İzmir Barosu Başkanı ve Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu adaylarından Aydın Özcan: İzmir Barosu uluslararası bir baro olmalı
"Türkiye zor dönemlerden geçiyor. İzmir Barosu bir kaledir ve bu kalenin muhafaza edilmesi gerekiyor. Meslektaş dostu bir baroyu yaratarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Baro avukat içindir sloganını hayata geçiren bir baroyuz. Bizim birçok projemiz diğer barolar tarafından örnek alınıyor."
İzmir Barosu 2016 – 2018 dönemi başkanlık seçimlerine çok az bir süre kaldı. İleri Haber olarak İzmir Barosu Başkan adaylarıyla röportaj gerçekleştirdik.
Adaylar arasında bulunan Cumhuriyetçi Avukatlar grubunun başkan adaylarından Aydın Özcan sorularımızı yanıtladı.
Öncelikle bize kendinizden ve Cumhuriyetçi Avukatlar grubundan bahsedebilir misiniz?
Ben Avukat Aydın Özcan. 1968 Yunanistan, Dedeağaç doğumluyum. Batı Trakya Türkü bir aileden geliyorum. Ailem hala Yunanistan’da yaşıyor. 1993 yılından beri İzmir Barosu’nda serbest avukatlık görevi ifa ediyorum. 2008 – 2010 döneminde Baro yönetiminde yer aldım. Baro Başkan yardımcılığı görevlerinde bulundum. Birçok komisyonda çalıştım. Kadın hakları, çocuk hakları, hayvan hakları gibi birçok alanda çalıştım. 2014’den bu yana da İzmir Baro Başkanlığı görevini ifa ediyorum. Cumhuriyetçi Avukatlar grubu rahmetli Nevzat Erdemir önderliğinde kurulan bir grup. Ben de 1993 yılından beri bu grubun içindeyim. İlk kurulduğunda Nevzat Erdemir’le seçim kazandık. Erdemir 3. Döneminde hayata veda etti. Ondan sonra Çağdaş Avukatlar iki kere üst üste kazandı. Akabinde biz seçimleri kazandık Cumhuriyetçi Avukatları tekrar iktidar yaptık. Cumhuriyetçi Avukatlar döneminde hep icraatlar vardır. Bizde bu son iki yılda birçok icraat gerçekleştirdik. Baromuzu İzmir’deki sivil toplum örgütleriyle kucaklaştırdık ve İzmir duruşunu baroda tekrar sergiledik. İzmir duruşu nedir? Atatürkçü, Cumhuriyetçi, laik, demokratik, basın özgürlüğünden yana, temel hak ve özgürlüklerden yana bir duruştur. İzmir’deki bütün sivil toplum örgütleriyle kucaklaşmadır. Biz bunu gerçekleştirdik. Türkiye zor dönemlerden geçiyor. İzmir Barosu bir kaledir ve bu kalenin muhafaza edilmesi gerekiyor. Meslektaş dostu bir baroyu yaratarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Baro avukat içindir sloganını hayata geçiren bir baroyuz. Bizim birçok projemiz diğer barolar tarafından örnek alınıyor. 2 yıllık çalışma ile İzmir Barosunu öncü baro haline getirdik.
Genel olarak TBB’ye özel olarak İzmir Barosuna baktığınızda ne görüyorsunuz? TBB ve İzmir Barosu avukatların örgütlülüğü açısından ne ifade ediyor?
İzmir Barosu hukukun üstünlüğünden yana, yargı bağımsızlığından yana mesleğin yüceltilmesinden yana tavır koyuyor bundan sonra da böyle olmalı. Örneğin Nisan 2015’de Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. 79 Baro başkanı ile TBB başkanını İzmir’de buluşturduk. “Türkiye adaletini arıyor” dedik. Tüm Türkiye’den 4000’den fazla meslektaşın katıldığı bir yürüyüş gerçekleştirdik. Hukukun üstünlüğünü istiyoruz dedik. İç güvenlik yasa tasarıları temel hak ve özgürlüklerimizi kısıtlamasın dedik. Basın özgürlüğünü engellemesin istedik. Türkiye torba yasalarla yönetilmesin dedik. Bütün siyasi partilere hukukun üstünlüğünde bağımsız yargıda birleşin dedik.
SADECE İZMİR’DE DEĞİL TÜM TÜRKİYE’DE OLAN BİR İZMİR BAROSU
İç güvenlik yasa tasarısı yasalaşmadan İzmir Valiliği bir genelge çıkarmak suretiyle uygulamaya kalktı ve İzmir Barosu dava açınca üç gün sonra genelge geri alındı. İzmir Barosu’nun gücü budur. Soma’da zeytinler söküldüğünde Soma’daydık. Karaman’daki skandalda İzmir Barosu olarak oradaydık. Gaziantep’de Özgecan olayında İzmir Barosu müdahilliğine karar verildi. Cerattepe’de de vardık, Berlin’de Ermeni soykırımı tartışılırken de oradaydık. Alman milletvekillerine teker teker mektup yazdık. Kemalpaşa’da maden ocaklarının durdurulmasında İzmir Barosu’nun katkısı vardır.
2 sene önce genel kurulda 60 proje ile yola çıktık. 60 projenin neredeyse tamamını gerçekleştirdik ve neredeyse hiç hesapta olmayan çok daha yeni projelere imza attık. Özellikle meslektaşlarımızın kullandıkları alanları baştan sona yeniledik. Kullandıkları alanları steril hale getirdik. Adliyede özellikle duruşma aralarında oturan meslektaşlarımızın oturduğu lokali baştan sona, tabanlarından tutunda oturdukları koltuklara kadar, duvarlarına kadar, yeniledik. Bilgisayarları yeni teknoloji ile donattık. Bunları yaparken Baro’nun bir kuruş parasını harcamadık. Sponsorlar aracılığıyla gerçekleştirdik. Bizden önce kapalı olan meslektaşlara ayrılmış tuvaletleri yeniledik ve engelli erişilebilirliği sağladık. Bu alanlar şuan neredeyse 5 yıldızlı otel seviyesinde ve steril halde. Bir buçuk yıldır kapalı olan Diş Hekimliği ünitesini yeniledik ve kullanıma açtık. Çocuk bakım ve çocuk emzirme odasını kullanıma soktuk. Genç ofisleri devreye soktuk. Stajını bitiren meslektaşlarımız ruhsatını alıyor, ruhsatını alır almaz üç ay içerisinde büro açması gerekiyor.
İZMİR BAROSU TAMAMEN YENİLENDİ
Bir büro açmanın maliyeti en az 15 bin TL. Bu mağduriyeti ortadan kaldırmak için ihtiyaç sahibi meslektaşlara genç ofisi aylık 150 liralık bir bedelle kiralıyoruz. Bu ofislerden sadece genç değil ilçelerdeki meslektaşlarımız da yararlanabiliyor. Uzak ilçelerden gelen meslektaşlarımız bu büroları toplantı amaçlı kullanabiliyor. Üstelik catering hizmeti bile alabiliyor. Meslektaş odaklı bir baroyu ortaya koyduk. Merkez Baromuzu da baştan sona yeniledik. Personelin kullandığı bütün alanları yeniledik. İlçe barolarını da yeniledik, ilçe merkez ayrımı kalmadı. Meslek içi eğitim çalışmalarımızı aksatmadık. Son iki yılda yapılan meslek içi eğitim sayısı iki katına çıkmış durumda. Meslek mağduriyeti yaşayan avukatlarımızın yanında olduk. Farklı gruplardan avukatlarda olsalar davalarına müdahil olduk. Cumhuriyet Başsavcısı ve Emniyet Müdürüyle görüşerek mesleğin ve meslektaşın karakollarda itilip kakılmasına müsaade etmedik. Adliye girişlerinde avukatların aranması tüm Türkiye’de olay olmuştu. İzmir’de Cumhuriyet Başsavcılığıyla görüşerek avukatların aranmasına izin vermedik. Ve bu örnek modeli tüm Türkiye’ye yaymaya çalıştık. Meslektaşımız İzmir’de avukat olduğunu hissediyor ve hiçbir şekilde itilip kakılmıyor. CMK aracı tahsis ettik. Gece karakola gidecek meslektaşımızı bu araç alıyor, sonrasında iş bitiminde evine geri bırakıyor. Yüksek lisans projelerimiz oldu. Üniversitelerde yüzde ellilere yüzde yirmi beşlere varan indirimler aldık.
Türkiye’de hukukun durumu, OHAL ve KHK’lar hakkında ne düşünüyorsunuz?
15 Temmuz kalkışmasını kabul etmemiz mümkün değil. Bir hukukçu olarak darbeyi desteklememiz mümkün değildir. Hangi hukukçu darbenin içindeyse, hangi hukukçu darbeden yana tavır aldıysa o kişinin hukukçu olduğu kabul edilemez. 15 Temmuz’da ülke olarak çok büyük bir badire atlattık. Türkiye emperyalizmle mücadele etmek zorundadır, Türkiye Mustafa Kemal Atatürk’ün politikalarıyla, anti – emperyalist bir tavırla, yurtta barış dünya da barış sloganıyla hareket etmelidir. Çok zor bir coğrafyada yaşıyoruz ve bunun bilinciyle hareket etmek zorundayız. Bu mücadeleyi hep birlikte 79 milyon olarak sürdürmeliyiz. Bu ülkede terör varsa anneler ağlıyorsa emperyalizm yüzündendir. Olağan üstü bir dönem yaşadığımızı kabul ediyorum ama artık bu üç aylık dönemde ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıydı. OHAL ve KHK devri kapanmalıydı. Türkiye bir hukuk devletiyse, Türkiye bir demokrasiyse bunu gösterecektir ve bu sınırlar içerisinde kim suçluysa mevcut yasalar çerçevesinde yargılanmalıdır. 15 Temmuz’dan sonra 2000 CMK üyesini görevlendirdik. Yaşın yanında kurunun yanmaması, herhangi bir mağduriyet yaşanmaması için mücadele verdik. O dönemde İzmir Barosu CMK avukatları güvenlik görevlileri tarafından itilip kakıldı. İzmir Barosu olarak gerekli tedbirleri alarak meslektaşlarımızın gerekli saygıyı görmesi için her türlü mücadeleyi verdik. İzmir Barosu 15 Temmuz sınavını başarıyla vermiştir. Olağan üstü dönemin sona ermesini KHK’ların kaldırılmasını istiyoruz. Bir an önce demokrasi, hukuk devleti, basın özgürlüğü, iletişim özgürlüğü diyoruz. Hâkim ve savcılar verdikleri herhangi bir karardan dolayı bir yerden başka bir yere gönderilmemeli. Doğal hâkim doğal yargıç ilkesinin hayata geçmesini istiyoruz. Ceza hukukunun evrensel kurallarının hayata geçmesini istiyoruz. Delil yoksa suç da yoktur. Önce sanık tutuklanıp sonra delil yaratılmasını kabul etmiyoruz. Şüpheden sanık kararlanır bu Roma hukukundan beri böyledir.
‘BUNLARI YAPACAĞIZ’
Son olarak, seçimleri kazandığınız takdirde İzmir Barosu'nda ne gibi değişikliklere gitmeyi düşünüyorsunuz?
Eskiden Baro binası olarak kullanılan Salihağa İş Hanı’nda tadilat yapıyoruz, sanatçı meslektaşlarımızın kullanımına açacağız. Yeni dönemde yüksek lisans çalışmalarını Baro biriminde, üniversitelerle işbirliği yaparak çok daha uygun şartlarda yapacağız. Meslektaşlar üniversitelere gitmeyecek, Baro’da yüksek lisans derslerini alacaklar. Yeni dönemde meslek sigortasını hayata geçiriyoruz.
BARO KULEYİ İNŞA EDİYORUZ
Yeni dönemde TBB ile beraber Baro Kuleyi inşa ediyoruz. İzmir Barosu’nun o kule de 6000 - 7000 m2lik bir kullanım alanı olacak. Ayrıca 750 kişilik bir konferans salonu inşa etmeyi düşünüyoruz. 410 lira olan aidatları 360 liraya düşürdük. Özellikle genç meslektaşlarımız için aidatların düşürülmesi projelerimiz var.
Bir hedefimiz de İzmir Barosu’nu uluslararası bir baro yapmak. 24 – 25 Eylül tarihleri arasında ilk kez İzmir Barosu’na simultane çeviri araçları girdi. Uluslararası sözleşmeler, uluslararası tahkim, enerji tahkimi ve deniz taşımacılığı ile ilgili bir seminer gerçekleştirdik. İspanyol Carlos üniversitesinin uluslararası akreditasyonlu bir seminerini gerçekleştirdik. Yeni dönemde İzmir Barosu’nun hedefi şu olmalıdır; İzmir Barosu uluslararası bir baro olmalıdır. Avrupa Barolarıyla kardeş baro olabilmek için büyük çalışmalarımız var. Stajyer alış verişinde, meslektaş alışverişinde bulunacağız. İzmir avukatlarını uluslararası avukatlar haline getirmek istiyoruz. İzmir Türkiye’nin ikinci büyük liman kentidir. Buna rağmen Deniz ticareti taşımacılığıyla ilgili, uluslararası sözleşmelerle ilgili İstanbul’dan avukatlar geliyor. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Yeni dönemde genç ve konuya ilgi duyan meslektaşlarımızı bu konuda eğiteceğiz.
İZMİR BARO RADYOYU KURACAĞIZ
İzmir Baro radyoyu kuracağız. Meslek içi eğitim çalışmalarımız bu radyolarda canlı yayınlanacak. Tapu genel müdürlüğüyle yaptığımız bir ön protokol var. Meslektaşlarımız oturduğu yerden tapu kayıtlarına, ticari sicil kayıtlarına, bürosundan bakabilecek.
Yeşil pasaportu yapamadık. 60 projeden biri oydu. Üç meclis dönemimizde de meclise, bütün milletvekillerine mektup yazdık. Avukatların ödediği %18 KDV’nin düşürülmesi için, CMK ücretleri arttırılması için talepte bulunduk. Yurtdışındaki Türk vatandaşlarının, Türk şirketlerinin hakkını koruyabilmek için yeşil pasaport istiyoruz dedik. Yeşil pasaport Adalet Bakanlığı tarafından onaylandı, Avrupa Birliği Bakanlığı “çok fazla yeşil pasaport olduğu gerekçesiyle reddetti. Yeşil pasaport için de mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu konuda bize yardımcı olan milletvekillerine de ayrıca teşekkür etmek istiyorum.