Nasrallah: Suriye’nin tüm düşmanları yenildi, Suriye zafer kazandı

Nasrallah: Suriye’nin tüm düşmanları yenildi, Suriye zafer kazandı

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Suriye’ye komplo kuran tüm düşmanlarının yenildiğini söyledi.

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Hz. Fatıma’nın doğum günü münasebetiyle yaptığı konuşmada Lübnan’da ve bölgede yaşanan gelişmelere değindi.

Nasrallah konuşmasında, Suriye’ye komplo kuran tüm düşmanlarının yenildiğini söyledi.

Nasrullah, “Suriye’deki olayların başlarında ‘Suriye’nin Dostları’ adı altında bir araya gelenler Suriye’ye komplolar kurdular. İki ay içerisinde bu ülkeye hakim olacaklarının hesabını yaptılar. Şu an önlerinde şu acı gerçek var. Umutsuzluk ve yenilgi. Bu ülkelerin hepsi yenildi” dedi.

‘SURİYE’NİN DÜŞMANLARI İÇİN SON BELLİ…’

“Altı yıl boyunca Arap dünyasının onlarca milyar doları harcandı. Türkiye, Fransa, İngiltere para harcamadı. Arap dünyasının paraları harcandı” diyen Nasrallah, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu para Arap dünyasındaki yoksulluğu, Somali’deki açlığı ortadan kaldırmak için ve daha birçok şey için harcanabilirdi. Binlerce kişi Suriye’yi devirmek ve onu Direniş Ekseni’nden çıkarmak için savaşa geldi. Ancak bugün bu işlerin sonu onlar açısından bellidir, ümitsizlik ve gerilemedir.”

‘IŞİD ÖMRÜNÜN SONUNA GELDİ’

Silahlı gruplarla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Nasrullah şöyle devam etti:

“IŞİD, Irak’ta ömrünün sonuna geldi. Onlar için Suriye’de siyasi ve askeri gelecek kalmadı. İntihar saldırıları stratejik ve askeri yenilginin göstergesidir. Bu bir intikamdır, savaşmak değil. IŞİD ve Nusra’nın geleceği işte budur.”

‘NUSRA CEPHESİ’Nİ BUGÜN HERKES BOMBALIYOR’

“Nusra bugün herkes tarafından bombalanıyor” diyen Nasrallah şunları ekledi: “Amerika, Rusya, Türkiye bombalıyor. Nusra Cephesi, Suriye’yi yok ettikten sonra yok edilmekte olduğunu anladı. Şu an Amerika’nın kendilerini aldattığının farkına vardı.”

Yakın Doğu Haber'de yer alan habere göre Suriye’ye hakim olmayı hedefleyen emperyalist projenin yenildiğini ve Suriye’nin zafer kazandığını belirten Nasrallah, “IŞİD, Nusra ve diğer tekfirci gruplar yeniliyor. Şu an sadece zaman meselesi söz konusudur. Diğer muhalif gruplar da yabancı elçilikler ve istihbarat servisleri arasında şaşkın halde dolaşıp duruyorlar ve bazı ülkelerin elinde rehin durumundalar” dedi.

‘IŞİD’İN YENİLGİSİ İSRAİL’İN YENİLGİSİDİR’

“Şu an Suriye’de düşman cephesi içerisinde savaşmakta olan tüm Suriyelilere sesleniyorum” diyen Nasrallah şu çağrıyı yaptı: “ Bu proje başarısız oldu, yenildi. Netanyahu, Moskova’ya gitti ve Putin’e tutundu. Çünkü IŞİD’in yenilgisinden korkuyor; IŞİD’in yenilgisi kendi yenilgisidir. İster bilin ister bilmeyin sizler Amerika ve İsrail cephesinde savaşıyorsunuz. Dökülen bunca kan yeterli değil mi?

Ben sizleri silahlarınızı bırakmaya, Amerika ve İsrail cephesinden Direniş cephesine geçmeye davet ediyorum. Bu iş hala yapılabilir.”

HASAN NASRALLAH KİMDİR?

Seyyid Hasan Nasrallah 31 Ağustos 1960’ta Lübnan’ın güneyinde bulunan el-Bezuriye köyünde doğdu. O dönem ‘Mahrumlar Hareketi’ olarak bilinen Emel hareketine karşı ilgi duymaya başlayan Nasrallah, 1976 yılında Necef’e giderek eğitim aldı. 1978 yılında Lübnan’a dönen Nasrallah, Abbas Musevi’nin kurduğu el-İmam el-Muntazar medresesinde eğitimine devam etti. Emel hareketindeki siyasi faaliyetlere katılan Nasrallah bu hareketin Bekaa bölgesindeki siyasi sorumlusu oldu.

HİZBULLAH’IN KURULMASI

İmam Musa Sadr’ın Libya’da gizemli bir şekilde kaçırılmasının ve Emel hareketinin lider kadrosundaki büyük ihtilafların ardından,  lider kadrolardan bir bölümü ayrılarak Lübnan Hizbullah’ını kurdu.

Nasrallah da Hizbullah’ta çeşitli sorumluluklar aldı. Hizbullah’ın liderlik şurasında üyelik görevi yaptı. Eğitim için 1989’da Kum’a giden Nasrallah, İsrail’in Lübnan’a ve Hizbullah’a yönelik yaptığı yoğun saldırılardan dolayı burada bir yıldan fazla kalamadı ve Lübnan’a geri döndü.  

GENEL SEKRETERLİĞE SEÇİLMESİ

1992 yılında Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Abbas Musevi’nin öldürülmesinden sonra Hizbullah’ın liderlik şurası Seyyid Hasan Nasrullah’ı hareketin yeni Genel Sekreteri olarak seçti. Abbas Musevi’nin ailesiyle birlikte İsrail tarafından öldürülmesi ardından Lübnan halkında Hizbullah’a olan destek genişledi ve tabana yayıldı. İsrail de 1993 ve 1996 yıllarında Lübnan’a karşı geniş çaplı operasyonlar yaparak Hizbullah’ı ortadan kaldırmaya çalıştı fakat kendinden çok daha az askeri imkanlara sahip olan Hizbullah’ın direnişiyle karşılaştı.

OĞLUNUN SAVAŞTA ÖLDÜRÜLMESİ

Hizbullah’ın Eylül 1997’de güney Lübnan’daki Cebelu’r Refi bölgesinde İsrail ordusunun mevzilerine yönelik saldırısında iki Hizbullah üyesi hayatını kaybetti ve cenazeleri İsraillilerin eline düştü. İsrail televizyonu bu iki kişinin kimliğini bilmeden onların kanlı resimlerini yayınladı. İsrail televizyonunda yayınlanan görüntülerden, bu iki kişiden birinin Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah’ın oğlu Seyyid Hadi olduğu anlaşıldı. Bu haberin, Lübnan’da büyük etki yarattığı ve bir hareketlenmeyi beraberinde getirdiği kaydedildi.

Lübnan tarihinde gerek iç savaş döneminde gerekse İsrail işgaline karşı yürütülen savaş sırasında, siyasi veya milis grupların liderlerinden birisinin oğlunun savaş meydanında öldürüldüğü görülmemişti. Bu olayın, Lübnan’daki toplumsal kesimlerde Nasrallah'a yönelik duygusal bağ ve saygının artmasına neden olduğu belirtiliyor. 

HİZBULLAH VE İSRAİL

2000 yılında İsrail, bölgedeki askeri birliklerinin sürekli olarak Hizbullah saldırılarına hedef olmasından dolayı Şebaa Çiftlikleri dışındaki tüm askeri birliklerini işgal ettiği Lübnan topraklarından çekti. İsrail’in tarihi boyunca ilk kez işgal ettiği bir topraktan çekilmiş olması İsrail açısından ağır bir yenilgi olarak nitelendirildi. Bu durum, Hizbullah’ın direnişe dayanan tutumunu güçlendirirken, Nasrallah’ın da Arap toplumunda büyük bir yer edinmesine sebep oldu. Lübnan Hizbullah’ı, bu olayın ardından, Lübnan siyasi arenasındaki yerini de güçlendirdi, Lübnan Parlamentosunda çok sayıda milletvekili ve bakanlıklarla temsil edildi.

FİLİSTİN'E ETKİSİ

Hizbullah’ın güney Lübnan’daki zaferi, Filistinliler arasında da siyasi ve askeri alanda büyük bir etki yaptığı belirtiliyor. Birçok siyasi gözlemcinin geleneksel Arap-İsrail mücadelesinden farklı olduğunu belirttikleri yeni süreç, Nasrullah tarafından şöyle ifade edilmişti: “Bundan sonra siz açık bir savaş istediniz, bu da açık bir savaştır. Bunu siz istediniz, hükümetiniz istedi. Oyunun kuralları değişecekse, olsun değişsin. Bugün siz kiminle savaştığınızı bilmiyorsunuz. Siz tarihiyle ve kültürüyle iftihar eden, maddi güçlere, imkanlara, yeteneğe, akla, sükunete, rüyaya, azme, kararlılığa, cesarete sahip kimselerle topyekun savaşa girdiniz.”

SURİYE SAVAŞI: 'ESAS MÜTTEFİK'

Suriye savaşında orduya destek veren Lübnan merkezli Şii Hizbullah örgütü, Suriye Dışişleri Bakanı Yardımcısı Faysal Mikdad’ın deyimiyle ‘esas müttefik’ olarak nitelendiriliyor. Tahran yönetimiyle de yakın ilişkiler içinde olan Hizbullah’ın en etkin olduğu bölge Suriye’nin Lübnan sınırındaki Kalamun dağları ve çevresi. Nasrallah geçtiğimiz yıl yaptığı konuşmada Suriye’deki etkinliklerini yoğunlaştıracağını duyurmuştu. Suriye ordusu ile birlikte ülke genelinde önemli mücadeleler veren ve ciddi destek sağlayan Lübnan Hizbullahı, yüzlerce militanını Suriye’deki savaşta kaybetti.

İsrail istihbaratının Lübnan ve Suriye masası yetkilisi, Suriye savaşının Hizbullah’ı Lübnan’da daha üstün bir konuma yükselttiğini açıklamış, Hizbullah güçlerinin Suriye’de girdikleri çatışmaların çoğundan galip geldiğini, burada sürdürdüğü savaşa rağmen İsrail’le savaşacak olan bünyesini koruduğunu ifade etmişti. Suriye savaşının Hizbullah’ın savaş kapasitesini arttırdığını belirten İsrail istihbaratı yetkilisi, örgütün savaşma gücü ve kapasitesinin İsrail’in yeni bir savaş başlatmasına engel oluşturduğunu kaydetmişti. İsrailli yetkili, Temmuz 2016’da basına yansıyan raporlarında, Suriye ordusunun birçok askeri başarılarla üstün konuma yükseldiğini kabul etmişdi.