Referandum sonuçlarının hileli olduğu bilimsel olarak da kanıtlandı

Referandum sonuçlarının hileli olduğu bilimsel olarak da kanıtlandı

Referandum'un sonuçlarının hileli olduğu, farklı ülkelerden beş bilim insanının yaptığı bilimsel çalışma ile de kanıtlandı.

@muratbuyukyilmz

Nisan 2017 Referandumunun sonuçlarının hileli olduğu farklı ülkelerden beş bilim insanının yaptığı bilimsel çalışmada yaygın mükerrer oy kullanımı ile seçmenlere yönelik baskı ve zorlama bulgularının sonuçları değiştirecek düzeyde tespit edilmesi sonucunda, bilimsel olarak da kanıtlandı. 

AKP/Saray Rejimi’nin bir dayatma olarak Türkiye’nin gündemine getirdiği başkanlık sisteminin oylandığı 2017 Nisan Referandumunun YSK tarafından ilan edilen ve geniş toplum kesimleri tarafından hileli olarak görülüp günlerce sokaklarda protesto edilen sonuçlarının hileli olduğu, farklı ülkelerden beş bilim insanının gerçekleştirdiği bilimsel çalışma ile de kanıtlandı.

FARKLI ÜLKELERDEN 5 BİLİM İNSANI VERİLERİ İNCELEDİ

Viyana Tıp Üniversitesi, Carlos III University of Madrid ve Santa Fe Enstitüsü gibi Avusturya, ABD ve İspanya’da bulunan pek çok üniversite ve bilimsel merkezde görev alan, Peter Klimek, Raul Jimenez, Manuel Hidalgo, Abraham Hinteregger ve Stefan Thurner’ın Nisan 2017 Referandumu’nun ilan edilen resmi sonuçlar üzerinden gerçekleştirdiği bilimsel çalışmada, düzensizlik gösteren oy verilerinin ne ölçüde yaygın olduğu ve bu düzensizliklerin referandum sonuçlarını etkileyecek düzeyde olup olmadıkları incelendi.

Seçim yolsuzluklarını saptamak amacıyla güncel istatistik yöntemlerinin kullanıldığı çalışmada, Türkiye geneline yayılan seçim verileri kullanılarak mükerrer oy kullanımı ve seçmenlere yönelik baskı ve zorlamalar analiz edilirken, ayrıca, referandum sonuçlarındaki sayısal anormallikler de test edildi.

[ih2]

Bilim insanları, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) internet sitesinden elde edilen, 81 ilin 1,057 bölgesinde bulunan 28,447 yerleşim yerindeki 166,679 seçim merkezinin verileri kullanılarak yaptıkları çalışmanın sonucu olarak yayınladıkları raporda, sistematik ve kayda değer oranda yüksek anlamlılık düzeyinde mükerrer (tekrarlanan) oy kullanımı durumu ve seçmenlere yönelik baskı ve zorlama tespit ettiklerini açıkladılar.

MÜKERRER OY KULLANIMI BİLİMSEL MODELLERLE TESPİT EDİLDİ

Seçime katılım oranlarının ve oy sayılarının seçim bölgelerindeki demografik yapı da hesaba katılarak karşılaştırılmasına dayanan model ile yapılan testler sonucunda mükerrer oy kullanımının tespit edildiği belirtildi.

Çalışmada ulaşılan sonuçlara göre seçim bölgelerinin %6’sında mükerrer oy kullanımı tespit edildiği belirtildi.

SEÇMENLERE YÖNELİK BASKI VE ZORLAMA

Seçim merkezlerinin büyük ve küçük yerleşim merkezleri arasındaki değişen dağılımının seçmenler üzerinde oluşabilecek baskı ver zorlamalarda etkisinin değerlendirildiği bir diğer testte ise, seçmenlere yönelik baskı ve zorlamaların söz konusu olduğu saptandı.

[ih3]

Seçmene yönelik baskının göstergesi olarak kabul edilen büyük ve küçük yerleşim merkezleri arasındaki yerinden etme ve yer değişikliğinin Nisan 2017 Referandumunda standartlaşmış bir uygulama halini aldığı belirtildi.

TESPİT EDİLEN HİLELER SONUÇLARI DEĞİŞTİRECEK BÜYÜKLÜKTE

Nisan 2017’de gerçekleştirilen ve yüzbinlerce yurttaşın ‘Hayır Kazandık!’ sloganıyla günlerce protesto ettiği referandumun sonuçlarına ilişkin, yapılan bilimsel çalışmanın en kritik bulgusu olarak, bilimsel olarak saptanan mükerrer oy kullanımı ile seçmenlere yönelik baskı ve zorlamaların referandum sonuçlarını değiştirecek büyüklükte olması, çalışmanın sonuç raporunda, “Söz konusu oy çarpıklıklarının etkisi,’Hayır’ ile ‘Evet’ arasındaki dengeyi değiştirecek büyüklüktedir” ifadeleri ile ortaya kondu.