Gazeteci Mustafa Hoş: Laikliği savunmak yaşamı savunmaktır

Gazeteci Mustafa Hoş: Laikliği savunmak yaşamı savunmaktır

AKP/Saray diktasının gerici toplumsal uzantısı Ensar Vakfı’nıın peşini bırakmayan ve Çığlık isimli kitabı ile Ensar’ın iç yüzünü kamuoyuna aktaran gazeteci-yazar Mustafa Hoş ile #LaikliğiKazanacağız bildirisine dönük baskı ve polis saldırısının ardından laiklik mücadelesini konuştuk.

Geçtiğimiz hafta sonu Laikliği Kazanacağız başlıklı bildiriyi dağıtırken aralarında HTKP Genel Başkanı Erkan Baş'ın da bulunduğu HAZİRAN üyeleri polis saldırısının ardından gözaltına alındılar. Bugün Türkiye'de "Laikliği kazanacağız" talebiyle mücadele etmek ne anlama geliyor? 

Türkiye'de artık laikliğe sahip çıkmak ekmek su kadar önemli bir ihtiyaçtır. Toplumun ortak paydası olacak kadar da önemlidir. Tarikat ve cemaatler Türkiye'sinin ülkeyi ne hale getirdiği 15 Temmuz'da ortaya çıktı. "Ne istedilerse verdik" kafası Türkiye'yi laiklikten uzaklaştırıp tarikat ve cemaatlere rehin bıraktı. Bırakmaya da devam ediyor. Laikliğe sahip çıkmak Türkiye'ye sahip çıkmaktır. Haziran'ın laiklik vurgusu ve mücadelesinin sol tarih açısından da önemli bir kilometre taşı olduğunu düşünüyorum. Anayasa'nın 2. maddesi, "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir" der.

‘LAİKLİĞİ SAVUNMAK YAŞAMI SAVUNMAKTIR’

Laiklik isteyenin kafasına cop indiriliyor, sesleri kısılmak isteniyor. Paradoksa bak. Şu olsun isteniyorsa 'bu laiklerle tarikat/cemaatler arasında' bir mücadeledir eyvallah herkes safını ona göre belirler. İşlerine gelince laiklik ve Atatürk'e sarılanlar deşifre olur. Hatta iyot gibi ortaya çıkar. Zaten çıksın da. Yeter artık bu sahtelik ve riyakarlık. Mustafa Kemal Atatürk 1 kasım 1937'de Meclis'te yaptığı konuşmada "Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz" der. Yani bugün gökten gaipten ilham alanlara karşı laikliği savunmak yaşamı savunmaktır. 

Başarısız darbe girişimi sırasında ve ardından ilan edilen OHAL koşullarında AKP/Saray iktidarının ve onun sokağa tezahürü olan güruhun başka kimseye yaşam hakkı tanımayan bir şekilde hareket ettiği sıkça dile getirilen bir durum. Bu durumun aynı zamanda geçmişteki mücadele başlıklarına ayrı bir meşruiyet ve dinamizm kattığını söylemek mümkün. OHAL rejimi ile iktidarını korumaya çalışan AKP/Saray diktasına karşı yeni bir mücadele dalgası mı geliyor?

‘SADAKAYA KARŞI DAYANIŞMA’

OHAL uygulaması RTE/AKP tahakkümünün biat sopasıdır. Biat etmeyenin kafasına OHAL vurulmaktadır. Biat etmek demek yolsuzluğa, çocuk tecavüzlerine, ülkenin tarikatlara teslim edilmesine ortak olmak anlamına gelir. Her türlü kötülüklerine bayrağı ve dini örtü yapan bir anlayış ülkeye hükmediyor. Önce bu örtü kaldırılsın. Bunun yolu da korkmadan hukuku savunmak, laikliğe sahip çıkmak,  doğru ve gerçeğin yanında olmaktır. Sadaka kültürüne karşı daha çok dayanışmada bulunmak, daha çok paylaşmak gerekiyor.