Tutuklulara 'kimlik kartı' dayatması: Reddedenlere telefon, görüş, avukat yasağı!

Tutuklulara 'kimlik kartı' dayatması: Reddedenlere telefon, görüş, avukat yasağı!

Cezaevlerinde 80’li yıllarda uygulanmaya başlanan kimlik kartı dayatması OHAL’in ardından yeniden gündemde.

Necdet Berkay Sağol / @BerkaySagol​

15 yıllık iktidarı boyunca Türkiye’de resmen ilan edilmemiş bir Olağanüstü Hal (OHAL) rejimi yaşatan AKP, 20 Temmuz’un ardından insan hakları ihlallerine ilişkin kabaran sabıka dosyasına her gün bir yenisini ekliyor.

AKP hükümeti tarafından hazırlıklarına başlanılan cezaevlerindeki 'tek tip kıyafet' dayatması da gündemdeki yerini korurken, 80'li yıllarda başlatılan "kimlik kartı dayatması", OHAL dönemiyle birlikte mahkumlar üzerinde tekrar uygulanmaya başlandı.

Kimlik kartı dayatması ile ilgili İnsan Hakları Derneği (İHD) Cezaevleri Komisyon Üyesi Necla Şengül İleri Haber'e açıklamalarda bulundu.

‘NE ZAMAN BASKI UYGULANMAK İSTENSE GÜNDEME GETİRİLİYOR’

Ne zaman mahpusların üzerinde baskı uygulanmak istense bu uygulama ile karşılaştıklarını belirten Şengül, "Hapishanelerdeki kimlik kartı dayatması aslında yeni bir uygulama değil. 80’li yıllarda başlatılan bir uygulama. Ama ülkemizde bu uygulama devlet tarafından özellikle mahpusların yaşamını dar etme amacıyla dönem dönem gündeme getiriliyor. Özellikle ülkenin tek yetkili ağzı ile gündeme getirilen tek tip kıyafet uygulaması sonrası birçok hapishanede bu kimlik kartı dayatması ile karşılaşıyoruz" dedi.

'POLİTİK BİR SALDIRIYA DÖNÜŞTÜRÜLMEK İSTENİYOR'

Söz konusu kimlik kartı dayatmasının nasıl uygulandığını anlatan Şengül şu bilgileri verdi: "Mahpus koğuşundan çıktığı andan itibaren bu kartla dolaşması istenmektedir. Hastanelerde, adliyelerde, revire giderken, avukat görüşünde, idare ile yapacağı tüm görüşmelerde bu kimlik yakalarında olması istenmektedir. Bizler insan hakları savunucuları olarak bu uygulamayı iktidarların politik tercihlerine uymayan bireylere yönelik simgesel, biçimsel, politik bir saldırı aracına dönüştürülmek istendiğini düşünüyoruz. Bu uygulamayla birlikte gündeme getirilmek istenen iktidarın otoritesinin mahpuslar üzerinde en görünür ifadelerinden birisidir."

'DAYATMA NEDENİYLE KELEPÇELİ TEDAVİYE MARUZ KALIYORLAR’

Bu kartların doktorlar üzerinde ön yargı oluşturduğunu belirten Necla Şengül, "Bu kimlik kartı aslında mevzuata göre sadece mahpusun kimlik bilgilerin yazılı olduğu bir kart biçiminde tanımlanmakta. Ama ülkemiz hapishanelerinde üzerinde “terör" ibaresini taşımakta. Yani doktora çıktığınızda görüşe bile gittiğinizde bu kimlik kartıyla gidiyorsunuz. Bu nedenle çoğu mahpus hastanelerde tedavi yapılırken kelepçeli tedavi uygulaması ile karşılaşıyor" ifadelerini kullandı.

‘ONUR KIRICI BİR MUAMELE’

Mahpusa kimlik kartı dayatılmasının onur kırıcı bir ceza olduğunu vurgulayan Şengül, "Mahpusların teşhir niteliği taşıyan yaka kartı takmaya zorlaması onur kırıcı bir muameledir. Kimlik kartı dayatılması onur kırıcı bir ceza niteliğindedir. İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı muamele veya cezalar suçtur" dedi.

DAYATMAYI REDDEDENLERE TELEFON, AVUKAT VE GÖRÜŞ YASAĞI!

Kimlik dayatmasını reddeden mahpusların çeşitli disiplin cezası aldıklarını ve telefonla bile konuşturulmadıklarını söyleyen Şengül, "Bu uygulamayı reddeden tutukluların telefon, avukat ve aile görüşüne çıkamadıklarını biliyoruz. Elazığ, Bolu, Şakran ve daha birçok hapishanede mahpuslar 4 aydır kimlik kartı takmadıkları için görüşe çıkmıyorlar. Çeşitli disiplin cezaları almaktadırlar. Avukatları ile görüşememekteler. Buda savunma hakları önünde büyük engeller yaratmaktadır" şeklinde konuştu.