Şirketlerde çalışan işçilerin ücretlerini 'gerekirse' devlet ödeyecek

Şirketlerde çalışan işçilerin ücretlerini 'gerekirse' devlet ödeyecek

Şirketlerde çalışan işçilerin ücretlerini 'gerekirse' İŞKUR eliyle devlet ödeyecek.

Şirketlerde çalışan işçilerin ücretlerini 'gerektiğinde' İŞKUR eliyle devletin ödemesi uygulaması kolaylaşıyor.

Şirketlerin ücretleri ödeyemediğini bildirmesi üzerine işçilerin ücretlerini bir süre İŞKUR tarafından ödenmesi anlamına gelen 'kısa çalışma ödeneğinden' yararlanma koşulları kolaylaştırılıyor.

İŞKUR, 'daha çok işletmenin bu imkandan yararlanması gerektiği' yönündeki taleplerin ardından, konuyu tekrar değerledirmeye aldı.

Hürryet'ten Hacer Boyacıoğlu'nun haberine göre, Getirilen öneriler arasında “işyerinde örgütlü bulunan işçi sendikası ile işverenin ortak başvurusu halinde, başvuru direk onaylansın” da bulunuyor. Yetkililer ise, “İki tarafla da görüşerek, ortak noktayı bulacağız. Konu üçlü danışma kurulunda gündeme geldi, alınan karar çerçevesinde de çalışma başlatıldı. Amaç daha çok işletmeye ulaşabilmek” bilgisini veriyor.

GENEL SAĞLIK SİGORTASI PRİMLERİ DE ÖDENİYOR

Yürürlükteki mevzuata göre kısa çalışma ödeneği, 'kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması' koşullarında uygulanırken, bu tür durumlarda üç ayı aşmamak üzere, çalışanlara “kısa çalışma ödeneği” adı altında gelir desteği sağlanıyor.

İşçilerin Genel Sağlık Sigortası primleri de ödeniyor.

Şirketler, genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebepleri gerekçe göstererek, başvuruda bulunabiliyor. 

BRÜT KAZANCIN YÜZDE 60'I KADAR ÖDENEK

Kısa çalışma ödeneği, sigortalının günlük ortalama brüt kazancının yüzde 60’ı olarak hesaplanıyor.

Kısa çalışma uygulaması bakımından “genel ekonomik kriz” ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olayların, ülke ekonomisi ve dolayısıyla işyerini 'ciddi anlamda etkileyip sarstığı durumlar' olarak görülüyor. “Bölgesel kriz” ise, belirli bir il veya bölgede faaliyette bulunan şirketlerin ekonomik olarak ciddi şekilde etkilenip sarsıldığı durumlar olarak değerlendiriliyor. “Sektörel kriz” ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olaylardan doğrudan etkilenen sektörler ve bunlarla bağlantılı diğer sektörlerdeki şirketlerin 'ciddi anlamda sarsıldığı' durumlar olarak kabul ediliyor. Zorlayıcı sebepler ise, yangın, su baskını, salgın, hastalık, seferberlik ve benzeri nedenler olarak sıralanıyor.