Victoria Devri'nden Facebook çağına

Victoria Devri'nden Facebook çağına

Yaşlıyım. Söylemem gereken ilk şey bu. En inanmayacağınız şey. Beni görseniz büyük ihtimalle kırk yaşında olduğumu düşünür ve yanılırdınız. Yaşlıyım. Bir ağacın, bir Ming istiridyesinin, Rönesans döneminde yapılmış bir tablonun olabileceği kadar yaşlıyım.

Berna Metin

Zamanı Durdurmanın Yolları bir bilimkurgu romanı değil; anlatılan hikâye gerçekleşmesini umut edeceğimiz bir düş, bir ütopya hiç değil. Aslına bakarsanız zamanı durdurmak doğum günü pastamızı üflerken içimizden geçirdiğimiz anlık bir dilek bile olamaz. 37 dile çevrilen ve edebiyat dünyasında alkışlarla karşılanan bu büyük roman zamana söz geçiremeyen, zamanı durdurmayı da başaramayan çağlar ve anılar arasında kapana kısılmış bir aşığın 400 yılı aşan yaşam öyküsü.

Zamanı durdurmanın yollarını arayan Tom Hazard günümüzden 400 küsur yıl önce, bir Fransız şatosunda, Avrupalı bir soylu olarak dünyaya gelir. Onun gözlerini açtığı dünya bugün bizim ancak tarih kitaplarından öğrenebileceğimiz karanlıktadır. Peki nasıl olur da Orta Çağ’da doğan bir bebek Facebook çağında hâlâ hayatta olur ve kırk yaşında gösterir? Kahramanımız Tom bir vampir değil, kurt adam hiç değil. Onun süper güçleri yok, sadece ender rastlanan bir hastalığı var. Tom yaşlanmıyor. Zamanın kimseyi sağ bırakmayan o büyük gücü Tom’a işlemiyor. Muhtemelen zaman çaresiz, elbette Tom da.

Matt Haig’in dilimize çevrilen ikinci kitabı Zamanı Durdurmanın Yolları Domingo Yayınları tarafından Kıvanç Güney çevirisiyle yayımlandı. Şahane bir çeviri olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Kısa sayılmayacak bir roman olmasına rağmen bir sayfa, bir sayfa daha diye diye romanı oldukça kısa bir sürede bitirmeniz mümkün. Konunun sizi içine çekmesinin yanında çevirinin akıcılığı da bu durumda epey etkili.

Annesini cadı avında yitirmiş bir yetim, sevdiği kadını büyük veba salgınında kaybetmiş bir aşık, kızını asırlardır görmeyen bir baba ve zamanın içine hapsolmuş depresif bir ruh olan Tom; yaşlanmadığı – diğer insanlardan daha yavaş yaşlandığı- için çareyi sürekli yer ve kimlik değiştirmekte bulmuştur. Bu seyahatleri finanse eden, yeni kimlikler bulmasına yardımcı olan ve bu hastalığa sahip tüm insanları etrafında toplamayı amaçlayan bir cemiyetin de zorunlu üyesi olan kahramanımızdan istenilen iki şey vardır: İlk kural sekiz yılda bir kimlik değiştirmek. İkinci kural, elbette aşık olmamak. Bu iki kurala da riayet etmekte zorlanan Tom’u bu cemiyette -ve hayatta da diyebiliriz-  tutan tek bir şey vardır, kızını bulma ihtimali. Zorlu yılları aşmasının, çağlara direnmesinin, intiharın eşiğinden dönmelerinin sebebi hep aynıdır: Kendisiyle aynı hastalıktan mustarip kızına kavuşacak olması.

Zamanı Durdurmanın Yolları’nı  ilginç kılan, hikâyenin zaman döngüsüne sadık kalması. Kahramanımız Tom, 21.yüzyılda kendine yeni kimlik olarak tarih öğretmenliğini seçse de geçmişte Coğrafi Keşifleri başlatan gemide o vardı. Üstelik Shakespeare’in yanında çalışmışlığı da var, Fitzgerald ile birlikte kadeh tokuşturmuşluğu da. Fakat dört asrı aşan zihninin tüm hatıraları bu kadar parıltılı ve heyecanlı değil. Üstelik Avrupa tarihinin oldukça büyük bir kısmını yaşadıysanız başınıza üşüşen sadece anılar değil ağrılar da olacaktır.

Matt Haig bugün İngiltere’nin en önemli yazarlarından biri olarak gösteriliyor. Zamanı Durdurmanın Yolları ise en karşı koyulmaz kitabı. Benedict Cumberbath tarafından sinemaya da aktarılacak bu keyifli roman her sayfasında size, okuruna hep aynı soruyu soruyor; “Kaç ömür gerek, yaşamayı öğrenmek için?” İşin acıklı kısmı şu ki, biz yani mayıs sinekleri, yani ortalama sadece altmış yılcık ömürleri olan zamanın ezdiği insanlar, bizim bu sorunun yanıtını hemen bulup işe koyulmamız lazım.

Minik bir dünya tarihi okuması yapmaktan keyif alacaksanız.  Üstelik ilk ağızdan, dört asır süren bir aşk hikâyesi neşenizi yerine getirecekse ya da bir romanın akıcı dilinde kaybolmaya ihtiyacınız varsa unutulmaz bir anlatı sizi bekliyor. Zamanı boşa harcamayın henüz onu durdurmanın yolları keşfedilmedi.

KÜNYE: Zamanı Durdurmanın Yolları, Çeviri: Kıvanç Güney, Domingo Yayınları, 2018, 318 sayfa

 

DAHA FAZLA