İzmir'de 'Hamza Yalçın'a özgürlük' mesajı

İzmir'de 'Hamza Yalçın'a özgürlük' mesajı

İzmir'de Vicdan ve Adalet Nöbeti'ne dayanışma ziyaretinde bulunan Odak dergisi okurları, İspanya'da tutuklanan Odak dergisi başyazarı Hamza Yalçın için özgürlük talebini dile getirdi.

Odak dergisi okurları, İzmir’de HDP’nin Gündoğdu Meydanı’nda düzenlediği Vicdan ve Adalet Nöbeti'ne dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. 

Ziyaret sırasında Odak dergisi okurları adına konuşma yapan Alp Ayan, vicdan ve adalet talebinin haklı ve yerinde bir talep olduğuna vurgu yaparak, geçtiğimiz günlerde İspanya’da tutuklanan Odak dergisi başyazarı Hamza Yalçın için de bu talebin ortaklaştığını belirtti.

"HAMZA YALÇIN FİKİRLERİ NEDENİYLE DEFALARCA HEDEF GÖSTERİLMİŞTİR"

Ayan, konuşmasının ardından Hamza Yalçın'a ilişkin basın açıklamasını okudu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Odak Dergisi Başyazarı, Eğitim ve Dayanışma Hareketi Koordinatörü Hamza Yalçın, Barselona’dan İngiltere’ye geçmek üzere gittiği hava alanında İspanyol polisleri tarafından ‘Kırmızı Bültenle arandığı’ gerekçe gösterilerek 3 Ağustos’ta gözaltına alınmıştır. Ertesi gün mahkemece tutuklanan Yalçın, ‘C.T. İ 1’ adlı cezaevine gönderilmiştir.

Hamza Yalçın, devrimci faaliyetleri nedeni ile iki kez müebbet hapis cezasına çarptırılmış bir sosyalisttir. Siyasi ve direnişçi kimliğinin yanı sıra İsveç Yazarlar Birliği ile Amnesty’nin ve ayrıca Sosyal Pedagoji ve Psikoloji alanlarında da meslek örgütlerinin üyesi bir devrimcidir. Askeri öğrencilik ve subaylık yani ilk gençlik yıllarından beri sosyalist fikirleri, pratiği ve yazılarından ötürü defalarca hedef gösterilmiş, çeşitli komplolara maruz bırakılmıştır. Önce 70li yılların sonlarında Harbiyenin 2 yıllık tüm mezunlarının ordudan atılması ile sonlanan devrimci çalışmanın baş sorumlusu sayılarak; kardeşi Cemalettin Yalçın yaralarının bakımı yerine işkence edilerek katledilmiştir. Kendisi ise yaralı olarak ağır işkencelerden geçirilip tutuklanmış ve akabinde yerine ceza-evinde yatmayı tercih eden bir ziyaretçi yoldaşının desteği ile aktif mücadeleye geri dönmüştür. 12 Eylül karanlığını dağıtma amaçlı mücadeleleri sürecinde (üniformaları atmadan önce) Ordudaki en yakın çalışma Arkadaşı, Yoldaşı ve diğer kardeşi sayılabilecek Ömer Yazgan başta olmak üzere dört yoldaşı idam edilerek, diğer birçoğu da direnişi örme mücadelesinde katledilmiştir.

"YALÇIN HAKKINDA CEMAATÇİ YAPININ TEZGAHI İLE KIRMIZI BÜLTEN ÇIKARILMIŞTIR"

O dönemde yurt-dışına çıkması gereken ve İsveç Komünist Partisi üyeliği de bulunan Hamza Yalçın, 80'li yılların ikinci yarısında devrimci faaliyetlerini alanda sürdürmek için tekrar ülkeye dönmüş, Eylül 91’de yakalanarak ağır işkencelerden geçirilmiştir. ‘Direnme ve susma hakkını kullanmayı tercih etmesi nedeni ile Dosyası hukuki anlamda zeminsiz ve adeta ‘bomboş’ kalan Yalçın çeşitli cezaevlerinde 15 ay kaldıktan sonra 92 sonunda tutuksuz yargılanmak üzere salıverildiğinde; ODAK Dergisi Başyazarlığını üstlenmiştir.
İki kez beraat ettiği Örgüt Davasından; 28 Şubat sürecinde üst mahkeme müdahalesi ile ve yargılandığı madde 146/1’e dönüştürülerek idam cezasına çarptırılmıştır. Yerel mahkeme; uymak zorunda olduğu Üst Mahkeme kararındaki bu inanılmaz hukuksuzluğa direnişini ancak; Hamza Yalçın’ın hiç katılmadığı duruşmalardaki ‘iyi hali’ni gerekçe gösterip cezasını ‘Müebbet’e düşürerek sergileyebilmiştir.

[ih2]

Milliyetçi Cephe ve 12 Eylül Faşizminin kendisine karşı dinmez nefreti sonrası, 28 Şubat sürecinin belki de en büyük mağduru konumuna sokulan Yalçın, çalışmalarına yurt-dışında devam etmek zorunda bırakılmıştır. Vatandaşlığının da bulunduğu İsveç başta olmak üzere Avrupanın çeşitli ülkelerinde aktif devrimci pratiğini sürdüren Hamza Yalçın hakkında (kendileri de bir süre 28 Şubat mağduru pozları takınmış) ‘Cemaatçi Yapı’nın tezgahı ile 2010 yılında Kırmızı Bülten çıkartılmıştır. Birçok devrimci kişi ve kurumlarla, hukukçu ve aydınların tepkisi sonucu o dönemde ‘kadük’ kalıp uygulanamayan bu Bülten… Hamza Yalçın Devrimciliğe, Direnişçiliğe, Halkların Kardeşliği başta olmak üzere Büyük İnsanlığın bütünlüklü Davası uğruna tüm olanaklarını seferber etmeye devam edince… yani Vicdan ve Adalet temelinde ‘Eğitim ve Dayanışma Hareketi’nin vücut bulması için çalışmaya devam edip statükoya yönelik devrimci eleştirilerini dünyanın neresinde olursa olsun bir an bile sakınmayınca; Bu defa Cemaat’ı ‘tu kaka’ ilan edenler tarafından; o kadük, mesnetsiz ‘Kırmızı Bülten’ yıllar sonra tekrar güncellenmiştir.

"TÜM EGEMENLER HAMZA YALÇIN'A DÜŞMANLIKTA PARALEL DAVRANMIŞTIR"

Denilebilir ki, 40 yıldır, hatta birbirlerini düşman ve vatan haini ilan edenler de dahil, yönetim erkinin tüm sahipleri, tüm egemenler, yani Statüko; Hamza Yalçın’a düşmanlık noktasında tereddütsüz ‘paralel’ davranmışlardır.

[ih3]

Tutuklanmasının ardından arkadaşları ile telefonlaşma şansı bulan Hamza Yalçın, kendisini İspanya’da gözaltına alan polislerin faşizan tutum takındığını, gözaltı sırasında darp edildiğini, direnmesi üzerine işkence boyutuna geçilerek zorla ters kelepçe uygulandığını aktarmıştır. İspanya tutuklamaya gerekçe olarak; ‘2010 yılındaki Odak Dergisi’ne yönelik Operasyon’ dolayımlı o malum ‘kadük’ ‘Kırmızı Bülten’i göstermiştir.

"HAMZA YALÇIN'A YÖNELİK SUÇLAMANIN ALTINDA MUHALEFETE KARŞI TAHAMMÜLSÜZLÜK YATMAKTADIR"

Hamza Yalçın’ın Avrupa’da tutuklanması; İktidarın Türkiye’de yürüttüğü baskı ve tutuklama politikalarının ülke sınırlarını aşan bir yansımasıdır. Ülkeyi sonu görünmez bir iç savaşın eşiğine getiren ve her gün koyulaşan bir karanlığa sürükleyenler; karşılarında durabilecek tüm muhalefetin üzerine; baskı, işkence ve tutuklamalarla gitmektedirler. Sayısız il, ilçe ve köy bombalanarak harabeye çevrilmekte; insanlar toplu halde katledilmekte; yüzlerce muhalif gazeteci, onlarca milletvekili uydurma iddianamelerle tutuklanmakta; OHAL koşullarında en mütevazi muhalif sesler dahi şiddetle bastırılmaktadır.

Hamza Yalçın’a yönelik 'terör' suçlamasının altında medya dahil tüm muhalefete karşı tahammülsüzlük yatmaktadır. Ülkenin açık faşist bir diktatörlüğe dönüştürülmesi sürecine karşı koymaya çalışan Hamza Yalçın gibi devrimci, demokrat ve yurtsever kişi ve kesimlere verilen mesaj nettir. Statüko ülkeyi sonuna dek teslim almak için düzmece suçlamalara başvurmakta duraksamayacaktır. Ancak, dün olduğu gibi bugün de, bizler dahil devrimci demokrat, yurtsever ve diğer tüm muhalif güçler; bu saldırılara direniş bayrağını yükselterek cevap vermektedir ve vermeye de devam edecektir.

Yılmayacağız, teslim olmayacağız; gücümüz yettiğince faşizme karşı halkların birleşik mücadelesini yükseltme çabamıza devam edeceğiz."