‘Kırmızı fularlı kız’ın fotoğrafını taşıdıkları için tutuklanan iletişim öğrencilerinden mektup var

‘Kırmızı fularlı kız’ın fotoğrafını taşıdıkları için tutuklanan iletişim öğrencilerinden mektup var

Gezi Direnişi’nin 4. yıldönümünde yapılan yürüyüşte ‘kırmızı fularlı kız’ olarak bilinen Ayşe Deniz Karacagil’in fotoğrafını taşıdıkları gerekçesiyle tutuklanan iletişim fakültesi öğrencileri Helin Yılmaz ve İdil Özbek cezaevinden mektup gönderdi.

Gezi’nin “kırmızı fularlı kızı” olarak bilinen ve  Rakka’da IŞİD’le girdiği çatışmada öldürülen Ayşe Deniz Karacagil’i, Gezi eylemlerinin yıl dönümünde anan 10 kişi “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla tutuklanmıştı.

İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararında, Taksim Dayanışması tarafından 31 Mayıs’ta düzenlenen Gezi anmasında “Gezi’den Rakka’ya dövüşenler destan yazıyor” yazılı afiş taşındığı, “Gezi’den Rakka’ya Destan olmaya” “Ulaş’tan Deniz’e mücadele sürüyor” sloganları attıkları belirlendiği ifade edilmişti.

Helin Yılmaz ve  İdil Özbek tarafından gönderilen mektup şöyle:

“Merhaba,

Biz İstanbul Üniversitesi’nde gazetecilik bölümünde öğrenim gören tutuklu öğrencileriz.Gazeteciliği, YÖK’ün belirlediği kriterlere göre, puanımız yettiği için değil, düşünce ve ifade özgürlüğü ilkesini benimsediğimiz için seçtik. Böylece, benimsediğimiz ilkeleri iki ‘saygın’ üniversitede, henüz KHK’larla ihraç edilmemiş hocalarımızdan da öğrendik. Şu anki tutukluluğumuz da gazeteciliğin ön şartlarından birisidir aslında, henüz elimize kalem almaya başlamış olmasak da, fezlekelerinde her ne yazarsa yazsın “potansiyel doğru’’, “gerçek gazeteci’’tan tutukluyuz.31 Mayıs 2017 günü Taksim Dayanışması’nın çağrısı ile binlerin katılımıyla gerçekleşen Gezi Ayaklanması’nın 4. Yıldönümü yürüyüşünde bizler de Taksim’deydik. Gezi’de yaşamını yitiren ve simgeleşenlerin anıldığı yürüyüşte yer almamız ve IŞİD’e karşı savaşırken hayatını kaybeden, Gezi’nin ‘’Kırmızı Fularlı Kız’’ı olarak bilinen Ayşe Deniz Karacagil’in fotoğrafını taşımamız sebep gösterilerek tutuklandık.Bunun akabinde OHAL yasaları gereği öğrenciliğimizde kesintiye uğramış oldu.Orada ne Ethem’i, Ali İsmail’i anmak suçtu ne de IŞİD’in hedefi olmuş 33 arkadaşımızı kaybeden iki sosyalist genç  olarak IŞİD’e karşı savaşan Ayşe Deniz Karacagil’in fotoğrafını taşımak. Bugün biz, toplu katliamlar için hazırlık yapan IŞİD ile savaşanların gülen yüzlü bir fotoğrafı için tutukluysak, yarın da IŞİD’e yardım gönderenlerin haberini yaptığımızda  tutuklanacağımızın imasını alıyoruz.IŞİD konusundaki bu ‘hassasiyet’ bize manidar gelse de biliyoruz ki krizleri gizlemenin ilk ‘çözümü’ basın özgürlüğünü ve en temel haklardan olan haber alma hakkını gasp etmektir.

Yaşımız kadar adalete olan inancımız da çok genç ve diridir. Bir dahakine gazetelerde duvarın ötesinden gönderdiğimiz mektuplarımızı değil yaptığımız haberleri okumanız dileğiyle.”