Sözcü yazarından Gökçek'e: Bu nasıl bir terbiyesizlik

Sözcü yazarından Gökçek'e: Bu nasıl bir terbiyesizlik

Sözcü yazarı Can Ataklı, Gökçek'in "Eğer yönetim uygun bulursa Sözcü’de yazmayı da çok isterim. Farklı görüşler olur” açıklamaları hakkında yazdı.

Sözcü yazarı Can Ataklı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan istifa ettirilen Melih Gökçek'in Sözcü gazetesinden köşe istemesi hakkında yazdı. Gökçek'in "Eğer Sözcü yönetimi uygun bulursa, Sözcü'de yazmayı da çok isterim. Farklı görüşler olur. Aslında çok maaş da istemiyorum. Ben yazmaya hazırım" ifadeleri ve sonrasında yaptığı açıklamalar hakkında "Nasıl bir terbiyesizliktir bu böyle" diyen Ataklı, "Gökçek'in Sözcü'de yazması 'basın özgürlüğü' değildir. Basın özgürlüğü hukuk karşısında Gökçek'in hakkının savunulmasıdır" diye yazdı.

Can Ataklı'nın bugünkü yazısının 'Canımı sıkan şeyler' başlığı altında Sözcü'de yayınlanan ilgili bölümü şöyle:

"NASIL BİR TERBİYESİZLİKTİR BU BÖYLE"

Sözcü Gazetesi AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın görevden aldığı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'le bir röportaj yayınladı. Gökçek “Sözcü'de yazmak isterim, maaş önemli değil” diyordu bu röportajda ve yer yerinden oynadı. Sözcü okurları Gökçek'i asla gazetelerinde görmek istemediklerini haykırdılar. Elbette zaten gazete yönetiminin böyle bir niyetinin olmasını bir kenara bırakın şakasını bile yapmaları mümkün değildi. Ancak o bildiğimiz, her şeyi en düşük düzeyde polemiğe çevirmeyi adet edinmiş Melih Gökçek “Ben size tuzak kurdum, demokratlığınızı test ettim, farklı görüşlere tahammül edemiyorsunuz” diye üste çıkmaz mı? Demokrasinin hukukun, insan haklarının, özgürlüğün ne olduğunu bilmeyenler bunu kendi kafalarına göre tarif edip zekâdan yoksun bir kurnazlıkla kendilerine yontarlar. Gökçek'in Sözcü'de yazması “basın özgürlüğü” değildir. Basın özgürlüğü hukuk karşısında Gökçek'in hakkının savunulmasıdır. Eğer Sözcü haksızlığa uğrayan, kumpasa getirilen, tuzağa düşürülen bir Melih Gökçek'in hakkını görmezden gelirse o zaman basın özgürlüğüne, demokrasiye, hukuka ihanet etmiş olur. Gökçek ve onun gibilerin bunu anlaması pek kolay değildir.

'SÖZCÜ'DE YAZMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ'

Sözcü başyazarı Rahmi Turan'ın "Tüm AKP'lilerin günün birinde Melih Gökçek gibi doğruyu bulacağı düşüncesiyle Sözcü o sözlere yer verdi. Melih Gökçek'le dünya görüşümüz ve demokratik anlayışımız çok farklıdır. Tabii ki onun Sözcü'de yazması diye bir şey söz konusu olamaz" açıklamaları sonrası Gökçek, Twitter'dan şunları yazmıştı:

“Rahmi Turan yazmış; ‘Tüm AKP'lilerin günün birinde Melih Gökçek gibi doğruyu bulacağı düşüncesiyle Sözcü o sözlere yer verdi. Melih Gökçek'le dünya görüşümüz ve demokratik anlayışımız çok farklıdır. Tabii ki onun Sözcü'de yazması diye bir şey söz konusu olamaz!’ Rahmi beycim birincisi; Sözcü de yazmanın doğruyu bulmakla ne ilgisi var? Benim Sözcü’de yazmam demem sizin yanlışlarınızı düzelten birinin bir köşeyi doldurması demek. İkincisi Sözcü yazarlarının meydanı boş bulmaması demek. Üçüncüsü; ‘tabii ki onun Sözcü'de yazması diye bir şey söz konusu olamaz!’ demişsiniz. Bunun böyle olacağını ben zaten tahmin ediyordum. İstedim ki demokratlığız (!) tescil edilsin. Harbi söyleyin. Sağ medyanın size tahammülsüz olduğunu iddia edip duruyordunuz. Ama siz bu davranışınızla sizin sağa tahammülsüz olduğunuzu kanıtladım mı? Bundan böyle ağlama şansınız kalmadı. Daha ben Sözcü’de yazmadan ortalık kel alinin bağına döndü. Ta bide yazsaydım. Tandı gülüm keten helva. Rahmi beycim, bir de; ‘tabii ki onun Sözcü'de yazması diye bir şey söz konusu olamaz!’ demişsin. Anlaşılan Sözcü’nün patronu sensin. Bu suretle kamuoyu öğrenmiş oldu. Sevgili Saygı Öztürk. Son sözlerim sana. Arkadaşlarının demokratlığını gördün. Bir daha sizinkilerin demokratlığından bahsetmezsin sanırım. Son iki günün linçle geçmiş. Sana verdiğim sıkıntı içinde beni mazur gör lütfen."