Güzella Bayındır yazdı: Farklı bir prenses öyküsü

Güzella Bayındır yazdı: Farklı bir prenses öyküsü

'…PrensesDünyanın en güzel giysisini istedi. Dokunsun diye tülden ince peleriniÇocuk parmakları delik deşik şimdi…’

Küçüktüm, çok küçüktüm. Akranlarımıza ve çevremizdeki çocuklara göre epeyi çok kitap okuyan kardeşlerdik. O vakitler pedagoji falan pek bilinmediğinden insanın içini kanatan kitaplar okumamıza yetişkinler ses etmezlerdi. Elimize ne geçerse okuyorduk. Başka çaremiz de yoktu. Nereden bilecek ve bulacaktık çocuk ruhuna uyan kitapları. Çocuk psikolojisine uygun kitaplar bulsak ne olacak, hayatımız bir çocuk için fazlasıyla acıklıydı. 12 Eylül’ün tırpan gibi biçtiği bir kuşağın çocuklarıydık ve babaları hapiste çocuklar erken öğreniyorlardı acı çekmesini.

Çocuklukta iyi okuma ve okuma alışkanlığının oturması nedeniyle kitaplar hayatımın her döneminde benim en önemli parçam oldu. Öğretmenlik ve annelikle birlikte okuma serüvenine çocuk edebiyatı da dâhil oldu. Çocuk kitapları yayın sektörünün en önemli bileşenlerinden biri. Gittiğiniz kitapçılarda, internette uğradığınız satış noktalarında alanın büyüklüğü insanın başını döndürüyor. Böylesine derya deniz bir alanda iyiyi, güzeli, yanlış mesaj vermeyenini bulmak kolay değil. Bunun için insanlar çocuklarına kitap seçerken arkadaşlarından, yakın çevrelerindeki güvendikleri kişilerden tüyolar alıyor ve seçme işini bir nebze de olsa kolaylaştırıyorlar.  Benim bu yazıları yazmaktaki niyetim deneyim aktarmak ve “Ne okutsak?” gerilimini biraz olsun azaltmak.

İleri Kitap’a ‘şimdilik çocuk kitapları tanıtımı’ yapmak üzere döndüğümde bizden bir yazardan başlamak istedim. Gülsüm Cengiz’in Evrensel Çocuk Kitaplığı’ndan yayımlanan “Dünyanın En Güzel Giysisi” öyküsüyle.

Daha çok şairliğiyle tanınan Gülsüm Cengiz edebiyatın çeşitli alanlarında ürünler vermiş üretken bir yazar/şair. Şiir kitapları, tiyatro oyunları, çocuk kitapları ve araştırma incelemeleri var. Üniversitelerde karşılaştırmalı edebiyat üzerine dersler veriyor, derlemeler yapıyor. Muazzam bir emek. Bereketli olsun.

Nasıl Kitap Alalım?

Kızıma kitap alırken size de önereceğim belki sizin de uyguladığınız bir yöntemim var. Almasını, okutmasını, okumasını istediğiniz kitapların bulunduğu rafların önünde birden bire aklınıza gelmiş gibi ya da çok dikkatinizi çekmiş gibi ‘istersen sana buradan kitap alabiliriz’ diyorsunuz. Çok komplike bir plan olmamasına rağmen genellikle işe yarıyor. En azından bizimkinde sonuç öyle oluyor. Kendisinin seçtiği kitapları hep daha büyük bir iştahla okutuyor. Prenseslere prenslere ilgisinin yoğunlaştığı, hatta kendisini de öyle gördüğü bir dönemde; cinsiyetçi, kadını zayıf gösteren, herkesin onun çevresinde, ona yardım etmek üzere bulunduğunu varsayan bir kitap almasını istemiyorsanız benim yöntemimi kullanabilirsiniz. İnternetten kitap satın alıyorsanız işiniz daha kolay söylemeye gerek yok. Gülsüm Cengiz’in “Dünyanın En Güzel Giysisi” masal/öyküsü,  kızımın, üzerindeki prenses resmini görmesi üzerine almak istediği bir kitap. Kitabı resimleyen Betül Gönüllü’nün hem kapakta hem de içerikte çok iyi bir iş çıkardığını söylemeliyim.

“Dünyanın bir yerinde, hem uzak hem yakın, hem masal hem gerçek bir ülke vardı. … Bir gün kral, biricik kızını yanına çağırıp on sekizinci yaş günü için nasıl bir armağan istediğini sordu. … Sonra babasına; “Dünyanın en güzel giysisini istiyorum.” dedi.’

Öykünün belli bir yerine kadar standart masal ölçülerinde devam eden “Dünyanın En Güzel Giysisi” bir yerden sonra farklı bir masal olduğunu ortaya koyuyor. O kısım tam olarak aşağıya aldığım cümlelerle başlıyor.

On sekiz yaşına girmemiş yüz genç kız; üç ay hiç dışarı çıkmadan düşlerini, umutlarını, isteklerini, güneşin parlak ışıklarını, doğadaki çiçeklerin, ağaçların renklerini dokudular. Bu renk yaşamın gerçek rengidir kralım.’

Dünyanın en güzel giysisini ürettiren ve kimse adını bilmediği için “Yabancı” diye adlandırılan geçmişi karanlık adamın, örtünün altından çıkarıp güzelliği karşısında salonda şaşkınlıkla karşılanan elbiseyi nasıl ürettirdiğini anlattığı bölümler bahsettiğim kısımlar. Yabancı; incileri, dantelleri, kumaşı nasıl ürettirdiğini anlatıp saray tarafından tezahüratla karşılanıyor. Bunun yanında yaptığı bu elbise karşılığında yedi ceddine türlü üretim ayrıcalıkları tanınıyor.  

Gülsüm Cengiz, “Dünyanın En Güzel Giysisi” kitabında sınıflı toplumların en temel çatışmasını çocuklar için yeniden öykülemiş. Tarih,  sınıf savaşımları tarihidir. Dünyanın en güzel giysisini giyenler ve bu giysiyi üretmek için tüm güzelliklerini üretim sürecinde kaybedenler var. Pamuk Prenseslerin, Rapunzellerin, Elsaların giysilerini üreten, bunun için çalışanlar var. Tüm o markaların, oyuncakların, şaşaalı giysi ve aksesuarların üretiminde emek gücünü ortaya koyanlar ve aldıkları ücret karşılığında ürettiklerine asla sahip olamayacaklar var. 

Gülsüm Cengiz, sınıflı toplumun ve emekçilerin çocuklara anlatılabilir/hissettirilebilir/onların kafalarında soru işareti oluşturur halini yazmış.

Bildik prenses hikâyelerinin dışında çocuklarımıza başka türlü bir prenses hikâyesi okutmak isterseniz hiç düşünmeden “Dünyanın En Güzel Giysisini” okutabilirsiniz.  

*Gülsüm Cengiz, resimleyen:Betül Gönüllü, Evrensel Çocuk Kitaplığı, 32 sayfa.

DAHA FAZLA