Protestocu “faşistler” ve “mağdur” savaş kışkırtıcısı Orhan Pamuk (Taylan Kara)

1. Makatına demir çubuk sokulan ve linç edilerek öldürülen bir devlet başkanını örnek göstererek “Senin ve ailenin sonu böyle olur” demek bir savaş kışkırtıcılığıdır.

2. Orhan Pamuk bir savaş kışkırtıcısıdır.

3. Dünyanın her yerinde savaş kışkırtıcıları, savaş karşıtları tarafından protesto edilir, edilmiştir. Buna şaşıranlara şaşırmalıyız. Kissinger’dan Kommer’e, Hamsun’dan, B.H.Levy’ye, Obama’ya...  Protesto edilmek, ne yazık ki savaş kışkırtıcılarının “fıtrat”ında vardır. O kadarını “isteseler de istemeseler de” hoşgöreceklerini ummaktayız!

4. Görmediklerimiz de gördüklerimize dahildir. O.Pamuk sadece gördükleriyle değil görmedikleriyle de bir savaş kışkırtıcısıdır. Suriye'ye bakıp sadece “Esed terörü”nü görmek, ırzına geçilen binlerce kadını, “özgürlükçü” failleri artık bilinen zehirli gazla öldürülen çocukları, kesilen kafaları, dinlerinden dolayı vahşice katledilen sivilleri görmemek bir tercihtir, “görmenin bir biçimi”dir. Kişisel bir tercih olarak Roboski’de öldürülen 17si çocuk 34 insanı, Gezi’yi, vahşice katledilen, gözleri çıkarılan insanları görmemek de bir görme biçimidir. O.Pamuk dünyayı böyle görmektedir; bu sermayenin, küresel kapitalizmin, emperyalizmin, burjuvazinin görüşüdür. O.Pamuk dünyayı bu sınıfların gözünden görmektedir. O.Pamuk’un gözü, bu sınıfın gözüdür.

5. O.Pamuk’un bir organizasyonda protesto edilerek konuşturulmaması ile savaş kışkırtıcılığı karşılaştırılamaz. Protestocular orada ne yaparlarsa yapsınlar, isteseler de O.Pamuk kadar yapmalarına imkan yoktur.  Konferans binasının yıkılması gibi absurd bir örneği düşünün: Suriye’de şu an her gün O.Pamuk’un “özgürlük savaşçıları” tarafından onlarca bina yıkılmakta,  mezarlar, kutsal yerler, türbeler, camiler bombalarla yokedilmektedir. Orhan Pamuk’un düşünsel katkılarıyla. ..

Bir savaşın yanında nedir ki savaş kışkırtıcılarını protesto etmek... Bir savaş kışkırtıcısını protesto etmek “farz-ı kifaye”dir.

6. Dünyanın en büyük “anomali”si savaştır, savaşı protesto değil. Okullarda bombaların patlaması, kimyasal silahlarla 80 çocuğun öldürülmesi, köle pazarlarında kadınların dolarlarla satılması, insanların kafalarının kesilerek videolara alınması... birer “anomali”dir.  Normal olan çocukların okula gitmesi, kadınların satılmaması, kafaların kesilmemesidir. 

7. ”Protestocular O.Pamuk’un ifade özgürlüğünü kısıtladı”  önermesi gülünç bile olmayacak kadar saçma ve gerçeği çarpıtmaktır. O.Pamuk hergün istediği uluslararası gazeteye veya televizyona demeç vermekte, yazıları milyonlarca tirajı olan gazetelerde yayınlanmaktadır. En sıradan cümleleri bile heryerde yayınlanmaktadır.  O.Pamuk'un mesajları kitlelerin başından aşağı boca edilmektedir zaten. Ülkede şu anda yasal ve baskın olan Orhan Pamuk’un savaş konusundaki politik anlayışıdır.  Övülen, “fikri iktidar” olan Pamuktur; “marjinal olan”, suç sayılan protestocuların düşünceleridir.

O.Pamuk öksürse “Ünlü Nobelli yazar O.Pamuk öksürdü” diye haber yapan gazeteler vardır. O.Pamuk, Türkiye’de pek az insana nasip olan bir “ifade fazlalığı” içindedir.  En asgari düzeydeki ifade özgürlüğünün bile tutuklanma nedeni olduğu, milyonlarca insanın “makul şüpheli” olarak yaşadığı bir ülkede O.Pamuk’un “ifade özgürlüğü kısıtlandı” cümlesindeki muhteşem çarpıtmayı “G.Orwell ayakta alkışlardı”, Dafoe sanırım bir şey demezdi.

Oysa protestocu “faşistler” öyle mi? Üç kişi bir stand açsalar, 30 özel güvenlik, 100 çevik kuvvet başlarına üşüşmekte, 5 kişinin birarada durup yemekhaneyi protesto etmesi, okuldan uzaklaştırma nedeni olmaktadır.  O toplantıda O.Pamuk olsaydı ve 3 “faşist” protestocu bunu salonda protesto etseydi 300 çevik kuvvet onları döverek götürürdü.  New York Times’da yazabilen O. Pamuk'un mu düşünceleri engellenmektedir  yoksa üç cümle bile kuramadan yaka paça götürülecek olan “faşist”protestocuların mı?

Bunun onlarca örneği vardır.  Durum böyleyken savaş kışkırtıcısı O.Pamuk ‘u “düşünce mağduru”, protestocuları “faşist” ilan etmeyi , G.Orwell’in “çift-dillilik” kavramı bile açıklayamaz.

8.Pamuk'un edebiyat anlayışı, siyasal tutumunun dışında tutulmalıdır. Savaş kışkırtıcılığı, O.Pamuk'u "gerici bir insan" yapar, "gerici bir yazar" yapmaz. Protestocular işin bu yönünü görmelidirler.  O.Pamuk'un kitapları ve edebiyat anlayışı "O.Pamuk savaş kışkırtıcısıdır" diye yapılamaz. "Emperyalizmin uşağı" diye kitap eleştirisi olmaz, bu gülünçtür. O.Pamuk’un romanlarının eleştirisi, siyasal tutumunun ve savaş kışkırtıcılığının dışında yer almalıdır. Bunlar yapılmıştır.

9. O.Pamuk’u protesto edenlere, protesto edeceğinize  “onu sorularla terletin” önerisi getirenlere şu söylenmelidir.

Savaş kışkırtıcıları sorularla terlemezler.  Çünkü savaş kışkırtıcılarının "ter bezleri" yoktur.

10. G.Orwell’dan gitmişken onunla bitirelim:

Yalanın evrenselleştiriği yerde doğruları söylemek devrimci bir tutumdur.

[email protected]