Italo Svevo – Joyce’un yoldaşı

Italo Svevo – Joyce’un yoldaşı

Svevo’nun ölümünden önce kaleme aldığı son romanı Duygusal Kısa Yolculuk, kısa süre önce 1984 Yayınevi etiketiyle okurla buluştu. İlk kez Türkçeye çevrilen bu romanda Svevo yine altmışına merdiven dayamış bir adamın Milano ile Trieste arasında gerçekleştirdiği tren yolculuğu sırasında zihninden akanları gözler önüne seriyor. Bir yanda geride bırakılan, özlenmekle özlenmemek arasında salınan eş ve oğul, öte yanda yolculuk süresince tanışılan yabancılar, kuşak çatışması, hayaller, gerçekler, nezaketen söylenen yalanlar ve itiraflar…

İtalyan Edebiyatı, Dante ve Boccacio’dan itibaren sıradışı metinler üretmiştir. Birçoğu, ülkenin Vatikan kaynaklı bağnaz yüzüne başkaldıran, cevap niteliği taşıyan eserler ve yazarları, Avrupa edebiyatını derinden etkilemiş, yön verici nitelik taşımışlardır. Bu etkilenme elbette tek taraflı değildir. İtalyan edebiyatı da hem Avrupa’nın diğer ülkelerinde üretilen eserlerden ve hem de Akdeniz havzasından yansıyan akımlardan etkilenmiştir. Bu yönüyle köprü görevi gören bir coğrafyadan bahsedebiliriz.

Andığımız karşılıklı etkilenmenin en önemli örneklerinden birisi de, yirmi yılı aşkın dostluklarını edebi alışverişle de süsleyen iki dev yazar, Triesteli, Alman-İtalyan kökenli Italo Svevo ile İrlanda’nın gönüllü sürgünü James Joyce arasında gerçekleşendir.

Italo Svevo, 19.yy. sonlarında yazdığı romanlarla pek ilgi görmez ve neredeyse edebiyata sırt çevirir. Ta ki 1907 yılında, ülkesi İrlanda’yı geri dönememek üzere terk eden James Joyce’un soluğu Trieste’de alması ve kendisinden yirmi yaş büyük olsa da sıkı bir dostluk kuracağı Svevo ile tanışmasına dek.

Joyce’un başyapıtları “Finnegan Uyanması” ve “Ulysses”in temellerini attığı kent olan Trieste’de kurulan bu dostluk sayesinde Svevo edebi üretimine geri dönmüş ve İtalyan edebiyatının en önemli eserlerinden birisi sayılan ve çok sevilen “Zeno’nun Bilinci”ni kaleme almıştır. Bu dev romanda, Joyce ile yapılan psikanaliz sohbetlerin, Freudyen bakış açısının izleri somut bir şekilde görülür. Svevo’nun takip eden eserlerinde de yaşlı ya da yaşlanmakta olan erkeğin psikolojik halleri ironik ve aykırı bir dille yansıtılır.

Svevo’nun ölümünden önce kaleme aldığı son romanı Duygusal Kısa Yolculuk, kısa süre önce 1984 Yayınevi etiketiyle okurla buluştu. İlk kez Türkçeye çevrilen bu romanda Svevo yine altmışına merdiven dayamış bir adamın Milano ile Trieste arasında gerçekleştirdiği tren yolculuğu sırasında zihninden akanları gözler önüne seriyor. Bir yanda geride bırakılan, özlenmekle özlenmemek arasında salınan eş ve oğul, öte yanda yolculuk süresince tanışılan yabancılar, kuşak çatışması, hayaller, gerçekler, nezaketen söylenen yalanlar ve itiraflar eşlik ediyor okura yol boyunca.

İtalyan ovalarının tren camından akan görüntüsü, Venedik kanallarındaki gezinti, kahramanımız Aghios’un geçmişle bugünü bağlayan düşünceleri, insanın kimi zaman ikiyüzlü, kimi zaman da samimi ruh haliyle birlikte yansıtılıyor ve Aghios’un kimliğinde bir noktadan sonra kendimizi görüyoruz.

Ya da gördüğümüzü sanıyoruz. Çünkü Svevo’nun sözleriyle, “İnsanın kendisini, sürdürdüğü yolculuğun içinde göremiyor olmasının acısı,” belki de hayatın somut gerçeğidir. Ne sürüp giden tren yolculuğunun içinde ve ne de akıp giden hayatın içinde kendi varlığımızın farkına varamamak, farkına varır gibi olduğumuz anda da çoğunca o hayatın sonlarında olmamıza dair insanın onulmaz acısını hissetmek; işte belki de Svevo’nun edebi dehasını ve ana derdini özetleyen cümledir bu.

Ama elbette bununla sınırlı değil. Çok zaman yaşlanan erkeğe genç bir kadın eşlik eder Svevo romanlarında. Gerçeğine ulaşılamayan ancak hayaliyle avunulan bir kadın, erkeğin büyük çaresizliğidir. Ve Svevo’yu okuduğunuzda hep aynı kahramanın etrafında dolaşıyor hissine kapılırsınız.

Yukarıda andığımız Svevo-Joyce alışverişi de tek taraflı değildir elbette. Joyce da Svevo’nun çok etkisinde kalmış, bu dostluğun izlerini edebiyatına taşımıştır. O kadar ki “Ulysses”in başkişisi Bloom’un prototipi Svevo’dur. “Finnegan Uyanması”ndaki Anna Livia Plurabella’nın örnek alındığı figür Svevo’nun eşidir. Yine “Finnegan Uyanması”ndaki bölümlerden birisi, baştan sona Svevo eserlerine göndermelerle doludur.

Italo Svevo fazlasıyla bizden bir isim. Üslubu çok samimi ama bir o kadar da sarsıcı. Okura güzelleme yapmak yerine, kahraman üzerinden zaaflarını gösteren, hatırlatan bir yazar. Zekice kurgulanmış metinde olay örgüsü, bilindik romanların dışında akıyor. Bu yönüyle, “Duygusal Kısa Yolculuk” da dahil olmak üzere Svevo romanları, benliğimizle yüzleşmemiz için çok daha fazla ilgiyi hak ediyor. 


KÜNYE: Duygusal Kısa Yolculuk, İtalo Svevo, Çeviri: Fuat Sevimay, 1984 Yayınevi, Şubat 2017, 120 sayfa.

DAHA FAZLA