İhraç edilen akademisyenler İleri'ye konuştu

İhraç edilen akademisyenler İleri'ye konuştu

Son yayınlanan KHK ile ihraç edilen akademisyenler Yrd. Doç. Dr. İrfan Mukul ve araştırma görevlisi Dr. Eren Özel ile konuştuk.

Tuğba Özer

Yayınlanan iki yeni KHK ile toplam 2 bin 766 kamu personeli görevinden ihraç edildi. İhraç edilenler arasında 105 akademisyen bulunuyor.

İhraç edilen akademisyenler arasında Semih ve Esra Özakça’yı Yüksel Caddesi’ndeki direniş alanında ziyaret eden Sinop Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde görevli akademisyen Yrd. Doç. Dr. İrfan Mukul ve Munzur Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde görevli araştırma görevlisi Dr. Eren Özel de bulunuyor.

‘İHRAÇLARIN ARKASINDA REKTÖR VAR’

İhracına ilişkin konuşmaya “Bekliyordum, şaşırmadım” sözleriyle başlayan Arş. gör. Dr. Eren Özel, Munzur Üniversitesi’ndeki ihraçların gerisinde Rektör Ubeyde İpek’in olduğunu düşündüğünü belirtiyor ve devam ediyor:

“Rektör hakkında, ‘Fetullahçı kişileri koruduğuna ilişkin’ çok fazla söylenti var. Bu bağlarının ortaya çıkmaması için diğer muhalif kişileri ve Eğitim Sen üyelerini ihraç ederek bu durumun üstünü kapatmak istiyor ya da kendisini korumak istiyor olabilir.”

Özel, daha önce de rektörün engelleme girişimleri nedeniyle fakülte yönetim kurulunu kararı olmasına rağmen yardımcı doçentlik kadrosunu alamadığını belirtiyor.

‘DEVLETE HAİNLİK YAPANLARA KADRO VERMEYECEĞİM'

Özel, dönem sonunda yapılan bir toplantıda rektöre yönelttiği ‘İhraçlara siz mi karar veriyorsunuz?’ Sorusunun ihracına ilişkin temel nedeni oluşturduğunu düşünüyor:

“Haziran ayında yapılan dönem sonu toplantısında ben ‘bana kadro istemeyi düşünüyor musunuz?’ diye sordum. Rektör de 60 kişilik toplantıda ‘ben devlete hainlik yapanlara kadro vermeyeceğim’ dedi. Ben de ‘hainlik yaptığıma ilişkin nasıl bir bilgiye sahipsiniz? Ben böyle bir şey bilmiyorum. Eğer bu bilgiye sahipseniz burada hemen açıklayın; benim de onların da haberi olsun’ dedim. Daha sonra ‘ben öyle bir şey demedim. Herkesi tenzih ediyorum’ dedi. 

‘İHRAÇLARA SİZ Mİ KARAR VERİYORSUNUZ?’

İhraç edilenler hocalar hakkında çok net konuşmalar yapınca ben de ‘İhraçlara siz mi karar veriyorsunuz?’ diye sordum. 

Benim sorduğum sorular onu oldukça sinirlendirdi.

Benim ihracımın gerisinde yatan neden toplantıda sorduğum bu sorular. Başka bir şey yok. Çünkü ben imzacı akademisyenlerden de değilim. Her ne kadar imzalamasam da imzalayanları desteklediğim de biliniyor.”

‘SOSYAL MEDYA HESAPLARINI TAKİP EDEN BİRİM’ İDDİASI

Özel, sosyal medyada takibe alınan akademisyenler paylaşımları nedeniyle rektör tarafından ihraç listesi hazırladığına ilişkin duyumlar aldığını da ifade ediyor:

“Rektörün sosyal medya hesaplarını takip eden özel bir biriminin olduğu söyleniyor üniversite içinde. Muhalif akademisyen var mı? Bunu tespit eden bir birim oluşturduğu söyleniyor. Bu takibin ardından bir ihraç listesi hazırlandığı belirtiliyor.”

İhraç edilen bir diğer akademisyen ise açlık grevindeki eğitimciler Semih ve Esra Özakça’nın Sinop Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden hocaları Yrd. Doç. Dr. İrfan Mukul.

‘SORUŞTURMALAR GEREKÇEYMİŞ’

Mukul ihracına ilişkin süreci şöyle anlatıyor:

“Semih ve Esra’yı ziyaret ettiğim ve Sinoptaki Nurettin Yıldız protestosuna katıldığım için önce bir soruşturma başlatıldı ve açığa alındım. Hakkımda açılan soruşturmada Yüksel’de neden bulundunuz ve Nurettin Yıldız protestosuna niçin katıldınız? Şeklinde iki soru sorulmuştu. Açığa alınmamın üzerinden 15 gün geçtikten sonra da yayınlanan KHK’lar ile ihraç edildim. Böyle bir şey beklemiyordum ancak anlaşılıyor ki ihraç edilmem için o soruşturmalar gerekçe imiş. Üniversitenin, Türkiye’nin geldiği durum bu tür tasarrufların olabileceğini gösteriyor.”

“Daha önceki KHK’lar ile atılan akademisyenler var. Bu süreçleri yaşıyoruz” diyen Mukul Prof Dr.  İzzettin Önder’in “Üniversiteler devlet dairesi değildir” sözlerini hatırlatarak, “Bugün geldiğimiz noktada üniversiteler devlet dairelerinin de altına düşmüştür. Üniversiteler eleştirel düşüncenin barındığı, özerk, kurumlardır. Ama KHK’larla durumun böyle olmadığını görüyoruz” diyor.

‘DARBE HUKUKUNUN YAŞANDIĞI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ’

“Darbe hukukunun yaşandığı bir dönemden geçiyoruz” diyen Mukul, “Şöyle ilginç bir durum da var. 695 nolu KHK ile ihraç edildik, 696 nolu KHK ile de bunun kılıfı hazırlanmaya çalışılıyor. 696 nolu KHK’da ‘bizi ihraç eden insanlar için ‘idari mali ve cezai sorumluluğu doğmaz’ maddesi yer alıyor. Bu korktuklarını gösteriyor.12 Eylül’de, anayasaya darbe yapılanların ileride sorumlu tutulamayacağına ilişkin ek maddeler konulmuştu. Bugün de öyle” ifadelerini kullanıyor.

‘ONLAR BENİM ÇOCUKLARIM’

Semih ve Esra Özakça’yı ziyaret ettiğinde ihraç edileceğini düşünmediğini söyleyen Mukul şöyle devam ediyor: “Tamamen insanı gerekçelerle ziyaret ettim. Esra ve Semih benim Sinop Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden öğrencilerim. Dolayısıyla da kendilerini ve ailelerini iyi tanıyorum.Onlar benim çocuklarım. Böyle bir karar vermişler. Demek ki ihraç edildikten sonra geri dönebilmek için tüm yollar kapanmış ve onlar da açlık grevi yapmaya karar vermişler. Kararlarını kabul selim etmeyelim, saygı duymalıyız. Dolayısıyla ben onları ziyaret ettim. Bu ihracım için gerekçe olamaz. Komik. Bir de tabi dosyayı dolduramadıkları için Nurettin Yıldız protestosuna katılmamı gerekçe gösteriyorlar. Bu daha komik”

‘EN GÜZEL YANITI ÖĞRENCİLERİM VERİYOR’

Kararname kapsamında başta ‘FETÖ’ olmak üzere terör örgütleriyle irtibat kurmaya çalışıldığını belirten Mukul, buna en güzel yanıtı da kendisine destek veren öğrencilerinin verdiğini söylüyor.

“Mesela size bir öğrencimin attığı tweeti okuyayım buradan benim FETÖ’cü olup olmadığım ortaya çıkacaktır” diyen Mukul öğrencisinin attığı şu tweeti paylaşıyor:

“Son KHK ile ihraç edilen bir adam var. Yaşama sevinci sırf öğrencilere bir şeyler anlatmak olan değerli bir öğretmen. Ne yaparsanız yapın onu yolundan döndüremeyeceksiniz. Çünkü hiçbir sosyal bilimci umutsuz olamaz. Umutluyuz.”

Mukul son olarak, "Bana bir tane örnek göstersinler, FETÖ’den atılan akademisyenin öğrencisi böyle bir tweet atsın ya da destek olsun. Müthiş destek mesajları alıyoruz. Bu da bizim yalnız olmadığımızı gösteriyor diye düşünüyorum" diyor.