Mitler ve Marksizm: 'Orta Sınıf Efsanesi'

Mitler ve Marksizm: 'Orta Sınıf Efsanesi'

Haluk Yurtsever’in kitabı, ‘orta sınıf’ tanımlamasını Marksist sınıf sorunsalı içinde değerlendirirken klasiklere ilişkin titiz bir inceleme sunuyor. Bu temel hat, ‘orta sınıf teorisinin babası’ sayılabilecek Weber’in ve onun güncel devamcıları olarak  A. Giddens, P. Bourdieu gibi teorisyenlerin belli başlı tezleriyle karşılaştırılıyor.

Son yıllarda yeniden parlatılan bir kavram var hayatımızda: Orta sınıf.

Öyle iddialı bir kavram ki derliyor, topluyor, karıştırıp barıştırıyor; insanların kültürünü, yaşam tarzını, ‘sınıfını’, ‘protestini’ tek celsede önümüze seriyor. Özellikle Gezi Direnişi'yle birlikte ‘orta sınıf’ kodlaması, akademinin derin dehlizlerinden ‘muhalif kalemlerin’ memleket analizlerine meşrebi geniş bir ortamda var oldu.

Doludizgin ‘gündelik siyasete’ battığımız bu günlerde, Yordam Kitap’tan çıkan Haluk Yurtsever’in Orta Sınıf Efsanesi kitabı bize, tekrar bu tartışmayı doğru temellere oturtmamız gerektiğini hatırlatır nitelikte.

Yurtsever’in kitabı temel bir iddia üzerine kurulu:

“ Modern toplumun, bir biçimde neredeyse herkesi içine aldığı iddia edilen geniş, sınırları belirsiz orta sınıf savı, bir sınıfsızlık teorisi olarak yükseldi. Neredeyse ‘herkes orta sınıfın içindedir’ demek ‘sınıflar yoktur’ demenin başlangıç cümlesi oldu.” (s.17)

Orta Sınıf Efsanesi, tam da bu nedenle ‘orta sınıf’ adıyla mitlerin ve efsanelerin tozu dumana kattıkları bu yerde hakikate çağrının, sınıfa çağrının sesi oluyor.

Bu çağrının bir hikayesi var. Hikaye 170 yıllık bir kuramsal-politik saflaşmanın hikayesi…

Haluk Yurtsever’in kitabı, ‘orta sınıf’ tanımlamasını Marksist sınıf sorunsalı içinde değerlendirirken klasiklere ilişkin titiz bir inceleme sunuyor. Bu temel hat, ‘orta sınıf teorisinin babası’ sayılabilecek Weber’in ve onun güncel devamcıları olarak  A. Giddens, P. Bourdieu gibi teorisyenlerin belli başlı tezleriyle karşılaştırılıyor.

Yurtsever, ‘orta sınıf’ tezlerine ilişkin bu verimli tartışmayı Türkiye’den örnekler olarak Ç. Keyder ve F. Keyman’la sürdürüyor.

Orta Sınıf Efsanesi, bu izleğin içinde öncelikle, ‘orta sınıf nedir, nasıl tanımlanmalı’ sorusu yerine ‘sınıf nedir, sınıf mücadelesi nedir’ sorularına hem kuramsal-tarihsel hem de güncel yanıtlar üretmeye yöneliyor.

'SINIF MÜCADELESİ, SINIFLARIN HAREKET BİÇİMİDİR'

“Sınıf mücadelesinden söz etmek için, üreten-el koyan, mülk sahibi olan-olmayan biçimindeki karşıtlıkların varlığı ve hareketleri yeterlidir. Bu çerçevede, açık bir sınıf bilincinin, keskin bir siyasi çatışmanın, hatta herhangi bir çatışmanın olmadığı durumlarda bile sınıf mücadelesinin varlığından söz edebiliriz. Sınıf mücadelesi, sınıfların hareket biçimidir.” (s. 51)

Kitap boyunca daha yakın tartışmalara uzanırsak, sınıflar, E. P. Thompson’un da ortaya attığı biçimiyle antagonistik bir ilişki etrafında ‘ortak deneyimle’ örülmekte.

Yurtsever’in kitabı, özellikle tarihsel bağlamıyla, burjuva toplumu/kapitalist toplum ya da burjuvazi/kapitalist sınıf gibi kavramların güncel olarak neye işaret ettiğini önemsemekte. Sözgelimi tarih sahnesine ‘kentsoylu’ olarak fırlayan burjuvazi, dünya nüfusunun önemli ölçüde kentleştiği, kentlerin proleter-yoğun mekanlar haline getirildiği bugünün toplumlarında yine de ‘kentlilikle’ ilişkilendirilebilir mi? Ya da bugünün dünyası için ‘burjuva toplumu’ kavramı işlevini korumakta mıdır?

Orta Sınıf Efsanesi, temel tezlerini özellikle güncele uzanan sorularla ve çarpıcı verilerle ortaya koyuyor:

“Üretim ve hizmette canlı emek oranı düşüyor: emek-değer yasasının sonu mu?” “Emek gücü içinde hizmet emeği oranı yükseliyor: işçi sınıfı eriyor mu?” “Kafa emeği oranı yükseliyor: proletarya orta sınıflaşıyor mu?” ya da“maddi olmayan emek: yeni sınıf ‘kognitarya’ mı?”

Burada, sınıf analizlerinde en çoğu betimsel bir halkayı ifade eden kafa-kol emeği ya da mavi yakalı-beyaz yakalı gibi kategorilerin temel ilişkileri, sömürüyü kavramaktaki yetersizliğini berraklıkla ortaya koyuyor Yurtsever.

YAŞAM ALANI VE İŞYERİ GERİLİMİ: İŞÇİ SINIFI NEREDE?

“Günümüz kapitalist toplumlarında, toplumsallaşma ve siyasallaşma, giderek artan bir ağırlıkta, doğrudan emek-üretim süreçlerinin mekan ve zaman olarak dışında, yaşamın bütün alanlarında cisimleşiyor(...)

‘İşçi sınıfı nerede’ sorusunun yanıtlarından biri, ‘kentsel yaşamın üretildiği ve yeniden üretildiği her yerde’dir(...)

Bugün kent sınıflarının, kent hakkı eksenindeki mücadelelerin önemi gerçekten artmakta, emek-sermaye çelişkisi, emek gücünün yeniden üretildiği, bölüşümün yeniden örgütlendiği dolaşım, tüketim ve yaşam alanlarında yoğunlaşmaktadır.” (s.139)

Tüm bunlara rağmen bir diğer gerçek de şudur: “Üretim noktasında örgütlenmediklerinde işçiler en kuvvetli silahlarından vazgeçmiş olurlar: emeklerini geri çekme gücü” (s.140)

Peki bu gerilim nasıl çözülmeli?

Yurtsever’den dinleyelim:

“Öyleyse, semt, mahalle örgütlenmelerinin öncelikli görevlerinden birinin ‘yaşam alanlarından işyerlerine’ nüfuz etme olarak belirlenmesi zorunludur.

Kent ve megakentler nüfusunun çok önemli bir bölümünü ücretli işçilerin, güvencesizlerin, kent yoksullarının, toplumsal proletaryanın oluşturduğuna kuşku yoktur.

Sorun, bu toplamın sınıf mücadelesi istem ve yöntemleri, eylem ve örgütlenme yönlerinden ‘yeni’ bir tarza gereksinim duymasıdır.” (s. 140)

MİTLERİN ÖTESİNDE 'ORTA SINIF GERÇEĞİ' VE MÜCADELE

Orta Sınıf Efsanesi’nin temel tezi, iddia edilenin aksine orta sınıfın büyümediği ve aslında büyüyenin katmanlaşmış biçimiyle toplumsal proletarya olduğu. Evet, büyüyen toplumsal proletaryadır.

Peki ‘orta sınıf’ ne durumdadır?

“(...) gelenekseli ve yenisiyle orta sınıf küçük burjuvazi, kapitalist toplumun önemli bir ara sınıfıdır. Efsane, orta sınıfı, toplumun çoğunluğu ve ‘eriyen’ proletarya yerine geleceğin sınıfı yapan ideolojik yaklaşımdır(...) bu ara sınıfı önemli yapan, ideolojik oluşum ve etkileme gücüdür. Çünkü orta sınıf, özellikle bu sınıfın entelektüel öğeleri, burjuva ideoloji ve kültürünün üretiminde, yansıtılmasında ve yayılmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, ‘orta sınıf gerçeği’ ve sorunu vardır.” (s.203)

İşte burası önemli bir mücadele başlığı olarak belirmekte Yurtsever’in de altını çizdiği biçimde.


Orta Sınıf Efsanesi, Haluk Yurtsever, Yordam Kitap, Eylül 2016

DAHA FAZLA