Veli Saçılık'tan KESK’e: Beni genel başkan yapın

Veli Saçılık'tan KESK’e: Beni genel başkan yapın

Yüksel direnişçilerinden Veli Saçılık, sendikalara ilişkin düzenlenen bir sempozyumda KESK’i eleştirerek "Hiç gözüm yok ama beni genel başkan yapın hiç olmazsa genel başkan olarak sopayı yiyelim. Yarın iş normalle döndüğünde koltuğu size emanet edeyim” dedi.

KHK ile ihraç edildiği mesleğine geri dönmek için Yüksel Caddesi’nde direnen ve defalarca işkence ile gözaltına alınan Sosyolog Veli Saçılık, KESK, DİSK, TTB, Çiftçi-Sen ve Epos Yayınları tarafından düzenlenen “Türkiye’de Sendikacılık: Dün, Bugün-Gelecek” konulu sempozyumda konuştu.

1habervar'ın aktardığına göre; Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen sempozyumun “Gündelik hayat ve sendikalar” başlıklı ilk oturumuna Veli Saçılık, Ömer Faruk Kök, Mahmut Konuk ve Cemal Yıldırım konuşmacı olarak katıldı.

"ANTİ KÜRT SENDİKACILIK VAR"

SES üyesi Veli Saçılık yaptığı konuşmada, “Anti Kürt” sendikacılık yapan sendikaların olduğunu belirterek, “Bunları reddediyoruz. Ama burada iki ülke var. Ülke içinde ülke var bunların gündemleri arasında fark var. Ulusal ve kültürel arasındaki çatışmalar sendikal gerilime neden oluyor. Bu şovenizm KESK’i Kürtçü olmakla eleştirerek sendikamız bölünmeye çalışılıyor” dedi.

Saçılık KESK’e seslenerek “Diyarbakır’daki emekçi insan ile Ege’deki emekçi insanı birleştirin” çağrısında bulundu ve KESK yöneticilerinin eylemde ısrar etmemesini eleştirdi: “Acaba tutuklanmaktan mı korkuyorsunuz? Atila Taş’ın tutuklandığı bir ülkede neden tutuklanmaktan korkalım. Tutuklanmamış olmamız sorundur.”

"BENİ GENEL BAŞKAN YAPIN"

Saldırının çok ortak olduğunun altını çizen Saçılık, “Benim yediğim dayağın onda birini KESK eş başkanları yeseydi bambaşka bir şey olurdu. Niye bu savaşın başında değilsiniz. Siz anti sendika değilsiniz o yüzden bu mücadelenin başına geçin. Niçin sendikalarımızda OHAL ilan etmedik. Niçin Nuriye’yi eş başkan seçmediniz. Hiç gözüm yok ama beni genel başkan yapın hiç olmazsa genel başkan olarak sopayı yiyelim. Yarın iş normalle döndüğünde koltuğu size emanet edeyim” diye konuştu.

Saçılık sözlerine şöyle devam etti: “Geçen Hakkari’den bir genç geldi. ‘Abi seni çok takdir ediyoruz’ dedi. ‘Beni niye taktir ediyorsunuz bedelin en büyüğünü siz ödediniz, çoluk çocuk öldürüldünüz. Niye beni takdir ediyorsunuz. Benim ödediğim bedel sizinkinin yanında hiç kalır’ dedim. Ben bundan rahatsızım herkes direnmelidir.”

"NURİYE VE SEMİH'İN TALEPLERİ BİR AN ÖNCE KARŞILANSIN"

SES üyesi Mahmut Konuk ise yaptığı konuşmada, Nuriye ve Semih’in eylemini doğru bulmadığını; ancak bu eyleme saygı gösterdiğini belirterek, “Nuriye ve Semih’in talepleri bir an önce karşılansın. Bu ülke bu devlet Semih ve Nuriye’nin katledilmesini kaldıramaz, altında kalır” dedi.

KESK’in ihraçlar ile birlikte en fazla kadro ve üye kaybeden sendikalardan biri olduğunu belirten Celal Yıldırım ise, KESK’in buna rağmen rutin çalışma yürüttüğünü ve normal bir faaliyet yürüttüğünü dile getirdi. KESK’in sosyal diyalogcu bir yapıya evrildiğini ve küçüldüğünü aktaran Yıldırım, “KESK’in bürokratik bir yapı haline geldiği söyleniyor. Ama KESK’in bunu bile başarmadığını düşünüyorum. Çünkü KESK memur maaşlarını hesaplayacak bir uzman kadro bile istihdam edemiyor” dedi.

Cemal Yıldırım, KESK ve bağlı sendikaların Green Park Otel’de 500 bin TL’yi bulan 3 kongre yaptığını belirterek, “Bu kadar ihraç varken bunun yapılması farklı bir şeyin göstergesi” diye konuştu.

"ŞİZOFRENİK BİR DURUM YAŞIYORUZ"

ESM üyesi Ömer Faruk Kök, her şeye rağmen yürütülen eylemlerin ve direnişlerin anlamlı ve önemli olduğunu söyledi ve ekledi: “Kahrolsun faşizm deyince faşizm kahrolmuyor. Demokrasi mücadelesi veriyorum demekle de demokrat olunmuyor.” KESK’e yönelik eleştirilerde bulunan Kök, sendika içindeki anlayışların dile getirdikleri ile pratikleri arasında uçurum olduğunu ve bunun da “şizofrenik bir durum” olduğunu dile getirerek, bu konudaki ruhsal bütünlüğe şaşırdığını söyledi.