Sokaktan Meclis'e | Veli Saçılık: Sokak yoksa Meclis hiçtir

Sokaktan Meclis'e | Veli Saçılık: Sokak yoksa Meclis hiçtir

HDP Ankara milletvekili adayı Veli Saçılık “Sokak yoksa Meclis hiçtir diyebiliriz” diye konuştu.

24 Haziran seçimlerine giderken sokakta verdikleri mücadele ile tanınan isimlerle HDP adaylıklarını konuştuk. 

Bir hafta boyunca sürecek olan röportaj dizimizde HDP'den milletvekili adayı olan sosyalistler; neden aday olduklarını, Meclis’e girmeleri durumunda nasıl bir tutum sergileyeceklerini anlatacaklar.

‘Sokaktan Meclis’e’ başlığıyla hazırladığımız röportaj dizimizin ilk konuğu 5 Temmuz 2000’de Burdur Cezaevinde düzenlenen operasyon sırasında kolu koparılan, 22 Kasım 2016’da 677 nolu KHK ile ihraç edilen ve işine geri dönebilmek için başlattığı direnişle sesini duyuran Veli Saçılık oldu.

‘TEK ADAM REJİMİNE KARŞI, ÖZGÜRLÜKLER İÇİN HDP TARAFINDA YER ALDIM'

-Neden adaysınız? Aday olmak için neden HDP’yi tercih ettiniz?

Neden HDP beni tercih etti oradan başlayayım. Çünkü HDP’nin aday profili açısından da önemli bu tercih meselesi. Yani; sokakta direnişte olmak, kamu emekçisi olmak, işkence gören eski bir cezaevi direnişçisi olmak, KHK ile ihraç edildikten sonra o mücadelenin bir parçası olmak bir bütün olarak yaklaşık 20 yılı aşan bir mücadele süreci… 10 Ekim katliamı, 19 Aralık katliamı da dahil birçok süreci yaşamış bir kişi olarak demek ki; HDP toplumun direnen ve bir şekilde mağdur olan ezilen kesimlerini tercih ediyor. 

Benim tercih sebebim ise; halkların kardeşliği için, halkların ortak mücadelesi gerekiyor. Birincisi budur. İkincisi ise; AKP, HDP üzerinden toplumu terörize ederek bir teslimiyet süreci başlattı, buna karşı bir duruştur adaylığım. Halkın iradesi kayyumlarla, milletvekili tutuklamalarıyla teslim alınmaya çalışılmıştır. Bunlara karşı bir duruş sergilemek için aday oldum. Ayrıca bugün HDP birçok sorunun çözüm kavşağında durmaktadır. HDP,  demokratik mücadelenin, özgürlüklerin önünün açılması, tek adam rejiminin durdurulması açısından bu sorunların çözümünün bir anahtarı olmuştur. Ben de tek adam rejimine karşı, özgürlükler için HDP tarafında yer almayı doğru buldum. 

ANNEMİN TEPKİSİ ‘SENİ DE TUTUKLARLAR’ OLDU

-Adaylığınıza ilişkin nasıl tepkiler alıyorsunuz? 

Kendi çevrem, ailem ve siyasi çevremden olumlu tepkiler aldım. Sosyal demokrat bir çevrem de var, ilk başta onlardan olumsuz bir tepki alırım diye düşünmüştüm ama onlar da gayet memnunlar.  Onlar da HDP’nin barajı aşamaması durumunda laikliğin, demokrasinin gideceği, yerine tek adam rejiminin geleceğinin farkındalar. Dolayısıyla Erkan Baş’la, Ahmet Şık’la, Barış Atay’la birlikte adaylığımın iyi bir şey olduğunu düşünüyorlar.

Yüksel’den birkaç arkadaşın genel boykotçu tavrı dışında olumsuz bir  tepki almadım.

Annemin tepkisi ise ‘Hepsini tutukladılar, seni de tutuklarlar. İlk de seni tutuklarlar, sen niye aday oldun? İlk göze batacak olan sensin, ben biliyorum senin de hiç çenen durmaz!’oldu. ‘Hazır şu aralar biraz durulmuştu ortalık olmasan nasıl olur?’ diye de sordu. Ben yok olmaz dedim. Köyden seçim sürecinde bana destek olmak üzere yanıma geldi.

‘KİTLELERİN KAHRAMANLIĞINA İNANIYORUM’

-Siz daha çok sokakta verdiğiniz mücadele ile tanınan bir isimsiniz. Seçilmeniz durumunda Meclis’te ya da sokakta ne gibi bir değişim yaratacağınızı düşünüyorsunuz?

Ben tek tek insanların büyük bir değişim yaratabileceğine inanmıyorum. Kitlelerin kahramanlığına inanıyorum. Seçilirsem çok şey değişecek diyemem öyle bir şey yok. Seçimle bir sistemin toptan değişeceğine de inanmıyorum. Benim seçimden beklediğim şey; toplumsal iradenin ortaya çıkması. Bunun da toplumsal örgütlülüğe yardımcı olması. Tolumsal örgütlülükle ancak sorunları çözüme kavuşturabileceğimize inanıyorum. Ayrıca sokak mı Meclis mi ikileminden çıkıp, Meclis’i sokağın mücadelesini destekleyen bir araç halinde tanımlamamız gerektiğini düşünüyorum. Bugüne kadar kendisini muhalif olarak tanıtıp meclise girdikten sonra görünmezlik iksiri içen vekillerden olmayı tercih etmeyeceğim. Tayyip Erdoğan dedi ya ‘OHAL’den istifade ederek grevleri yasaklıyoruz’ ben de Meclis’ten istifade ederek bütün direnişlerin yanında olan bir milletvekili olacağım.

-Siz KHK zulmüne karşı verilen ‘işimi geri istiyorum’ eylemleriyle simgeleşen isimlerden biri oldunuz. Veli Saçılık’ı bundan sonra da KHK direnişlerinde polis bariyerini yıkarken görecek miyiz?

‘SOKAK YOKSA MECLİS HİÇTİR’

Bugünden büyük konuşmayalım ama neticede ben ömrüm boyunca çok şey yaşadım, arkadaşlarımı kaybettim. Bu ülkede çok acılar yaşandı. Annemin acıları ile  Taybet Anne’ye kadar varan acıların birleştirilmesi ve bir daha yaşanmaması için bir duruş sergileyeceğim. Katledilen arkadaşlarımı da hiçbir zaman unutmayacağım. Bunlar Meclis’teki küçük olanaklarla unutulacak şeyler değildir. Bir kere 10 Ekim’de kaybettiğimiz Veysel’den utanırım. 

HDP’yi, Kürt partisi şeklinde etiketlemek isteyenler oluyor. Bugün ve dünden de gelen duruş şunu gösteriyor; Biz aynı zamanda emeğin ve işçi sınıfının da temsilcileriyiz. HDP, işçi sınıfının ve emek hareketinin sorunları da ele alan ve bunun için bir çözüm üreten bir parti konumuna da gelecektir diye düşünüyorum. 

Sokak yoksa Meclis hiçtir diyebiliriz. 

‘HDP’NİN BARAJ ALTINDA KALMASI TÜKİYE’NİN ÇORAKLAŞMASI ANLAMINA GELECEK’

-Son olarak seçimlere çok az bir zaman kalmışken sandığa gidecek olan seçmene ne mesaj vermek istersiniz? Seçmen neden size oy vermeli?

Ben insanların HDP konusundaki belli korkularını anlıyorum. ‘Bölücüdür, ‘teröristtir’ v.b gibi kodlamalarla insanların oy vermesinin önüne geçilmeye çalışılıyor. Bence kafalardaki bu tip imajları atmak lazım. Eğer insan ölümü ve katliam diyorsak; 10 Ekim’e, Suruç’a, Cemevi bahçesinde katledilen Uğur Kurt’a, Gezi Şehitlerine bakmak lazım. Yasadışılık konusunda AKP ve MHP’nin üzerinde bir örgüt ya da parti tanımıyorum. 

Dolayısıyla herkes şunu iyi hesaplamalı; HDP baraj dışında bırakılırsa ve vekilleri AKP’ye hediye edilirse; eğer insanlar cumhuriyetçi bakış açısıyla bakıyorsa, cumhuriyet diye bir şey kalmayacaktır. Eğer demokratik taraftan bakıyorsa, demokrasi diye bir şey kalmayacaktır. Özgürlükler tarafından bakıyorsa öyle bir şey kalmayacaktır. Kadın sorunu, emekçiler… hangi açıdan bakıyorsanız bakın bu Türkiye’nin çoraklaşması anlamına gelecektir.

HDP demokrasi ve özgürlüklerin sigortası olacak ve bunu geliştirecek bir partidir. 

Sandıklara iyi sahip çıkılsın, sadece seçmen olmakla sınırlı bir irade gösterilmeyip örgütlü bir toplum ortaya çıkarabilmeliyiz. Emeğin iktidarını mutlaka kuracağımıza ben inanıyorum, herkes de inanmalı.

*Röportaj dizimizde yarın: TİP Kurucu Meclisi üyesi, HDP İstanbul 1. Bölge 3. Sıra adayı Erkan Baş