Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Bu hafta vitrinimize edebiyat alanından Çinli yazar Mo Yan’ın Saydam Turp ve Ahmet Günbaş’ın şiir kitabı Yırtık Yol’u; akademik bir çalışma olan Koçgiri İsyanı; felsefe alanında ise Aydınlanma Felsefesi adlı kitabı ve yine Yordam Kitap’tan harika bir çalışma olan Marksizm Sözlüğü’nü aldık. Beğeneceğinizi umarak iyi okumalar diliyoruz.

SAYDAM TURP – MO YAN

1994 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Japon yazar Kenzaburo Oe’nin, “Ben Nobel Ödülü’nü vermek için birini seçecek olsam Mo Yan’ı seçerdim,” sözleriyle değerlendirdiği Mo Yan, 2012’de bu değerlendirmeyi gerçeğe dönüştürerek Nobel Edebiyat Ödülü kazanan ilk Çinli yazar oldu.

Kimi eleştirmenlerin, dilini Gorki ve Soljenitsin’in şiirsel ve çarpıcı anlatımlarına benzettiği Mo Yan, Çin taşrasını anlatan yapıtlarında fanteziyle lirizmi kaynaştırırken bürokrasiyi taşlama ortamında irdeliyor, kara mizaha, hatta yer yer doğaüstü unsurlara yer veriyor. Buğday ve darı başaklarının arasından bir halkın acıları ve sevinçleri yükseliyor. Mo Yan, taşra yaşamını aktarmanın yanı sıra modern Çin’in kısa zamanda köşeyi dönen görgüsüz yeni zenginleriyle de okurlarını tanıştırıyor.

Mo Yan, “Saydam Turp”un kahramanlarından Kara Çocuk’u ve kendi yapıtlarını şöyle tanımlıyor: “İnsanüstü bir yetenekle acıya katlanabilen ve insanüstü bir duyarlılığa sahip olan o kara tenli çocuk, bütün yazdıklarımın ruhunu simgeliyor.”

                                   

KÜNYE: Saydam Turp, Mo Yan, Çeviri: Erdem Kurtuldu, Can Yayınları, Ocak 2017, 272 sayfa.

 

KOÇGİRİ İSYANI – DİLEK KIZILDAĞ SOİLEAU

Koçgiri Aşireti’nin merkezi olarak bilinen Sivas-Ümraniye’de 6 Mart 1921’de yaşanan birtakım “asayişsizlik” olaylarını haber alan Ankara hükümeti asayişi tesis etmek ve olayların büyümesini önlemek amacıyla bölgede örfi idare ilan etmiş, Nurettin Paşa kumandasında bir ordu görevlendirerek bölgeye göndermişti. Bastırma harekâtı sırasındaki yoğun şiddet uygulamaları, yapılan şikâyetler sonucu Meclis’in de gündemine alınmış ve durumu yerinde incelemek, olayların faillerinin ve askerî harekât sonrasında meydana çıkan elim tabloda sorumluluğu bulunanların tespiti için “Koçgiri Tahkikat Heyeti” ismiyle bölgeye bir kurul yollanmıştı.
Dilek Kızıldağ Soileau tarihe “Koçgiri İsyanı” olarak geçen, gerek resmî tarihin gerek Kürt milliyetçi tarih yazımının önemli duraklarından biri olan Koçgiri İsyanı’nı birçok boyutuyla, kapsamlı bir biçimde ele alıyor: “Kürt devleti kurmak için girişilen bir Kürt isyanı” olup olmadığını, Alevi Kürtlerin olaylara dahlini, olayların “isyan” niteliği taşıyıp taşımadığını inceliyor. Bunu yaparken tarihsel, sosyal ve kültürel arka plana olduğu kadar resmî belgelere de bakıyor.

Koçgiri İsyanı, Meclis Arşivi’ndeki “Koçgiri Hadisesine Dair Heyet-i Tahkikiye Raporu”nun tamamının edinilerek kullanıldığı ilk akademik çalışma.

KÜNYE: Koçgiri İsyanı, Dilek Kızıldağ Soilea, İletişim Yayınları, Ocak 2017, 432 sayfa.

 

YIRTIK YOL – AHMET GÜNBAŞ

Günbaş, Yırtık Yol’da kaleme aldığı dizelerle şiir severlere eşsiz bir güzellik sunuyor.

Yok, ayrılığın bile tadı yok
özlediğiyle kalıyor insan
Kavuşmalar uzak mı uzak
gölgeler yetişmiyor erimine
Dünyanın şangırtısına can dayanmıyor
Karton hayatlar meselinde
herkes bildiğini okuyor ölümüne
Sussak mı hevesimizi n'apsak
Üstüne üstlük kan damlatıyor
Bu yırtık yol bizi hiçbir yere çıkarmayacak!

Fi tarihinden mi kaldın sen?
Genlerinde çok sevmek arzusu…
Sarı solgun mevsimler sonrası
rivayetler derleyip dupduru
yeminli sevdalarla gelen…

Ah kendini bulandırıp yanıltan bir su
metruk vadilerde inlerken
Gün sabahına seslenir şimdi
başıboş atlarla buluşup yeniden
Boşluğumdan öpülmüş, az şey mi bu?

KÜNYE: Yırtık Yol, Ahmet Günbaş, Hayal Yayınları, Ocak 2017, 128 Sayfa

 

MARKSİZM SÖZLÜĞÜ – GERARD BENSOUSSAN, GEORGES LABİCA

Farklı ülkelerden geniş bir yazar topluluğunun katkılarıyla oluşturulan Marksizm Sözlüğü, Marksizm alanındaki en yetkin ve kapsamlı çalışmalardan biridir. 400 madde ve 1086 sayfadan oluşan Sözlük, Türkiye'de de, Marksizm okurlarının uzun süredir ihtiyaç duyduğu bir kaynak olarak önemli bir boşluğu dolduracaktır.

Bu sözlükte, Marksizmin kurucuları Marx ve Engels ile ardıllarının metinlerinde kullanılan, yanı sıra sosyalist hareketin tarihine mal olmuş belli başlı terim ve kavramlar, o alandaki yetkin yazarlar tarafından ayrıntılı olarak irdelenip açıklanmaktadır.

Seçilen başlıklar birçok kategoriye aittir. Hepsi özgül olarak Marksist olmasa da, kâh Marksizm bilgisini aydınlattıklarından, kâh bizzat Marksizmin ürünleri olarak onun bilgi üretme yeteneğini yansıttıklarından, hepsi de Marksizmin anlam alanına dâhildir.

Bu sözlüğün ayırt edici özelliklerinden biri de, kolay, yüzeysel veya donmuş tanımlardan kaçınması, Marksist alandaki kategorilerin tarihî-mantıki oluşum sürecini ortaya koyması, ele alınan kavramların zaman içinde ne gibi anlamlar kazandığı, başka kavram ve terimlerle nasıl ilişkilendiğinin sergilenmesidir. Denebilir ki, kavram ve terimlerin bir çeşit soyağacı ortaya çıkarılmaktadır. Bu geniş ve ayrıntılı sergileme, Sözlük'e ansiklopedik bir boyut kazandırmaktadır.

Seçilen kavramlar, genel tanımları yerine Marksizm içindeki yerleri ve Marksist terminoloji içerisindeki anlamlarıyla incelenmiştir. Dolayısıyla, örneğin Blankicilik veya Hegelcilik, Blanqui'nin ya da Hegel'in düşüncesini ya da eylemini değil, sadece Marksizmin bunlar için ürettiği anlayışı ortaya koymaktadır.

KÜNYE: Marksizm Sözlüğü, Gerard Beensoussan- Georges Labica, Çeviri: Volkan Yalçıntoklu, Yordam Kitap, 0cak 2017,

 

AYDINLANMA FELSEFESİ/FELSEFE TARİHİ 4 – AHMET CEVİZCİ

Aydınlanma nedir? Aydınlanmayı bir ideoloji olarak mı yoksa bir süreç veya birtakım düşünsel ya da pratik süreçler bütünü olarak mı görmek gerekir? Onu yaşanan bir deneyim diye mi, yoksa bir entelektüel projeler listesi olarak mı yorumlamak doğru olur? Aydınlanmayı modernitenin altyapısını meydana getiren bir fikirler öbeği, modernliğin kaynağını oluşturan bir problemler ve tartışmalar dizisi olarak mı, yoksa esas, Fransız Devrimi’yle başlayan totalitaryen hareketlerin altyapısı olarak mı okumak gerekir? Aydınlanmayı olumlu bir biçimde ve bir kazanım olarak mı, yoksa olumsuz bir tarzda ve kötü bir efsane ya da musibetler kaynağı olarak mı değerlendirmeliyiz? Aydınlanma Felsefesi, on sekizinci yüzyılın Hume’dan Kant’a, Montesquieu’den Voltaire’e, Condorcet’den Rousseau’ya, Shaftesbury’den D’Alembert’e bütün büyük filozoflarını varlık ve bilgi, bilim ve din, etik ve politik teori bakımından ele alarak olabildiğince açık ve objektif bir biçimde yanıtlamaya çalışıyor.

KÜNYE: Aydınlanma Felsefesi / Felsefe Tarihi – 4, Ahmet Cevizci, Say Yayınları, Ocak 2017, 600 sayfa

DAHA FAZLA