TKP emektarı Halil Bozkurt hayatını kaybetti
1958'den beri TKP üyesi olan Halil Bozkurt hayatını kaybetti.
10-01-2018 20:40

TKP İzmir İl Örgütü üyesi Halil Bozkurt hayatını kaybetti. 1958'den beri TKP üyesi olan Bozkurt'un cenazesi perşembe günü saat 16.00'da Bergama'daki evinin önünden kaldırılacak.
HALİL BOZKURT KİMDİR?
1943'te doğan Halil Bozkurt, 1958 yılında Derby Fabrikası'nda çalıştığı sırada TKP üyesi oldu. Derby ve Gümüş Motor fabrikalarında örgütlenme faaliyetleri yürüterek grevlere çıktı.
1960'lı yıllarda öğretmenlik hakkı kazanmasının ardından Türkiye Öğretmenler Sendikası ve Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği'nde çalışmalar yaptı. Bozkurt, 12 Eylül Darbesi sonrasında mücadeleye BSP, ÖDP ve TKP'de devam etti.
İLGİLİ HABERLER
TKP emektarı Halil Bozkurt sonsuzluğa uğurlandı
Türkiye Komünist Partisi (TKP) emektarı Halil Bozkurt bugün sonsuzluğa uğurlandı.
11-01-2018 18:08

Önceki gün yaşamını yitiren TKP İzmir İl Örgütü üyesi Halil Bozkurt’un cenazesi, bugün Bergama’daki evinin önünden kaldırıldı.
Bozkurt’un cenazesine TKP PM üyeleri Rauf Cankurtaran ve Erkin Çalışkan, HAZİRAN, ÖDP, Eğitim-Sen üyeleri ve dostları katılırken; burada bir konuşma yapan TKP MK üyesi Seven Cankurtaran, cenazeye katılanlara teşekkür etti.
HALİL BOZKURT KİMDİR?
1943'te doğan Halil Bozkurt, 1958 yılında Derby Fabrikası'nda çalıştığı sırada TKP üyesi oldu. Derby ve Gümüş Motor fabrikalarında örgütlenme faaliyetleri yürüterek grevlere çıktı.
1960'lı yıllarda öğretmenlik hakkı kazanmasının ardından Türkiye Öğretmenler Sendikası ve Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği'nde çalışmalar yaptı. Bozkurt, 12 Eylül Darbesi sonrasında mücadeleye BSP, ÖDP ve TKP'de devam etti.
TİP İstanbul 2'nci Bölge Kuruluş Toplantısı yapıldı
İşçiler, aydınlar, kadınlar, gençler ve sanatçılar tarafından yapılan“Gel Kardeşim” çağrısıyla yola çıkan TİP’in kuruluş toplantıları devam ediyor.
17-04-2018 23:57

İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) İstanbul’daki 2'nci Bölge Kuruluş Toplantısı Beyoğlu Ses Tiyatrosu’nda yoğun katılımla yapıldı.
Haziran Direnişi’nde polis tarafından katledilen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan’ın da yer aldığı toplantı, katılımcıların yoğun alkışı ve TİP Kurucu Meclis Üyesi Meltem Kolgazi’nin açılış konuşmasıyla başladı.
‘TİP UMUDUNU EMEKÇİLERDEN ALIYOR’
Kolgazi’nin ardından TİP Kurucu Meclisi adına sözü alan Erkan Baş, TİP’in kuruluşunda referansın emekçiler olduğunu belirterek, “Türkiye teslim olmayan milyonlarca emekçinin olduğu bir ülke ve TİP umudunu buradan alıyor” dedi.
‘ADALET ARAYANLARIN MÜCADELESİNİ BÜYÜTMEK İÇİN TİP GELİYOR’
Adalet İçin Hukukçular adına kürsüye çıkan avukat Özgür Urfa da “Hakkı hapsedilmiş işçilerin, çalışma ve yaşama hakkı elinden alınmış emekçilerin, KHK ile mesleklerinden edilmiş yurttaşlarımızın mücadelesini büyütmek için TİP geliyor” ifadelerini kullandı.
‘TİP İŞÇİ SINIFININ HAKLARI İÇİN KURULUYOR’
Doç. Dr. Emre Gürcanlı kürsüden yaptığı konuşmada, TİP’in kuruluş gayelerinden bahsetti. Gürcanlı, “Bu parti Türkiye işçi sınıfı daha az çalışsın, iş cinayetlerinde ölmesin, taşerona mahkum edilmesin, işsizlik ve borçluluk batağına itilemesin diye kuruluyor” sözlerini sarfetti.
‘TİP FAŞİZMİ YENMEK İÇİN GELİYOR’
Gürcanlı’nın konuşmasının ardından sırasıyla söz alan KHK mağduru akademisyen Fatmagül Eryıldız, Cumhuriyet gazetesi çalışanı Atakan Sönmez ve gözaltılarla sindirilmeye çalışılan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden Şafak Küçüksezer söz aldı.
Eryıldız, “Bu süreçte dayanışmanın ve direnmenin anlamını kavradık. Bu faşizmi yenmemizin zamanı geldi, TİP bunun için geliyor” derken, Sönmez ise “Ekmek mücadelesi geniş kitleleri birleştirir. TİP bu mücadeleyi iş yerlerinde, köylerde, okullarda, mahallelerde örgütlemeye taliptir” dedi.
Küçüksezer de “Okulumuza ve bizlere yapılan saldırının ardında emekçi halkın çocuklarının eğitim hakkının elinden alması çabası var” ifadelerini kullandı.
‘HİÇ YORULMADAN MÜCADELE EDİYORUZ’
Katılımcıların konuşmalarıyla devam eden toplantıda, avukat Arzu Becerik toplumsal mücadele başlıklarından biri olan imam hatipleşmeyle ilgili “İmam hatip dayatmasına karşı el ele mücadele ediyoruz, hiç vazgeçmeden, hiç yorulmadan. Sürekli mücadele ederek kazanımlar elde ettik” dedi.
İleri Hatırlatıyor
‘TEK PAROLAMIZ DEVRİM!’
Toplantıda kapanış konuşmasını TİP Kurucular Meclisi üyesi Can Soyer yaptı. Soyer, “TİP tek bir şey için geliyor. İş yerinde, fabrikada, okulda, mahallede, sokaklarda, meydanlarda tek parolamız olacak: Devrim!” ifadelerini kullandı.
Yoldaşları Hüseyin Duman'ı andı
TKP, Hüseyin Duman'ı ölümünün 19. yılında mezarı başında andı.
17-04-2018 12:56

İleri Haber
17 Nisan 1999'da, Sosyalist İktidar Partisi konvoyuna dönük gerçekleşen faşist saldırıda yaşamını yitiren tekstil işçisi Hüseyin Duman, katledilişinin 19. yıldönümünde TKP'li yoldaşları tarafından Yenibosna Çobançeşme Mezarlığı'nda anıldı.
Anmada Hüseyin'in mücadele arkadaşı ve TKP üyesi Levent Mercan konuştu. Mercan, "Hüseyin yoldaşımızla bu yıl faşizme karşı mücadelenin her zaman olduğundan daha güncel ve önemli bir anında birlikteyiz. Hüseyin'in faşist saldırılara karşı dik duruşunu örnek alıyoruz. Ve elbet biliyoruz ki faşizm kaybedecek biz kazanacağız."
18 Nisan 1999 seçimlerinden bir gün önce, 17 Nisan 1999 tarihinde, İstanbul Ümraniye’de SİP'in seçim konvoyuna faşistler tarafından saldırılmış, Hüseyin Duman eski ülkü ocakları başkanı İhsan Bal’ın silahından çıkan kurşunla kalbinden vurularak yaşamını yitirmişti.
Sosyalistlerden Suriye'ye emperyalist saldırıya karşı eylem çağrısı
Sosyalist partilerden ABD'nin Suriye'ye yaptığı saldırıya karşı eylem çağrısı yapıldı.
14-04-2018 21:10

İleri Haber
ABD, İngiltere ve Fransa sabah erken saatlerde Suriye'de hükümetin kimyasal silah kapasitesiyle ilgili olduğunu öne sürdüğü hedefleri vurdu.
Sosyalist partiler 15 Nisan Pazar saat 14.00'da, "Suriye'de emperyalist saldırganlığa karşı direnen Suriye halklarının yanındayız!" çağrısıyla Fransız Konsolosluğu önünde buluşacak.
Çağrıyı yapan örgütler şu şekilde:
TKP, ÖDP, Halkevleri, EMEP, EHP, Devrimci Parti ve Devrimci Hareket
Türkiye İşçi Partisi sokaklara çıkıyor: 'Gel Kardeşim' çağrısı yayılıyor
Çok sayıda aydın, siyasetçi , yazar ve sanatçının imzasıyla yapılan “Gel Kardeşim!” deklarasyonuyla yola çıkan TİP, Türkiye’nin birçok bölgesinde geniş katılımlı halk toplantıları düzenlemeye devam ediyor.
13-04-2018 18:01

İleri Haber
23 Mart tarihinde çağrısı yapılan ve Türkiye'nin birçok bölgesinde kuruluş toplantıları düzenleyen Türkiye İşçi Partisi, kuruluş çağrısını sokaklara taşıyor.
İzmir'in Konak ilçesinde 'Gel Kardeşim' çağrı metnini dağıtan TİP kurucuları, bu akşam yapılacak olan Konak Kuruluş Toplantısına çağrıda bulundu.
ÜLKENİN DÖRT BİR YANINA YAYILIYOR
Öte yandan Türkiye İşçi Partisi kuruluş toplantıları devam ediyor.
Önümüzdeki hafta yapılacak toplantılar şöyle:
- TİP Konak kuruluş toplantısı bu akşam saat 19.00'da Tüm Bel-Sen binasında gerçekleşecek.
- TİP İstanbul 2. Bölge kuruluş toplantısı 17 Nisan Salı günü saat 20.00'da Beyoğlu Ses Tiyatrosu'nda gerçekleşecek.
- TİP Çorlu kuruluş toplantısı 15 Nisan Pazar günü saat 14.00'da gerçekleşecek.
- TİP Alanya kuruluş toplantısı 15 Nisan Pazar günü saat 15.00'da gerçekleşecek.
- TİP Bodrum kuruluş toplantısı 15 Nisan Pazar günü saat 20.00'da Otantik Ocakbaşı'nda gerçekleşecek.
Ev baskınlarında gözaltına alınan sosyalistler serbest
Ankara'da gözaltına alınan sosyalistler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
11-04-2018 12:04

İleri Haber
Ankara'da, 9 Nisan sabahı ev baskınlarıyla gözaltına alınan FKF, TKP ve EMEP üyesi sosyalistler bugün savcılığa çıkarıldı.
Sosyalistler, savcılık ifadelerinin ardından Sulh Ceza Hakimliği'nce adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
TİP çağrıcılarından Gülmez: Emekçiler ‘Ben de varım’ diyorlar, partiyi hep birlikte kuracağız
Türkiye İşçi Partisi için çağrıcı olan isimlerden Sevgi Gülmez ile TİP'in kuruluş sürecini konuştuk.
10-04-2018 09:20

Aralarında çok sayıda işçi, akademisyen, sendika temsilcisi, sanatçı, aydın, gazeteci ve sosyalistin bulunduğu isimler 23 Mart'ta bir çağrı metni yayınlayarak Türkiye İşçi Partisi’ni (TİP) birlikte kurmaya çağırmıştı.
İleri Hatırlatıyor
“Gel kardeşim” başlığıyla bir açıklama yapan çağrıcılardan Sevgi Gülmez ile konuştuk. Kendisi bir emekçi olan ve anne-babası da geçmişte Türkiye İşçi Partisi üyesi olan Gülmez "Çağrıdan sonra yalnız olmadığımızı, partisini arayan yüzlerce, binlerce emekçinin olduğunu görmüş olduk. 'Ben de varım' diyorlar. Partiyi hep birlikte kuracağız” diye konuştu.
Türkiye İşçi Partisi kuruluşu için yayınlanan çağrı metninden sonra oluşan Kurucu Meclis üyesi olduğunuzu biliyoruz, parti çalışmalarına ilişkin sorularımıza geçmeden önce kendinizi kısaca tanıtmanızı rica edebilir miyiz, Sevgi Gülmez kimdir?
Böyle bir soru beklemiyordum ama öyle başlayalım. 1977 İzmir doğumluyum. ESHOT'ta troleybus atölyesinde çalışan işçi bir babanın ve fabrika işçisi bir annenin ortanca kızıyım. Örgütlü mücadele baba mirası. Genç yaşında kaybettiğimiz Babam Gülali Aydemir TİP Kemalpaşa ilçe başkanıymış…
Annem babamın ölümünden sonra 3 kızıyla yaşam mücadelesi veren, kendisi de TİP üyesi, direnç abidesi Meral Aydemir. Annem, 12 Eylül’den sonra da hem sendikal hem siyasal mücadeleye hep örgütlü olarak devam etti… Biz de o yıllarda, sendikal mücadelede, açlık grevlerinde ve halaylarda hep birlikteydik annemle. Şimdi çağrıcısı olduğumuz metinde de annemle birlikteyiz.
İşçilik hayatım da artık eski diyebilirim, lise son sınıfta bir araştırma şirketinde başlamıştım çalışmaya, sonra mühendislik şirketinde çalıştım, pek çok iş var geçmişte yaptığım, son 8-9 yıldır da aşçılık yapıyorum. Evliyim, 2 oğlum var, onların geleceği için de mücadele ediyorum.
Çok sayıda kişiyle birlikte Türkiye İşçi Partisi’nin kurulması için bir çağrı metni yayınladınız. Kurmak istediğiniz parti siyasette hangi alana hitap edecek, hangi boşluğu doldurmak üzere yola çıkıyorsunuz? Yaptığınız çağrıya gelen tepkiler nasıldı?
Çağrı metninden ve imzacılarından anlaşılabileceği gibi, TİP’in kurulması için çağrıda bulunan tüm yol arkadaşlarımız alınteriyle yaşamını kazanmaya çalışan, emekçi insanlar. Aralarında daha önce farklı partilerde çalışmış insanlar olduğu gibi, çok genç arkadaşlarımız da var. İlk olarak sadece 146’sını duyurduğunuz, çok kısa bir sürede önce binlere sonra on binlere ulaşacak bu insanlar bir zorunlulukta ve bir iddiada ortaklaşıyorlar:
Ekmeği paylaşmak, emeği iktidara taşımak…
'BİNLERCE EMEKÇİ BEN DE VARIM DİYOR'
Makam mevki peşinde değiliz. Bir köşeyi de biz tutalım gibi bir derdimiz yok. Ama derdimiz çok…
Ekmeğimiz küçülüyor. Borç içindeyiz. İşsiziz. Çalışanlarımız işten atılma korkusuyla kurbanlık koyun gibi bekliyor. Sendikamız yok, sendikamız olsa toplu sözleşme hakkı yok… Derdimizi söylesek, isyan etsek altı milyon işsiz kardeşimiz sırada bekliyor. Sıkıntımızı dışarıda, sosyal medyada söylesek “terörist” yaftasıyla içeri atılabiliriz. Paramız yok, çocuklarımız çağdaş bir eğitim alamıyor. Yobazlık, düşmanca söylemler, ırkçılık giderek artıyor. Cumhuriyet elimizden uçup gidiyor, Saray’a Saraylılara kaldık… Çevremize bakıyoruz, yandaş olup yolunu bulanları görüyoruz. Mesleğini yapmaya çalışan bir işçi, bir hekim, bir avukat, bir gazeteci ya da bir sanatçıysan, onurunu üç kuruşa satmıyorsan mazlumsun, yalnızlığa itiliyorsun artık bu ülkede…
İşte ekmeği paylaşmaktan kastımız budur. Milyonları yalnızlığa, umutsuzluğa iten bu iktidara karşı dayanışma başlı başına çok önemli. Ekmek gibi, su gibi ihtiyaç… Bir zorunluluk…
İddiamızsa bir boşluğu doldurmak, bir renk olmak filan değil. Önce bu topraklarda sonra tüm dünyada emeğin iktidar olmasının vakti geldi de geçiyor bile.
Boşluk doldurmayacağız. Zenginliklerimizin başına oturmuş bu para babası yobazları indirip yerine işçileri, emekçileri, aydınları, gençleri, kadınları iktidar yapacağız. Koltuklarından indirdiklerimiz de herhangi bir boşluğa neden olmayacak, asalaklardan kurtulmuş olacağız.
Partimiz emekçilerin partisi olacak. Nerede hakkını arayan, iktidarla derdi olan bir emekçi varsa, o arkadaşımız Türkiye İşçi Partisi’nin doğal üyesi olmalıdır. Ülkeyi yönetecek emekçiler kendi partilerini de yönetmesini bilir. Hakkını aradığı için başına dert açılan her işçinin yanında TİP olmalıdır. Aidatlardan o işçiler için pay ayrılmalıdır. Emekçilerin mücadelesine hukuki, tıbbi, psikolojik, sosyal destek sağlamak her üyemizin birinci görevi olmalı. Türkiye İşçi Partisi ise ürettiği politikalarla, gösterdiği yönle, mücadele edenler arasında yarattığı eşgüdümle emeği iktidara taşıma kavgasında öncülük görevi görmeli. Ona gözümüz gibi bakmalıyız.
Çağrıdan sonra yalnız olmadığımızı, partisini arayan yüzlerce, binlerce emekçinin olduğunu görmüş olduk. “Ben de varım” diyorlar. Partiyi hep birlikte kuracağız.
'EMEĞİN İKTİDARINI İSTEMEYENLER SAĞCILAŞIYOR'
Türkiye’de kendisini sosyalist olarak nitelendiren çok sayıda parti var. Hatta, sol partilerin birliğine ihtiyaç duyulduğu yönünde değerlendirmelere çok sık rastlıyoruz. TİP çağrıcısı olarak solun birliği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Solun, emekçilerin, ilericilerin birliği konusunda çağrıcı arkadaşlarımız arasında en ufak bir soru işareti olduğunu dahi düşünmüyorum. Sol birlik olmalı. İçinden geçtiğimiz faşizm benzeri dönem zaten bunu zorunlu kılıyor. Türkiye İşçi Partisi de ilk toplantısında solun birlikte mücadelesi için görevlerini yerine getireceğini bence ilan etmelidir. Birliğin yanı sıra, birkaç sorunumuz daha olduğunu görmemiz gerekir. Bunlardan birincisi, mecliste temsil edilen ve sol veya sosyal demokrat olarak anılan partilerin bugün Türkiye’de emekçilerin sorunlarını dile getirmede, iktidarın oyununu bozmada kaldığı yetersizliktir. Bunu yalnız yetersizlikle de açıklamak mümkün değil. Amacınız emeği iktidara taşımak olmazsa, hele ki bu ortamda, sürekli sağa yanaşmaya çalışmanız işten bile değildir. Önce kazığı sağlam yere çakmamız gerekir. Türkiye’de ip kaçmaktadır… Sağdan medet umanlar mı dersin, din siyasetine bel bağlayanlar mı… Yetmez ama Evet’çilerden kurtulduk diyorduk, şimdi yeni AKP yandaşları kendilerini solcu diye pazarlamaya çalışıyor. Emperyalistlerden beklentisi olanlarla Türkiye’yi emperyalist görmek isteyenler arasında pek bir fark bulunmuyor. Ve bunların hepsi sol adı altında yapılabiliyor. Sosyalizm adı altında yapılan bir şey daha var; iktidar kavgası yerine durumu idare etmeye çalışan, belki de kendi ikbalini düşünüp neredeyse iktidara yürümekten korkanlar var. Türkiye İşçi Partisi kendi çıkarını işçilerin, emekçilerin çıkarının üstüne koyanların partisi olamaz. Kastlar kuramaz, küçük olsun benim olsun diyemez. Her kademede kapısı emeğin iktidarından yana olan, yaşlı genç kadın erkek herkese açık olmalıdır.
Türkiye İşçi Partisi adı üzerinde biraz durmak istiyorum. Daha önce siyasi hayatın parçası olmuş bir parti adını neden tercih ediyorsunuz?
Biz işçilerin, emekçilerin, mavi yakalı beyaz yakalı, işsiz, genç hayatını kazanmak için emeğinden başka ortaya koyabileceği hiçbir şeyi olmayanların öncü partisini yaratmak istiyoruz. Bunun adının da Türkiye İşçi Partisi olması doğal… Daha önceki deneyimler ise bir yere kadar önemli. Az önce de söylediğim gibi, TİP adına yakışan, herkesi, tüm kökenleri kucaklamaktır. Kim nerede taş üstüne taş koymuşsa partide yeri olmalıdır. Özel olarak TİP’ten bahsedeceksek de, Türkiye’de sosyalizmi toplumsallaştırabilmiş, emekçilerin iktidara gelebileceğini dosta düşmana göstermiş bir parti deneyiminden elbette öğreneceğimiz çok şey var. Hedefimiz o toplumsallaşmayı, başarıya ulaştırmaktır. Öğrendiklerimiz ve son birkaç yılda yaşadıklarımız da bize olanaklarımızın daha fazla olduğunu gösteriyor. Türkiye İşçi Partisi 1960’larda sosyalizmi toplumsallaştırdı. Bugün de Gezi gibi muhteşem bir deneyimi yaşamış milyonlarca genç var. Bu iki deneyimin ve başka elbette çok sayıda deneyimin harmanlanacağı adres TİP olmalı…
'KURULUŞUMUZU TAMAMLAYAIP SOKAKLARA ÇIKACAĞIZ'
Güncel siyasetle ilgili ilk elden söyleyebileceğiniz şeyler nelerdir?
Biraz önce de söyledim. Türkiye faşizme doğru hızla ilerliyor. Her faşist iktidar kandan beslenir, savaş ister. Saray iktidarı da aynısını yapıyor. OHAL’den istifade özelleştiriyor, işten çıkarıyor, yoksullaştırıyor, bunu da savaşla tehdit söylemiyle perdelemeye çalışıyor. Vampir yarasalar böyledir. Kanla beslenirler…
O yüzden bugün ihtiyaç emekçinin çıkarlarının yobazlıktan, mezhep ve etnik kavgalardan, özelleştirmeden geçmediğini haykırmak. Çete reislerinin, emperyalistlerin, kaleminden kan damlayan yazarların, dalkavukların, herkesin sesi çıkıyor, bir bizim sesimiz çıkmıyor. Çıkaracağız. Türkiye’de OHAL koşullarında kaç işçinin işinden olduğunu, kaç esnafın kepenk kapattığını, kaç kişinin binlerce lira borçlandığını, kaç kardeşimizin intihar ettiğini haykıracağız. Şeker fabrikalarını savunacağız, grev hakkını savunacağız, direnen işçinin yanında olacağız. Ekmeğimizi küçültenlerin yandaşlarına nereleri peşkeş çektiklerini, yanlış Suriye politikaları ve etnik düşmanlık nedeniyle süren çatışma ortamının halkımıza maliyetini anlatacağız. Kimse sormuyorsa biz soracağız: Neden emekçilerin çocukları ölüyor?
Türkiye 2019’da seçimlere gidiyor. Önce çıkardıkları yeni seçim yasasının adaletsizliğini ortaya koyacağız. Halkın sandığına, oyuna, namusuna sahip çıkması gerekiyor. Ve sonra halkın alternatifini yaratmak için kolları sıvayacağız. Ancak tüm bu konularda inceltilmiş yol haritası için kuruluş sürecinin bir an önce tamamlanması gerekiyor. Çok kısa bir süre zarfında, kuruluş tamamlanacak, işçilerin partisi sokaklara çıkacak.