Kemoterapi sırasındaki saç kaybına yeni umut: Protein enjeksiyonu dökülmeyi durdurabilir

Kemoterapi sırasındaki saç kaybına yeni umut: Protein enjeksiyonu dökülmeyi durdurabilir

Kemoterapi tedavisi sırasında yaşanan saç dökülmesinin protein enjeksiyonu ile durdurabilmesi için yapılan araştırmalar olumlu sonuç verdi. Tedavinin insanlara uygun hale getirilmesi için çalışmalar başlatıldı.

Kemoterapi tedavisi sırasında yaşanan saç dökülmesinin protein enjeksiyonu ile durdurabilmesi hakkında yapılan araştırmalar olumlu sonuç verdi. Kıl veya saç çıkmasını uyaran protein enjekte edilen farelerin, kemoterapi sırasında kıl kaybı yaşamadıkları gözlemlendi.

Kemoterapinin en korkulan yan etkileri saç kaybı, kıl kaybı ve kaşların dökülmesi olarak biliniyor. Yapılan bir araştırmaya göre, meme kanseri olan kadınların yüzde sekizi, saçlarını kaybetmemek için tedavi almak istemiyor.

Bilimfili'nin aktardığına göre; bugüne dek yapılan çalışmalarda saç kaybına karşı tedavi olarak kullanılan minoxidil’in (Saç büyümesi sağlaması ve kelliği önlemesiyle bilinen bir etken madde) kemoterapi sırasında verilmesi, kontrol grupları ile karşılaştırıldığında neredeyse hiçbir fayda sağlamadı. Araştırmacılardan Sung-Jan'a göre bunun nedenini, tam olarak kemoterapinin saç köklerine ve foliküllerine nasıl ve hangi mekanizma ile zarar verici etkilerde bulunduğunu bilmememiz ve bunu net bir şekilde kavramamış olmamız. 
National Taiwan University’den Sung-Jan Lin ve ekibi bu 'bilinmezin' belirlenmesi için tümör büyümesinden sorumlu, kanseri baskılama proteini olarak bilinen p53'ü incelemeye aldı. Kanser önleyici p53, aynı zamanda saç uzamasını engelliyor.

SAÇ UYARICI PROTEİN

p53 proteini üzerinde çalışan ekip, proteinin saç-uyarıcı, yeni kıl oluşumu ve uzaması ile ilgili olan WNT3a’nın aktivitesini blokladığını keşfetti. Araştırmacı ekip, "kemoterapi sırasında WNT3a proteini direkt olarak kıl (saç) derisine enjekte edilirse saç kaybı durdurulabilir mi?" sorusunu yanıtladı.

Araştırmacılar, farelere yaygın bir kemoterapi ilacından normal dozlarda vererek kemoterapi uygulamasını taklit etti. Hemen akabinde ise içine WNT-3a proteini doldurulmuş mikro tohumcuklar, farelerin deri altlarına enjekte edildi. Kemoterapiden beş gün sonra bile, farelerde WNT-3a bulunan keselerin uygulandığı bölgelerin kalın bir kıl tabakası ile kaplı olduğu görüldü. Buna karşılık uygulamanın yapılmadığı bölgeler kelleşti.

Mikroskop altında incelemeye aldıkları deri parçalarını hücre sayımına tabi tutan araştırmacılar, protein enjekte edilen bölgedeki kıl foliküllerinin çevrelerindeki kök hücre sayısını neredeyse ikiye katladığını ve bunu yalnızca bir gün içinde yaparak çok daha fazla kıl kökünün alanda mevcut hale gelmesini sağladığını kaydetti.

Araştırma ekibi, şimdi de tedaviyi insanlara uygun bir hale getirmeye çalışıyor. Araştırmacılara göre bahsi geçen enjeksiyon, çok sayıda ince ve iyi iğneleri bir yonga üzerine dizerek saç derisine uygulanması yolu ile yapılabilir. Yine jel olarak kafa derisine sürüldüğünde yayılmayı ve deriden geçişini sağlayacak aktive edici bileşikler üzerine de çalışmalar yürütülüyor.

DAHA FAZLA