TKP Trabzon'da Mustafa Suphileri andı!

TKP Trabzon'da Mustafa Suphileri andı!

Türkiye Komünist Partisi (TKP); 28 Ocak 1921'de katledilen Mustafa Suphi ve 14 yoldaşı için Trabzon'da anma düzenledi.

Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) kurucu kadrosu olan Mustafa Suphi ve on dört yoldaşının 28 Ocak 1921 tarihinde Trabzon Sürmene açıklarında katledilişinin yıldönümünde TKP tarafından bir anma düzenlendi.

Anmada ilk sözü alan TKP Trabzon örgütünden Süleyman Hacıbektaşoğlu, Mustafa Suphilerin başlattığı mücadelenin, Türkiyeli komünistler tarafından TKP saflarında o günden bu yana sürdürüldüğünü vurguladığı konuşmasında şunları söyledi:

"Bugün 28 Ocak 2017 eski adıyla 28 Kanunisani. Bugün Türkiye Komünist Partisi’nin ilk kurucuları, ilk önderleri Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katledilişinin 96. yıldönümü. 

İşgal altındaki Anadolu topraklarına kurtuluş mücadelesine katılmaya gelen Mustafa Suphi ve yoldaşları, tüm engellemelere rağmen Trabzon’a ulaştılar fakat Sürmene açıklarında  Yahya Kahya’nın adamları, haydutlar, sivil kıyafet giydirilmiş subay ve askerler tarafından katledildiler.

Türkiyeli komünistler, TKP saflarında o günden bu yana mücadelelerini sürdürüyorlar. Kurtuluş mücadelesinde tüm güçleriyle yer alan Türkiye Komünist Partisi militanları, bugün de geçmişten devraldıkları kararlılıkla, AKP/Saray Rejiminin başkanlık dayatmasına karşı Türkiye halklarının eşitlik, özgürlük ve barış mücadelesinde yerlerini almışlardır. Mücadelemiz sürüyor.

Ölümlerinin 96. yıldönümünde 15’leri katledildikleri sularda anıyoruz. Onların başlattığı mücadele bu topraklarda devam etmektedir. 

Suphilerin ölümünün 96. yılında, şairin de dediği gibi: 'Yoldaş, bunların sen isimlerini aklında tutma fakat 28 Kanunisani’yi unutma!' Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız."

Hacıbektaşoğlu'nun ardından söz alan Politika dergisinden Kadir Türen ise Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katledilmelerinden bugüne sürdürülen mücadeleyi aktardığı konuşmasında, komünistlerin güncel mücadele başlıklarına değindi. Türen, konuşmasında Marx ve Lenin'den hatırlatmalarla komünistlerin ezilen halklarla geliştirdiği dayanışmayı ve enternasyonalist karakterlerini vurguladı.

Etkinlik, 2 yıl önce kaybettiğimiz Trabzon Sürmeneli komünist Enbiya Kırali'nin de anılmasının arından denize karanfil bırakılmasıyla sona erdi.

Aynı zamanda katledilen on beş kişiden biri olan Kıralioğlu Maksut’un yeğeni olan Enbiya Kırali, 2014 yılında HTKP Trabzon örgütü tarafından düzenlenen anma etkinliğinde “28 Kanunisani”yi ve Mustafa Suphi’yi şöyle anlatmıştı:

"Bugün 28 Ocak 2015 eski adıyla 28 Kanunisani. Bugün Türkiye Komünist Partisi’nin ilk kurucuları, ilk önderleri Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katledilişinin 94. yıldönümü. 

Mustafa Suphi 1883 yılında o dönemlerde Trabzon sancağına bağlı Giresun kazasında dünyaya geldi. Babasının memuriyeti dolayısıyla ülkenin değişik bölgelerinde eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Hukuk Mektebi’ne girdi.

Bu okulu bitirdikten sonra Paris’e geldi. Paris’te sosyoloji eğitimi gördü. Dönemin ünlü sosyologları ve batılı aydınlarıyla orada tanıştı. 1908 Meşruti Devrimi’nden sonra İstanbul’a geldi. İstanbul’da değişik gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Okullarda dersler verdi ve o dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne ilgi duyarak bu cemiyete girdi. Cemiyetin 1912’de toplanan kongresinde İttihatçıların baskıcı ve anti-demokratik tutumlarından ötürü ittihatçı gruptan ayrıldı ve kendi başına çalışmaya başladı. Daha sonra birtakım suçlara karıştığı gerekçesiyle İttihatçılar tarafından Sinop hapishanesine sürüldü. Sinop hapishanesinde birkaç arkadaşıyla birlikte bir plan yaparak firar etti ve Karadeniz üzerinden yelkenliyle Sivastopol’a ulaşmayı başardı.

Suphi buradan Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye geçti. Bakü’de kısa süre çalışmalar yaptı. Hatta orada Bakü’de çıkan birtakım gazetelerde yine kaldığı sürece köşe yazarlığı yaptı. Batum’dayken, 1914 yılında başlayan birinci paylaşım savaşı sonucu Osmanlı kimliği taşıdığından Çarlık Rusya’sı tarafından Kaluga kentine sürgüne gönderildi. Kaluga’da diğer sürgünler kamplarda tutulurken kendisi Osmanlı muhalefeti olması hasebiyle özel bir statüye tabi tutuldu. Çalışmalarını sürdürdü. 

Fakat ilk kez Kaluga’da Bolşeviklerle ilişkiye geçtiğinden ve onlarla yakın ilişki kurduğundan ötürü yine Çarlık polisi tarafından Sibirya’ya sürgün edildi. Sibirya’da bir kampta tutuldu ve oradan da Saratolga demiryolu inşaatında zorunlu çalışmaya tabi tutuldu. Bu çalışma esnasında Bolşeviklerle ve fikirleriyle tanıştı, orada Bolşevik sempatizanlığına başladı.

1917 Ekim Devrimi’nden sonra Suphi o dönem o coğrafyada Müslüman Türk halklarına yönelik faaliyet gösteren MÜSKOM tarafından Moskova’ya getirildi. Moskova’ya geldikten sonra Bolşevik Partisi’yle yakın ilişki kurarak yine aynı halklar konusunda çalışmalar sürdüren Sultan Galiyef’le birlikte çalışmaya başladı. Artık Mustafa Suphi Bolşevikliği tamamen benimsemiş ve Bolşevik Partisi’yle birlikte çalışmaya başlamıştı. 

İlk olarak kendisine Kazan Sovyeti’ni kuşatan karşı devrim güçlerine karşı savaşta görevler verildi ve Kazan’ın kurtarılmasında önemli roller üstlendi. Yine partinin talimatıyla oradan Kırım bölgesine geçti. Odessa savaşlarında yenilgiden sonra geri çekilmeyi planladı ve bunu başardı. Mustafa Suphi’nin o coğrafyada yıldızı Kiev kuşatmasının yarılmasında parlamaya başladı. Karşı devrimci orduların Kiev’i kuşatması, Tatar taburları ve Müslüman Türk halklarından oluşan Kızıl Alayların bizzat Mustafa Suphi tarafından yönetilmesiyle kaldırılmıştır. Artık onun bütün ünü o coğrafyada yayılmaya başladı. Oradaki başarılarından sonra Suphi acilen Moskova’ya çağırılır.

Moskova’da Türk sosyalistleri kongresinde Türk sosyalistlerini temsilen konuşmalar yapar. Oradan Taşkent’e geçer. Taşkent’te yine karşı devrimci Amiral Kolçak güçlerine karşı yine Türk alaylarından ve Müslüman halklardan kurulu birliklerle savaşır. Oradan Hira’ya geçer. Semerkant ve Buhara’da faaliyetlerde bulunur. Bu süre içerisinde Mustafa Suphi’nin kadrosu da oluşmuştur.

Esir ve gurbetçi Türklerden oluşan 29 kişilik bir ekiple birlikte Bakü’ye gelir. Bakü’de 1. Doğu Halkları Kurultayı’na katılır. 1. Doğu Halkları Kurultayı’ndan hemen sonra Türkiye Komünist Partisi 1. Kuruluş Kongresi’ni toplar. Ve yapılan kongrede Mustafa Suphi genel sekreter seçilir. Ondan sonra Mustafa Suphi’nin Sovyet topraklarından beri ilk günden beri hayalini kurduğu Anadolu vardır.

Anadolu’ya geçmek, orada oluşan iktidar boşluğuna müdahale etmek ve milli bağımsızlık savaşına katılmaktır hayali. 29 kişilik kadroyla birlikte Azerbaycan üzerinden Anadolu’ya doğru hareket eder ve bir Sovyet diplomatı heyetiyle birlikte Kars’a gelirler. Kars’ta iyi karşılanırlar fakat diplomatik heyet kafileden ayrıldıktan sonra Mustafa Suphi’nin aleyhinde bir kampanya başlatılır. Bu kampanyayı yöneten Erzurum Valisi Hamit Bey ve Doğu Orduları Komutanı Kâzım Karabekir’dir. Erzurum’a girdiklerinde onlara komplolar kurulur, önleri kesilir, saldırılır, halk kışkırtılır. Mustafa Suphi’nin amacı Erzurum-Sivas üzerinden Ankara’ya ulaşmak ve Mustafa Kemal’le görüşmek, oradaki savaşa katılmaktır. Fakat Kâzım Karabekir ve Hamit Bey’in gayretleri ve Ankara’nın da talimatıyla onlar Trabzon’a doğru yönlendirilir. Bayburt Gümüşhane üzerinden Trabzon’a yönlendirilen heyet Maçka’ya ulaştığında orada alıkondular. Maçka’da birkaç gün kaldıktan sonra 28 Kanunisani’de geç saatlerde Maçka’dan yola çıktılar.

Trabzon’a ulaştıklarında önleri o dönem iskele kahyası ve ittihatçıların sadık adamı olan Yahya Kahya ve adamları tarafından kesildi, şehre sokulmadılar. Limana doğru yönlendirildiler. Büyük hakaretler altında limanda bir motora bindirildiler ve geç saatlerde denize açıldılar.

Amaçları Batum üzerinden Bakü’ye ulaşmaktı. Fakat daha sonra Yahya Kahya’nın adamları daha güçlü bir motorla peşlerinden ayrıldı. Bu motorda Yahya Kahya’nın adamları, çapulcular, haydutlar, bir de çapulcu kıyafeti giydirilmiş subay ve askerler vardı.

O gece Karadeniz açıklarında Mustafa Suphi ve 14 yoldaşı bu haydutlar tarafından katledildi. Bugün onların ölümlerinin 94. yıldönümü ve biz bunu anıyoruz. Onların bıraktığı mücadele aynen bu topraklarda ve bu coğrafyada devam etmektedir.

Şimdi Suphilerin ölümünün 94. yılında onları anmak için şairin de dediği gibi: “Yoldaş, bunların sen isimlerini aklında tutma fakat

28 Kanunisani’yi unutma!” Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.

Enbiya Kırali

28 Ocak 2015 - Trabzon"