PSAKD Başkanı Kaplan: Cihada ‘İslam’ın beş şartı’ , Aleviliğe ise ‘yorum’ denmesi kabul edilemez

PSAKD Başkanı Kaplan: Cihada ‘İslam’ın beş şartı’ , Aleviliğe ise ‘yorum’ denmesi kabul edilemez

Pirsultan Abdal Kültür Derneği  Genel Başkanı Gani Kaplan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi taslak metninde Aleviliğin yorum olarak değerlendirilmesi hakkında “Kabul etmiyoruz, bu bizi aşağılayan ve küçülten bir ifadedir” dedi.

Pirsultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi taslak metninde cihadın İslam’ın 5 şartı arasında kabul edilmesini ve Alevilik’ten bir ‘yorum’ olarak bahsedilmesini değerlendirdi. Kaplan, “Hükümet politikalarını zaten IŞİD’e vermiş olduğu destekten biliyoruz. En son ‘Suriye’deki şu bölgeden El-Nusra çekilsin’ dendiğinde Cumhurbaşkanı ben arkadaşlara gerekli tavsiyeyi verdim’ dediğinde biz anlıyoruz ki hükümet nezdinde bu cihatçı örgütlere destek veriliyor. Aleviliğin yorum olarak değerlendirilmesini kabul etmiyoruz, bu bizi aşağılayan ve küçülten bir ifadedir” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) uzun bir sürenin ardından İlköğretim ve ortaöğretim düzeyinde uygulanan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin öğretim programlarının taslak metni askıya çıkarıldı.

Cihad’ın “İslam’ın beş temel ibadeti” sayıldığı taslakta Atatürk ile 'Din ve Laiklik'le ilgili tüm konular çıkarılırken, Aleviliğe “İslam Düşüncesinde Yorumlar” bölümünde yer verildi.

Konuyu Milli Eğitim Bakanlığı’nın nezdinden ziyade hükümet nezdinde düşünmek gerektiğini belirten Kaplan, “Hükümet daha önce ‘Alevi açılımı’ yapmıştı ve bununla ilgili bir kitap yayınlanarak, kimin bu konuda ne dediğine yer verilmişti. Sonra bu kitap rafa kaldırıldı. Şu anda bu kitaplar Alevi kurumlarının veya devletin arşivinde raflarda duruyor. Sonrasında yine Davutoğlu’nun başbakan olmasından sonra benzer bir girişimde bulundular, Cemevlerinin yasal statüye kavuşması konusunda. Biz gerek başbakan gerek diğer devlet yetkililer ile görüşmemizde ‘bu hükümetin bunu kabul etmesi mümkün değil, kendi kendinizi kandırıyorsunuz. Bu sadece gündemi işgal ediyor’ dedik. Neden? Cemevlerinden yola çıkarsak Cemevlerinin yasal çerçeveye kavuşması demek Aleviliğin farklı bir inanç olarak karşımıza çıkması demek.

Çünkü bu durumda İslam dininde iki tane ibadethane çıkıyor karşımıza. Dolayısıyla biz bunu bu hükümetin hiçbir zaman kabul etmeyeceğini söyledik” dedi.

“DİYANET OLDUKÇA LAİKLİKTEN SÖZ EDEMEYİZ”

Kaplan, Danıştay 13. Dairesinin Cemevlerinin elektrik ve su gibi giderlerini Diyanet’in ödemesi yönündeki kararını hatırlatarak, “Biz AİHM kararları da bu yönde çıktığında bunun doğru olmadığını söyledik. Şimdi de yine bunu söylüyoruz. Biz Diyanet’in alt kurumu olarak çalışmak istemiyoruz. Demokratik alanda örgütlü bulunan diğer Alevi kurumlarıyla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması yönünde her zaman görüş bildirdik.

Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye’de ülkeyi yöneten kurumlardan birisi. her ne kadar Başbakanlığa ait olsa da, bugün 8-10 tane bakanlık bütçesine eş değer, devasa bir kuruluş. Dolayısıyla bu kuruluş olduğu sürece de Türkiye’de laiklikten bahsedemeyiz” dedi. 

“ALEVİLİK KENDİ BAŞINA MÜSTAKİL BİR İNANÇTIR”

Taslak metinde Alevilik le birlikte Nakşibendiliğin bir tutulduğunu fakat aleviliğin müstakil bir inanç olduğunu ifade eden Kaplan şunları söyledi:

“Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamış olduğu taslağa gelirsek Alevilik İslamın bir yorumudur’ kategorisine Alevilik le birlikte Nakşibendiliği de katmışlar. Bunu bu şekilde değerlendirmek Aleviler açısında kabul edilir bir durum değildir. Biz kendi başımıza Aleviliğin müstakil bir inanç olduğunu kendi ritüelleri olduğunu ve İslam’n da bunun içinde olduğunu diğer dinlerden de etkilendiğini görüyoruz. 

Ama bu noktada Aleviliği ‘İslam’ın farklı bir yorumudur’ şeklinde değerlendirmek mümkün değil, Aleviliği küçültüp Sunniliğin bir alt tarikatı Nakşibendilik ile bir tutulmasını biz kabul etmeyiz. Bu konuda diğer Alevi kurumlarının da  bizim gibi düşündüğünü biliyoruz. Bunu aşmanın öncelikli yolu Cemevleri’nin ibadet yeri olarak kabul görmesinden geçiyor.”

“SÜNNİLİK TARİKAT BASKISINDAN KURTULMALI”

“Bir inancın önce ibadet yerinin resmi olarak kabul görmesi gerekir” diyen Kaplan “Zaten Aleviler nezdinde kabul görmüş durumdadır. Bugün Aleviler açısından kendi ibadet yerleri, yasal olsun olmasın, meşruiyetini kazanmıştır. Asıl sıkıntı bizim açımızdan şu anda Sünniliktir. Sünnilik şu an kendi içeridinde barındırılan tarikatların baskısından kurtulmadığı sürece bu ülkede özgürlüklerden söz edilemez” dedi. 

“MÜCADELE HATTI LAİKLİK EKSENİNDE OLMALI”

Müfredata konulmak istenen‘İslam’ın şartlarından biri cihad’dır maddesine de değinen Kaplan  “Bu zaten yıllardır uygulanıyor ve anaokullarına kadar inmiş durumda. Artık Türkiye’nin mücadele hattının laiklik ekseninde olması gerekiyor. Zaten yıllardır biz söylüyorduk; ‘Diyanet’in olduğu bir ülkede laiklik yoktur’ diyorduk. Sünniliğin resmi din olarak kabul edildiği bir ülkede laiklik olamaz” diye konuştu.