Marmara Üniversitesi’ndeki tacizci asistana dava
Marmara Üniversitesi’nde kadın öğrencileri taciz eden araştırma görevlisi Timuçin Akyürek hakkında 7.5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
28-12-2017 12:54

Tuğba Özer
Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde okuyan bir kadın öğrencinin şikayeti üzerine Resim İş Öğretmenliği Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak görev yapan Timuçin Akyürek isimli şahıs hakkında dava açıldı. Timuçin Akyürek’in 7.5 yıla kadar hapsi isteniyor.
Savcılık soruşturması tamamlanan Timuçin Akyürek hakkındaki iddianame İstanbul Anadolu 66. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Timuçin Akyürek hakkında ‘Sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel saldırı’ suçlamasıyla dava açıldı. İlk duruşma 10 Nisan 2018 saat 14.00’te görülecek.
İleri Hatırlatıyor
‘RIZASINA AYKIRI VE CİNSEL AMAÇLA’
İddianamede, şikayetçi öğrencinin rızasına aykırı olarak Timuçin Akyürek isimli şahsın kadın öğrenciyi dokunarak ve mesaj göndererek taciz ettiği belirtilerek, “Şüpheli görevi gereği girmiş olduğu dersler esnasında sürekli olarak şikayetçinin omzuna dokunmuş, "tatlım, canım, kuzum" şeklinde sözler söylemiş, ayrıca şikayetçiye göndermiş olduğu mesajlarda 'gözlükleri ile aklımı başından alan E., sensin ve şapkasıyla güzel imaj yaratan, evet sen Latin güzelisin, bugün yine gözlüklerin ile yakıyordun. Çok yakışıyor güzelliğini kapatmıyor asla’ şeklinde sözler sarf etmiştir. Şüpheli bu eylemlerini şikayetçinin rızasına aykırı ve cinsel amaçlı olarak gerçekleştirmiş, bu şekilde sarkıntılık suçunu işlemiştir” denildi.
İleri Hatırlatıyor
İKİ KADIN ÖĞRENCİ DAHA ŞİKAYETÇİ
Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde okuyan iki kadın öğrenci daha Timuçin Akyürek’in kendilerine cinsel tacizde bulunduğunu belirterek şikayetçi olmuştu.
Diğer iki kadın öğrencinin şikayeti üzerine yapılan soruşturma ise devam ediyor.
NE OLMUŞTU?
Mayıs ayında Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde iki ayrı cinsel taciz skandalı ortaya çıkmıştı.
Okulun Göztepe yerleşkesinde bir araya gelen öğrenciler bir basın açıklaması yaparak kadın öğrencilerin Akyürek tarafından defalarca sözlü tacize maruz bırakıldığını ifade etmişti.
Marmara Üniversitesi öğrencileri, kendilerini taciz ettikleri söyledikleri Timuçin Akyürek isimli asistanı rektörlüğe şikayet ettiklerini ancak okul yönetiminin kendilerini ciddiye almadığını aktarmıştı. Rektörlükten yapılan açıklamada konuyla ilgili soruşturma başlatıldığı belirtilmişti.
Fakültede okuyan başka kadın öğrenciler de ‘Mizah Kulübü’ nde eğitim veren bir kişinin tacizlerine ve cinsel saldırısına uğradıklarını anlatmıştı.
İLGİLİ HABERLER
Eşinin sevgilisine mektup yazdı: Umarım ışığı daha erken görürsün
İngiltere'de aldatıldığını öğrenen bir kadın, eşinin sevgilisine mektup yazdı.
21-04-2018 19:16

İngiliz gazetesi The Guardian’ın okur mektuplarına yer verdiği köşesinde, bugün bir kadının eşinin sevgilisine yazdığı bir mektup yayımlandı. Mektupta, kadının eşinin yalanlarını ifşa edip “Sana kızgın değilim. Çok genç, kendini neyin içine soktuğunu bilecek kadar iyi yetişmiş görünüyorsun. Ona da kızgın değilim. O çok hasta” demesi dikkat çekti. İşte o mektup:
“Umarım, sevgilinin karısından gelen bu mektup sende büyük bir şok etkisi yaratmaz. Senin dünyanda benim var olmadığım açık. En azından şimdiki zamanda. Oğlunu birisinin doğurduğunun farkında olmalısın. Büyük olasılıkla benim öldüğümü sanıyorsun.
Ben ölmedim. Birlikte yaşıyoruz, en azından şu an için. Hâlâ bir yatağı paylaşıyoruz (seni öğrendiğim beri eskisi gibi olmasa da).
Senden emojiler ve öpücüklerle dolu bir mesaj geldiği sırada ona yeni telefonu için yardım ediyordum (kendisinin teknolojiyle arası hiçbir zaman iyi olmadı). Cep telefonu numaranı öğrenince, sosyal medya profilini ve sonrasında adresini öğrenmem uzun sürmedi. Eşimin ofisinin birkaç kilometre uzağında, ailenle yaşıyorsun. Onun telefonunu daha önce hiç karıştırmamıştım. Bunu yapmama hiçbir zaman gerek olmamıştı. Konuşmalarınıza burnumu sokmak hâlâ yanlış geliyor.
Sana kızgın değilim. Çok genç, kendini neyin içine soktuğunu bilecek kadar iyi yetişmiş görünüyorsun. Ona da kızgın değilim. O çok hasta.
Ona yıllar boyu, tedaviyi kabul etmeyi reddetmesiyle daha da kötüleşen depresyonu sırasında destek oldum.
Hak ettiğine inandığı büyük başarının ve tanınırlığın önünde duran her şeye sövüp saymasını saatler boyu dinledim. Başarısız iş girişimlerinde, ev taşımalarında ve iş değişikliklerinde ona destek oldum. Onu mutlu etmeye çalışmak için hayatımızı alt üst etmesine izin verdim. Onu mutlu edemeyeceğimi anlamak benim bu kadar vaktimi aldı. Sen de onu mutlu edemeyeceksin.
Seni öğrendiğimden beri ona yem atmaya başladım. Zararsız sorular soruyorum ve bana yalan söylemesini izliyorum. Bunu ne kadar kolay yaptığını görmek beni şaşırtıyor. Arkadaşlarım bana da en başından beri yaşı, eski eşi, yetişkin oğlu, askerliği konusunda yalan söylediğini hatırlatıyor nazikçe.
Sen onun kahraman bir bekâr baba olduğuna, çocuk bakımını hırslı kariyeriyle bir arada yürütmeye çalıştığına inanıyorsun. Yükünün ağır olduğunu sanıyorsun. Seninle yemeklerini ve otel ödemelerini gizli bir kredi kartından yapmış. Ben Noel harcamaları için eBay’de eşya sattım.
Hasta mı? Yoksa bir üçkâğıtçı mı? Ne olursa olsun, benim sevdiğim adam yok. Umarım ışığı benden daha kısa sürede görürsün. Umarım bu yalanlar kalbini kırmaz.”
Kadın sinemacılardan tepki: Yeter
Kerem Akça'nın kullandığı cinsiyetçi ifadeler kadın sinemacıları harekete geçirdi.
20-04-2018 00:17

Posta Gazetesi’nin sinema yazarı Kerem Akça, 37. İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale’yi kazanan Vuslat Saraçoğlu’nun “Borç” adlı filmine ilişkin cinsiyetçi yorumlar yapınca büyük tepki aldı.
Akça, sosyal medya hesabından filmin yönetmeni Vuslat Saraçoğlu ve Ulusal Yarışma bölümünün jüri başkanlığını yapan, aynı zamanda törende Saraçoğlu’na ödülünü takdim eden Pelin Esmer için şu ifadeleri kullandı:
“#istfilmfest18 yarışmasının en zayıf halkası Borç2a verilen ödül, Gökhan Tiryaki’siz bir hiç olduğunu kariyeri boyunca ispatlayan Pelin Esmer’in yeni Pelin Esmer’ler yaratma çabası olarak algılanabilir. İnsani ama sinemasız filmler çeken kadın yönetmenleri cesaretlendirme isteği.”
Akça’nın paylaşımının ardından sinemacı 150 kadın “Yeter” başlığıyla bir metin yayınlayarak Sinema Yazarları Derneği’ni (SİYAD) Kerem Akça'nın üyeliğini gözden geçirmeye davet etti.
'SÖZÜMÜZ SADECE KEREM AKÇA'YA DEĞİL'
Sinemacı kadınların metninde şu ifadelere yer verildi:
“Bizler, Türkiye’de sinema sektörüne emek veren kadınlar olarak usandık. Sadece film endüstrisi çalışanlarının değil, sinema yazarlarının ayrımcılığından, tacizkar dilinden de usandık! Yeter! Kerem Akça'nın kadın sinemacılara yönelik bu ayrımcı dilinden dolayı kamusal alanda sinema sektörünün bütün kadın çalışanlarından özür dilemesini talep ediyoruz.
“Sözümüz yalnızca Kerem Akça’ya değil. Bundan sonra sinema sektöründe tacizden, ayrımcılığa, ücret eşitsizliğinden ırkçılığa, her türlü hak ihlalini ifşa edeceğimizi ve bütün bu ihlallerin takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz.”
İmzacılar
Ahu Öztürk (Yönetmen), Andaç Haznedaroğlu (Yönetmen), Anna Maria Aslanoğlu (Yapımcı), Armağan Lale (Yapımcı), Asiye Dinçsoy (Oyuncu), Aslı Akdağ (Yapımcı), Aslı Dadak (Sanat Yönetmeni), Aslı Erdem (Yapımcı), Aslı Ertürk (Belgesel Sinemacı), Aslı Filiz (Yapımcı), Aslı Özgen Tuncer (Sinema Yazarı), Aslıhan Aktuğ (Yapımcı), Ayben Altunç (Yönetmen), Ayça Çiftçi (Sinema Yazarı), Aysim Türkmen (Yönetmen), Ayşe Çetinbaş (Belgesel Film Yapımcısı), Ayşe Nil Şamlıoğlu (Oyuncu), Banu Fotocan (Oyuncu), Begüm Akkaya (Oyuncu), Belmin Söylemez (Yönetmen), Benan Baf (Yapımcı), Berfin Elif Binbay(Cast Asistanı), Berna Gençalp (Yazar/Yönetmen), Beste Yamalıoğlu (Yapımcı), Bilen Sevda Könen (Yönetmen), Bilge Elif Özköse (Yapımcı), Bilge Taş (Festivalci), Burcu Camcıoğlu, Burçak Bozkurt (Öğrenci), Burçak Üzen (Yönetmen), Cenan Tüzel (Koordinatör), Ceyda Kızıltuğ (Kamera Asistanı), Ceyda Yüceer (Sanat Yönetmeni), Ceylan Naz Baycan (Yapımcı/Yazar), Ceylan Özgün Özçelik (Yönetmen), Çiçek Kahraman (Kurgucu), Çiğdem Girgin (Yardımcı Yönetmen), Çiğdem Mater (Yapımcı), Damla Kırkalı (Yönetmen Yardımcısı), Deniz Ceyhan, Deniz Eyüboğlu (Görüntü Yönetmeni), Derya Durmaz (Oyuncu/Yönetmen), Derya Yanmış (Dağıtımcı), Dilde Mahalli (Yapımcı), Dilek Çolak (Senarist / Yönetmen), Dilek Gökçin (Yönetmen), Diloy Gülün (Yapımcı), Elif Ergezen (Belgesel Sinemacı), Elif Reis (Yönetmen Yardımcısı), Elit İşcan (Oyuncu), Emine Yıldırım (Yapımcı/Senarist), Esma Keskin (Makyöz), Evren Parlar (Yapımcı), Ezgi Baltaş (Cast Direktörü), Ezgi Nalçacı (Reji Asistanı), Ezgi Sözmen (Oyuncu), Feride Çetin (Oyuncu), Funda Eryiğit (Oyuncu), Funda Ödemiş (Yapımcı), Gamze Ögeer (Yönetmen Yardımcısı), Gizem Bayıksel (Yönetmen), Gizem Erman Soysaldı(Oyuncu), Gökçe Erdem (Yönetmen), Gökçe Işıl Tuna (Yapımcı), Gözde Koyuncu (Görüntü Yönetmeni), Gözde Onaran(Sinema Yazarı), Gözde Yavuz, Gül Abus Semerci (Senarist), Gülengül Altıntaş, Güliz Sağlam (Belgesel Film Yönetmeni), Gülten Taranç (Yönetmen), Handan Öztürk (Yazar / Yönetmen / Yapımcı), Hande Çalışlar Kuru, Hülya Uğur Tanrıöver (Akademisyen), Itır Sezik (Yazar/Yönetmen), Kıvılcım Akay (Yönetmen), Laçin Ceylan (Oyuncu/Yönetmen), Leyla Yılmaz (Yönetmen), Lusin Dink (Yönetmen), Melek Güzel (Yönetmen Yardımcısı), Melek Özman (Festivalci), Melek Ulagay Taylan (Yönetmen), Melisa Üneri(Yönetmen), Merve Kayan (Yönetmen), Merve Toz(Yardımcı Yönetmen), Meryem Gültabak (Senarist), Meryem Yavuz(Görüntü Yönetmeni), Muzaffer Cansevdi, Müge Özen (Yapımcı), Nagehan Uskan (Belgesel Sinemacı), Nalan Kuruçim (Oyuncu), Nazlı Bulum (Oyuncu), Nefes Polat (Yapımcı), Neslihan Siligür (Focus Puller), Nesra Gürbüz (Yapımcı), Neşe Şen Hamer (Senaryo Yazarı), Nida Karabol (Yapımcı), Nihan Işık (Kurgucu), Nimet İnkaya (Makyaj Sanatçısı), Nur Özlem Elginöz (Senarist), Nur Sürer (Oyuncu), Oya Özden (Yapımcı), Öykü Karayel(Oyuncu), Pınar Göktaş (Oyuncu), Reyan Tuvi (Yönetmen), Rojda Akbayır (Yönetmen), Seda Pekkanlı(Reji Asistanı), Seda Yılmaz (Kostüm Tasarım), Sefa Öztürk (Yönetmen/ Senarist), Selcan Özgür (Senarist), Selen Uçer (Oyuncu), Selin Vatansever Tezcan (Yapımcı), Selma Ulusoy(Metin Yazarı), Senem Aytaç (Sinema Yazarı), Serpil Güler (Yapımcı), Serra Yılmaz (Oyuncu), Sevil Demirci(Yapımcı), Sevinç Baloğlu (Yönetmen), Seyhan Davarcı (Kamera Asistanı), Sezen Kayhan (Yönetmen), Sezen Sayınalp (Sinema Yazarı), Sezen Yıldız Yılmaz (Gaffer), Simay Tuana Koçak (Prodüksiyon Asistanı), Somnur Vardar (Yönetmen / Kurgucu), Su Baloğlu (Yapımcı), Suzan Güverte (Yapımcı), Şule Orhangazi (Yazar), Tilbe Saran (Oyuncu), Tuba Ataç(Kostüm Tasarım), Tuğba Yiğitcan (Yardımcı Yönetmen), Tuğçe Tufan (Yardımcı Yönetmen), Yonca Ertürk (Yapımcı), Zeliha Doğan (Senarist), Zeynep Dadak (Yönetmen), Zeynep Özbayrak (Sanat Yönetmeni), Zeynep Ünal (Mithat Alam Film Merkezi Koordinatörü), Zümrüt Burul (İletişim Danışmanı)
Akit TV: Dekolte giyen kadın tacizcidir, tacizi hak eder
Akit TV'de ekrana gelen "Rabbiyatcı" programında skandal ifadeler kullanıldı.
18-04-2018 13:13
Dinci Akit TV'de ekrana gelen "Rabbiyatcı" programının sunucusu Mehmet Arslan, dekolte giyen kadınların erkekleri taciz ettiğini ve tacize uğramayı hak ettiklerini söyledi.
Arslan, "Bunlara tedbir alınması lazım. Kadının dekolte olması teşhircilik yapması tam bir tacizciliktir. Erkeği tahrik eder ayrı mesele aynı zamanda tacizdr. Birçok erkek yüzünü çevirir, aklına başka şeyler sokmaya çalışır. Buna hakkı var mı kadının?"
odatv'de yer alan habere göre, dekolte kıyafet giyen kadının, erkeği taciz ettiğini belirten Arslan, dekolteli olmanın teşvik edildiğini iddia etti. Arslan, "Bir erkek, cinsel uzvunu veya tahrik edici uzvunu, teşhir ederse bu kadın için taciz olmaz mı? Bal gibi olur. Bundan dolayı insanlar birbirini katlediyor" diyerek, bir de kıyaslama yaptı.
Arslan, "Erkekler şikayet edebilmesi lazım, 'bu kadın beni dekolte bir kıyafetle taciz etti', doğru ve bunun cezalandırılması lazım. Bu bir suçtur" diye de ekledi.
Kızına tecavüz eden erkeği öldüren babaya hapis cezası
Kızına cinsel saldırıda bulunan ve yıllarca tehdit eden Zeki A.’yı öldüren N.'ye 10 yıl ceza verildi. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nın ölümünden önce Zeki A. hakkında yapılan şikayetlere "soyut iddia" diyerek "takipsizlik" kararı verdiği ortaya çıktı.
18-04-2018 09:28

Diyarbakır'da Zeki A. isimli erkek, M.'ye cinsel saldırıda bulunarak 3 yıl boyunca tehdit etti. M., cinsel saldırı ve işkenceye maruz bırakıldığını ailesine anlatınca olay yargıya intikal etti. M. ve ailesi savcılığa şikayette bulundu. Zeki A., ifadesinin ardından serbest bırakılırken, bu kez kadının ailesini de tehdit etmeye başladı. 11 Mart 2017 tarihinde kadının ailesinin yaşadığı evin önüne giden Zeki A, kadının annesi S.'ye şiddet uyguladı. Bunun üzerine kadının babası N. adamı öldürdü, ardından ise polise giderek teslim oldu.
MÜEBBET CEZASI İNDİRİLDİ
Jinnews’in haberine göre, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan N., hukuk sınırları içerisinde hareket ettiğini, iki kez Cumhuriyet Başsavcılığı'na, defalarca karakollara gidip şikayette bulunduğunu buna rağmen Zeki A.'nın durumu bu noktaya getirdiğini söyledi. A’nın, kızının peşini bırakmadığı için kendisini savunduğunu vurguladı.
Mahkeme, "Kasten öldürmeye yardım etme" ile yargılanan anne S. hakkında beraat kararı verdi. Baba N. Hakkında ise "Kasten öldürme" iddiasıyla müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. N.'nin eylemini 'Haksız tahrik' altına işlediğini belirten mahkeme cezayı 12 yıla indirirken 'cezanın sanık üzerinde etkisi' gerekçesiyle de 10 yıla indirdi.
‘SOYUT İDDİA’ DENDİ
M., 2016 yılında Zeki A. hakkında şantaj ve cinsel saldırı suçları nedeniyle suç duyurusunda bulundu ancak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmada kadının "soyut iddiası" dışında herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle soruşturmaya takipsizlik kararı verdi.
Bu kez baba N., kendilerini rahatsız ettiği için suç duyurusunda bulundu. Zeki A., 15 gün tutuklanıp sonra serbest bırakıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı yürüttüğü soruşturmada yine "soyut iddia" diyerek takipsizlik verdi.
Kocaeli'de kadın cinayeti
AKP’nin bizzat “Hoca” kabul ettiklerinin fetvalarıyla teşvik edilen kadın cinayetlerine bir yenisi daha eklendi.
18-04-2018 01:32

Kocaeli’merkez İzmit İlçesi’nde Duran G. isimli şahıs, Serpil Ertekin isimli kadını çocuğunun gözü önünde ateş ederek katletti.
Silah seslerini duyan komşuların haber vermesi üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, kadının yaşamını olay yerinde yitirdiğini belirledi.
Olayın ardından kaçan Duran G. ise kısa bir süre sonra yakalanarak, gözaltına alındı.
İlerici Kadınlar Meclisi: Ensar Vakfı'na siper olanların hazırladığı tasarı derhal geri çekilsin
AKP’nin çocuk istismarına karşı hazırladığı yasa tasarısı, çocuk istismarıyla mücadele etmekten uzak.
16-04-2018 20:00

İleri Haber
İlerici Kadınlar Meclisi tarafından yapılan açıklamada, çocuk istismarıyla ilgili olarak hazırlanan ‘Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın’ derhal geri çekilmesi gerektiği belirtildi.
Tasarının çocuk istismarıyla mücadeleye yarardan çok zarar getireceğinin ifade edildiği açıklamada, “Çocuk istismarına karşı mücadele etmek salt ağır hapis cezaları ile olmaz, çocuklarımızın sağlıklı beslendikleri, laik bilimsel eğitim alabildikleri, biat etmeyen sorgulayan bireyler olarak yetiştirildikleri bir toplumda çocuk istismarcıları da azalacak verilecek cezalar da karşılığını bulacaktır” denildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Geçtiğimiz günlerde AKP tarafından çocuk istismarı suçlarına daha ağır cezalar verilmesi için hazırlanan Tasarı bir bütün olarak incelendiğinde yarardan çok zarar getirecek boyuttadır.
1- Çocukların nitelikli istismarında 12 yaş altındaki çocuklara yönelik fiillerin cezasının ağırlaştırılmasına karşılık 15 yaşından büyük çocuklara yönelik fiillerin cezasında bir değişiklik yapılmaması 15 yaşından büyük çocukları açık hedef haline getirmektedir. 18 yaşından küçük herkes çocuktur ve cezalar arasında uçurum olmamalıdır.
2- Akran ilişkisi tasarıda yer almalıdır. Tasarıda ağırlaştırılmış müebbet hapis gibi son derece ağır cezalar yer alırken failin çocuk olduğu durumlara ilişkin düzenleme yapılmaması kabul edilemez. Fail de olsa mağdur da olsa çocuk çocuktur ve failin çocuk olduğu durumlarda salt cezalandırma değil ıslah etme de amaç olmalıdır.
3- Kimyasal hadım uygulaması tasarıdan derhal çıkartılmalıdır. Cinsel suçlar hastalık değildir, ilaçla değiştirilecek bir durum olarak ele almak cinsel suçlar gibi kadın ve çocuklara yönelik suçların temelinde yapan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini görmezden gelmektir. Kimyasal hadım, failin rızası dışında ya da zor durumundan faydalanılarak vücuduna müdahale etmektir bu da insan haklarına aykırıdır.
4- Çocuk istismarına ilişkin yayın yasağının bu tasarıda yer alması AKP fırsatçılığından başka bir şey değildir. Çocukların yüksek yararı bahane edilerek basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün çocuk istismarına karşı kamuoyu oluşturulması için kullanılmasına engel olunmaya çalışılmaktadır. Başka Ensarların ortalığa dökülüp saçılmasından korkanlar yasaklarda çare aramaktadır.
5- Saygınlık, kravat, takım elbise giyme gibi bahanelerle yapılan takdiri indirimler için ciddi sınırlamalar getirmek yerine gerekçe yazılmalıdır demek dostlar alışverişte görsüncü zihniyetle yapılmış bir düzenlemedir. Zira Anayasa 141. Maddeye rağmen mahkemeler gerekçesiz kararlar vermektedirler kaldı ki bekaret bozulmadı, erekte olamadı gibi bahaneleri gerekçe diye yazan utanç kararlarına imza atmaktadır mahkemeler.
Çocuk istismarına karşı mücadele etmek salt ağır hapis cezaları ile olmaz, çocuklarımızın sağlıklı beslendikleri, laik bilimsel eğitim alabildikleri, biat etmeyen sorgulayan bireyler olarak yetiştirildikleri bir toplumda çocuk istismarcıları da azalacak verilecek cezalar da karşılığını bulacaktır. Biz ilerici kadınlar çocuk istismarcılarını koruyup kollayanların Ensarlara siper olanların yaptıkları yasalardan çocuklarımıza fayda gelmeyeceğini çok iyi biliyor bu nedenle de hazırladığınız tasarınızı derhal geri çekin diyoruz."