İstanbul 5. İş Mahkemesi’nde görülen iki ayrı davada, İSKİ’de taşeron olarak çalışırken, 15 Temmuz sonrası yayınlanan 667 No'lu Kanun Hükmünde Kararname (KHK) gerekçe gösterilerek ihraç edilen iki işçi işlerine iade edildi.

Darbe girişimi sonrasında Fetullah Gülen cemaatine yönelik başlatılan soruşturmalar cadı avına dönüştürülmüş, bu operasyon gerekçe gösterilerek kamu ve özel kurumlarda çalışan binlerce kişi KHK’lar dayanak gösterilerek ihraç edilmişti. Bu kurumlar arasında İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) de bulunuyor.

İSKİ'ye bağlı taşeron Burakcan Oto İnşat Temizlik Turizm A.Ş.’de çalışan iki işçi 667 No’lu KHK gerekçe gösterilerek, Gülen cemaatiyle irtibatlı olduğu iddiasıyla sözleşmeleri feshedilerek işten çıkartılmıştı. İhraçlara ilişkin İstanbul 5. İş Mahkemesinde görülen her iki davada da, işçilerin haksız ve hukuka aykırı şekilde işten çıkartıldıklarına karar verilerek, işçilerin işlerine iadesine karar verildi.

Dava sürecinde yaşanan gelişmeler ise, İSKİ’nin işçileri hukuksuz bir biçimde nasıl da işten atmaya çalıştığını gözler önüne serdi. Mahkeme, ilk önce “FETÖ/PDY irtibat ve iltisaklı olduğu” iddiasıyla iş sözleşmeleri feshedilen işçilerin, İSKİ tarafından verilen dilekçelerde ‘Cumhurbaşkanı ve hükümet aleyhine propaganda yaptıkları’ iddiasıyla işten çıkarıldığını tespit etti.

ÖNCE ‘FETÖ’, SONRA BAŞKA GEREKÇE

İşe iadeye ilişkin gerekçeli kararını açıklayan mahkeme, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazdıkları yazı sonucu, işçiler hakkında herhangi bir soruşturma bulunmadığını hatırlatarak, işçilerin ihraç edildiği taşeron şirketin de, işten çıkarılmaya dayanak gösterilen KHK kapsamındaki bir kamu iştiraki olmadığını belirtti.

İSKİ’nin çelişkili ve geçersiz gerekçeler sunduğunu tespit eden mahkeme, işe iade kararında şu ifadelere yer verdi: “Davalılar tarafından cevap dilekçesi ile davacının iş akdinin “FETO/PYD üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı” yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirmek suretiyle sona erdirildiği belirtilmiş olup, şüphe feshi olarak kabul edilebilecek davalılar iddiası karşısında fesih bildiriminde fesih sebebi açık ve kesin olarak gösterilmediği gibi, davalı İSKİ tarafından sunulan 21 Ekim 2016 tarihli yazıda da şikayetlerin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında gelmediği kabul edilmiştir.”

‘FESİH NEDENLERİ GEÇERSİZ’

“Yukarıda belirtilen nedenlerle fesih işleminin şeklen geçersiz olduğu, yine fesih sebebi konusunda İSKİ cevabının savunma ile çeliştiği, işveren tarafınca yapılan feshin geçerli nedene dayalı olarak yapıldığının ispat edilemediği kabul ve kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verilerek davacıların taşeron şirkete iadelerine karar verilmiştir.”

MUHALİFLER ‘FETÖ’ TORBASINA ATILMAYA ÇALIŞILIYOR

İşçilerin, 667 sayılı KHK gerekçe gösterilerek işten çıkarılmadığını tespit eden mahkeme İSKİ’nin iddiasının çeliştiğini belirterek, işçileri işe iade etti.

Kararla ilgili görüşüne başvurduğumuz işçilerin avukatlarından Adalet İçin Hukukçular üyesi Avukat Özgür Urfa, “OHAL döneminde KHK gerekçe gösterilerek haksız şekilde işten çıkartılan işçiler açısından oldukça önemli bir karar. İşçiler önce FETÖ/PDY irtibatı gerekçe gösterilip işten çıkartılıyor, dava açıldığında ise işçilerin FETÖ/PDY irtibatı olmadığı bilindiği için asıl gerekçe olan Cumhurbaşkanı ve hükümet aleyhine propaganda yaptıklarına dair şikayet geldiği belirtiliyor. Sadece bu durum bile siyasi iktidarın, muhalifleri FETÖ torbasına atmaya çalıştıklarının açıkça itirafı niteliğindedir" dedi.

Avukat Urfa “Mahkeme tarafından bu haksızlığın tescillenmesi, benzer şekilde mağdur olan binlerce işçi için büyük önem taşıyor” ifadeleriyle kararın emsal olduğuna dikkat çekti.

667 NO’LU KHK

Resmi Gazete'de 23 Temmuz 2016’da yayımlanarak yürürlüğe giren, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında alınan ilk kararname olan 667 sayılı KHK da “milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı belirlenen bazı sağlık kurum ve kuruluşu, özel öğretim kurum ve kuruluşuyla özel öğrenci yurdu ve pansiyonu, vakıf ve dernekler, sendika, federasyon ve konfederasyon ile vakıf yükseköğretim kurumları kapatılmış, kapatılan kurum, kuruluş ve vakıflar” ile “terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu'nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen yargı mensupları ve kamu görevlilerine ilişkin düzenlemeler” şeklinde ifadeler yer alıyor.

Kurumlardaki muhalif isimlere yönelik kıyıma dayanak olarak gösterilen söz konusu KHK kapsamında, binlerce kişi işten çıkarılmıştı.