@OnurEmreYagan

IŞİD'in yerle bir ederek işgal etmeye çalıştığı Kobane'ye yardım götürmek, kentin yeniden inşasında görev almak ve savaştan zarar gören halkla dayanışmak amacıyla yola çıkanlardan 33 sosyalist genç IŞİD tarafından canlı bomba saldırısıyla katledildi. 100'den fazla kişi yaralandı.

Suruç'ta yapılan katliam, AKP'nin 7 Haziran 2015 seçimlerinde yaşadığı yenilginin sonrasında Türkiye'yi düşmanlığa ve istikrarsızlığa sürükleme planının önemli bir adımıydı. Suruç'u Ankara izledi. 10 Ekim'de IŞİD Ankara'da, AKP devletinin hazırladığı karanlık zeminde Türkiye'nin en kanlı terör saldırısına imza attı. AKP Suruç'tan birkaç ay sonra 1 Kasım seçimlerinde yarattığı iç savaş ortamından faydalanarak, katledilen insanlığın üzerine basa basa seçimleri kazandı.

Suruç'tan sonra Türkiye'de karanlık tablo tüm çıplaklığıyla belirdi. Katliam gizlenmeye, suçlular korunmaya, hesap sormak isteyenler umutsuz kılınmaya çalışıldı. Adalet arayışı, halkların birliği, gençliğin özgür gelecek düşü, emekçinin ekmek talebi her seferinde daha şiddetli, her seferinde zalimce saldırıya uğradı.

Suruç bir kırılma, bir uyarıydı. Sola, sosyalistlere düşmanı acımasızca hatırlatan, derlenip toplanma çağrısıydı.

Ama asla düşmanımız için bir zafer olmadı. Zulüm arttı ancak direniş yok edilemedi. Yere düşen her karanfil sokakları dolduran bir eylem çağrısı, Saray'ın karşısında mağlup olmayan onur oldu, umut oldu, öfke oldu...

İki yıl geçti. İki yılda sadece kısa bir an değil bir ömür yaşandı. Hafızalar iz bırakan anıları sıralayamayacak kadar doldu taştı. Fakat Suruç tanıklarının söylediği gibi, henüz “hiçbir düş yarım kalmadı”. Tarih henüz karanlığı temsil edenlerin esiri olmadı. Gerçeğin peşinden koşanlar vazgeçmedi. “Daha bitmedi” diyenler milyonlara çoğaldı.

Ve Suruç unutulmadı...