İBB muhalif çalışanı ‘sakıncalı’ diye görevden uzaklaştırdı!

İBB muhalif çalışanı ‘sakıncalı’ diye görevden uzaklaştırdı!

Darbe operasyonlarını muhaliflere cadı avına dönüştüren AKP hükümeti, kurumlardaki tasfiyeleri sürdürüyor. İstanbul’da yapılan ‘FETÖ’ soruşturması kapsamında İETT’de görevli Ö.A. isimli çalışan ‘sakıncalı’ olduğu belirtilerek görevden uzaklaştırıldı.

Darbe girişimi sonrası yapılan operasyonları muhaliflere karşı bir cadı avına dönüştüren AKP hükümeti, akademisyenleri, kamu çalışanlarını ve ‘sakıncalı’ gördüğü muhalif isimleri tasfiye etmeye devam ediyor.

AKP’li İstanbul Büyükşehir Şehir Belediyesi’ne bağlı İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü (İETT); Destek Hizmetleri Başkanlığı’nda görevli Ö.A. isimli yurttaş 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137. maddesi gerekçe gösterilerek açığa alındı.

Darbe operasyonlarını bahane ederek yurt genelinde muhalif isimleri hedef alan hükümet bu yönde yapılan uyarıları ve endişeleri de haklı çıkardı.

İETT’nin Destek Hizmetleri’nde Bilgisayar İşletmeni olarak görev yapan ve ‘sakıncalı’ görülen Ö.A. dün gelen yazıyla hukuksuz bir biçimde görevden uzaklaştırıldı.

İETT dün gönderdiği yazıda ulaşım yetkilerini ve personel kartının da çalışandan alınmasını istedi.

657 NO’LU KANUNUN 137. MADDESİ NE DİYOR?

AKP’li belediyenin Ö.A.’yi görevden uzaklaştırma gerekçesi olarak gösterdiği 657 No’lu Devlet Mamurları Kanunu’nun 137. maddesi ise şöyle diyor:

“Görevden uzaklaştırma:

Madde 137 - Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir.

Görevden uzaklaştırma tedbiri, soruşturmanın herhangi bir safhasında da alınabilir.”

BOZDAĞ ‘KURUNUN YANINDA YAŞTA YANABİLİR’ DEMİŞTİ

15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) kararı ve ardından gelen Kanun Hükmünde Kararname’ler ile sınırsız yetki elde eden AKP hükümeti, darbe sonrası başlattığı operasyon ve soruşturmalarda birçok hukuksuzluğa imza atıyor. Üniversitelerde akademisyenler, devlet kurumlarında kamu çalışanları, sağlıkçılar ve çok sayıda yurttaş hükümetin cadı avına dönüştürdüğü operasyonlarda söz konusu hukuksuzluklara maruz kalıyor.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, darbe girişiminin hemen ardından başlayan operasyonların cadı avına dönüşmesi endişesine “Kurunun yanında yaşın da yanma endişesi her yerde var. Bu endişe bende de var. Bunu engelleyecek olan yargıdır. Delillerin değerlendirmesini cumhuriyet başsavcılarımıza yapacak. Yargılama sırasında mahkeme heyeti bütün delilleri ve savunmaları değerlendirdikten sonra karar verecektir. Ben yargımızın bun ayırt edeceğine inanıyorum. Türk yargısının önümüzdeki süreçte masumların ceza almaması için elinden geleceğini yapacağına inanıyorum” yorumunu yapmıştı.

Hukukta delil, suç ve ceza tanımlarının yoruma yer bırakmayacak şekilde açık olması gerekirken, Bozdağ’ın söz konusu sözleri hükümetin darbe soruşturmasını bilhassa muhaliflere yönelik cadı avına dönüştüreceğinin işaret fişeği olmuştu.