, bilim insanı, siyaset bilimci olarak da düşünülen biri… Bir yaşam formu daha yitip giderken, onun hem içinden hem de dışından konuşabilmek kudreti, sadece kırılma anlarındaki büyük filozofların sahip olabileceği bir şey. Platon ya da Aristoteles, Machiavelli ya da Hobbes, Marx ya da onu önceleyen Hegel bu büyük kırılmalardaki birikmenin sonucu ve kopuşudur.

Marx’ın yazılarından derlenen bu kitap, sadece Türkiye’de değil, aynı zamanda dünyada da en çok okunan, en iyi Marx antolojisi tanımlamasını hak ediyor. Marx’ın çalışmasının bütününü yansıtan, özgün pek çok düşüncesi arasında güçlü ilişkiler kurmamızı sağlayan eser, hem Marx üzerine derslerde kendisinden fazlasıyla yararlanılabilecek bir kılavuz niteliğine sahip hem de daha derinlikli çalışmalar için biçilmiş kaftan.

Kapital, Grundrisse, Alman İdeolojisi ve Kutsal Aile gibi Marx’ın en önemli eserlerinden bölümlerin yanı sıra, çok farklı konularda yazdığı, daha az bilinen kısa yazıları da dikkatle seçilmiş: Genç bir adamın babasına yazdığı edebi değeri yüksek mektupla açılış yapılıyor; doktora tezi, gazete yazıları, polemikleri, mektuplaşmaları, felsefeye, bilime, dine, politik-ekonomiye, ahlaka, hukuka ve bir bütün olarak çağına dair eleştirel ve aynı zamanda devrimci düşünceleri, Marx’ın bütünlüklü üslubu içinde açığa seriliyor. Her bir bölümün başındaki kısa açıklamalar, metinlerin tarihsel-politik bağlamını da anlamayı kolaylaştırıyor.

Marx’ın yaşamının farklı uğraklarını, yaşamı boyunca adım adım oluşturduğu düşüncesinin içinden geçerek okumak, heyecan verici bir serüvene davetiye çıkarıyor. Marx’ı okumak hiç bu kadar zevkli olmamıştı!

KÜNYE: Hayalet, Karl Marx, Çeviri: Kolektif, Ayrıntı Yayınları, Şubat 2017, 672 sayfa.

 

ZAMANIN İZİNDE – ENİS RIZA, ERCAN KESAL

Zamanın İzinde, geçmişin izleri ile geleceğin düşleri arasında mekik dokuyan bir çalışma. Enis Rıza’nın seçtiği ve uzun bir yüzyıldan parçalar yansıtan fotoğraflara Ercan Kesal kendi hayatından esinlerle metinler yazdı, sıradan insanların hayallerini toplumun aynasına yerleştirdi.

Dün geçmişte kalırken, yarına yeni yüzler ve yeni sözlerle varılır. Ama her yüz dünün acılarını kırışıklarla taşır ve her sözün bağrında da yarım kalmış hayaller saklıdır. Geçmiş bitmemiştir, şarkıların, resimlerin ve umutların içinde sonsuz bir nehir gibi yenilenerek akar. Zamanın İzinde, bizi o nehrin sert kıvrımlarına götürür ve ışığın suda parladığı kısa anlara daldırıp çıkarır.

KÜNYE: Zamanın İzinde, Enis Rıza - Ercan Kesal, Ayrıntı Yayınları, Şubat 2017, 352 sayfa.

 

HUZURSUZLUK – ZÜLFÜ LİVANELİ

İstanbul'un kargaşası içinde sıradan bir yaşam süren İbrahim, çocukluk arkadaşı Hüseyin'in ölüm haberi üzerine doğduğu kadim kent Mardin'e gider. Onun, önce sevdaya sonra ölüme yazılmış, Mardin’de başlayıp Amerika'da sona ermiş hayatını araştırmaya koyulur. Böylece âdeta bir girdabın içine çekilir, tutkuyla ve hırsla gizemli bir kadının peşine düşer. 

Harese nedir, bilir misin? Develerin çölde çok sevdiği bir diken var. Deve  
dikeni yedikçe ağzı kanar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz… Ortadoğu’nun âdeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.

Mardinli Hüseyin ile IŞİD zulmünü misliyle yaşamış Ezidi kızı Meleknaz’ın ve kelamın çocuklarının hikâyesi... Livaneli okuru, sevda ile acının iç içe geçtiği bir Ortadoğu gerçeğiyle buluşturuyor.

KÜNYE: Huzursuzluk, Zülfü Livaneli, Doğan Kitap, Ocak 2017, 160 Sayfa.

 

SELANİK – TURAN AKINCI

Osmanlı’da Selanik 1869-1924 kitabı, ele aldığı dönem bakımından, her anlamda Osmanlı ile yeni Cumhuriyetin kesişimini gözler önüne sermekte. Feodal bir imparatorluktan yeni bir cumhuriyete dönüşümün birçok temel unsuru şaşırtıcı bir şekilde hep Selanik şehri ile ilişkilidir. Dahası 21. yüzyıl Türkiyesi’nde bile bu aktarımın izleri görülebilmektedir. Sultan II. Abdülhamid’den İttihatçılara, Osmanlı’nın mülki amirlerinden Cumhuriyet’in müstakbel kurucularına, mektepli askerlerden alaylı askerlere, Masonlardan Avdetilere, zengin kent ileri gelenlerinden Levantenlere; itaatkâr Yahudi köylülerinden cahil Müslüman ahaliye, Sırp, Karadağlı ve Makedon ayrılıkçılardan Bulgar komitacılara herkes ama herkes bir diğerinin söyleminde “hain”dir. Ve iş bu ya Selanik, yani iktisadi ve kentsel kalkınma anlamında Osmanlı’daki en parlak başarı öyküsü, işte tüm bu hainlerin yurdudur. Osmanlı’da Selanik 1869-1924 kitabı, teklik arayışının hem Osmanlı’yı hem de Balkanları nasıl darmaduman ettiğini de bir kez daha ortaya koymaktadır. Tekten bahsetmek yersizdir, çünkü değeri el birliğiyle yaratan da sonrasında beraberce yok eden de Selanik’in tüm “hainleri”dir. Günümüzde Selanik denilince, Türkiyeli insanların aklına sadece Mustafa Kemal’in doğduğu şehir geliyor. Kenti görmeye gidenler sadece Mustafa Kemal’in evini görüp dönüyorlar ama bu şehirde yaşanmış olan büyük bir tarihten ve kültürden habersizler. Tipik bir Yunan şehri sanılan Selanik, Osmanlı’nın Rumeli’de fethettiği ilk yerlerdendir. 19. yüzyıl sonlarında, Türkler, Avdetiler, Yahudiler, Rumlar, Bulgarlar ve Sırpların yarattığı çok dinli ve kültürlü bir eğitim yarışı sonucu Osmanlı’nın en eğitimli şehri olmuştur. Bütün bunları üretim ve ihracata dayalı ekonomik kalkınma tetiklemiştir. Yurt dışında 17 yıl boyunca önemli bir başarı sağlayamayan İttihat ve Terakki’ye de can veren Selanik şehridir. Meşrutiyetin ilanından 31 Mart İsyanına, Abdülhamid devrinin kapanışından Osmanlı döneminin son buluşuna yön veren Selanik şehri mübadele sonrası sanki bir sis perdesinin ardına saklanmış gibidir.  Zenginlikler, yaşanmışlıklar, hayatlar ve hatıralar suyun öteki yanında, bugünün Türkiyesinin kimi hallerini daha da iyi kavrayabilmemiz için bize bu kitabın sayfalarından göz kırpıyor.

KÜNYE: Selanik, Turan Akıncı, Belge Yayınları, Şubat 2017, 608 sayfa.

 

AY DOLANDI – NESLİHAN ÖNDEROĞLU

Saliha bütün gece yatağında oturup, hafızasını zorlayarak kendisine ait bir sır aradı. Yıllarca aklının batağında gömülü kalmış bir giz, başına gelmiş bir felaket, kimsenin bilmediği bir hastalık, işlediği bir suç... Onu diğerlerinden farklı yapacak bir şey.

Zihninin derinliklerinden böyle bir şey bulup çıkarsa, ertesi gün gidip Miran’ın oturduğu taburenin önünde duracak ve aynen onun yaptığını yapacaktı.

Bak, diyecekti, benim de yüreğimi sana açacağım bir meselem var.

Ama olmadı. Ne kadar zorladıysa da o güne kadarki hayatına dair bir şey bulamadı.

Dünyanın uğultusu, merkezden uzaklaşanların içinde yankılanıyordu. Uykuları bölen bir sessizlikte olup bitiyordu her şey. Sabırla bekleyenler, çekip gidenler, geride kalanlar ve yollara düşenler. Bir tek ay şahitti, bir de Saliha...

Çağdaş edebiyatımızın üretken yazarlarından Neslihan Önderoğlu, birbirine dolanan yaşamlara ve görünmeyen yaralara dokunuyor. Hem çok farklı hem de benzer yaşamlar süren gençlerin duygu dünyalarını ve gelecek kaygılarını anlatan yazar, günümüz Türkiye’sini resimliyor. İlk satırından itibaren merak uyandıran roman, konusu, kurgusu ve diliyle her yaştan okurda iz bırakacak güçte.

KÜNYE: Ay Dolandı, Neslihan Önderoğlu, On8 Kitap, Şubat 2017, 280 Sayfa.

 

KIŞ USTASI – TERRY PRATCHETT

Yakın geçmişte, sonsuzluğun büyülü evrenine uğurladığımız Sör Terry Pratchett’ın, dünya çapında 85 milyonun üzerinde satan 41 kitaplık, kültleşmiş “DiskDünya” dizisinin beş kitaptan oluşan muhteşem ve eğlenceli “Tiffany Sızı” alt serisinin, soğuk, ılımlı ama alabildiğine komik üçüncü kitabı Kış Ustası’nda, DiskDünya ilelebet beyazlar içinde kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.

Daha önceki yıllarda iki ayrı baskı yapan ve beğeniyle okunan Kış Ustası’nın, Niran Elçi’nin pürüzsüz Türkçesiyle, Delidolu Yayınları tarafından yeniden gözden geçirilen baskısında, Tiffany Sızı bir hata yapıyor. Tek bir basit hata. Ve ne yazık ki bu hata, dünyanın bütün dengelerini altüst edebilecek kadar büyük bir felaketle sonuçlanıyor. Kış Ustası, Tiffany’ye âşık oluyor. Üstelik imkânsız bir sevdayla…

Dâhiyane esprilerle kaleme alınmış Kış Ustası’nda, havayı (dondurucu soğuğa rağmen!) gerçek bir aşk kokusu sarıyor. Kış Ustası’nın sevdası imkânsız gibi görünse de, yarattığı hava ile âdeta baş döndürüyor. Zira hangi tanrı, durup dururken bir insana âşık olup da sadece onun gözünü kamaştırabilmek için sevdiğinin suretinden kar taneleri yapar ki! Tüm bu kalp fetheden oyunlarına rağmen Tiffany, Kış Ustası’nı aşkından vazgeçirmek zorunda; yoksa tüm dünya sonsuza dek beyazlara bürünebilir…

“Yaz asla ölmez. Yerin içine gömülür, kışın ortasında korunaklı yerlerde tomurcuklar oluşturur, ölü yaprakların altında beyaz filizler çıkartır.”

DiskDünya serisi, hayal gücünün sınırlarını zorlayan kurgusunun yanı sıra kuantum fiziğinden sanayi devrimine, popüler kültür klişelerinden edebiyat ve sinema klasiklerine uzanan değişik kültür unsurlarına saygı duruşunda bulunarak gerçek dünyadaki pek çok konuyla dalga geçmeyi bilen, göz kamaştırıcı bir edebiyat harikası…

KÜNYE: Kış Ustası, Terry Pratchett, Deli Dolu Yayınları, Şubat 2017, 344 sayfa.

DAHA FAZLA