Kendini bulmanın maceralı yolculuğu

Kendini bulmanın maceralı yolculuğu

Kitabımızın kahramanı S... S, bir sabah büyük bir sıkıntı ve mutsuzlukla uyanıyor. Kendi kendini sorgulamaya başlıyor: Acaba neden mutsuzum? Canımı sıkan şey ne olabilir? Günlük rutinler mi beni boğuyor? Mutsuzluğuna neden bulmaya çalışan S, insanlara benzer bir şekilde yaşlandığını, kilo aldığını düşünüyor ve HER ŞEY'in onu sıktığında karar kılıyor. Sonunda köklü bir değişiklik yapmaya karar veriyor.

Alfabedeki harflerin dünyadan farklı bir yerde yaşadığını biliyor muydunuz? Peki, Alfabe Bulutu sakinlerinin insanlara verdikleri harf, noktalama ve sembol karşılığında onlarla ticaret yaptıklarını?

Alp Gökalp, ödüllü kitabı “S Sessizce Mırıldandı: Ya Başkası Olsaydım?” adlı kitabında bize yukarıdaki soruların cevaplarını veriyor.

Alfabe Bulutu ile dünya arasında çok önemli bir fark var: Bulut'un sakinleri, davranışlarına dikkat etmek zorundalar çünkü yapacakları küçücük bir hata bile dünyada çok büyük sorunlara yol açabiliyor.

Kitabımızın kahramanı S... S, bir sabah büyük bir sıkıntı ve mutsuzlukla uyanıyor. Kendi kendini sorgulamaya başlıyor: Acaba neden mutsuzum? Canımı sıkan şey ne olabilir? Günlük rutinler mi beni boğuyor? Mutsuzluğuna neden bulmaya çalışan S, insanlara benzer bir şekilde yaşlandığını, kilo aldığını düşünüyor ve HER ŞEY'in onu sıktığında karar kılıyor. Sonunda köklü bir değişiklik yapmaya karar veriyor.

Hep hayran olduğu alfabenin ilk harfi A ile yer değiştirmeyi kafasına koyuyor çünkü A, uzaktan bakıldığında gösterişli, zengin, heyecan dolu bir hayata sahip. A'yı az çok tanıyan S, bu çılgınca fikrini A'ya açıyor ve asil, alçakgönüllü A'dan olumlu cevap alıyor. A, S'yi her hareketine dikkat etmesi konusunda uyarıyor ve ona gün boyunca onlarca toplantıya katılacağını hatırlatıyor. S, seve seve yapacağını söylüyor tüm bu işleri.

Konağa büyük bir merak ve heyecanla yerleşen S için işler hiç de umduğu gibi gitmiyor çünkü konakta yüzlerce oda ve çalışan var ve S hiçbirini aklında tutamıyor. İçeriği hakkında hiçbir fikir sahibi olmadığı toplantılarda bunalıyor ve mahcup oluyor. Dünyanın dört bir yanından yanıt bekleyen elektronik postalar, mektuplar, yetkililer var ve S, ne yapacağını bilemez bir halde küçük ama ona yeten evini, tiresini ve bakımsız bahçesini düşünerek ağlamaya başlıyor. İşin özü, bir parçası olmayı arzu ettiği bu yeni hayatta da mutlu değil. A'nın evden fazla uzaklaşmadığını fark ediyor o anda S; A sorumluluklarını, evini, hayatını asla bırakamayacağını anlamış ve tatile hiç gidememiş anlaşılan.

Alfabe Bulutu'nda havalar ısınıyor; herkes bir yerlere gidiyor ama bizim S, bir elinde sodası, kucağında tiresiyle bakımsız bahçesinde ''kendi hayatı''nı yaşamayı tercih ediyor.

Elbette zaman zaman insan, yaşı kaç olursa olsun, kendi hayatından, gündelik biteviye işlerinden sıkılabilir ama özenilen, taklit edilmek istenen hayatlar bünyemize, ruhumuza uygun olmayabilir. Yaşamanın, nefes almanın; sahip olduklarımızın değerini bilmeli, yaşam boyunca neler başardığımızın, gösterdiğimiz çabaların önemini de yadsımamalıyız, tıpkı S'nin kitabın başında söylediği gibi: sabun, safari, Salvador Dali, sardalya vb.

İpek Konak'ın çizimleri ise tek kelimeyle müthiş; bunlar kitabı görsel açıdan yeniden yazıyor desek hiç de abartmış olmayız zira her çizim ayrı bir ustalık işi.

S'nin öyküsünün bu yazın keyifli okumaları arasında yer alması dileğiyle...


KÜNYE: S Sessizce Mırıldandı: Ya Başkası Olsaydım?, Alp Gökalp, resimleyen: İpek Konak, Redhouse Kidz, 2016, 68 sayfa.

DAHA FAZLA