Türkiye’de futbol oynaması yasaklanan Deniz Naki: Mutlaka bir gün döneceğim

Türkiye’de futbol oynaması yasaklanan Deniz Naki: Mutlaka bir gün döneceğim

Türkiye’de ömür boyu futboldan men edilen Deniz Naki, “Öldürmeyen darbe güçlendirir, şiarıyla mutlaka bir gün döneceğim ve dik duruşla halkımızla barış, huzurlu, özgür günler yaşayacağız ve başaracağız. Bu bir veda değil, bir var olma mesajıdır” dedi.

Amedspor’lu oyuncu Deniz Naki bir açıklama yaparak Türkiye Futbol Federasyonu, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun (PDFK) kendisi hakkında verdiği ömür boyu men cezasına yanıt verdi.

İnstagram hesabından açıklama yapan Naki “Kararın siyasi olduğunu çok iyi biliyorum.  Siyasi, faşist, kirli ve kanlı elleriniz her şeye bulaştığı gibi futbola da bulaştı. Böylesi kirletilmiş  bir futbol sisteminde esasında ben olmak istemem. Bu karar bu yönüyle beni sevindirmiştir” dedi.

Naki'nin basın açıklaması;

BASINA VE KAMUOYUNA 

Sevgili Amedspor taraftarları ve kıymetli halkımız, 2.5 sezondur gönül verdiğim takımım Amedspor’da heyecanla futbol oynamaktaydım. Bu süre zarfında hayatım boyunca unutamayacağım güzel anılarım oldu. Futbolun dışında halkımızla gönülden bir bağ kurduk. Sevgi, saygı, sevinç, mutluluk dolu günlerim ve bunları bana yaşatan kocaman bir ailem oldu. 

Sezon başında başarı hedefi  ile çıktığımız bu yolda, çok da başarılı olduğumuz söylenemez. Bu da bizi hep üzdü. Amedspor olarak güldük, üzüldük, sitem ettik. Bütün bu duyguları Amedspor ailesi olarak yaşadık ve yaşattık. 

Amedspor’dan önceki yaşamım da özgürlük, barış ve yurtsever mücadelesi üzerine olmuştur. 

Amedspor kimliğini taşımanın zor, çetin bir mücadele ve dik duruşla olduğunu çok iyi biliyor ve buna göre bir tavır sergilemeye çalıştım. Ama her şeyin futboldan ibaret olmadığı bilinciyle hareket ettim. Amedspor’dan sonra da bu duruşla yaşayacağım.

Toplumsal duyarlılık gerektiren, iyiliği, güzelliği, yardımlaşmayı, barışı, insanca yaşamayı ve yurtsever olmayı her şeyin üstünde tuttum. Çünkü beni ben yapan bağlı olduğum değerlerdir. O değerlerden vazgeçtiğim gün ben yok olmuşum demektir.

“Geçmişine sahip çıkamayan , bugününe ve geleceğine sahip çıkamaz.

Tarihine kültürüne sahip çıkamayan,

onuruna özgür yaşamına sahip çıkamaz.

İnsan ancak tarihiyle kültürüyle ve toplumuyla var olabilir. “ Sözü benim için çok manidardır ve buna göre yaşadım.

Bu duruşumdan dolayı futbol sahalarında defalarca sözlü ve fiziki saldırılara maruz kaldım. 

Almanya’da bana yapılan bu son alçakça silahlı suikast girişimi ise beni hayatımdan edebilirdi. Bunu da iyi biliyorum ki Allah beni halkımızın ve beni bilen, tanıyan insanların dualarıyla korudu. 

Sur, Nusaybin, Silvan, Cizre, Silopi, Şırnak katliam ve savaşların da duyarsız kalmadım. Yanıbaşımda insanlar ölürken ben sessiz kalamazdım, kalmadım.

Barış isteyen bir insan olarak Afrin’de yaşanan savaşa duyarsız kalamazdım. Çünkü insanlar ölüyor. Bu ölümlerin, savaşın durması ve  halk duyarlılığı için bir çağrı yaptım. Dünyanın neresinde olursa olsun zulme ve haksızlığa karşı tepki gösterdim ve göstereceğim. Bu benim insani ve hukuki hakkımdır. Lakin Türkiye’nin yandaş basını bunu yine farklı yerlere çekti ve medyada linç kampanyası ile beni hedef haline getirdi. Bu karalama, çamur medyasında bir gelenek haline gelmiştir. 

“Unutulmamalıdır ki, İnsanlar sporcu, doktor, öğretmen, sanatçı, yönetici, emekçi, Dindar/ateist, sağcı/solcu, muhafazakar/liberal vb olmadan önce insandırlar ve insanlığın değer yargılarına sahip çıkma sorumluluğuna sahiptirler. TFF kararından çok önce kulübüm Amedspor ile sözleşmemi karşılıklı feshetmiş olmamıza rağmen, Türkiye PFDK tarihinde görülmemiş ağır cezalar; futbolcu lisansım iptal edildi, Türkiye’de futbolculuktan men edildim ve fahiş para cezası verildi. 

Tarafıma tarihin en büyük cezasını vermiş olması bile federasyonun ne kadar siyasi, önyargılı ve tarafgir olduğunun göstergesidir.

Kararın siyasi olduğunu çok iyi biliyorum.  Siyasi, faşist, kirli ve kanlı elleriniz her şeye bulaştığı gibi futbola da bulaştı. Böylesi kirletilmiş  bir futbol sisteminde esasında ben olmak istemem. Bu karar bu yönüyle beni sevindirmiştir. 

Bu tür ceza ve yaptırımların beni barış, özgürlük ve yurtsever hırsımdan alıkonamayacağının iyi bilinmesini isterim. Asla yaptıklarımdan pişman değilim, aklım yapamadıklarımda.

Teslimiyet ihanete, direniş zafere götürür. Koçgiri’de direndik, Ağrı’da direndik, Dicle’de direndik, Dersim’de direndik, Kobani’de direndik, Afrin’de direniyoruz. Kürdistan’da direndik, direniyoruz. Mutlaka kazanacağız.

Ben yaşamım boyunca dik durdum, haklıyı savundum ve onurlu yaşadım, neticesi ne olursa olsun bu duruşum yaşam felsefem olacaktır ölünceye dek. Bu halk için, barış için, onurlu bir yaşam için, ölümse baş üstüne gelsin.

Bütün bu sorunlu süreçlerden dolayı Amedspor’a ve topraklarıma dönemiyorum. Yaşanan bunca haksızlık, hukuksuzluğu ve zulmü halkımızın takdirine bırakıyorum. 

Maddi ve manevi olarak Amedspor’un yanında olacağımı herkesin bilmesini isterim. Ben yine takımımın yanında ve destekçisiyim.

İyi, kötü günde yanımda olan taraftarımıza, futbolcu arkadaşlarıma özellikle bu silahlı saldırı sonrası,  dünyanın bir çok yerinden  beni arayan, destek paylaşımları yapan halkımıza, değerli insanlara ve dostlarıma çok teşekkür ederim. 

Öldürmeyen darbe güçlendirir, şiarıyla mutlaka bir gün döneceğim ve dik duruşla halkımızla barış, huzurlu, özgür günler yaşayacağız ve başaracağız. Bu bir veda değil, bir var olma mesajıdır. 

Futbolcu kimliğimin yanında, ben sonuna kadar Seyit Rıza’nın torunu; Dersimliyim, Amedliyim, Kürdistanlıyım.

Saygılarımla...

Deniz Naki