Ve her şeyin varacağı yer…

Ve her şeyin varacağı yer…

Bini Adamczak tarafından kaleme alınan Herkes İçin Komünizm Versus Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. Minicik bir kitap olmasına rağmen insanın üzerinde bıraktığı etki muhteşem. Her şeyden önce ütopik hayallere kapılmaya izin vermeden umut dolu, “Tarih uzunca bir zamandır komünistlerin tarafında olmadı” diyerek gerçekçi ve komünist arzuyu yaratma yolunda oldukça yaratıcı.

“Komünizm, insanların bugün kapitalist toplumumuzda acısını çektikleri tüm kötülükleri ortadan kaldıran topluma verilen isimdir. Komünizmin nasıl olması gerektiğine ilişkin pek çok farklı fikir vardır. Ama eğer komünizm insanların kapitalizm altında acısını çekmekte oldukları tüm kötülükleri ortadan kaldırmak anlamına geliyorsa, o zaman en iyi komünizm en fazla kötülüğü ortadan kaldırandır. Aynı bir hastalığı iyileştirmek gibi.”

Bini Adamczak tarafından kaleme alınan Herkes İçin Komünizm Versus Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. Minicik bir kitap olmasına rağmen insanın üzerinde bıraktığı etki muhteşem. Her şeyden önce ütopik hayallere kapılmaya izin vermeden umut dolu, “Tarih uzunca bir zamandır komünistlerin tarafında olmadı” diyerek gerçekçi ve komünist arzuyu yaratma yolunda oldukça yaratıcı.

3 ana bölümden oluşan bu kısa hikâye ilk bölümde komünizm, kapitalizm, iş ve son olarak da kriz nedir, sorularını tarihsel gerçeklikten kopmadan ancak Marx tefsirleri içinde kaybolmamayı başararak bir çocuk naifliğiyle anlatıyor. “Kapitalizm Nasıl Ortaya Çıktı?” adlı bölümü defalarca okuduğumu belirtmeliyim. Prensesler, zengin tüccarlar, köylüler ve işçilerden yola çıkarak anlatılan kapitalizm, masalsı gerçekliğine rağmen vahşiliğinden pek bir şey kaybetmemiş.

“O gün bugündür kapitalizmde bütün insanlar – en azından bir şekilde fabrika sahibi olanların dışındakiler- kendilerini satmak zorunda kalmıştır. Bunu yapmadıklarında paraları olmaz ve yiyecek hiçbir şey satın alamazlar. Herkes bir şeyler yemek ister, bu nedenle de sevsek de sevmesek de işe gitmek zorundayız.” (s.21)

Kitabın 2.bölümü ise emeklerinin sömürülmesinden ve hak ettikleri insanca yaşama sahip olamamaktan usanan insanların yeni yol/lar arayışını konu ediniyor. Kapitalizm onları mutsuz etmektedir ve komünizmin kendilerini mutlu edeceğinden emindirler. Böylece denemeye karar verirler. Fakat ortada ufak bir sorun vardır, gerçek komünizm insanlık tarihinde hiç var olmadığından kimse neye benzediğini bilmez ve mevcut fikirleri tek tek denemeye karar verirler. 2. bölüm olan “Ne Yapmalı?” denenmiş altı yol hakkında bize küçük tarihi kesitler sunar.

Komünizm her şeyi en düşük ortak paydanın boş eşitliğine indirgeyen ve tembelleri ödüllendiren bir sistem midir yoksa para ortadan kalktığı için herkesin özerk biçimde üretim yaptığı adil bir sistem mi? Belki de üretim araçlarının mülkiyetini ortadan kaldırdığı için sınıf farklılıklarının eşitlendiği toplumun adıdır diğer yandan insanların yaşamlarına egemen olan tüketim çılgınlığına son verilmiş, doyumsuzluğun beslenmediği bir çağ da olabilir. Artık çatışmanın olmadığı bir uyum ve durağanlık çağı…

3. bölüm olan “Sonsöz” ise “Komünist Arzu”ya ayrılmış. “Komünizmin uygulanabilir olduğunu göstermeye çalışmadan önce, onu kavranabilir olarak ortaya koymak gerekmektedir. Arzu edilebilir olması için, komünizmin önce hayal edilebilir olması gereklidir” diyen Adamczak; ütopyacılık tuzağına düşmeden Marx’ın ve komünist eleştirinin yanına bir de toplumsal ıstırabın her bir anında daha iyi bir yaşamı talep eden komünist arzuyu yaratma planı sunar. Sonuçta, “Ahali toplanmamışsa nutuk atmak da gereksizdir.”

Adamczak’ın Herkes İçin Komünizm’in son sayfalarında Gezi Direnişi’nden söz ettiğini eklemeliyim. New York’ta, Berlin’de, Atina’da Gezi Parkı için dayanışma kamplarının açılmasını devrimci hareketlerin küresel karakterini yansıtan örneklerden biri olarak aktarıyor.

Büyük bir keyif ve umut dolu bir kalple okuduğum Herkes İçin Komünizm’i sizi de o umuda ortak edecek bir alıntıyla bitirelim:

“Kriz koşullarında statükonun savunulması yeterli olamaz. En kötüye engel olup, kötüye razı olmak yeterli değil. Faşizmin gelmesine karşı en etkili korunma yolu, onun sözde kavga ettiği dünyayı korumaktan değil, farklı bir dünya yaratmaktan geçiyor. Ayrıştırma politikasına ancak bir dayanışma politikası ile meydan okunabilir. Uzun zamandan bu yana ilk kez tarih bir kere daha yeni önerilere açılmış durumda.”


KÜNYE: Herkes İçin Komünizm, Bini ADAMCZAK,  Çeviri: Pınar Erol PUR, Versus Kitap, 2018, 100 sayfa.

DAHA FAZLA