İnce: Yargıçlar önünü iliklemeyecek

İnce: Yargıçlar önünü iliklemeyecek

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharem İnce Hakkari, Rize, Antalya'nın ardından bugün Denizli'de konuştu.

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce Denizli'nin Bozkurt İlçesinde düzenlenen mitingde konuştu. İnce "CHP pisliktir, çöplüktür' diyen Erdoğan'a "Çöp diyor tezek diyor hiç cevap vermeyeceğim. Testide ne varsa ağızdan o çıkar. Cevap vermeyeceğim. Ekonomiyi nasıl batırdıklarını nasıl kurtulacağımızı açıklayacağım." diye seslendi.

İnce'nin konuşmasından satır başları şu şekilde:

- Ben bağırıp çağıran, küfreden cumhurbaşkanı değil, yol gösteren birisi olacağım.  Kimin akıllı telefonu var kaldırın. Türkiye'de ve dünyada bir ilk yapıyoruz. Hükümetin ve milletin medyası var. Bizim çılgın projemiz huzur.

-O çöp diyor, tezek diyor hiç cevap vermeyeceğim. Tesdide ne varsa ağızdan o çıkar.

-Madem ekonomi iyi; neden gelişmiş ülkelerde enflasyon yüzde 3'ken bizde 11. Neden cari açığımız bu düzeyde? Neden gençlerin yüzde 20'si işsiz? Ortada bir sorun var. 

-Endüstri 4.0 dünya 3,5 senedir bunu konuşuyor. Türkiye'nin cumhurbaşkanı meydanlarda çöpü konuşursa geleceği kaybederiz.

-Amacım geleceğin gençlerine bu telefonu yaptırmak. O 'çöp yığını' diyecek ben 'kuantum' diyeceğim. O küfretsin ben uzay diyeceğim. Bunları anlatacağız.

.-Onun projesi kanal açmak olsun benim ki huzur, huzur..

-Bana 'gariban milletvekili' diyor aldığımız parada pek fark yoktur o nasıl zengin oldu ben nasıl fakir kaldım ben onu anlamadım.

-Ben insanları Alevi Sünni diye ayırmam. Mal varlığımız farklı olabilir ama benim gönlüm çok zengin.

-Ben ülkenin geçlerine yıllarca fizik anlattım. Türkiye'nin kendi laboratuvarları olmalı dedim. 

-Okuttuğum çocuklardan mühendis, doktor olanlar var. Geçenlerde bir öğrencimle karşılaştım ne yapıyorsun dedim 'kalp cerrahıyım' dedi. Bakın görüyor musunuz mutluluğu.

-Kemal Sunal filmlerinde ki gibi demek ki Türkiye'nin tahlil sonuçları da başka bir ülkeyle karışmış. Batıyoruz beyler batıyoruz.

-Yargıçlar çay toplamayacak, önünü iliklemeyecek. Yargıçlar cumhurbaşkanına görünce ayağa kalkmayacak. Yargıçlar beni de Tayyip Erdoğan'ı da yargılamalı. Bu düzene son vereceğiz.

-Devlet intikamla, rövanşla yönetilmez. Devlet şöyle yönetilir: Birinci sınıf hakimler var. Onların içinden kurayla seçersin yüksek yargıyı. Ona da dersin ki, görevini düzgün yap, çay toplamaya gitme, düğmeni ilikleme.

-Cumhurbaşkanı olduğumda bir toplantıya gittiğimde o yargıçlar ayağa kalkarsa onlara iki çift sözüm var. Kalkmayacaksınız! O yüksek yargıçlar günü geldiğinde beni de, Tayyip Erdoğan'ı da yargılamalı. Böyle olursa memleket düzelir. Bu düzene son vereceğiz.

-Çobanlık yaptığım dönemde hiç unutmuyorum o kırma masanın altında ders çalıştığım günleri hiç unutmuyorum. Bugün bu ülkede binlerce böyle çocuk olduğunu biliyorum.

-Onurlu başı dik bir Türkiye yaratacağız. Kendi enerjisini üreten bir Türkiye yapacağız.

-1986'da Borçka'da öğretmenlik yapıyorum. Okulda bir hizmetlimiz vardı, iki çocuklu. Çocuklarından birisi hakim, diğeri de genel müdür yardımcısı. Bu böyle değişir. Çocukluğumda çobanlık yaptığım günlerde, bir odada 4 kişi yaşadığımız günlerde, kırma masanın altında ders çalıştığım günleri hiç unutmuyorum. Bugün bu ülkede binlerce böyle çocuk olduğunu biliyorum. 

-Gençlerine matematik, fizik öğretecek Türkiye. Dindar bir nesil yetiştireceğiim diyor. Senin haddine mi düşmüş. O senin görevin değil, ailelerinin görevi. Ben çocukken Kuran kursuna giderdim yazları. Elhamdüllillah biz de Müslümanız. Sizden mi öğreneceğiz Müslümanlığı! Devletin görevi matematik, fizik, biyoloji öğretmektir; iş bulmaktır.