OHAL koşulları altında yargı konulu konferansa katılmak isteyen İtalyan avukatı ülkeye almadılar

OHAL koşulları altında yargı konulu konferansa katılmak isteyen İtalyan avukatı ülkeye almadılar

Ankara'da yapılması planlanan Olağanüstü Hal Koşulları Altında Türkiye'de Yargı konulu konferansa katılmak üzere, İtalyanın Bologna kentinden Türkiye'ye gelen Barbara Spinelli'nin yasaklama kararı olduğu gerekçesiyle ülkeye sokulmadığı ve sınır dışı edildiği öğrenildi.

Ankara’da birçok uluslararası hukuk kuruluşu ve baronun düzenleyicisi olduğu OHAL Koşulları Altında Türkiye’de Yargı Sistemi Konferansı düzenlendi. 3 gün süren konferansa katılmak üzere İtalyanın Bologna kentinden Türkiye'ye gelen avukat Barbara Spinelli bir gün havaalanında tutulmasının ardından Türkiye'den sınır dışı edildi.

'Olağanüstü Hal Koşulları Altında Türkiye'de Yargı' konferansının düzenleyicilerinden olan Çağdaş Hukukçular Derneği konuyla ilgili açıklama yaptı. Açıklama şu şekilde.

''Barbara ile birgün bu coğrafyada halay çekeceğiz! Çünkü biz kazanacağız!

Ankara'da düzenleyicilerinden olduğumuz Olağanüstü Hal Koşulları Altında Türkiye'de Yargı konulu konferansa katılmak üzere, Bologna/İtalya'dan Türkiye'ye gelen Barbara Spinelli, hakkında yasaklama kararı olduğu gerekçesi ile ülkeye sokulmadı ve sınır dışı edildi.

Bu sınır dışı edilme kararı ve Barbara Spinelli'nin havaalanında tutulma koşulları hakkında kamuoyuna bilgi vermeden önce, dostumuz ve yoldaşımızı Türkiye kamuoyuna kısaca tanıtmak isteriz. Esasında, Barbara hakkında Türkiye'ye giriş yasağı kararı verilmiş olması dahi, kendisinin insan hakları ve demokrasi mücadelesi için kıymetini ortaya koymak için yeterlidir. Barbara, İtalyan bir insan hakları avukatı. Barbara Spinelli; her insan hakları avukatı gibi, hak ihlallerinin, baskı uygulamalarının ve zulmün, ülke sınırları ile açıklanamayacağının bilinciyle, yıllardır enternasyonal mücadele ve dayanışmanın önemli bir parçası olagelmiştir. KCK ve ÇHD avukat yargılamaları dolayısıyla defalarca Türkiye'de duruşma gözlemcisi olarak bulunan Barbara, burada karşılaştığı hak ihlalleri ve hukuksuzlukları raporlaştırarak, Avrupa'da çeşitli mercilere bu konularda başvuruda bulunmuştur. Aynı zamanda Kürt illerinde gerek sokağa çıkma yasağı öncesi yaşanan ihlaller ve gerekse sokağa çıkma yasağı ile birlikte yaşanan yıkım ve zulüm karşısında da aktif bir duruş sergilemiştir. Bu haliyle Barbara, bizlerin hem dostu, hem yoldaşı olagelmiş, hem de uğradığımız her hak ihlali karşısında avukatlığını üstlenmiştir. Elbette, bir enternasyonaliste yakışan bu pratik tutumu, Türkiye tarafından da ödüllendirilmiş ve Barbara'nın Türkiye'ye adım atması tehlikeli görülerek, yasaklanmıştır.

Barbara, havaalanında bekletildiği süre zarfında, devletin pratik uygulamaları ile bizzat tanışmıştır. Bu zamana kadar bizlerin aktarımlarından bildiği kötü muameleyi doğruda deneyimlemiştir. Fiziki bir şiddetle karşılaşmamışsa da, psikolojik işkence ve tecriti bir günlüğüne dahi de olsa yaşamıştır. Barbara'nın sınır dışı işleminin yürütümünden sorumlu, OHAL Türkiye'sinin özgüvenli kolluk güçleri, Barbara'nın öncelikle telefonuna el koyma çabası içerisine girişmişlerdir. Barbara'nın bu girişimi “dirençle” karşılayacağını açıkça belirtmesi üzerine bu hukuksuz hareketi göze alamayan polisler, bu kez Barbara'yı havaalanında bir odaya kilitlemişlerdir. Oysa Barbara gözaltında değildir. Buna rağmen OHAL'in keyfiliği ile alıkonulmasında bir beis görülmemiştir. Tutulduğu odada bir sandalyeye oturtulmuş ve an be an kamera ile kayıt altına alınmıştır. Dahası odanın parlak ışıkları bir an için bile söndürülmeyerek Barbara'nın tüm gece uyuması da önlenmiştir. Bütün bu uygulamaların işkence olduğu çok açıktır. Barbara bu konuda gerekli tüm hukuki girişimleri başlatacaktır.

Biz konunun başka bir kısmına dikkat çekmeyi, başarı ile tamamlanmış Uluslararası Hukuk Konferansı'nın da verdiği güçle özellikle bir görev olarak kabul ediyoruz. Koskoca AKP hükümeti ve devleti kendi çiftliğine döndüren Erdoğan; genç bir İtalyan avukatın ülkeye girişini neden engeller? Ellerinde bir çırpıda KHK ilan etme gücü olan, istediğini tutuklayıp, istediğini salan, memleketi bir keyfilik denizine döndüren bu muktedirler, genç bir avukat kadından neden korkar!? Bize kalırsa, Barbara Spinelli'nin sınır dışı edilmesi, bu korkunun artık gizlenemeyecek kadar büyüdüğünün göstergesidir. Zira, gerçekler, ilkeler, dayanışma ve mücadele karşısında ve tek bir kadının dik duruşu karşısında zulüm ve baskı için örgütlenmiş o koskoca yapı tir tir titremekte, temellerinden sarsılmaktadır.
Ekim Devrimi öncesi Çarlık Rusyası, tarihte bir halklar hapishanesi olarak anılır. Çarlık Rusyası'nın sonunu bezirganlar çok iyi bilir, hala geceleri uykularını bölen bir kabustur. Biz üç günlük konferans deneyimimizle bir kez daha gördük ki; kabusunuz gerçek olmaya yakındır. İster yurtdışına çıkışlarımızı yasaklayın, ister yoldaşlarımızın bize gelişini.... Buradan bütün kamuoyuna bildiririz ki, Barbara Spinelli'nin hukuki sürecinin takipçisi olacağız. Barbara'nın, Türkiye'de külhanbeyliği ezber etmiş kolluk güçlerine verdiği yanıtı tekrarlıyoruz: Eninde sonunda bu coğrafyaya demokrasi gelecek, eninde sonunda biz kazanacağız ve o gün bizler Barbara ile birlikte sokaklarda halaya duracağız! O gün geldiğinde ne yapacaklarını varsın muktedirler düşünsün! 
Saygılarımızla,

Çağdaş Hukukçular Derneği''