Türkiye'deki tutuklu gazeteciler Times sayfalarında

Türkiye'deki tutuklu gazeteciler Times sayfalarında

İngiliz Times gazetesi bugünkü sayısında Türkiye'de tutuklu bulunan gazetecilere yer verdi. Times, "Ankara'nın işini yapan gazetecileri hapsetme hakkı yok" diye yazdı.

Times, Wall Street Journal gazetesi Muhabiri Ayla Albayrak'ın hapis cezasına çarptırılmasını ve gazeteci-çevirmen Meşale Tolu'nun yargılanmasını dünya haberleri sayfalarına taşıdı. Gazete, Türkiye'deki gazetecilerin durumunu başyazılarından birinde de ele aldı.

Times'ın İstanbul Muhabiri Hannah Lucinda Smith'in haberinde, iki çifte vatandaş gazetecinin terör suçlamalarıyla itham edilmesinin ardından "Türkiye'nin gazetecilere yönelik baskıyı arttırmakla suçlandığı" aktarıldı.

BBC Türkçe'nin aktardığı haberde, Türkiye ve Almanya vatandaşı Meşale Tolu'nun 'terör örgütü üyesi olma' suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılandığı belirtilirken, geçen Nisan ayından bu yana tutuklu bulunan Tolu'nun üç yaşındaki oğluyla birlikte cezaevinde olduğu kaydedildi.

Finlandiya ve Türkiye vatandaşı Wall Street Journal Muhabiri Ala Albayrak'ın da Güneydoğu'daki çatışmalarla ilgili yaptığı bir haber nedeniyle gıyabında 25 ay hapis cezası verildiği aktarıldı. ABD'de bulunan Albayrak'ın mahkumiyetini "dehşet verici bir karar" olarak tanımladığı ve "Bu karar yetkili makamların Türkiye'nin güneydoğusundaki operasyonların haber yapılmamasını ne kadar çok istemediğini gösterir" diye yorumladığı kaydedildi.

'ERDOĞAN'IN HÜKÜMETİ DÜNYANIN BÜTÜN ÜLKELERİNDEN DAHA ÇOK GAZETECİ HAPSETTİ'

Gazete "Türkiye'de kör kalmak" başlıklı başyazılarından birinde de "Ankara'nın işlerini yaptığı için gazetecileri hapse atma hakkı yok" denildi.

"Türkiye güneydoğu köşesindeki Kürt ayrılıkçılarla savaşta ve dünyanın geri kalanının bu konuda hiçbir şey bilmemesini tercih ediyor" diyen gazete, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu amaçla işlerinden başka hiçbir şey yapmayan gazetecilere karşı bir yıldırma kampanyasına onay verdiğini" söylüyor.

"Albayrak'ın 'suçu' yeniden başladığı 2015'ten bu yana en az üç bin kişinin ölümüne yol açan çatışmaları haber yapmaktı. Bir anlamda şanslıydı. Gıyabında mahkûm edildi ve mahkumiyetini temyize götürülürken Amerika'da yaşıyor" diye devam eden yazıda, Türk mahkemelerinin "giderek otoriterleşen devlete karşı küçük düşürücü teslimi" bir adalet komedisi olarak görüldü. 

Yazıda, "Özgür dünyadaki en değerli karşılıklı güvenlik garantisinden yararlanan bir NATO üyesi ülkenin vatandaşlarına verebileceği en temel avantajlardan biri olan ifade özgürlüğü böyle açık bir şekilde çiğnemesi mantıksız. Erdoğan'ın hükümeti dünyanın bütün ülkelerinden daha çok gazeteci hapsetti. Geçen yıl ilan edilen olağanüstü hal kapsamında 150'den fazla medya kuruluşunu kapattı" denildi.

'ADALET SİSTEMİ BASKI ARACI'

AKP hükümetinin, mahkemelerin geçen yılki darbe girişimininin ardından "özel koşullar altında bağımsız hareket ettiğini savunduğunu" aktaran Times, "Gerçekte New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesine göre 'Türkiye'deki adalet sistemi baskının bir aracı oldu' diye yazdı:

"Erdoğan sadece mahkemelerini değil, müttefiklerinin güvenini de kötüye kullanıyor. Ülkesi, yakın zamana dek Batı'nın güvenliğinin bir siperi, AB'ye girmeye aday ve laik bir hükümetin İslam'la birlikte var olabileceğinin bir emsaliydi. Şimdiyse bunların hiçbiri değil. Öyle olsa bile, Albayrak'a verilen saçma cezayı hükümsüz kılmak, acil görevi."