Modern hayatın ebeveynleri ve sorumluluk duyguları üzerine bir roman: Gökkuşağı Yazı

Modern hayatın ebeveynleri ve sorumluluk duyguları üzerine bir roman: Gökkuşağı Yazı

Gökkuşağı Yazı, otizmli kardeşi Göksu’yu ailesinin merkezi olarak gören ve ona karşı büyük sorumluluk duyan bir çocuğun, Melisa’nın hayatından bir yaz dönemini kapsayan kesiti aktarıyor. Kitap, modern hayatın çocuklarıyla ilgilenmekten alıkoyduğu ebeveynlerin sorumluluk duygusu üzerine düşündürüyor.

Melisa, iş hayatından vakit ayıramayan ebeveynlerinin görevlerini sessiz sedasız üstelenen, naif, kardeşine karşı sevgi dolu bir çocuktur. Kardeşinin üzerindeki ilgi onu ailede ikinci plana taşıdığı için buruk bir çocukluk yaşasa da bundan şikâyet etmez. Bencillikten son derece uzak yapısı ve fedakâr kalbi, Melisa’yı kendi hayalleri ve potansiyelini fark etmesini engellese de bir gün dedesinin onu bir Bubik adlı fille tanıştırması hayatındaki değişimin başlangıcı olur.

Bubik’le daha fazla vakit geçirmek için hayvanat bahçesine giderek dedesine yardım etmeye başlayan Melisa, iki ayağının bir pabuca girdiği yağmurlu bir günde ıslak zeminde kayıp düşer ve bacağı kırılır. O günden itibaren anne-babasından daha önce görmediği kadar ilgi ve sevgi görmeye başlar. Fizik tedaviye gittiği günlerde şimdiye kadar ötelediği koşup oynama isteği su yüzüne çıkmaya başlar. Kaslarının jimnastik yapmaya uygun olduğunu söyleyen masözü, onun ilgisini uyandırır ve iyileşmeye başladığında bir jimnastik salonuna kayıt olur. Melisa’nın jimnastikteki başarısı kendini bulmasına yardımcı olur ve bu esnada tanıştığı kaykaycı arkadaşı hayatına güzel bir renk getirir. Son derece hayat dolu biri olan kaykaycı arkadaşını hiç de ummadığı bir anda, ailesinin özel bir gününde tekrar görür, adının Barış olduğunu öğrenir ve yavaş yavaş Barış’ın ailesinde şahit olduklarından dolayı kendisine kalan sorunlu çocukluğuyla tanışmaya başlar. Barış’ın yaşadıklarını öğrendikçe, her anne babanın sorumluluk duygularının farklı düzeyde olduğunu anlamaya başlayan Melisa’nın, sahip olduğu duyarlı karakteri, yeni tanıştığı insana dair zor durumlarla beslenmeye ve hayata bakışı olgunlaşmaya başlar.

“Teyzemin yatağına sırtüstü uzandım. Yaşama iyi iyi bir yerde başlangıç yapmış Barış. Hayatı müzik olan bir anne ve yemek profesörü bir babayla… Benimkiler sıkıcı sayılarla, kitap sayfalarıyla uğraşırlar. Eğlenceli, keyif veren işlerle ilgilenseler, evimizde karamsar bulutlar gezinmezdi. Annemin puf pufları, dumanlı öksürüğü yerine, yemek kokuları… Yaşamını sana borçlu olduğu için sana sımsıkı sarılan bir ağbi… Oof, ben o eve doğmalıymışım!

Doğmalıymışım da, bu özendiğim insanların hepsi bugün niye ayrı yerdeler?

Dört güzel insanın yeniden buluşamaması olanaksız gibi geliyor bana. Bizimkiler onca hırgüre, renksizliğe karşın hala bir arada durabildiklerine göre… Umut ufukta!”

Sevim Ak’ın kaleme aldığı ve Huban Korman’ın kapak tasarımını hazırladığı Gökkuşağı Yazı, ebeveynlerin sorumluluk duygusu üzerine düşündüren bir roman. Güzel rastlantılar, tatlı heyecanlar ve hayatın farklı renkleri çevresinde örülen kitap, yalın ve etkileyici anlatımıyla umudun, sevginin ve iyiliğin gücünü okuyanlarda iz bırakarak hatırlatıyor.

KÜNYE: Gökkuşağı Yazı, Sevim Ak, resimleyen: Huban Korman, Günışığı Kitaplığı, 2016, 228 sayfa.

DAHA FAZLA