Twitter: @Meryem_Yildrim / Mail: [email protected]

Ankara Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi’nde (OSTİM) faaliyette olan klima üretimi yapan KLİSOM fabrikasında çalışan sendikalı işçiler direniş başlattı.

Yaklaşık 60 işçinin çalıştığı fabrikada, işçilerin örgütlü olduğu DİSK’e bağlı Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal İş) ile yürütülen Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde özellikle ücret konusunda talepleri yüksek bulan patron, işçileri fabrikayı kapatmakla tehdit etti.

Bu sabah iş yerine giden işçiler, yönetimin fabrikanın kapatılacağı şeklindeki bildirimi üzerine iş yerine girerek direniş başlattı. Fabrika yönetiminin toplu sözleşme görüşmeleri sürerken yasadışı lokavt kararına tepki gösteren 50 işçi, taleplerinde ısrarlı olduklarını belirterek, haklarını alana kadar direnişe devam edeceklerini ilan etti.

YASADIŞI LOKAVT

Birleşik Metal İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, söz konusu fabrikada toplu sözleşme görüşmelerinin sürmesine rağmen, fabrika yönetiminin “fabrikayı kapatacağım” tavrıyla haklarını isteyen işçilere gözdağı vermeye çalıştığına işaret etti.

Direnişle ilgili İleri Haber’e bilgi veren Serdaroğlu, KLİSOM yönetiminin bu sabah iş yerine gelen işçileri fabrikayı kapatacaklarını belirterek içeriyle almadıklarını aktardı.

İşçilerin fabrikaya girdiğini paylaşan Serdaroğlu, “Arkadaşlarımız içeri girdiler. İçeride eylemlerini sürdürüyorlar. İlçe yöneticilerimiz ve avukat arkadaşlarımızın işverenle görüşmeleri de sürüyor. İşverenin kararından vazgeçeceğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

“50 işçi, işverenin yasadışı lokavt kararına karşı direnişe geçti” diyen Serdaroğlu, geçtiğimiz aylarda başlayan toplu sözleşme görüşmeleri henüz sürerken, işverenin bu tür bir yöntemle işçiyi tehdit etmesini eleştirdi.

PATRON, İŞÇİNİN TALEPLERİNİ ÇOK BULDU!

İşverenin sözleşme rakamlarını yüksek bulduğunu belirten Serdaroğlu, “İşçinin burnunu sürtmeye, geri adım attırmaya çalışıyor, o yüzden ‘kapattım’ zorlamaları yapıyor” dedi.

Sorunun çözülebilir olduğunu düşünen Serdaroğlu, eyleme geçen işçilerin taleplerini alana kadar direnişi sürdürmekte kararlı olduğunun altını çizdi.

KLİSOM İŞÇİLERİ: BİRLİĞİMİZE GÜVENİYORUZ!

Birleşik Metal İş Sendikası, genel merkezlerinden de yaptıkları yazılı bir açıklamayla KLİSOM fabrikasında başlayan direnişi selamlayarak şunları kaydetti:

“Sendikamızın örgütlü olduğu Ankara KLİSOM işyerinde toplu iş sözleşme görüşmeleri öncesi bu sabah fabrika giden üyelerimiz, “İşyerinin kapanacağı” gerekçesiyle işe alınmak istenmedi. Sendikal örgütlülüğümüze yönelik bu saldırıya karşı üyelerimiz, kararlı duruş sergilediler. İşyerinde şu an yöneticilerimiz ve fabrika yönetimi arasında görüşmeler devam ediyor.

Yaşasın İşçilerin Birliği! Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!”

LOKAVT NEDİR?

Genel anlamda lokavt, toplu iş sözleşmesi sürecinde yaşanan uyuşmazlıklarda işverenlerin işçi tarafında isteklerini kabul ettirebilmek için, işçileri topluca işten uzaklaştırmasıdır.

Bir işyerinde ‘kanuni lokavt kararı’ alınabilmesinin ön şartı, o işyerinde yetkili sendikanın grev kararı almış olması gerekiyor. Lokavtın uygulanabilmesi için, işçilerin greve çıkmış olmaları şarttır. Yani, işçi sendikası grev kararı almadan, lokavt kararı alınamaz, işçiler greve çıkmadan işveren de lokavtı uygulayamaz.

2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev Lokavt Kanunu (TİSGLK) der ki;

“Uyuşmazlığın tarafı olan işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren, işçi sendikasının almış olduğu grev kararının kendisine tebliğinden itibaren altı işgünü içinde lokavt kararı alabilir.”

Öte yandan gerek grev kararı gerekse de lokavt kararları, kanunda yazan sürelere uyularak karşı tarafa bildirilmek zorundadır. Mesela, Kanun’un 28’inci maddesine göre, “... alınan grev ve lokavt kararları, karar tarihinden itibaren altı işgünü içinde karşı tarafa tebliğ edilmek üzere notere ve kararın birer örneği görevli makama tevdi edilir. Grev ve lokavt kararı işyerinde veya işyerlerinde kararı alan tarafça derhal ilan edilir.”

KLİSOM işverenin sendika ile aralarında yapılan toplu sözleşme görüşmeleri sürerken, işçi sendikasının grev kararı bulunmazken söz konusu lokavtı ilan etmesi, işverenin işçilerin haklarından vazgeçmesi için bir baskı ve tehdit aracı olarak görülüyor.