ODTÜ ihraçlara sessiz kalmadı: Bedel ödemek zorunda bırakılan akademisyenlerin yanındayız

ODTÜ ihraçlara sessiz kalmadı: Bedel ödemek zorunda bırakılan akademisyenlerin yanındayız

Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğretim üyeleri ve öğrencileri akademisyen kıyımına karşı sessiz kalmayarak bugün bir basın açıklaması yaptı.

Son çıkarılan KHK’lar ile başta Ankara Üniversitesi olmak üzere 330 akademisyen kamudan ihraç edildi. İhraç edilen akademisyenlerin büyük çoğunluğunu ise barış talebinde bulunan barış akademisyenleri oluşturdu.İhraçlara gelen tepkiler üzerine ise hükümet topu YÖK’e, YÖK ise üniversitelere attı, ihraçları sahiplenebilen çıkmadı.

ODTÜ’lü hocalar ve öğrencilerin bugün Fizik amfisi önünde yaptığı açıklamada destek mesajı verilerek, “Akademisyenliğin gerektirdiği kamusal sorumluluğu taşıyan ve bu nedenle bedel ödemek zorunda bırakılan meslektaşlarımızın, hocalarımızın yanındayız; onurlu mücadelelerine destek veriyoruz” dendi.

Açıklamada, ülkenin geleceğinin karartıldığı ifade edilerek, bilimsel bilgi üretimi ve nitelikli insan gücü yetiştirilmesi süreçlerinin onulmaz yaralar aldığı eleştirisi yapıldı.

Açıklamada sorumluların hesap vermesi gerektiği de belirtilerek,. “Yaşanan mağduriyetleri hızla telafi edecek idari düzenlemeler en kısa süre içinde yapılmalı; buna neden olan sorumlular istifa etmeli ve hesap vermelidir” denildi.

ODTÜ Bileşenleri imzası taşıyan açıklama şöyle:

“Türkiye akademisi tarihinin en büyük kıyımlarından birini yaşamaktadır. Olağanüstü hal ilanından bu yana yayınlanan kanun hükmünde kararnamelerle, yüzlerce değerli bilim insanı sorgusuz sualsiz üniversitelerinden ve öğrencilerinden kopartılmış, ülkemizin nice zorluklarla bugünlere getirilen köklü yüksek öğretim kurumları yerle bir edilmiştir. Bu süreçte çeşitli üniversitelerde görev yapan pek çok ODTÜ mezunu ve öğrencisi de işlerini kaybetmiştir. Meslektaşlarına kefil olan akademisyenlerin, hocalarını sevgiyle sahiplenen öğrencilerin ve mezunların bu uygulamalara karşı çığlıkları duyulmamakta, şiddetle susturulmak istenmektedir. Son yayınlanan kanun hükmünde kararnameler, yaşananların keyfiliğini ve haksızlığını öylesine gözler önüne sermiştir ki, rektörler ve dekanlar sorumluluğu hükümete, YÖK ise üniversitelere atmaya çalışmaktadır. 

Bu karmaşa içinde ülkemizin geleceği karartılmakta, toplumsal gelişme için yaşamsal öneme sahip bilimsel bilgi üretimi ve nitelikli insan gücü yetiştirilmesi süreçleri onulmaz yaralar almaktadır. Meslektaşlarımızı, hocalarımızı insan hakkı ihlalleriyle karşı karşıya bırakan bu süreç, ülkemizin köklü akademik birikimini ve gençlerimizin gelecek beklentilerini de yok etmektedir.        

Kamu vicdanını derinden yaralayan bu kıyımlara derhal son verilmelidir. Yaşanan mağduriyetleri hızla telafi edecek idari düzenlemeler en kısa süre içinde yapılmalı; buna neden olan sorumlular istifa etmeli ve hesap vermelidir. Akademisyenliğin gerektirdiği kamusal sorumluluğu taşıyan ve bu nedenle bedel ödemek zorunda bırakılan meslektaşlarımızın, hocalarımızın yanındayız; onurlu mücadelelerine destek veriyoruz. “