Nazlı Ilıcak'ın ifadesi: Bu yapının aslında dindar bir yapı olmadığını yeni anladığım için üzgünüm

Nazlı Ilıcak'ın ifadesi: Bu yapının aslında dindar bir yapı olmadığını yeni anladığım için üzgünüm

Darbe girişiminin ardından Gülen cemaatine yönelik başlatılan operasyon kapsamında tutuklanan gazeteci Nazlı Ilıcak, savcılık ifadesinde "Bu yapın aslında dindar bir yapı olmadığını, mağdur bir yapı olmayıp, örgütsel bir yapılanma olduğunu yeni anladığım için üzgünüm" dedi.

Darbe girişiminin ardından Gülen cemaatine yönelik başlatılan operasyon kapsamında tutuklanan gazeteci Nazlı Ilıcak, savcılık ifadesinde "Bu yapının aslında dindar bir yapı olmadığını, mağdur bir yapı olmayıp, örgütsel bir yapılanma olduğunu yeni anladığım için üzgünüm" dedi.

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde herkes bu yapılanmanın bir terör örgütü olduğunu 15 Temmuz 2016 tarihi ile idrak etti" ifadesini kullanan Ilıcak, "Daha önce bilseydim, ne orada yazardım, ne de orada bulunurdum. Bilakis karşısında yer alırdım. Üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Ben yaptığım programlarda veya yazılarda bilerek suç işlemedim. Yaptığım iş suç kalıbına uyuyorsa da farkında değilim" diye konuştu.

Hürriyet'in haberine göre; Nazlı Ilcak'ın ifadesi özetle şöyle:

"Ben darbe mağduru bir insanım. 28 Şubat sürecinde de her zaman mağdur kişilerin yanında durmaya gayret ettim. Benim, yukarıda bahsettiği gibi, mağdurların yanında olmak gibi bir karakterim olduğu için 17-25 Aralık sonrasında da dindar insanların üzerine insafsızca gidildiği yönünde bir kanaatim oluştu.

"GAZETECİLİK MESLEĞİ REFLEKSİYLE HABERLERİ YAPTIM"

Herhangi bir darbeyi tasvip etmem mümkün değildir. 15 Temmuz akşamı öğrendiğim ilk dakikada, yani köprüden geçişlerin engellendiği anda, karşı olduğuma dair tweetler attım.

Benim cemaatle herhangi bir organik bağım yoktur. Organik bağım olsaydı, daha önceki soruşturmalar döneminde Hanefi Avcı'nın bana yazdığı özel mektupları, Odatv ve Balyoz davalarında delillerin sahte olduğuna dair mağdurların açıklamalarını görev yaptığım gazetenin köşesinde yayınlamazdım. Ben gazetecilik mesleği refleksiyle haberleri yaptım.

Ayrıca Balyoz ve Ergenekon soruşturmalarının yapıldığı dönemde, AK Parti'nin destekleyicisiydim. O dönemde AK Parti'de, soruşturmaların yapılması yönünde fikir birliği içerisinde hareket edip, beyanlarda bulunuyordum. Sonrasında Erdoğan da yanıldığını söylemişti.

Ben de şuanda özellikle darbe yapılması, darbe esnasında Genelkurmay Başkanı'na darbeye katılanların Fethullah Gülen ile görüştürme teklifleri, darbeye karışanlardan çıkan 1'er dolarlık banknotlar, darbeye karışanların polise ve vatandaşlara ateş talimatı vermesi ve Meclis'in bombalanması gibi hususları gördüğümde, bu insanların aslında mağdur olmadığını anladım.

"YENİ ANLADIĞIM İÇİN ÜZGÜNÜM"

Ben de yanıldığımı düşünüyorum. Bu yapının aslında dindar bir yapı olmadığını, mazlum bir yapı olmayıp, örgütsel bir yapılanma olduğunu yeni anladığım için üzgünüm. Ben işimden atılınca nafakamı kazanmak için Bugün TV'de programlara başladım. Bu kuruluşların bir örgütün hedefi doğrultusunda hareket ettiğinden haberim yoktu. 15 Temmuz'dan sonra özellikle Genelkurmay Başkanı'na örgüt mensubu bir askerin 'Fethullah Gülen ile sizi görüştürelim' talebi beni çok sarstı.

"ASKER İÇİNDE CİDDİ BİR YAPILANMA OLDUĞUNU İDRAK ETTİM"

Bu ne biçim bir zihniyet ki koskoca Genelkurmay Başkanı'nı bu şekilde ikna edebileceğini düşünmektedir.

Ayrıca 1 dolarlar meselesi çıktı. Bunun da hakikaten görev dağılımı olabileceğini düşündüm ve asker içinde ciddi bir yapılanma olduğunu idrak ettim. Bu kabul edilemez. Daha önce bu iddialar vardı. Ancak Genelkurmay Adli Müşaviri de bu iddiaları reddediyordu.

"HERKES BU YAPILANMANIN 15 TEMMUZ'DA TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞUNU İDRAK ETTİ"

Bunları benim bilmem mümkün değildir. Yanıldığımı, bu yapılanmanın bir örgüt olduğunu 15 Temmuz sonrasında gördüm. Daha önce bilseydim, ne orada yazardım, ne de orada bulunurdum. Bilakis karşısında yer alırdım. Üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Ben yaptığım programlarda veya yazılarda bilerek suç işlemedim. Yaptığım iş suç kalıbına uyuyorsa da farkında değilim. Suç olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde herkes bu yapılanmanın bir terör örgütü olduğunu 15 Temmuz 2016 tarihi ile idrak etti.

"İYİ NİYETİMİN KURBANI OLDUM"

Herhangi bir kastım yoktur. Ben 40 yıllık gazeteciyim. İyi niyetimin kurbanı oldum. Ben çalıştığım dönemde, şu anda yurt dışına kaçmış olduklarını öğrendiğim, daha önce öğrendiğimde de aşırı derecede tepki gösterdiğim Tarık Toros ve Erhan Başyurt gibi çalıştığım kurumda yönetici olan kişiler ile örgütsel bir bağ içerisinde bulunmadım. Kendileri de bana programım ile ilgili herhangi bir telkinde bulunmadılar. Çalıştığım dönemde örgütsel bir faaliyet olduğunun farkında değildim."