Polis şiddet uyguladığı hemşireye 500 bin dolar tazminat ödeyecek
ABD’de, bilinci kapalı hastadan kan alınmasını önlemek istediği için darp edilen ve gözaltına alınan hemşireye 500 bin dolar tazminat verilecek.
01-11-2017 12:27

ABD'nin Utah eyaletinde, polisin, bilinci yerinde olmayan bir hastadan kan örneği alınmasını önlemek istediği için darp edilen ve gözaltına alınan hemşire Alex Wubbels, 500 bin dolar tazminat alacak.
Wubbels, yaptığı açıklamada, 26 Temmuz'da bir trafik kazasının ardından bilinci kapalı bir hastadan kan örneği alınmasını isteyen Dedektif Jeff Payne'ye engel olmak istediğini belirterek bunun üzerine gözaltına alındığını ve polis arabasına kadar sürüklendiğini, olanların polis kamerasınca kaydedildiğini anlattı.
Wubbels'ın avukatı Karra Porter, Salt Lake kent yönetimi ve Wubbels'ın çalıştığı hastaneyi işleten Utah Üniversitesi yönetimiyle hemşire arasında anlaşmaya varıldığını ve söz konusu kurumların hemşireye toplam 500 bin dolar tazminat ödeyeceğini açıkladı.
Alacağı paranın bir kısmını, polis kamerası görüntülerini almak isteyen mağdurlara hukuki yardım için kullanacağını çünkü bu tür olaylarda görüntülerin önemli olduğunu belirten Wubbels, "Gerçekleri bilmek herkesin hakkı ve görüntüleri izlediğinizde gerçeğe ulaşıyorsunuz" dedi.
Wubbels, tazminatın bir kısmını da görevlerini icra ederken fiziksel ve sözlü istismara maruz kalan hemşireler için kampanya düzenlemek için kullanacağını, bir kısmını da bir hemşire birliğine hibe edeceğini kaydetti.
Alex Wubbels, olayın ardından ceza almadan serbest bırakılmıştı. Ancak yaşananlardan dolayı psikolojisinin zarar gördüğünü ifade eden Wubbels, olaya dair görüntüleri emniyetten almış ve yayınlamıştı. Söz konusu görüntüler sosyal medyada yankı uyandırmıştı. Dedektif Payne de geçen ay görevden alınmıştı.
İLGİLİ HABERLER
Almanya: Erdoğan propagandasını Türkiye'de yapsın
Hrıstiyan Demokrat Birlik'in (CDU) Genel Sekreteri Annegret Kramp-Karrenbauer, Türkiye'de partilerin düzenleyeceği seçim kampanyalarının Almanya'ya taşınmaması gerektiğini söyledi.
19-04-2018 18:48

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in lideri olduğu Hrıstiyan Demokrat Birlik'in (CDU) Genel Sekreteri Annegret Kramp-Karrenbauer, Türkiye'de partilerin düzenleyeceği seçim kampanyalarının Almanya'ya taşınmaması gerektiğini söyledi. Alman haber ajansı dpa'ya konuşan Kramp-Karrenbauer, "Türkiye'de yaklaşan seçimlerdeki mücadele, burada Almanya'da değil, orada yapılmalı" dedi. Kramp-Karrenbauer, "Kentlerimizde birlikte yaşamayı zora sokan Türkiye içi tartışmalar istemiyoruz" diye konuştu.
Konuya ilişkin açıklama yapan Sosyal Demokrat Parti (SPD) Meclis Grubu İç Politika Sözcüsü Burkhard Lischka ise, "Erdoğan seçim kampanyasını evinde yapmalı" dedi. Otuzu aşkın gazetenin oluşturduğu Alman Yazı İşleri Ağı'na (RedaktionsNetzwerk Deutschland) bir mülakat veren Lischka, "Nihayetinde Türkiye'deki parlamenter demokrasiyi ortadan kaldırmaya hizmet eden etkinliklere burada ihtiyaç yok" diye konuştu.
ÖZDEMİR: GENEL BİR DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR
Yeşiller Partisi'nin eski Eş Başkanı Cem Özdemir de hükümetin, eyalet ve yerel yönetimleri Türk siyasetçilerin seçim mitingleri düzenlemesine karar verme konusunda yalnız bırakmaması gerektiğini söyledi. Özdemir, "Ülke genelini kapsayan bir düzenlemeye ihtiyacımız var" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) yönelik bir konuşma yasağı getirilmesini reddeden Özdemir, böylesi bir yasağın, "Erdoğan'ın kendisini mağdur gösterme durumunu daha da güçlendireceğini" ifade etti.
Güney Almanya Radyo Televizyonu Kurumu'na (SWR) konuşan Özdemir, Alman hükümetinin seçimin ve seçim mücadelesinin tüm partilerin eşit fırsatlara sahip olduğu, adil bir biçimde geçmesini güvence altına alması gerektiğini söyledi.
16 Nisan 2017 tarihindeki anayasa referandumu öncesinde Türk hükümetinden çeşitli siyasetçiler Almanya'da seçim etkinliği düzenlemek istemiş ancak bu etkinlikler salon sahiplerinin bireysel kararıyla art arda iptal edilmişti. Alman hükümeti konuyla ilgili bağlayıcı karar almasa da konu, iki ülke arasında siyasi kriz unsuru hâline gelmişti. Erdoğan "Ey Almanya! Sizin demokrasiyle yakından uzaktan alakanız yok. Sizin şu andaki uygulamalarınız, geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı değil" demişti. Bu açıklamaya tepki gösteren Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Almanya Başbakanı Angela Merkel Nazi benzetmelerinin kabul edilemez olduğunu ifade etmişti.
Almanya'da erken seçimde oy kullanabilecek yaklaşık 1 milyon 200 bin kayıtlı seçmen bulunuyor.
Canel bayrağı Castro'dan devraldı
Küba'da 1959 yılından bu yana ilk kez devlet başkanlığında Castro adı olmayacak.
19-04-2018 17:37

Küba’da, Raul Castro’nun emekliliğe ayrılmasının ardından yeni devlet başkanı Miguel Díaz-Canel seçildi.
12 Mart’ta ön sonuçları açıklayan Küba Ulusal Seçim Komisyonu (CNE) tarafından bugün yayınlanan kesin sonuçlara göre, emekliliğe ayrılan Castro’nun yerine oyların yüzde 94.43’ünü alan başkan yardımcısı Miguel Díaz-Canel seçildi.
Yüzde 85.65 katılım sağlanan oylamada 605 milletvekili meclise girmeye hak kazandı.
Böylece 1959 yılında gerçekleştirilen devrimin ardından ilk kez Castro ailesinden bir üye ülkenin yönetiminde yer almadı.
DİAZ-CANEL KİMDİR?
1960 yılında dünyaya gelen Miguel Daz-Canel, elektrik mühendisliği eğitimi aldı ve 20’li yaşlarında siyasi kariyerine “merhaba” dedi. 33 yaşında Geç Komünist Birliği’nde Genel Sekreter Yardımcısı olan Diaz-Canel 2013 yılında Raul Castro tarafından Devlet Başkan Yardımcılığına getirildi.
Çocukların 'şehit' gösterilmesine tepki: Camiyi kapatırız
Avusturya’daki bir camide çocuklara asker kıyafetleri giydirilmesi tartışmalara yol açtı. Avusturya Başbakanı Kurz, camiyi kapatabileceklerini söyledi.
19-04-2018 11:04

Viyana'nın en büyük camilerinden birinde Çanakkale Savaşı'nın canlandırıldığı etkinlikte çocuklara askeri forma giydirildi. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, Viyana Belediyesi'nin Müslüman derneklerine sağlanan devlet yardımları konusunda "daha katı olması gerektiğini" söyleyerek söz konusu camiyi kapatmakla tehdit etti.
ÇOCUKLARI ‘ŞEHİT’ ETTİLER
2016 yılında çekildiği belirtilen ve haftalık "Falter" gazetesinde yayımlanan fotoğraflarda, asker üniforması giyen çocuklar Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale'de savaşan askerleri canlandırıyor.
Gazetede yer alan karelerden birinde “şehit” rolündeki çocukların yerde yattıkları ve üzerilerinin Türk bayraklarıyla örtüldüğü görülüyor.
‘CAMİ KAPATILABİLİR’
Fotoğrafların yayınlanmasının ardından konuşan Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, "söz konusu olayın Avusturya'da yeri olmadığını ve (böyle bir olaya) asla müsamaha gösterilmeyeceğini" söyledi.
Sağ çizgideki Avusturya Halk Partisi (ÖVP) lideri Kurz, Avusturya yasalarına göre etkinliğin sergilendiği Avrupa Türk İslam Birliği'ne (ATİB) bağlı caminin kapatılmasının dahi söz konusu olabileceğini belirtti. Kurz, ayrıca Sosyal Demokrat Partili (SPÖ) Viyana Belediyesi'nin Müslüman derneklerine sağlanan devlet yardımları konusunda "daha katı olması gerektiğini" söyledi.
Partinin Viyana Eyalet Teşkilatı Başkanı Gernot Blümel de din işlerinden sorumlu Kültür Dairesi'ne olayla ilgili detaylı bir soruşturma başlatılması yönünde talimat verdiğini açıkladı.
ALMANYA'DA DA BENZER BİR OLAY YAŞANMIŞTI
Geçen hafta Almanya'da Çanakkale Savaşı'nın yıldönümü vesilesiyle düzenlenen benzer bir etkinlik de tepkilere yol açmıştı.
Dünya basını baskın seçim kararını böyle gördü
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün açıkladığı dayatma seçim kararı dünya basınında Türkiye'nin ekonomik durumuyla birlikte değerlendirildi.
19-04-2018 10:47

İleri Haber
'Cumhur İttfakı'nın ortağı Devlet Bahçeli'nin bir danışıklı dövüş ile yaptığı yorumları yapılan 'erken seçim' çıkışının ardından, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan beklenen açıklama jet hızıyla geldi. Bahçeli'nin çıkış yaptığı Salı günü "Değerlendireceğiz" diyen Erdoğan dün seçim tarihini 24 Haziran olarak duyurdu. Bahçeli'nin 'Ağustos'ta yapalım' açıklamasına karşılık beklenenden daha önce tarihlenen seçim haberi ulusal basında kısa süreli bir şaşkınlık yaratırken, dünya basınında da haber son dakika olarak duyuruldu. Baskın erken seçimin planlanılan tarihten bir yıl önce yapıldığını belirtilirken, bu seçimin referandumdan sonra yapılan ilk seçim olacağına dikkat çekildi.
ALMAN BASINI
Rhein-Neckar-Zeitung Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın baskın seçim kararına ilişkin yorumunda, bu kararın farklı sebepleri olduğunu ima ederek yorumuna şöyle devam ediyor:
"Başlıca sebep şu: Kürtlere karşı savaş, Suriye'nin kuzeyindeki askerî operasyon, tüm bunlar şu sırada etkileyici faktörler. Ancak savaş uzadıkça askeri operasyon da kuşku uyandırıyor. Öte yandan onbinlerce kişiye açılan propaganda amaçlı davalar devam ediyor ve durum ülkedeki atmosferi zehirliyor. Ve muhalefetin aktif seçim kampanyası yürütmesini neredeyse imkansız hale getiren olağanüstü hal uygulamasının da sonsuza kadar uzatılması mümkün değil. Özetle, Erdoğan için şimdi tam uygun zaman. Ama aslında müttefikimiz Türkiye şu sıralarda tamamen donuk bir ruh hali içinde.”
Weser-Kurier ise dayatma seçim kararını Türkiye'nin ekonomisi açısından değerlendirerek şunları söyledi:
"Seçimden Erdoğan'ın zaferi dışında çıkabilecek her türlü sonuç herhalde sürpriz olur. Ama Cumhurbaşkanı açısından seçim öyle tamamen pürüzsüz geçmeyebilir de. Bunun nedeni ise ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum. Türk Lirası dolar karşısında şimdiye kadar olmadığı kadar düşük sevide seyrediyor, enflasyon kasıp kavuruyor ve ekonominin resesyona girme tehlikesi bulunuyor. Genç işsizlerin oranı yüzde 20 dolayında. Avrupa'dan yardım gelmesi ise olanaklı görünmüyor. Nitekim AB Komisyonu'nun bu hafta yayımladığı raporunda ‘Türkiye büyük adımlarla AB'den uzaklaştı' saptamasında bulunuluyor. Ne kadar uzaklaşmış olduğunu da işte bu erken seçim kararı gözler önüne seriyor.”
ABD BASINI
CNN International, manşetten duyurduğu haberinde 'Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim kararı aldığını açıkladı' ifadeleri kullanıldı.
İNGİLİZ BASINI
Financial Times gazetesi haberi "Erdoğan U dönüşü yaptı ve erken seçim dedi" başlığıyla duyurdu.Gazete baskın erken seçimin ekonominin gidişatına dair uyarıların arttığı bir dönemde alındığına dikkat çekti.
Haberde "Türkiye Cumhurbaşkanı defalarca erken seçim olmayacağını, seçimin Kasım 2019'da yapılacağını söylemişti. Bu hızlı U dönüşünü ulusal güvenlik sorunları, Suriye ve Irak'taki istikrarsızlık ve başkanlık sistemine geçişi hızlandırma ihtiyacı ile gerekçelendirdi" ifadeleri yer aldı.
Guardian gazetesi erken seçim ilanını dünya haberleri sayfasının manşetine taşıdı. Haberde Erdoğan'ın düne kadar seçimin 2019'da yapılacağını söylediği fakat ekonomik kaygılar nedeniyle seçimi erkene çektiği aktarıldı.
Seçimin yeni cumhurbaşkanına daha önce görülmemiş yetkiler verebileceği, cumhurbaşkanının seçilmemiş yardımcılar atamak ve kanun hükmünde kararnameler yayınlamak gibi yetkileri olacağı vurgulanırken Erdoğan'ın biyografisini yazan Soner Çağatay'ın şu sözlerine yer verildi:
"Tarihi bir gün olacak. Ülkeyi kararnamelerle yönetme yetkisi olan bir cumhurbaşkanı seçilecek. Bir Türkiye'den diğerine geçiş yapacağız."
Gazetenin köşe yazarı Simon Tisdall ise seçimin Erdoğan'ın "Seçilmiş diktatörler kulübündeki yerini garantileyeceğini" yazdı.
The Daily Telegraph gazetesi ise iç sayfalarında tek sütunda beş cümleyle duyurduğu haberde "Muhaliflere baskı artarken Erdoğan erken seçim ilan etti" başlığı yer aldı.
FRANSIZ BASINI
Fransız gazetesi Le Figaro yine manşetten ve son dakika olarak duyurduğu haberinde 'Erdoğan açıkladı, Türkiye 24 Haziran'da erken seçime gidiyor' diye yazdı.
YUNAN BASINI
Yunanistan'ın Ekathimerini gazetesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafıyla son dakika duyurduğu haberinde, "Türkiye 24 Haziran'da erken seçime gidiyor" başlığını kullandı.
'Macron, okulun işgal edildi'
Macron’un da mezun olduğu Paris Siyasi Bilimler Akademisi işgal edildi.
19-04-2018 09:48

Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un reform paketine ilişkin grevler ve eylemler devam ediyor. Eğitim reformuna karşı üniversiteleri işgal eden öğrenciler Macron’un da mezun olduğu Paris Siyasi Bilimler Akademisi’ne “Macron, okulun işgal edildi” pankartı astı.
Üniversiteye giriş sisteminin değiştirilmek istenmesine karşı çıkan bir grup öğrenci, sabah saatlerinde yaklaşık 250 öğrencinin bulunduğu üniversite binasını işgal etti, polis ise eyleme daha fazla kişinin katılımını engellemek için binaya girişleri kapattı. Cumhuriyet’in haberine göre, Öğrencilerin Facebook’tan yaptığı açıklamada, “Üniversitenin binasının barışçıl olarak işgal edildiği” belirtildi. Öğrencilerin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da mezun olduğu okulun binasına astıkları, “Macron, okulun işgal edildi” yazılı pankartlar dikkat çekti. Bu arada Fransa’da haftalardır grevlerle protesto edilen demiryollarına ilişkin tartışmalı yasa tasarısı Ulusal Meclis’te kabul edildi. Senato’da da görüşülerek oylanması gereken yasa tasarısı, demiryolları şirketi SNCF’te yeni işe alınacakların mevcut çalışan haklarının önemli bir kısmından mahrum kalmasını öngörüyor.
Suudi Arabistan 35 yıl sonra sinemaları tekrar açtı
Sinema salonlarının yasak olduğu Suudi Arabistan Krallığı'nda 35 yıl sonra bir ilk yaşandı. Ülkede resmi törenle açılan sinema salonunda, Hollywood yapımı Kara Panter filminin galası yapıldı. Gösterime birçok hükümet yetkilisi, yabancı devletlerin çalışanları ve film endüstrisinden isimler katıldı.
19-04-2018 00:58

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın "2030 Vizyonu” kapsamında sinema salonlarının tekrar açılması, Aralık ayında yasağın kalkacağının açıklanmasıyla birlikte duyurulmuştu.
Kadınlarla erkeklerin bir arada yer aldığı gösterimden önce bir açıklama yapan Kültür ve Enformasyon Bakanı Avad Alavvad, "Suudi Arabistan'ın dinamik bir ekonomi ve topluma dönüşümünde önemli bir an yaşanıyor” ifadesini kullandı.
80'Lİ YILLARDA KAPANMIŞTI
Katı muhafazakâr Vahabi İslam uygulamaları ile bilinen Suudi Arabistan'daki sinemalar 1980'li yılların başında kapatılmıştı.
'YATIRIM YAPMAK İÇİN EN İYİ YER
Diğer taraftan ABD'li şirket IMAX 3 yıl içinde Suudi Arabistan'da 20 adet sinema salonu açmaya hazırlanıyor.
CNBC'ye bir mülakat veren IMAX CEO'su Richard Gelfond birden fazla Suudi kentinde sinema salonları açmak için anlaşma imzalamaya yakın olduklarını belirtti.
Suudi Arabistan'ı "büyük yatırım potansiyeli olan önemli bir pazar" diye niteleyen Gelfond, "Suudi Arabistan yatırım yapmak ve yüksek çözünürlüklü ekran ve en ileri teknolojiyi kullanan lüks ve özgün sinema salonları ağımızı genişletmek için en iyi yer" ifadelerini kullandı.