Neşet Ertaş'ı aramızdan ayrılışının 5'inci yılında özlemle anıyoruz

Neşet Ertaş'ı aramızdan ayrılışının 5'inci yılında özlemle anıyoruz

"Bozkırın tezenesi" Neşet Ertaş'ı, aramızdan ayrılışının 5'inci yılında özlemle anıyoruz.

Yaşar Kemal'in deyimiyle "Bozkırın tezenesi" Neşer Ertaş'ın aramızdan ayrılışının üzerinen 5 yıl geçti. 

1938 yılında Kırşehir'de doğan Ertaş, sazı 5 yaşında eline aldı ve bir daha bırakmadı. "Neden garip garip ötersin bülbül" adlı ilk plağını 16 yaşındayken çıkardı.

1978'de turnelere katılırken parmakları felç geçirdi, işsiz kaldı. Tedaviye ayıracak parası yoktu, Almanya'ya gitmek zorunda kaldı.

Neşet Ertaş, Süleyman Demirel döneminde verilen 'Devlet Sanatçısı' ünvanını “Herkes bu devletin sanatçısı, bu ödülü almak bana ayrımcılık yapmak gibi geliyor” diyerek reddetti.

25 Eylül 2012 tarihinde prostat kanseri nedeniyle İzmir’de hayatını kaybeden büyük ustanın hayat hikayesini kendi sesinden dinleyelim...

Bin dokuz yüz otuz sekiz cihana
Kırtıllar köyünde geldin dediler
Babama muharrem, anama döne
Dediysen atayı bildin dediler

Dizinde sızıydı anamın derdi
Tokacı saz yaptı elime verdi
Yeni bitirmiştim üç ile dördü
Baban gibi sazcı oldun dediler

O zaman babamdan öğrendim sazı
Engin gönül ile hakka niyazı
O yaşımda yaktı bir ahu gözü
Mecnun gibi çölde kaldın dediler

Zalım kader devranını dönderdi
Tuttu bizi ibikliye gönderdi
Babam saz çalarken bana zil verdi
Oynadım meydanda köçek dediler

Anam döne ibiklide ölünce
Tam beş tane öksüz yetim kalınca
Beşimiz de perişan olunca
Babamgile burdan göçek dediler

Yürüdü göçümüz tefleğe doğru
Bu hali görenin yanıyor bağrı
Üç aylık çoçuğun çekilmez kahrı
Bunlara bir ana bulun dediler

Yozgatın Kırıksoku Köyüne vardık
Bize ana yok mu diyerek sorduk
Adı arzu dediler bir ana bulduk
İşte bu anadır buldun dediler

En küçük kardaşı kayıp eyledik
Onun için gizli gizli ağladık
Üstelik babamı asker eyledik
Yine öksüz yetim kaldın dediler

Zalım kader tebdilimi şaşırttı
Heybe verdi dalımıza devşirtti
Yardım etti Yerköyüne göçürttü
Biraz da burada kalın dediler

Yerköyden Kırıkkaleye geldik
Babam saz çalarken biz çümbüş aldık
Kırşehire varınca kemanı çaldık
Aferin arkadaş çaldın dediler

Yarin aşkı ile arttı hep derdim
Babamı bir yere dünür gönderdim
Başlık çok istemişler haberin aldım
İstemiyor yarin seni dediler

Kırşehirde yedi sene kalınca
Düğün düzgün hepsi bize gelince
Burada herkese yer daralınca
Ankaraya gider yolun dediler

Ankarada (sünnetçi) Veysel Ustayı buldum
Epeyce eğleştim, evinde kaldım
Yüz lirayı verip bir yatak aldım
Etti isen böyle buldun dediler

Bir ev kiraladım münasip yerde
Kaldı kavim kardaş hep Kırşehir’de
Bu aşk hançerini vurdu derinde
Çaresini bulmazsan öldün dediler

Yarin aşkı ile döndüm şaşkına
Arada içerdim yarin aşkına
Canan acımaz mı garip dostuna
Bunu da içeriye alın dediler

DAHA FAZLA