Venezuela'da fırtına yaklaşıyor: Sağcı saldırılara karşı halk 'kurucu meclis' için sandığa gidecek

Venezuela'da fırtına yaklaşıyor: Sağcı saldırılara karşı halk 'kurucu meclis' için sandığa gidecek

Son yolların en büyük politik kriziyle sarsılan Venezuela'da bu hafta gerilim gittikçe yükseldi. Ülke 30 Temmuz'daki Ulusal Kurucu Meclis seçimlerine hazırlanırken, seçimi boykot edeceğini açıklayan ABD destekli sağ muhalefet sokaktaki şiddet eylemlerine hız verdi.

Güney Amerika ülkesi Venezuela, son yılların en büyük politik krizlerinden birini yaşıyor. Ülkede, nisan ayında ABD destekli sağ muhalefet tarafından, Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun istifası talebiyle başlatılan protestolar kısa sürede şiddet olaylarına dönüştü.

Paramiliter sağ grupların kontrolündeki şiddet eylemlerinde geçen 4 ayda 100’ün üzerinde insan hayatını kaybetti, binlerce kişi de yaralandı. Sağcıların el yapımı patlayıcılarla devlet memurları, Chavistalara ve siyahlara yönelik saldırılarında 23 kişi yakılarak öldürüldü ya da ciddi biçimde yaralandı.

Ülkedeki politik krize çözüm amacıyla 30 Temmuz Pazar günü ‘Ulusal Kurucu Meclis’ seçiminin gerçekleştirilmesi bekleniyorken, seçimi boykot edeceğini açıklayan sağ muhalefet ülkede iki gün sürecek bir genel grev düzenleyecek.

KRİZ NASIL BAŞLADI?

1999 yılında Hugo Chavez önderliğinde Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi'nin (PSUV) iktidara geldiği Venezuela’da, son yıllarda sağcı grupların ve sermayedarların sabotaj faaliyetleri nedeniyle ekonomik kriz baş gösterdi. Chavez’den sonra başa geçen Devlet Başkanı Nicolas Maduro, burjuvazinin kasıtlı olarak üretim faaliyetlerine verdiği zarara karşı fabrikalara el konulabileceği uyarısında bulundu.

[ih3]

Ekonomik krizin etkisiyle ortaya çıkan olumsuz sonuçların yanı sıra çok sayıda seçim yolsuzluğunun da yaşandığı 2015 yılının aralık ayında gerçekleştirilen seçimlerde, Demokratik Birlik Masası (MUD) adı altında birleşen sağcılar 167 sandalyeli parlamentoda 99 sandalyeyle çoğunluğu ele geçirdi.

Parlamentoda çoğunluğa ulaşan sağcı gruplar ilk olarak bürokratik mekanizmaları tıkayarak bir politik krizin ortaya çıkması için çaba sarf etti. 2017 yılının ocak ayında sağcı gruplar öncülüğünde toplanan parlamento, seçilmiş Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun ‘görevinden azledildiğini’ duyurdu ve 30 gün içerisinde koltuğunu bırakmasını istedi. Diğer milletvekilleri ise buna tepki göstererek parlamentoyu boykot kararı aldı.

[ih2]

Öte yandan seçimlerde yolsuzluğa karıştığı tespit edilen milletvekillerinin istifa etmesini isteyen Venezuela Yüksek Mahkemesi ise, kararın uygulanmamasını gerekçe göstererek mart ayında parlamentonun yetkilerini askıya aldı. Yüksek Mahkeme bir süre sonra hem iktidar hem de muhalefetten gelen tepkiler üzerine bu kararını geri aldı. Ancak sağ muhalefet buna rağmen Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun istifası talebiyle sokağa çıktı. 

MADURO’DAN ‘KURUCU MECLİS’ ÇAĞRISI

Devlet Başkanı Maduro, ülkedeki krizin sona ermesi için Venezuela Anayasası’nın 347’nci maddesine dayanarak yeni bir anayasa ve kurucu meclis çağrısında bulundu. Söz konusu maddede, “Venezuela halkı anayasanın garantisidir. Buna dayanarak Ulusal kurucu meclis, devleti geliştirmek, yeni bir yargı sistemi ve yeni bir anayasa yazmak amacıyla toplanabilir” ifadeleri yer alıyor.

Maduro, ülkedeki siyasi krizin çözülmesi amacıyla yine Anayasa’nın 323’üncü maddesine dayanarak Ulusal Güvenlik Konseyi’ni topladı. Toplantıya davet edilen sağ muhalefetin liderleri Julio Borges ve Luiz Ortega Diaz ise daveti reddetti. Toplantı 17 partinin katılımıyla başkent Caracas’ta gerçekleştirildi.

KURUCU MECLİS’İN AMACI NE?

Ülkedeki krizin Kurucu Meclis ile çözüleceğini belirten Maduro ise, Kurucu Meclis’in amaçlarını şu şekilde açıklıyor:

- Barışı sağlamak ve ulusal bir diyalog sürecinin ardından hukuk maddelerinde uzlaşı sağlamak

- Ekonomik sistemi üretim, çeşitlilik ve uzlaşmacı bir karakterle düzeltip iyileştirmek

- Bolivar devriminin büyük amaçlarını gerçekleştirmek

- Halkın güvenliğini sağlamak için terörizm ve uyuşturucu trafiğini bitirecek hukuksal önlemler almak

- Komünleri ve komün konseylerini gerçekleştirmek

- Katılımcı ve doğrudan demokrasiyi sağlayacak yeni adımlar atmak

- Ulusal egemenliği savunmak ve müdahaleciliği reddetmek

- Venezuela gençliğinin hakları ve görevleri üzerine bir başlık açmak

- İklim değişikliğini önlemek için çalışmak

KURUCU MECLİS SEÇİMİ 30 TEMMUZ’DA

MUD’un boykot ettiği siyasi çözüm çalışmaları diğer siyasi öznelerin katılımıyla ilerlerken, Ulusal Kurucu Meclis için 30 Temmuz’da seçim çağrısı yapıldı.

Geçtiğimiz Pazar günü devlet kanalı VTV’deki geleneksel Pazar programında halkın sorularını yanıtlayan Maduro, 30 Temmuz’daki seçimin Venezuela’nın kaderini belirleyeceğini söyledi. Maduro, sağ muhalefete de çağrı yaparak barışa hazır olduğunu ve 30 Temmuz’daki seçime katılım göstermeleri gerektiğini belirtti.

NASIL BİR SEÇİM OLACAK?

30 Temmuz Pazar günü yapılacak seçim bölgesel ve sektörel olmak üzere iki bölümde gerçekleştirilecek. Bölgesel seçimde 18 bin 976 aday, sektörel seçimde ise 35 bin 438 aday yarışacak.

Seçim sonucunda bölgesel düzeyden gelen 364 temsilci ve sektörel düzeyden gelen 173 temsilci ile 8 yerli temsilcisinin katılımıyla 545 üyeli bir meclis oluşturulacak.

TRUMP’TAN TEHDİT, SAĞCILARDAN BOYKOT

Venezulea’daki Ulusal Kurucu Meclis çalışmaları ise ABD tarafından tepkiyle karşılandı. ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, “Maduro rejimi 30 Temmuzda Kurucu Meclisi uygulamaya koyarsa, Birleşik Devletler, güçlü ve hızlı ekonomik önlemler alacak” ifadelerini kullandı.

ABD destekli sağcılar ise Ulusal Kurucu Meclis seçimine karşı faaliyetlerini hızlandırdı. Seçime günler kala boykot çağrıları yapan sağ muhalefet Çarşamba (yarın) ve Perşembe günü iki günlük bir genel grev düzenleyecek.