Grup Yorum'un Bağımsız Türkiye konseri 'yine' yasaklandı: 'AKP'nin gücü bize yetmez'
Grup Yorum'un İstanbul'da 23 Nisan Pazar günü Yenikapı Meydanı'nda düzenleyeceği 'Bağımsız Türkiye' konseri, valilik tarafından 'güvenlik' gerekçesiyle yasaklandı.
21-04-2017 16:22

Grup Yorum'un İstanbul'da 23 Nisan Pazar günü Yenikapı Meydanı'nda düzenleyeceği 'Bağımsız Türkiye' konseri, valilik tarafından 'güvenlik' gerekçesiyle yasaklandı.
İstanbul Valiliği'nin aldığı kararı sosyal medya hesabından duyuran Grup Yorum, "23 Nisan'da Herkes Grup Yorum, Her yer Grup Yorum. Grup Yorum halktır, susturulamaz" başlığı ile kamuoyuna açıklama yaptı.
Açıklama şu şekilde:
"YİNE SON GÜN YASAKLADILAR"
"23 Nisan Pazar günü Yenikapı Meydanı’nda yapacağımız 7. Bağımsız Türkiye konserimiz AKP tarafından sudan sebeplerle engellenmiştir. Valilik, konser başvurusunun sonucu almaya gittiğimizde bize, güvenlik gerekçesiyle konserin yapılmasının uygun olmadığına dair bir belge verdiler. Günlerdir konserimiz için valiliğe gitmemize rağmen, yine son günde yasakladılar.
AKP her tarafta istediği gibi mitingler düzenliyor, festivaller düzenliyor. Onun güvenliğini alıyorlar fakat sözkonusu halk olunca güvenlik bir sorun haline geliyor. Bu alınan kararlar siyasi kararlardır. Halkın türkülerini yasaklamalarının nedeni var elbette. Bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm inancı vardır türkülerimizde. Pir Sultan Abdal’ın “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” sözü vardır sahnemizde. Dadaloğlu’nun “Ferman padişahınsa dağlar bizimdir” şiarı vardır Yorum sahnesinde.
Grup Yorum, Mahsuni Şeriftir, Karacaoğlandır, Dadaloğludur. İşçidir, memurdur, öğrencidir. Halk sanatçılarının yasaklanması, türkülerin susması anlamına gelmez. Türkülerimiz hiçbir zaman susmaz, halkın dilinde söylenir, söylenmeye devam edecektir.
"AKP'NİN GÜCÜ BİZE YETMEZ"
23 Nisan’da hepimiz bulunduğumuz yerde halkın türkülerini söyleyeceğiz. AKP’nin gücü Grup Yorum’a yetmez. Çünkü biz milyonlarız, her yerde türkülerimizi söyleyeceğiz. Evimizin bahçesinde, mahallemizin parklarında, balkonlarda, arabamızda...
Biz umutsuz değiliz, konserimizi yasakladılar diye yas tutmuyoruz. Dev sahneler kurmamıza engel olabilirler. Ancak tüm ülkeyi konser meydanlarına çevirmemize güçleri yetmez. Aklımızdan, kalbimizden halkın türkülerini söküp atamazlar.
Yaşasın Bağımsız Türkiye
Milyonlarca Grup Yorumcu, haydi türkülerimizi söylemeye
Halaylarımızı çekmeye!
23 Nisan’da türkülerimizi en coşkulu haliyle okuyup, halaylarımız çekmeye devam edeceğiz."
İLGİLİ HABERLER
Grup Yorum üyesine işkence dosyası işlemden kaldırıldı
Bolu T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Grup Yorum üyesi Bergün Varan’ın 30 Mayıs 2017’de gözaltında uğradığı işkence sonucu saçının yolunmasıyla ilgili dosya işlemden kaldırıldı.
25-03-2018 13:33

Bolu T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Grup Yorum üyesi Bergün Varan’ın 30 Mayıs 2017’de gözaltında uğradığı işkence sonucu saçının yolunmasıyla ilgili dosya işlemden kaldırıldı.
Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın aktardığına göre, Varan’a cezaevinde İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen belgede, “Betül Varan isimli şahsın 9 Haziran 2017 tarihinde polis başmüfettişi tarafından alınan müşteki ifade tutanağına konu olan iddialarla ilgili olarak Emniyet Genel Müdürlüğü makamınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir” denildi.
Konuyla ilgili mektup yazan Varan, “Saçlarımın yolunmasıyla ilgili dosyanın işlemden kaldırılması kararı verilmiş. Bu kararın neye dayanılarak verildiği söylenmiyor. Sadece saçlarımı yolan polisin yargılanmayacağı söyleniyor. Ülkemizde hukuk, adalet ve insan hakları hiçbir şekilde işletilmiyor” dedi.
‘PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM'
Yaşadığı işkence sonucu başının kanadığını ve kel bırakıldığını belirten Varan, Mehter Marşı eşliğinde saatlerce işkence gördüğünü anımsattı. İşkencenin teşhir olmasının ardından iktidarın göstermelik olarak, “işkenceci polisleri yargılayacağını” söylediğini aktaran Varan, “Üstünden neredeyse bir sene geçtiği için davayı kapattılar. Şimdi ise polisleri yargılamayacağını söylüyor. İşkenceyi bu şekilde unutturmak istiyor. Hak aramayalım istiyor ama ben bunun peşini bırakmayacağım” diye konuştu.
Bergün Varan, kendisine yapılan işkenceyi asla unutmayacağını yazdığı mektubunda son olarak şu ifadelere yer verdi: “AKP iktidarı davaları kapatarak uğradığım işkenceyi unutturamaz. Bizler bu hukuksuzluğu, adaletsizliği teşhir etmezsek muhalif olan herkes işkence görecek. Cezalandırması, tutuklanması gereken bana işkence yapan polislerken ben 8 aydır tutukluyum. Neden? Çünkü halkın sanatını yaptım. Bunun bedeli işkence görmek oldu.”
Adalet Bakanı Grup Yorum sorusuna dalga geçerek cevap verdi
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, iddianame hazırlanmadan cezaevinde tutulan yurttaşlarla ilgili soru önergesine dalga geçerek cevap verdi.
17-03-2018 16:38

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün iddianameleri hazırlanmadığı halde aylardan bu yana tutuklu bulunan sanıklara ilişkin verdiği cevabın "yargının aynası" olduğunu söyledi.
İDDİANAMELERİ SORDU
TBMM Genel Kurulu'ndaki "Soru - Cevap" bölümünde Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de milletvekillerinin sorularını yanıtladı. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Bakan Gül'e Halkın Hukuk Bürosu'nun tutuklu 17 avukatının durumunu hatırlattı. Yarkadaş, Bakan Gül'e şu soruyu yöneltti:
"Halkın Hukuk Bürosu'nun 17 avukatı aylardan bu yana cezaevinde tecrit hâlinde. Grup Yorum'un eski üyesi Cihan Keşkek çok eski bir davadan dolayı, hakkında herhangi bir iddianame hazırlanmadığı hâlde yine cezaevinde tutuluyor. Cezaevinde aylardan bu yana iddianame hazırlanmadan tutuklu bulunan kişilerin mağduriyetini gidermek için herhangi bir adım atacak mısınız?"
Adalet Bakanı Gül, Yarkadaş'ın sorusuna sözlü yanıt verdi ve şu ifadeyi kullandı:
"Eğer bir gün mesleğim sona erer savcı olursam cumhuriyet savcısı olarak iddianame açarım... Çünkü iddianameleri Türkiye'de cumhuriyet savcıları açar, Bakan olarak, yürütme olarak bizim öyle bir görevimiz yoktur; yargı bağımsızdır."
TEPKİ GÖSTERDİ
Adalet Bakanı Gül'ün yanıtını eleştiren Yarkadaş, "Bu nasıl bir anlayış? Tutuklular adaletin sağlanması ve haklarındaki suçlamaları öğrenmek için, bakanın görevini bırakıp savcı olmasını mı bekleyecek?" tepkisini gösterdi.
Gül'ün bu yanıtının adalete değil adaletsizliğe yol açacağını belirten Yarkadaş, "AKP'li bakan, cezaevlerinde 17-18 aydan bu yana iddianamesi olmadan yatırılan kişilerin bulunmasından hiç rahatsız olmuyor. Bakanın bu bakışı adil yargılanma ve adalete erişim hakkının gaspının itirafıdır" dedi.
"BAKAN NE İŞ YAPAR?"
Cezaevlerinde bulunan binlerce kişinin neyle suçlandığını dahi bilmediğini belirten Yarkadaş, "Savcılar 17-18 aydır tutuklu bulunan kişiler hakkında iddianame hazırlamıyor. Bakan ve HSK, savcıların iki suçu işlemesine göz yumuyor. Bu tutum, yani aylarca iddianame hazırlamamak görevi ihmal ve görevi kötüye kullanmaktır" ifadesini kullandı.
Bakan Gül ile HSK'nın bu durum karşısında suç duyurusunda bulunması ve soruşturma açtırması gerektiğini belirten Yarkadaş, "Oysa bunun tam tersi oluyor. Yetkili kişi ve kurumlar, bu duruma göz yumuyor ve adeta bunu teşvik ediyor. Yurttaşın hakkını hukukunu Adalet Bakanı korumayacaksa kim koruyacak?" diye sordu.
Yarkadaş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben Adalet Bakanı Gül'e 'İddianameleri siz yazın' demedim. 'İddianameler niye hazırlanmıyor, insanlar neden mağdur ediliyor?' diye sordum. Bakan, sorunu çözmek için adım atacağına, ipe un seriyor ve kendisinin savcı olmasını beklememizi söylüyor. Bakan ya aklımızla alay ediyor ya da ne dediğinin farkında bile değil... Ki; her ikisi de adalet olgusu açısından vahimdir. Bakan bu sözleriyle aslında adalet dağıtamayacakları ve böyle bir dertlerinin olmadığını da itiraf ediyor."
Cezaevinde arama işkencesi: Regl olan kadının pedine bile baktılar
Cezaevinde kadınlara yönelik yapılan çıplak aramada, regl olan bir kadının pedine dahi bakıldığı öğrenildi.
02-03-2018 07:04

Tahliye edildiği gün cezaevinden çıkamadan gözaltına alınarak tutuklanan Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in de aralarında bulunduğu dört kadının, çıplak arama işkencesine maruz kaldığı bildirildi. Avukat Berrak Çağlar, “Regl olan bir kadının pedine dahi bakılmış. Bu bir arama değil psikolojik işkencedir” dedi. Avukat Çağlar, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.
TAHLİYEDEN HEMEN SONRA GÖZALTI
Berrak Çağlar, tutuklu olan kişilerin tahliye edildikten hemen sonra cezaevinden çıkarken gözaltına alındığını hatırlatarak şöyle konuştu: “Tutuklu bir kişi hakkında yeni bir soruşturma varsa savcı cezaevinde ifade alabilir. Mahkeme tahliye kararı veriyor. Kişi cezaevinden çıkar çıkmaz başka bir soruşturma iddiasıyla yeniden gözaltına alınıyor. Gözaltı demek işkence demektir. Bu uygulama son derece hukuksuz bir uygulamadır. Müvekkillerim çıplak arama bahanesiyle, insanlık onuruna aykırı dayatmalara maruz kalmıştır. Tüm Türkiye’de hapishaneler işkence merkezlerine dönüşmüş durumda. Silivri Cezaevi’nde ise akıldışı uygulamalar var.”
'IŞİD'LİLER AKLANIRKEN, BİZ TERÖRİST İLAN EDİLİYORUZ'
Silivri Cezaevi’nde tutuklu Grup Yorum üyesi Sultan Gökçek de, grup üyesi üç kişinin İçişleri Bakanlığı’nın yayımladığı “Aranan teröristler” listesinde gösterilmesine tepki gösterdi. Gökçek, “Grup Yorum 33 yıldır var. Yasaklarıyla, baskılarıyla birçok iktidar gelip geçti. Ama bizim türkülerimiz ilk günkü tazeliğiyle, coşkusuyla yaşamaya devam edecek. IŞİD’li katiller aklanmaya devam ederken, bizler terörist ilan ediliyoruz” dedi.
Cumhuriyet'in haberine göre yaklaşık bir sene içerisinde defalarca tutuklanan, her seferinde farklı cezaevine gönderilen ve sürekli başka bir cezaevlerine sürgün edilen Gökçek, “Haksız ve hukuksuz bir şekilde tutukluyuz. IŞİD’liler elini halkların kanına bulamış katiller tüm somut delillere rağmen yeni katliamlar için bir bir tahliye ediliyor. Bizler ise sadece sanatımızı yaptığımız için, fikirlerimizden dolayı, yaşam biçimimizden kaynaklı aylardır tutukluyuz” dedi.
İşkence gören Grup Yorum üyesine doktordan 'nasihat': Beterin beteri var, 5 vakit namaz kıl
Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Grup Yorum üyesi Dilan Ekin, gördüğü işkencede belindeki platinin kaydığını ve muayene için götürüldüğü doktorun kendisine, "Beterin beteri var, sen 5 vakit namaz kıl, şükür kurbanı kes" dediğini aktardı.
23-12-2017 16:46

İleri Haber
Silivri 9 Nolu Cezaevi'nde tutuklu bulunan Grup Yorum üyeleri Dilan Ekin ve Sultan Gökçek, gözaltına alındıkları sırada ve cezaevinde işkence gördüklerini çektikleri fakslarla aktardı. Grup Yorum tarafından paylaşılan fakslarda, her iki tutsak da sağlık durumunun gittikçe kötüye gittiğini belirtti.
'SOL BİLEKTEN SONRA SAĞ BİLEK DE KÖTÜ OLDU'
Gözaltına alındığı sırada ters kelepçeyle işkence gören Sultan Gökçek, 13 Aralık'ta gönderdiği faksta her iki bileğinde de şişlikler olduğunu belirterek, "Sol bilekten sonra sağ bilek de kötü oldu, egzersiz vs. yapmaya çalışıyorum ama ödem oluyor, şişiyor çok zorluyor." ifadelerini kullandı.
'BETERİ BETERİ VAR, 5 VAKİT NAMAZ KIL'
Sarıgazi'de ağustos ayında Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ya destek eyleminde gözaltına alınan ve 4 aydır tutuklu bulunan Dilan Ekin ise gözaltına alınırken gördüğü işkencenin cezaevinde sürdüğünü belirtti.
Kırık olan beline ameliyatla takılan platinin gördüğü işkence nedeniyle kaydığını aktaran Ekin, 3 defa hastaneye gitmek zorunda kaldığını söyledi. Muayene amacıyla götürüldüğü Silivri Devlet Hastanesi'nde bir doktorun kendisine, "Platin kaymış ama önemli değil" dediğini söyleyen, bir diğer doktorun ise kendisine "Beterin beteri var, sen 5 vakit namaz kıl, şükür kurbanı kes" dediğini aktardı.
'FELÇ KALMA RİSKİM VAR'
4 Aydır tutuklu olmasına rağmen henüz dosyasının açılmadığını aktaran Ekin, "Propagandadan tutuklandım ama dosyam hala açılmadı. Savcılığa ve mahkemeye yazdığım dilekçelere de cevap alamıyorum." dedi.
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda mahkemeye götürüldüğü ve getirildiği sırada askeri personelin saldırısına ve tacizine maruz kaldığını aktaran Ekin, "Ringde ters kelepçe yaptılar. İlk defa kollarımın hissizleştiğini fark ettim ve belimi epey etkiledi. Yürürken bile platinin biraz sinire değmesiyle felç kalma ihtimalim varken bu koşullarda bu ihtimal daha da fazla..." ifadelerini kullandı.
Demirtaş, Nuriye ve Semih için türkü yazdı
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, tutuklu bulunduğu cezaevinde açlık grevindeki eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için yazdığı türküyü paylaşarak, "Grup Yorum’un seslendirmesini isterdim" dedi.
23-12-2017 12:28

Edirne Cezaevi'nde 14 aydır tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla Gazete Duvar'dan Özlem Akarsu Çelik'in sorularını yanıtladı.
'AKP KOŞULLARIN TAMAMINI KONTROL EDEMEZ'
AKP-MHP ittifakının seçim politikasına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Demirtaş, "AKP-MHP ittifakı kendileri açısından en uygun atmosferi yaratır yaratmaz erken seçime gidecektir. Yaratamazlarsa normal süresine kadar her türlü entrika ile sonuçları kendi lehlerine çevirecek tedbirleri aldıktan sonra seçime gidilecektir. Yani seçim tarihini belirleyecek olan AKP, Erdoğan falan değildir, koşullardır. Koşulların nasıl şekilleneceği de birçok değişken faktöre bağlıdır. Bunların tamamını da AKP kontrol edemez, edemiyor. " ifadelerini kullandı.
‘CHP’NİN ‘AZ SONRA AÇIKLIYORUZ’ TAVRI İRRİTE EDİCİ’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdarolu'nun açıkladığı Man Adası belgeleriyle ilgili konuşan Demirtaş, şunları söyledi:
Belgeler sahte mi değil mi bilemem. Ancak muhatapları Man Adası’ndan milyonlarca dolar geldiğini zaten kabul ettiler. Savcılar da yakında takipsizlik kararı verip ortada suç falan yok diyecekler. Konunun ahlaki boyutu, haksız kazanç veya rant boyutu yeterince tartışılmadan mesele kapatılmak isteniyor. Velev ki bu paraların tamamı yasal olsun hatta Türkiye’de vergisi bile ödenmiş olsun, kimse bu kişilere bu paraları bu kadar kısa sürede nasıl kazandığını sormayacak mı? Para geldi mi yoksa gitti mi, belgeler sahte mi gerçek mi tartışması son derece sığ ve gereksizdir. Asgari ücretin 1404 TL olduğu bir ülkede bu kişilerin milyon dolarları nasıl ve hangi yolla kazandıklarıdır önemli olan.
Burada CHP’nin tarzı da son derece irrite edici olmuştur. “Az sonra, pek yakında açıklıyoruz” gibi bir yolla kimseden hesap soramazsın. Bu tarzla senin gerçek derdinin fakir fukaranın hakkını savunmak değil sırf Erdoğan’ı ve AKP’yi sıkıştırmak olduğu izlenimi doğar. Oysa bunu siyasi çıkar için değil,sadece halkın çıkarı için yaptığını hissettirebilirsen sonuçları farklı olur.
'ABD LEHİNE TC'Yİ SIKIŞTIRMA AMAÇLI BİR DAVA'
ABD'de devam Reza Zarrab davasına ilişkin de konuşan Demirtaş, açıklamasında 17-25 Aralık sürecine de değinerek şu ifadeleri kullandı:
Söz konusu iddiaların çok daha vahimi Türkiye’de 17-25 Aralık sürecinde gündeme gelmişti zaten. Bu iddialar hiçbir şekilde etkili bir soruşturmaya tabi tutularak adil bir yargılama sürecinden geçmedi. Cemaat yargısı da o dönemki soruşturmaları “adil” yürütmedi. Sonrasında olaya el koyan AKP etkisindeki yargı ise olayı tümden kapattı. Olması gereken şey adil bir soruşturmanın ve bağımsız bir yargı sürecinin Türkiye’de işlemesidir. Fakat bugünkü koşullarda bu imkansızdır. Belki bir gün yargı üzerindeki ağır siyaset vesayeti kalkınca olabilir tabii.
ABD’de görülen davanın ise Türkiye’de trilyonları çalınan yoksul ve emekçi halkın mağduriyetiyle hiçbir alakası yoktur. Tamamen dış politikada argüman oluşturarak, ABD lehine TC Devleti’ni sıkıştırma amaçlı bir davadır. Ama bunun sorumlusu elbette bu rezaletlerin yaşandığı dönemde üstünü örten AKP’dir. Gelin görün ki, AKP, her türlü kepazelikten “sahte bir mağduriyet” öyküsü çıkarmayı başarabilme yeteneğindeki bir illüzyoniste sahiptir. Ama illüzyonistler aynı numarayı ne kadar çok tekrarlarsa inandırıcılığını da o kadar yitirirler. Halk artık bu bayat mağduriyet numaralarından bıkmaya başladı. Şapkadan tavşan falan da çıkmıyor zaten.
‘TÜRKÜMÜ GRUP YORUMUN SESLENDİRMESİNİ İSTERDİM’
KHK ile ihraç edildikleri görevlerine dönebilmek için 290 gündür açlık grevi direnişi sürdüren eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için türkü yazdığını belirten Demirtaş, şunları söyledi:
İşten atılmaları da, tutuklanmaları da, haklarındaki kararlar da tamamen politiktir. Hukukla uzaktan yakından alakası yok ki, bir hukukçu olarak değerlendireyim. Ama amatör bir sanatçı olarak onların şahsında bütün açlık grevi eylemcileri için burada bir türkü yaptım. Müziği de fena olmadı hani, bir gün duyarsınız belki. Aslında Grup Yorum’un seslendirmesini isterdim. Sözleri şöyle:
AÇ KALDIK ÖZGÜRLÜKLERE
Sarılmaz yürek yarası
Derinde kanar durulmaz
Dur ben saram, dur ben ölem
Sevdaya günah yazılmaz
Sorulmaz gülüm sorulmaz
Ölüme koşan yorulmaz
Yaraların bende sızlar
Namerde merhem sorulmaz
Ay gecenin penceresi
Zındanda kördür açılmaz
Dur ben açam, dur ben ölem
Güzele ölüm yakışmaz
Sorulmaz gülüm sorulmaz
Ölüme koşan yorulmaz
Yaraların bende sızlar
Namerde merhem sorulmaz
Grup Yorum'dan gazetecilere: Haber değerimiz yok mu?
Ülkemizde 1987 yılından beri politik ve özgün müzik alanında faaliyet gösteren ve devrimci mücadelenin her dönem parçası olan Grup Yorum, son aylarda karşılaştıkları baskılar ile ilgili haber yapmayan gazetecilere tepki gösterdi.
10-10-2017 18:01

Grup Yorum tarafından yapılan yazılı açıklamada, çalışma yaptıkları İdil Kültür Merkezi'nin bu yıl dört kez basıldığını ve enstrümanlarının kırıldığını söyleyerek gözaltına alınanlara işkence yapıldığı belirtildi. Son olarak "İlle de kavga" isimli albümlerinin 24 Eylül'deki imza gününde İdil Kültür Merkezi'ni tekrar polisin bastığı belirtildi.
Grup Yorum, halihazırda İdil Kültür Merkezi ve grupla bağlantılı 12 kişinin daha tutuklu olduğu bilgisini verdi. ‘Faşizm saldırıları’ karşısında ‘canlarını dişlerine takarak’ sanat yaptıklarını ifade eden Grup Yorum, söz konusu baskıların birçok basın kuruluşunda haber olmadığını, kendilerine yer verilmediğini aktardı.
İleri Hatırlatıyor
MURAT BAŞOĞLU GÖNDERMESİ
Yapılan açıklamada, gazetecilere yönelik “Sormak istiyoruz” denilerek şu sorular yöneltildi: "1 milyon kişiye konser veren bir müzik grubunun çalışmalarını yürüttüğü kültür merkezinin 10 ayda dört kez basılması, bu süreçte tahliye olanların aynı gerekçelerle tekrar tutuklanması ve şu anda 12 çalışanımızın tutsak olması; haber değeri taşımıyor mu? Grubumuzun yoğun saldırılar altında albüm çıkarıyor olması, albümünün tanıtımı için düzenlediği imza gününe polis baskını yapılması; haftalardır gazetelerde yer alan, öz yeğeniyle ilişkiye giren ahlaksızlardan daha mı önemsiz görülüyor?” denildi.
"DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM"
Açıklamada,: “Başta basın emekçileri olmak üzere tüm halkımıza çağrımızdır. Sıranın size gelmesini beklemeden dayanışmayı büyütelim. Grup Yorum’un yaşadığı adaletsizlikleri, faşizmin saldırılarını gazetelerinizde köşelerinize taşıyın. Grup Yorum’un hangi koşullarda 19 şarkılık bir albüm çıkardığını, bu albümün faşizmin saldırılarına karşı nasıl bir cevap anlamına geldiğini yazın, anlatın. İdil Kültür Merkezi’ne ziyarete gelin, çayımızı için. Neden ‘Grup Yorum halktır, susturulamaz’ dediğimizi gözlerinizle görün.” ifadelerine yer verildi.
Erdoğan: Derbide kumpas var
Erdoğan, derbide yaşanan olaylarla ilgili olarak "İstanbul'a indiğim anda şahit oldum. Bu futbol teröründen öte bir şey. Burada bir kumpas var” dedi.
20-04-2018 15:34

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma namazı çıkışı açıklamalarda bulundu. Derbide yaşanan olaylarla ilgili olarak Erdoğan, "İstanbul'a indiğim anda şahit oldum. Bu futbol teröründen öte bir şey. Burada bir kumpas var. Tribünlerdeki bu terörü birileri organize etti. Bu kendiliğinden olan bir şey değil. Şenol Hoca'ya yapılanı affetmek mümkün değil. Biz de hükümet olarak bu konunun üzerine gideceğiz" diye konuştu.
Meclis’te ‘erken seçim’ görüşmeleri başladı
Meclis, bir yıl öne alınarak 24 Haziran'da yapılması istenen erken seçim görüşmelerine başladı.
20-04-2018 15:27

Başbakan Binali Yıldırım ve 'Cumhur İttifakı' ortaklarından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin imzaları ile Meclise gönderilen ve Anayasa Komisyonunda görüşüldükten sonra Genel Kurula sevk edilen erken seçim önergesinin TBMM Genel Kurulunda görüşülmesine başlandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ilk olarak gündeme getirmesi ve Erdoğan-Bahçeli görüşmesinden sonra AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim tarihini 24 Haziran olarak açıklamasından sonra hazırlanan önerge, Binali Yıldırım ve Devlet Bahçeli imzalarıyla gönderilerek Anayasa Komisyonunda görüşüldü. Önerge komisyonda kabul edildikten sonra Genel Kurula sevk edildi.
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı İsmail Kahraman tarafından açıldı. Gündem dışı konuşmaların ardından “552 Sıra Sayılı Milletvekili Genel Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde Yapılması Hakkında Önerge”nin görüşmelerine başlandı.
HAZİRAN'dan birleşik mücadele ve ortak aday çağrısı
Birleşik HAZİRAN Hareketi, baskın seçim kararının ardından bir açıklama yaparak "Birleşik Mücadele ve Ortak Aday İçin Sorumluluk" çağrısında bulundu.
20-04-2018 15:24

"Saray Değil Halk Kazanacak" başlıklı bir açıklamada bulununan HAZİRAN Hareketi ortak aday için 'sorumluluk' çağrısı yaptı.
Açıklamada, 24 Haziran’a giden süreçte emekten, eşitlikten, adaletten, bağımsızlıktan, özgürlükten, birlikte yaşamdan yana tüm ilerici güçleri Saray’ın başkanlık planlarını bozmaya, halk egemenliği için ortak bir aday etrafında bir araya gelmeye çağırıyoruz" dendi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
SARAY DEĞİL HALK KAZANACAK!
HALK EGEMENLİĞİ İÇİN OMUZ OMUZA!16 yıldır iktidarını korumak için her türlü hile ve zorbalığa başvuran AKP, koltuk değneği MHP’nin ön ayak olmasıyla 24 Haziran’da baskın seçim kararı aldı.
Fiili olarak uygulanmakta olan tek adam rejimini yasallaştırmak amaçlı bu karar, iktidarın daha önceki açıklamalarını yalanlayan, inkara dayalı yanar döner politika anlayışına uygun korsan bir karardır ve hiçbir şekilde meşru değildir.
Aceleleri var, biliyoruz; zordalar, telaşları ondan.
Enflasyon %10’un üzerinde. Ekonomi her geçen gün kötüye gidiyor. Türk Lirası günden güne eriyor. Benzinin litresi 6 Lirayı aştı. Yurttaşlar “geçinemiyoruz” diyerek feryat ediyor. Evlerin içini sarmış olan yangın vatandaşı kendini yakmaya itiyor. Atanamayan öğretmen intiharlarına her gün bir yenisi ekleniyor. Şirketler borçlarını ödeyemeyeceklerini ilan ediyor. Büyük bir krizin kapıda olduğunu herkes görüyor.
Komşumuz Suriye’nin yaraları, savaş 7. yılını doldururken operasyonlar, kimyasal silah aldatmacası ve emperyalist oyunlar yüzünden kanamaya devam ediyor. Çözümsüzlüğü besleyen en önemli unsurlardan biri olan AKP dış politikası ABD’yle Rusya-İran bloğu arasında gidip geliyor. İç politikada kendini “ABD karşıtı anti-emperyalist” olarak pazarlayan AKP, ABD’nin bölgedeki planlarını harfiyen uygulamaktan geri durmuyor.
AKP’nin içeride ve dışarıda tüm politikalarının iflas ettiği, bu ülkeyi artık yönetemediği ve yönetemeyeceği açıktır. Saray bu gerçeğin farkındadır.
OHAL altında, hileye açık hale getirilen düzenlemelerle yapılacak bu seçim asla adil ve demokratik bir seçim olmayacaktır.
Gün; çözümü kendince baskın seçimde bulan, türlü hilelerle başkanlığı elde edeceğinden emin olan AKP’ye egemenliğin halka ait olduğunu gösterme günüdür.
Biliyoruz; Gezi’nin, Hayır iradesinin, Adalet arayışının milyonları her türlü baskı ve zulme karşın iktidara teslim olmamıştır. Dimdik ayaktadır.
Yan yana, omuz omuza durduğumuzda aşamayacağımız hiçbir engel yok, biliyoruz.
Biliyoruz; çıkış yolumuz umuttan, dayanışmadan geçiyor.
Birleşik bir kuvvet olarak örgütlenmiş bir halk yenilmez, biliyoruz.
Birleşik Haziran Hareketi olarak 24 Haziran’a giden süreçte emekten, eşitlikten, adaletten, bağımsızlıktan, özgürlükten, birlikte yaşamdan yana tüm ilerici güçleri Saray’ın başkanlık planlarını bozmaya, halk egemenliği için ortak bir aday etrafında bir araya gelmeye çağırıyoruz.
Gelin hep birlikte işçilerin, emekçilerin, işsizlerin, kadınların, çocukların bağımsız sesi olalım.
Gelin hep birlikte sandıklara sahip çıkalım, seçim güvenliğini hep birlikte sağlayalım.
Bir Haziran günü aydınlık bir sabaha uyanmak bizim elimizde.
Biz halkız, en zor koşullarda bile tohuma durup filiz vereniz; bunu bilir, buna inanırız.
Bu bilinçle şimdiden ilan ederiz ki:
25 Haziran sabahında halkın iradesinin türlü hilelerle gasp edilmesi durumunda halkın iradesine sahip çıkacağız.
Her ne olursa olsun, halkın egemenliğini kurma tasarımızdan bir an bile vazgeçmeyecek, yer yüzü aşkın yüzü oluncaya dek tüm gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz.
Birleşik HAZİRAN Hareketi
CHP’den bir aday daha
CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin de cumhurbaşkanlı için adaylığını açıkladı.
20-04-2018 14:23

İleri Haber
CHP’li Öztürk Yılmaz’ın ardından bir adaylık açıklaması da CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin’den geldi.
Engin yaptığı açıklama ile “Cumhuriyet Halk Partisi’nden Cumhurbaşkanlığı aday adaylığımı basın toplantısı ile açıklayacağım” dedi
İleri Hatırlatıyor
Engin’in açıklaması şöyle:
“Ülkemiz iki ay sonra tarihinin en önemli seçimini yapacaktır. 16 yıldır ülkemizi tek başına yöneten iktidar partisi, Meclis çoğunluğuna rağmen ülkemizi artık yönetemez duruma düştüğünü, OHAL'den medet umarak, baskın bir seçim kararıyla itiraf etmiştir.
Bizleri birbirimizden ayrıştırarak, ötekileştirerek, kamplaştırarak yıllardır oy peşinde koşan, kapalı kapılar ardında koltuk pazarlıklarıyla ittifak yapan siyaset anlayışına, kadınlarımızla, gençlerimizle, işçilerimizle, emeklilerimizle, esnaflarımızla, memurlarımızla, dar gelirli vatandaşlarımızla, çiftçilerimizle, işsizlerimizle, emekçilerimizle, engelli bireylerimizle, kısacası toplumumuzun tüm kesimleriyle halkın ittifakını oluşturarak bir arada ve el ele sandıkta DUR diyeceğiz.
Ekonomide, dış politikada, eğitimde, tarımda, teknolojide ülkemizin içinde bulunduğu karanlık tabloya ışık tutacak bir yol haritasıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nden Cumhurbaşkanlığı aday adaylığımı basın toplantısı ile açıklayacağım.
Hazreti Mevlana'nın dediği gibi, "Dünle beraber gitti, cancağızım; Ne kadar söz varsa düne ait; Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”
İşte şimdi güzel ülkemizin vatansever evlatları olarak yeni şeyler söylememizin zamanı.”
DİDEM ENGİN KİMDİR?
13 Haziran 1977'de Ankara'da doğdu. Baba adı Fazıl Mümtaz, anne adı Meral'dir.
Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünü bitirdi. Belçika Bruges'deki College of Europe'da Avrupa Birliği ve Ekonomi yüksek lisansını tamamladı.
Hazine Müsteşarlığı Merkezi Finans ve İhale Biriminin kurulmasında görev aldı. 26 yaşındayken kurduğu danışmanlık şirketiyle ihracat geliştirme ve yatırım danışmanlığı hizmetleri verdi. DEİK Türk-Fransız, Türk-Çin, Türk-Hint ve Türk-Hong Kong İş Konseylerinde Başkan Yardımcılığı, Türk-İngiliz ve Türk-Alman İş Konseylerinde ise Yürütme Kurulu Üyeliğine seçildi.
Engin, iyi düzeyde Fransızca ve İngilizce, orta düzeyde İspanyolca ve Latince bilmektedir.
AKP’den cumhurbaşkanlığı seçim pusulası açıklaması
AKP, cumhurbaşkanlığı seçim pusulasının nasıl olacağını açıkladı.
20-04-2018 14:10

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş Habertürk TV'de erken seçimle ilgili soruları yanıtladı. Elitaş, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminde kullanılacak pusulayla ilgili bilgi verdi.
AKP’li Elitaş seçim pusulasına ilişkin şunları söyledi:
"2 oy pusulası var. Cumhurbaşkanı ve milletvekilliği pusulası. İttifak, milletvekili pusulasında yer alacak. Cumhurbaşkanı adaylarını partiler zaten açıkladı. Cumhurbaşkanlığına aday olmak için şartlar belli. Ya 100 bin imza toplayacaksınız ya da 20 milletvekilinin imzası ile aday gösterileceksiniz. Cumhurbaşkanlığı pusulasında sadece adayın ismi olacak. İttifak milletvekilliği için yapılan düzenleme. Cumhurbaşkanının seçileceği pusulada adayın ismi, resmi ve mühür yeri olacak. İttifak adı yer almayacak, aday ismi yer alacak. "
İYİ PARTİ KONUSU
“İYİ Parti'nin seçime girmesinin önünde engel var mı?” sorusu üzerine Elitaş, "Seçim kanunu belli. Bu bizim meselemiz değil, YSK'nın işi" diye yanıt verdi.
KAÇ ADAY OLACAK?
Kaç aday olur sorusuna yanıt veren Elitaş, "100 bin imzayı kim toplarsa aday olabilir. MHP'nin adayı Erdoğan'dır. Malum parti milletvekilliği seçimlerine bir partinin gölgesi altında girebilir ancak 100 bin imza toplayarak cumhurbaşkanı adayı çıkarabilir. CHP'nin adayı Kılıçdaroğlu olmalıdır. Merdivene ters binmez ise aday olacaktır. Bahçeli, Türkiye'nin bekası için Erdoğan liderliğindeki yeni yönetim sistemini destekleyen bir milli duruş gösterdi” ifadelerini kullandı.
CHP Cumhurbaşkanı adayı için gün açıkladı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, cumhurbaşkanı adayıyla ilgili son kararın 24 Nisan’da yapılacak PM toplantısında verileceğini söyledi.
20-04-2018 13:31

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı ve ittifak çalışmalarıyla ilgili Habertürk yayınına katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Parti Meclisi'nin (PM) 24 Nisan salı günü cumhurbaşkanı adayı için kararını vereceğini söyledi.
Erkek, salı günkü toplantıda ayrıca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ittifak için yetki verileceğini de ekledi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz'ın adaylık çıkışını da değerlendiren Erkek, en güçlü adayın Kılıçdaroğlu olduğunu belirtti.
Erkek, "Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'de parti içi demokrasinin yaşatıldığı tek parti. Bizim içimizde aday olmak isteyenler olabilir ama kimin aday olacağını sonuçta Parti Meclisi'miz belirler. Salı günü Parti Meclisi'miz toplanacak, orada hem cumhurbaşkanlığı adaylığı ilgili hem milletvekili adaylığı ile yöntemler netleşecek. Partimiz içinden adı geçen adaylar Genel Başkanımız aday olmazsa adaylıkları Parti Meclisi'nde değerlendirilir. Bizim en güçlü adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur."