Erdoğan 'solcuları kötüleyeyim' derken AKP'yi anlattı

Erdoğan, AKP döneminde vahşet boyutuna ulaşan çevre katliamı ve hayvana şiddetle ilgili solcuları suçladı.

İleri Haber

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ordu’da düzenlediği mitingde “ Çevrecilik bizim işimiz. Solcular çevreden anlamaz. Solcular ağaç keser, hayvanları sakata çıkarır.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın bu açıklamasının gerçekliği şöyle dursun, solcuları suçladığı kısmı tamamen AKP’nin çevre düşmanı politikalarının bir yansımasını gösteriyor.

AKP’nin 16 yıllık iktidarı boyunca birçok ‘çılgın’ projede en başta zarar gören ormanlar oldu.

AKP ÇEVREYE ZARARLI

2004’te 211 bin kilometrekare olan ormanlık alan, AKP’yle birlikte 209 bin kilometrekareye kadar geriledi. Rakamsal olarak küçük görünen bu alan, aslında Türkiye’nin birkaç büyük ilinin boyutuna denk geliyor.

AKP’nin imar rantına açtığı 120 bin 927 hektar ormanlık alan ise zarar gördü.

AKP’nin bu ağaç katliamına çevreci yurttaşlarla birlikte en fazla karşı çıkan ise solcular oldu. AKP’lilerin “2-3 ağaç meselesi” dediği ve birçok başka taleple de 2013 Haziran’ında sokaklara çıkan yurttaşların iktidar bileşenleri tarafından “komünist ve marjinal” olarak lanse edilmesinin bununla ilgili olduğu açık.

AKP HAYVANLARA DA ZARARLI

Son dönemde ülkemizde sıkça yaşanılan hayvana işkence ve tecavüz vahşetlerinin ise AKP iktidarı ve gericileşmeyle orantılı biçimde arttığı görülüyor.

Erdoğan’ın seçim öncesi aklına gelen ‘hayvana şiddet yasasıyla’ ilgili de geçen nisanda CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, hayvanlara karşı işlenen şiddet eylemlerini Meclis’e taşıyarak, hayvana şiddetin araştırılması ve cezalandırılması için komisyon kurulmasını talep etmişti. 

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da geçen yıl hayvanlara şiddet uygulayan ve zarar veren kişilerin hapisle cezalandırılması için kanun teklifi vermişti.
Ancak bu teklifler AKP’liler tarafından reddedilmişti.

SOVYETLER’İN ÇÖZÜLÜŞÜ HAYVANLARI DA VURDU

Erdoğan’ın “hayvanları sakat bırakır” dediği solcuların mücadelesiyle kurulan ve dünyanın ilk sosyalizm deneyimi olan SSCB’de de doğal yaşam ve çevreye büyük önem veriliyordu.

Öyle ki Rusya’da büyük memeliler üzerinde yapılan bir araştırma, büyük memeli hayvanların popülasyonunda, SSCB’nin çözüldüğü tarih olan 1991 yılından bu yana, büyük bir düşüş olduğunu gösterdi.
 

Kleopatra Koyu ihalesi yargıya taşınıyor

Antalya Barosu, Kleopatra Koyu’nun özel bir bir şirkete kiraya verildiği ihalenin iptali için bayramdan sonra dava açacak.

Antalya Barosu, Kemer İlçesi’ne bağlı Tekirova turizm bölgesindeki Kleopatra Koyu’nun yıllık 505 bin TL bedelle 29 yıllığına bir şirkete kiraya verildiği ihalenin iptali ve yürütmenin durdurulması için bayramdan sonra dava açacak.

İleri Hatırlatıyor

Kleopatra Koyu 29 yıllığına özel şirkete tahsis edildi

Habertürk'ün haberine göre Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, Kleopatra Koyu’nu da içine alan 120 dönümlük Tekirova Tabiat Parkı alanının, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce 30 Mayıs’ta yapılan ihaleyle 3 firmanın oluşturduğu ortaklığa kiralandığını hatırlattı. İhale sürecinin hukuka uygun olup olmadığı, kamu yararı bulunup bulunmadığı gibi birtakım hukuki kriterler olduğuna dikkat çeken Balkan, konunun Antalya Barosu Çevre ve İmar İzleme Kurulu’nda gündeme getirilerek, hukuki çalışmalara başlandığını açıkladı.

BAYRAMDAN SONRA BAŞLATILACAK

Balkan, “Hukuki bir şekilde ilerlemek zorundayız; tıpkı Phaselis ve Kındılçeşme örneklerinde olduğu gibi. Ama ilk edindiğimiz izlenim, bu ihalenin iptal edilmesiyle ilgili hukuki süreç başlatmak gerektiği yönünde. Bayramdan sonra da hukuki süreci başlatmış olacağız. İhalenin iptali ve yürütmenin durdurulması istenecek” dedi.

Çevreyi en çok kirleten şehirler açıklandı

Bilim insanlarının yaptığı araştırma sonucu dünyada çevreyi en çok kirleten şehirler açıklandı. İlk 100 arasında Türkiye'den de 2 şehir var.

Global Gridded Model of Carbon Footprints (GGMCF) projesi kapsamında Norveç, İsveç, ABD ve Japonya’dan bilim insanları interaktif bir modellemeyle dünya genelinde çevreyi en çok kirleten şehirleri ve ülkeleri belirledi.

Buna göre, Üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsü interaktif bir harita ile canlandırıldı.

İLK 5 SIRA

Listenin ilk sırasını yılda 276,1 megaton karbondioksit üretimiyle Güneş Kore’nin başkenti Seul aldı.
Yılda 272 megaton karbondioksit üretimiyle 2’nci sırayı Çin’in Guangzhou kenti alırken, onu 233,5 megaton karbondioksit üretimiyle New York izliyor.
4’üncü ve 5’inci sırada ise 208.5 megaton karbondioksit üretimiyle Hong Kong ve 196.4 megaton karbondioksit üretimiyle Los Angeles yer aldı.

TÜRKİYE’DEN 2 ŞEHİR VAR

Sıralamada yer alan ilk 100 kentin arasında Türkiye’den de 2 şehir var.

27’nci sırada İstanbul - 70.9 megaton

26’ncı sırada Ankara - 29.3 megaton.
 

Kadıköy halkı rant projesine tepkili: Kuşdili yeniden çayır olsun!

Kuşdili Çayırı'yla ilgili birçok itiraz ve tepkiye rağmen bakanlık tarafından oluşturulan rant projesi tepki topladı.

İleri Haber

İstanbul Kadıköy’de bulunan ve Kuşdili Çayırı’nı da kapsayan alanın, mahkeme kararına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “yeraltı katlı otopark” ve “itfaiye hizmet binası” olarak düzenlemesine Kadıköy halkı tepki gösterdi.

Kuşdili Çayırı’nın mahkeme kararlarına, bilim insanlarına ve halkın yoğun itirazlarına rağmen bakanlık tarafından imara açılmasını reddeden yurttaşlar, projelerin de insan sağlığı, şehir planlaması, tarihi ve bilimsel tüm değerleri hiçe saydığını vurguladılar.

Konuyla ilgili bir açıklama ve manifesto yayınlayan yurttaşlar, alanın eskiden olduğu gibi çayır ve koruluk haline dönüştürülmesine talep ettiler.

Yurttaşlar tarafından yapılan açıklama ve yayınlanan manifesto şöyle:

“Kuşdili Çayırı, 1970’li yıllara kadar çınar ağaçlarının gölgesinde, kuş cıvıltılarının kurbağa sesleriyle yarıştığı, kurbağaların kuşlara şakımayı öğrettiği, çimenlerinde yıldız çiçeklerinin açtığı, dere kenarında balıkçıların sadece balık ağlarlarını değil ıstakoz sepetlerini de kuruttukları bir koruluktu. 

1980’li yıllarda Alan önce pazar yeri ilan edildi. Kısa zamanda koruda ağaç, çayırda ot kalmadı. Sonra pazarcıların da elinden alındı, araç parkı haline getirildi.

2007 yılında askıya çıkan ilk planda buraya devasa bir AVM önerildi. Bu plan ile o zamana kadar yeşilde kaldığı için kamuya ait olan Alanın mülkiyeti İBB ye geçirilmiş oldu. Koruma Kurulu kararları yok sayıldı. Bazı Kurul üyeleri değiştirildi.  Meslek odalarımız bu konuda hem kamuoyunu bilgilendirdi hem de gerektiği gibi dava açtı. Bilinçli ve duyarlı Kadıköy halkı direndi, bu proje hayata geçirtilmedi.

2013 yılında yeni bir plan daha yapıldı. İtirazlar sonucu o plan da uygulanmadı.

27/04/2018 tarihinde de yeni bir planın onaylandığını görüyoruz.  Güzelim İstanbul’u beton çölüne çeviren zihniyet, küçük cümle değişiklikleriyle yaptıkları planı askıya çıkararak Kuşdili Çayırının betonlaşması ısrarından vazgeçmedi. 21.05.2018-19.06.2018 tarihleri arasında askıda kalacak olan yeni planda Alan, “altı otopark, üstü park” denilerek Kadıköy halkına cazip ve sakıncasızmış gibi gösterilmek istenmektedir.

Mevcut projeyle yapılmak istenen şudur:

- Alanın yarısının 1.50m altına zemin altı çok katlı otopark, otopark üzerine toprak dökülerek yeşil örtü,

- Zemin üstünün bir bölümünde çok katlı yapılaşma,

- Alanın yarısına yeşil örtü.

Göz ardı edilenler ise şunlardır:

1- İSKİ raporu: İSKİ bu projeye ilişkin verdiği raporda Kurbağalıdere’nin defalarca tanık olunduğu gibi taşma riski taşıdığına dikkat çekmektedir. Raporunda ‘İdaremiz görüşleri dışında herhangi bir uygulama yapılması durumunda meydana gelebilecek maddi manevi olumsuzluklardan İdaremiz sorumlu tutulamaz.’ Cümlesi ile sorumluluğu Büyükşehir Belediyesine aktarmıştır.

Şiddetli bir yağmurun önüne kattığı her şeyi yıkarak afete neden olduğu gerçeği ortadayken bizler,  derenin yanı başında yerin 36 metre altına inilerek yapılacak çok katlı otoparkın su basmasıyla toplu mezara dönüşmesi endişesi taşıyoruz.

İSKİ’nin taşma ve sel felaketini önleyeceği gerekçesiyle 5 yıldır Kurbağalıdere’de ıslah çalışması yürüttüğü bilinmektedir.

2- Sağlık raporları: Kadıköy’de hava kirliliğinin boyutu şu an limitlerin çok üstündedir. Bölgemizdeki hava kirliliği ölçüm cihazları, alarm vermektedir. Bu proje ile binlerce aracın daha kent merkezine gelmesi egzoz gazlarını çok daha fazla arttıracaktır. Dolayısıyla Akciğer hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, astım ve benzeri ciddi hastalıklar önlenemeyecek boyutlara ulaşacaktır.

3- Jeoloji raporları: İstanbul’da şiddetli bir depremin her an olabileceğine dikkat çekilirken Kadıköy halkının binalardan uzak durarak toplanabileceği, gerektiğinde bir sahra hastanesi kurabileceği, koordine olabileceği tek toplanma alanıdır Kuşdili Çayırı.

4- Ulaşım planlaması raporları: Başta İTÜ’nün verdiği raporlarda da belirtildiği gibi, bilimsel olarak kent merkezindeki otopark sayısının çoğalması, araç yoğunluğunun daha da artması demektir. Kısaca daha çok otopark, daha çok trafik yoğunluğu getirecektir. Kuşdili Çayırı’nın bir köşesinde faaliyet gösteren itfaiye binasından çıkan araçlar Kadıköy’ün bugünkü trafiğinde bile yangınlara yetişmekte zorluklar yaşarken, bu proje gerçekleştiğinde nasıl yetişecektir?

Araç parkı ve eğlence merkezi konumuna düşürülmeye çalışılan, İstanbul’un en güzel ilçelerinden biri olan Kadıköy’e öngörülen yaşam biçimi bu mudur?

Bir kent merkezinde halkın kolay, ucuz, sağlıklı ve güvenli ulaşımının tek yolu, planlı ve daha nitelikli toplu taşıma araçlarının artırılmasıdır.

5- Arkeolojik raporlar: Tarihi Kuşdili Çayırı’nın altı, antik Khalkedon kentinin 8 bin yıl öncesine ait sırlarını taşımaktadır. Arkeoloji Derneği, doğal SİT alanı olan Kuşdili Çayırı’nın aynı zamanda arkeolojik SİT alanı olması yönündeki raporlarını ilgili kamu kuruluşlarına iletmiştir. Buranın arkeo park olmasını önermektedirler.

6- Danıştay’ın kararı: 2010 yılındaki Danıştay kararlarında Kuşdili Çayırı’nı yapılaşmaya açan planların iptali onaylanmıştır.

KADIKÖY HALKININ TARİHİ KUŞDİLİ ÇAYIRI’NA İLİŞKİN MANİFESTOSU!

SAYDIĞIMIZ TÜM BU NEDENLER GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK YERİN ALTINDA VE ÜSTÜNDE YAPILAŞMANIN ÖNÜNÜ AÇABİLECEK HER TÜRLÜ PLAN, ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI VE İBB TARAFINDAN İPTAL EDİLMELİDİR.

BİZLER, KÜÇÜK CÜMLE DEĞİŞİKLİKLERİYLE DURMADAN ÖNÜMÜZE GETİRİLEN RANT PLANLARINDAN BIKTIK.

BU PLANLARIN TÜMÜNÜ REDDEDİYORUZ.

TAMAMI ASFALTLANARAK SIRADAN BİR ARAÇ PARKI GÖRÜNÜMÜNE DÖNDÜRÜLEN 45 DÖNÜMLÜK BU ALANIN, YEŞİL ALANA HASRET KENTİMİZE YENİDEN KUŞDİLİ ÇAYIRI OLARAK KAZANDIRILMASI YÖNÜNDEKİ ISRARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK HAVAALANI KALDIRILIP YERİNE PARK YAPILABİLİYORSA, BİZİM TALEBİMİZİN GERÇEKLEŞMEMESİ İÇİN HİÇ BİR NEDEN YOKTUR.

KUŞDİLİ ÇAYIRI, ALANA 1m3 BETON SOKULMAKSIZIN ÇAYIR VE KORULUK HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLMELİDİR.

DOĞAYI, İNSANI VE DİĞER TÜM CANLILARIN HAKLARINI KORUMAYI İLKE EDİNEN, BU KONUDA SORUMLULUK DUYAN TÜM YETKİLİLERİN VE KAMUOYUNUN DİKKATİNE SUNUYORUZ.

KADIKÖY KENT DAYANIŞMASI

KUŞDİLİ PLATFORMU

KADIKÖY KENT KONSEYİ ÇEVRE VE ALT YAPI GRUBU

KADIKÖY KENT DAYANIŞMASI

KUŞDİLİ PLATFORMU

KADIKÖY KENT KONSEYİ ÇEVRE VE ALT YAPI GRUBU

VALİDEBAĞ SAVUNMASI
 

Kleopatra Koyu 29 yıllığına özel şirkete tahsis edildi

Tabiat parkı ilan edilerek yapılaşmaya açılan Antalya’daki Kleopatra Koyu’nun 29 yıllığına özel şirkete tahsis edilmesine vatandaşlar tepki gösterdi.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından önce mesire yeri ardından da tabiat parkı ilan edilerek yapılaşmaya açılan Antalya Kemer’deki Kleopatra Koyu 29 yıllığına özel bir şirkete tahsis edilmesi Antalyalıları ayağa kaldırdı. 

Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı Tekirova Mahallesi Tabiat Parkı sınırları içerisindeki Kleopatra Koyu 2015 yılında tahsis edilmek üzere ihaleye çıkmıştı.İhaleyi kazanan firmanın geri çekilmesinin ardından koy, 30 Mayıs’ta yapılan ihaleyle üç firmanın oluşturduğu ortaklığa kiralandı.

İhaleyi, Sembol İnşaat ve Turizm şirketi ile Teknik Katı Atık ve Tekirova Kurumsal Turizm Otelcilik A.Ş.’nin oluşturduğu ortak girişim grubu kazandı.

Odatv’den Yusuf Yavuz’un haberine göre, Sembol İnşaat şirketi, Rixos Oteller zincirinin sahibi Fettah Tamince’nin de yöneticisi olduğu bir şirket olarak biliniyor.

‘İHALEDEN HABERİMİZ YOK’

Rixos Otel yetkilileri tarafından yapılan açıklamada iddialar yalanlayarak şunlar dendi:

“Fettah Tamince’ye ait Sembol İnşaat ve turizm şirketinin, adı geçen ihaleden haberi olmadığı gibi ihaleyle ilgili bir teşebbüsü de olmamıştır. Bu noktada, ihaleyi alması gibi bir durum da söz konusu olamaz. Yapılan haber gerçekleri yansıtmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda sorumlu gazeteciliğin de bir gereği olduğuna inandığımız duyarlılık ve hassasiyeti haber anlayışınıza yansıtacağınızdan kuşku duymuyoruz. Bu nedenle kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına gerekli düzeltmelerin yapılmasını rica ediyoruz.”

‘5 YILDIZLI OTEL YAPILMAYACAK’

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Orman ve Su İşleri Bakanlığı 6. Bölge Müdürlüğü yetkilisi ise kira bedelinin yıllık 505 bin lira olduğunu belirterek 5 yıldızlı otel yapılmayacağını öne sürdü:

“Tekirova Tabiat Parkı’nın gelişme planına göre Kemer Belediyesi ve yöredeki ilgi gruplarının ortak görüşleri doğrultusunda bu alan işletilecek. Ayrıca burada 5 yıldızlı otel yapılmayacak. Kesinlikle öyle bir şey yok. Gelişim planına göre yörenin tarihi ve doğal çevresiyle uyumlu, yöresel mimariyle bağlantılı ve tamamlayıcı nitelikte olacak. Bu yapılar yerel mimariyle ters düşmeyecek. Uygulamalarda yöresel mimari malzemesi kullanılacak, tabii ortamın bozulmaması için gerekli tedbirler alınmıştır.

BAKANLIK YETKİLİSİ SEMBOL İNŞAATI DOĞRULADI

Yetkili “Sembol İnşaat’ın ihaleyi alan firmalar arasında olduğu doğrudur” diyerek, “Ancak firmanın kime ait olduğunu bilmiyorum. Ben Fettah Tamince’yi tanımam. Adını ihaleyle ilgili haberde gördüm. Doğrudur. Olabilir” ifadelerini kullandı.

ÇEVRECİLER EYLEMDE

Çevreciler ve vatandaşlar karara tepki göstererek bir eylem düzenledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Kemer Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Gül, CHP, İYİ Parti ve HDP milletvekili adaylarıyla sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, turizmciler, muhtarlar ve vatandaştan oluşan grup, tahsisin iptal edilerek tekrar halkın kullanımına açılmasını istedi.

Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül, “Bugün Kemer’in akciğerlerini kurtarmak için doğaseverlerle buraya geldik. Bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz. Halkla beraberiz. Belediye olarak her şeyi yapacağız. Burası çünkü belediye sınırları içerisinde yer alıyor” dedi.

Orman yangınına tedbir bakanın odasına naklen yangın yayınıymış!

Çevre düşmanı politikalarıyla ağaç katliamları yapan AKP'nin orman yangınlarına karşı aldığı tedbirlerin de politikalarıyla uyumlu olduğu ortaya çıktı.

Erzurum Valiliği Toplantı Salonu'nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “Orman yangınlarına karşı alınan tedbirlerin ne olduğu” sorusuna “Odamdan bir yangın olduğu zaman hangi alan yanıyor, görüyorum” yanıtını verdi.

Eroğlu soruyu tam olarak şu şekilde cevapladı:

"Orman yangınlarıyla mücadelede Amerika'dan ileriyiz. Odamdan bir yangın olduğu zaman hangi alan yanıyor, örtü nedir, durumu nedir, helikopter, yangın uçağının o anda havadaki koordinatlar ne, hızı ne, kaç kilometre sonra oraya ulaşacak, bu bilgilere sahibiz. Bu konuda dünyanın en iyi teknolojisine sahibiz."