Gençlik örgütleri: Hocalarımız üniversiteye dönene kadar mücadeleleri mücadelemizdir
2 bin 346 akademisyenin gece yarısı çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilmesine gençlik örgütlerinden tepki geldi.
Aralarında barış akademisyenlerinin de bulunduğu çok sayıda ilerici ve muhalif akademisyen '1 Eylül darbesi' olarak adlandırılan, gece yarısı çıkarılan KHK ile görevlerinden ihraç edildi.
Aralarında CHP Gençlik Kolları, Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF); Gençlik Muhalefeti ve Öğrenci Kolektileri'nin de yer aldığı gençlik örgütleri bugün saat 11.00’da Ankara Mülkiyeliler Birliği’nde bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Toplantıya, ihraç edilen akademisyenlerden Aysun Gezen, Yasin Durak ve CHP Milletvekilleri Ali Haydar Hakverdi, Necati Yılmaz ve Mehmet Gökdağ, BES Genel Merkez YK Üyesi Ahmet Acar, BTS Ankara Şube Başkanı Ahmet Eroğlu ve BES Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Mevlüt Çakmak gibi idimler de katıldı.
Açıklamada "Darbeci cemaate yönelik operasyonlar sürerken üniversitelerimizin yüz akı, onurlu akademisyenlerimizin de cemaatçilerle aynı kefeye koyulması kabul edilemez. Bizzat kendilerinin üniversitelere yerleştirdikleri cemaatçilerle uzaktan yakından alakası olmayan bilim emekçilerinin yanındayız. Üniversiteye dönene kadar da mücadeleleri mücadelemiz, sesleri sesimizdir" denildi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
"Ülkemiz, Gülen cemaatinin darbe girişiminin ardından AKP’nin karşı-darbe süreciyle karşı karşıya. Bu karşı darbe süreci, olağanüstü hal dönemiyle, kanun hükmünde kararnamelerle ve devletin tüm organlarındaki operasyonlarla sürüyor. Gülen cemaatini temizlemeye yönelen bu operasyonlar ise bir cadı avına dönüşmüş durumda.
1 Eylül gecesi çıkarılan 672 sayılı KHK ile darbeci cemaatin kadroları akademiden tasfiye edilirken cemaatle uzaktan yakından alakası olmayan pek çok aydın, ilerici, laik ve demokrat bilim emekçisi de mesleğinden ihraç edildi.
Pek çok ilerici-kamucu akademisyenin ihraç edilmesi, ülkemizin içerinde bulunduğu karanlık gidişattan bağımsız düşünülemez. Darbe girişimi sonrası sokaktaki şeriat çağrılarını ve ‘bizi okuyanların şerrinden koru’ dualarını hatırlayalım. Bu hatırladıklarımız, AKP’nin cemaati temizleme operasyonlarının arka planıdır. Ve bu arka planı gördüğümüzde, ilerici ve aydın akademisyenlerin ihracı bir anlam kazanacaktır. Dolayısıyla cemaatle hesaplaşma adı altında bu ülkenin aydınlık yüzlerine karşı gerçekleşen bu operasyonlar sadece bireylerle sınırlı değil, ülkemiz topraklarında yeşeren tüm ilerici birikimlere ve fikirlere yani laikliğe, aydınlanma felsefesine, kamuculuğa karşı bir sivil darbe sürecine dönüşmüştür.
AKP tarafından üniversiteye uzunca bir zamandır sistematik bir biçimde, çeşitli yöntem ve araçlarla tekrarlanan akademik, anti-demokratik saldırılar ve 1 Eylül’de çıkarılan bu KHK, ilerici akademisyenlerin tasfiyesini amaçlamakla beraber, aynı zamanda üniversitenin bir kurum olarak tasfiye edilmek istendiğini bizlere göstermektedir. Üniversite kurumu amacını ve varlığını yitirmeye zorlanmış bir beton yığını haline getirilmek istenmektedir. Böylelikle bünyesinde barındırdığı öğrenciler ise bir tür kör, sağır ve dilsiz itaatkarlar topluluğundan başka bir anlam ifade etmeyecektir.
Tarih boyunca nice iktidarların baskılarının, operasyonlarının, tasfiyelerinin ve her türlü saldırılarının savuşturulduğunu ve bilimsel aklın galip geldiğini hiçe sayarak; biat etmeyen, misyonu gereği bilimden başka otorite tanımayan, barışın, demokrasinin ve özgürlüğün yanında açıktan taraf olmuş akademisyenleri işten atınca üniversitenin sesini kesebileceklerini düşünüyorlar.
Ancak yanılıyorlar.
Üniversite kurumu tarihsel olarak, aydınlanmanın ve bilimin egemen olduğu, bağrından çıkarabildiği ilerici fikirlerle yeni olanı kurmaya ve eski olanı yıkmaya muktedir düşünme, üretme ve davranma mekanıdır. Geçmişin ve geleceğin en çok tartışıldığı, en çok sorgulandığı ve tarihin akışını değiştiren toplumsal hareketleri doğurmuş ve bunlara hala gebe olan üniversite, asla ve asla itaat etmez. Açıkça; üniversite teslim altına alınamaz!
Bilime düşman, barışa düşman, demokrasiye ve özgürlüğe düşman, iyiye dair ne varsa her şeye düşman AKP’ye karşı, üniversitelerde yarattığı tahribatın karşısında üniversitelerimizi yeniden kurmak için, bilimsel bilginin üretiminin sınırlandırılmasını, yasaklarla ket vurulmasını ve iktidar odaklı yönlendirilmesini sonlandırmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. AKP’nin üniversiteye dair tahrip ettiği, içini boşaltmaya çalıştığı ne kadar şey varsa, bilimi, sanatı, demokrasiyi ve özgürlüğü üniversitelerde yeniden yaratacağız.
Laikliğe, toplumu aydınlatacak bilimsel bilginin üretimine, demokratik ve özerk bir üniversiteye yani üniversitenin tarihsel fikrine inancımız sonsuz. Üniversiteye sahip çıkacağız!
Darbeci cemaate yönelik operasyonlar sürerken üniversitelerimizin yüz akı, onurlu akademisyenlerimizin de cemaatçilerle aynı kefeye koyulması kabul edilemez. Bizzat kendilerinin üniversitelere yerleştirdikleri cemaatçilerle uzaktan yakından alakası olmayan bilim emekçilerinin yanındayız. Üniversiteye dönene kadar da mücadeleleri mücadelemiz, sesleri sesimizdir.
Bilim emekçileri yeniden işlerine dönene kadar, demokrasinin ve bilimin yegane otorite olduğu üniversitelerimizi yaratana kadar mücadelemiz sürecek."
Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları
Fikir Kulüpleri Federasyonu
Gençlik Muhalefeti
Öğrenci Kolektifleri