'FETÖ' konusunda AKP'lilerin kafası karışık
15 Temmuz Darbe girişiminin ardından ‘FETÖ’ gerekçesiyle ilan edilen OHAL’i toplumsal muhalefeti sindirme aracı olarak kullanan AKP’nin, Gülen cemaatinin devlet kurumlarından tasfiye edilip, edilmediği konusunda ise kafası oldukça karışık.
31-03-2018 22:40

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Madem FETÖ bitti OHAL niye devam ediyor?” şeklindeki sözlerine ilişkin, “Tüm sonuçları elde ettik, hepsi deşifre oldu, bunların hepsi temizlendi, cezasını aldı diyemeyiz” ifadelerini kullandı.
Gül, incelemeler için geldiği Gaziantep’te gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Madem FETÖ bitti, OHAL neden devam ediyor?" yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Gül, “Devletin yargısı, emniyeti, askeriyesi ve diğer bürokrasisine sızmış FETÖ, 40 yıllık bir terör örgütü. 2 yıllık bir mücadeleyle ‘bitti’ dememizi kimse beklemesin” dedi.
AKP’LİLER KARAR VEREMİYOR
Gül’ün bu sözlerinin aksine AKP cephesinden ise dönem dönem ‘FETÖ’nün bitirildiğine ilişkin açıklamalar yapılıyor. İşte o sözlerden bazıları:
AKP Sözcüsü Mahir Ünal - 17 Eylül 2017: Yargıda, orduda, kamudaki FETÖ’cüler temizlendi. 40 yıldan beri devletin içine sızmış bu yapıyı büyük bir hassasiyetle temizliyoruz. Devletin içindeki kanser hücresi temizlendi
Başbakan Binali Yıldırım - 1 Nisan 2017: FETÖ’nün siyasi ayağı yok. Olanlarla ilgili temizliği yaptık. Belediye meclis üyeleri, belediye başkanları, partimiz içinde bazı yöneticiler bunların gereğiniz yaptık. Buradan meydan okuyorum. AK Parti içinde bakan ve milletvekili düzeyinde kesinlikle FETÖ’cü yoktur
Başbakan Binali Yıldırım – 11 Eylül 2017: FETÖ devletten temizlendi. İhanet odaklarının saldıkları zehri devletin damarlarından temizleyen Türkiye artık yeni hedeflere, ufuklara yelken açmıştır.
İLGİLİ HABERLER
'AKP'li belediyeler FETÖ ile ilişkili şirketlere milyonlarca liralık ihaleler verdi'
CHP tarafından hazırlanan bir raporda, AKP'li belediyelerin Fethullah Gülen cemaatiyle ilişkili olduğu belirtilen şirketlere milyonlarca liralık ihaleler verdiğini ortaya koydu.
06-01-2018 14:28

CHP İstanbul İl Örgütü tarafından, Fethullah Gülen cemaatiyle bağlantısı olduğu gerekçesiyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilen şirketlerin AKP’li belediyelerle ilişkilerini ele alan bir rapor hazırlandı.
Mahkeme kararlarıyla TMSF’nin kayyum olarak atandığı 14 şirketin incelendiği raporda, AKP'li 21 belediyenin bu şirketlere milyonlarca liralık ihaleler verdiği belirtildi.
Cumhuriyet'ten Aykut Küçükkaya'nın haberine göre, 14 şirket ile AKP'li belediyelerin ilişkileri şu şekilde:
Özel Form Fizik Tedavi, Rehabilitasyon, Sağlık, Özel Eğitim Tarım Gıda İnşaat ve Turizm Hizmetleri: Samsun Büyükşehir Belediyesi 2010-2015 yılları arasında toplam 8 ihalede yaklaşık 20 milyon TL’lik sözleşme imzaladı. 15 Temmuz’un ardından şirketin aldığı ihaleler iptal edilirken Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı geçmiş ihalelerin de inceleneceğini açıkladı. Şirket Kastamonu Belediyesi’nden de 2015’te 90 bin TL’lik ihale aldı.
Kat-Kar Mühendislik: Şirket Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nden 2013 yılında 768 bin TL’lik, Afyonkarahisar Belediyesi’nden 2014 yılında 1 milyon 100 bin TL’lik ihale aldı.
Öz Çelikkaya İnşaat Nakliyat Sanayi: 2014 yılında Gümüşhane Belediyesi’nden 151 bin TL, ilçe belediyesi Kozcağız’dan 2013-2015 yıllarında 3 ihalede toplam 3 milyon 150 bin TL, Yortan Belediyesi’nden 2014 yılında iki ihalede 102 bin TL kazandı.
Fevzioğlu Petrol Un Gıda Nakliyat Ticaret ve Sanayii: Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin şirketi BESAŞ (Bursa Ekmek ve Besin Sanayi ve Ticaret A.Ş.) 2012- 2016 yılları arasında şirkete toplam 11 ihalede 17.5 milyon TL aktardı.
Aynes Gıda Sanayi ve Ticaret: 2014’te Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’yla tek ihalede 42 milyon 438 bin 886 TL’lik sözleşme yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) şirketi Beltur’dan 2015’te 226 bin 820 TL’lik ihale kazandı.
Garnet Tıbbi ve Teknolojik Sistemler: İBB Sağlık ve Hıfzıssıhha Müdürlüğü’nün 2015’teki ihalesini 490 bin TL ile kazandı.
Pado Dondurma Unlu Mamülleri Yemek Üretimi: 2014’te İBB 750 bin TL’lik alım yaptı.
Sürat Bilişim Teknolojileri: 2013’te İGDAŞ ve Belbim’den yaklaşık 150 bin TL’lik 3 ihale aldı.
Sürat Kargo: İEET’den yine 2013 yılında 200 bin TL’lik iş aldı.
Vera Sağlık: Karadeniz Ereğli Belediyesi’yle 2014-2016 yılları arasında 7 ihalede toplam 200 bin TL’lik sözleşme imzaladı.
ANSA Otomasyon: Gaziantep’teki Şahinbey Belediyesi’yle 2013-2016 yılları arasında 7 ihalede yaklaşık 1 milyon liralık sözleşme imzaladı. Aynı kentin Şehitkâmil Belediyesi’nden de 2013 yılında 92 bin liralık ihale aldı.
Çavdır Mobilya: 2015’te Seydikemer Belediyesi’nden 1 milyon 600 bin TL’lik ihale aldı.
Sarılar İnşaat: Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden 2014 yılında 175 bin TL’lik iş aldı. Meram Belediyesi 2015’te 2 milyonluk ihaleyi verdi. Keçiborlu Belediyesi’nden 1 milyon 340 bin TL’lik ihaleyi yine 2015’te aldı. Göynük Belediyesi de 2014’te 2 milyon 590 bin TL’lik sözleşme imzaladı.
Gü-pa İnşaat: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketi Rize’nin ilçe belediyeleri Pazar, Hemşin, Fındıklı, Çamlıhemşin’den 2010- 2015 yılları arasında 18 ihalede yaklaşık 3.5 milyon TL’lik iş aldı.
Damat Albayrak'tan Diyanet Başkanına: İşte AKP'nin önde gelenlerinin 'FETÖ' ilişkisi
"FETÖ' ile mücadele ediyoruz" diyen AKP/Saray rejimi, geçmişten beri adı Fethullah Gülen cemaati ile anılan birçok ismi önemli görevlerde tutmaya devam ediyor.
03-01-2018 11:25

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Halkla İlişkiler birimi, "AKP, 15 Temmuz'dan sonra da FETÖ'den kopamadı" başlıklı bir rapor yayınladı. Raporda üniversitelere atanan rektörlerden, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya, Damat Albayrak'tan Diyanet başkanına kadar birçok detay var.
Sözcü'nün aktardığına göre; AKP’nin "FETÖ ile mücadelesi" hakkındaki rapor, “15 Temmuz Darbe Girişimi'nin ardından FETÖ ile mücadele ettiğini iddia eden AKP hükümeti, diğer taraftan geçmişten beri adı FETÖ'yle anılan birçok ismi önemli görevlerde tutmaya devam ediyor. Sadece bununla da kalınmıyor, yapılan atamalarda yine adları bir dönem FETÖ ile anılan kimi isimlerin oldukça kritik görevlere getirildiği de görülüyor. Buna karşın hayatları FETÖ ile mücadeleyle geçmiş kimi insanlar ise sırf muhalif kişiliklerinden dolayı FETÖ'cü yaftası vurularak gözaltına alınıyor hatta tutuklanıyorlar” ifadeleriyle başlıyor.
'CEMAATÇİ GAZETECİLER TANIK, CEMAATLE MÜCADELE EDENLER SANIK'
Raporda, Fethullah Gülen cemaatini öven kalemlerin günümüzde el üstünde tutulduğu, yine eskiden Fethullah Gülen cemaatini eleştiren gazetecilerin ise ‘FETÖ’cülükle’ suçlandığı tespiti yapılıyor.
Hakkında 'Fethullah Gülen’in sağkolu' denilen Hüseyin Gülerce’nin yandaş Star gazetesinde köşe yazarı, Fehmi Koru’nun ise 'FETÖ' ile Ankara arasında bir dönem arabulucu olarak görevlendirildiği belirtilen raporda şu tespitlerde bulunuldu: “Hüseyin Gülerce, Sözcü Gazetesi'ne FETÖ bağlantılı olduğu iddiasıyla açılan davada tanıklık yaptı. Böyle bir tutarsızlık darbe dönemlerinde dahi görülmedi. Gülerce bir dönem FETÖ'nün beyin takımında yer aldığı halde sırf pişmanlığını beyan etti diye bugüne kadar hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Cemaate bağlı gazetelerde yazan Murat Aksoy, Şahin Alpay gibi isimler tutuklanırken, yine cemaat gazetelerinde yazı yazan Erhan Afyoncu, Mazhar Bağlı gibi isimler de Erdoğan'ın emriyle rektör olarak atandı.”
'FETÖ’NÜN ONUR KONUĞU'
“15 Temmuz'dan sonra bile ne iktidar ne de yargı Fehmi Koru'nun FETÖ ilişkilerini sorgulamadı. Üstüne Fehmi Koru'nun muhalif Sözcü Gazetesi'nin sahibi Burak Akbay'a yönelik, hiçbir maddi delile dayanmayan 'FETÖ'cü olabilir' suçlaması ciddiye alınarak, Koru'nun beyanı Akbay'a açılan soruşturmaya gerekçe yapıldı. Gülen'in yemek masasının onur konuklarından Fehmi Koru'nun anılan ilişkileri sorgulanmaksızın, keyfi gayet yerinde olarak yazılarını sürdürüyor. AKP de sonra kalkıp FETÖ ile mücadele ettiğini iddia ediyor.”
Raporda; gazeteciden belediye başkanına, bürokrattan yüksek yargı mensubuna kadar birçok isim yer alıyor. İşte, raporda yer alan şekliyle o isimler ve haklarındaki iddialar:
NAGEHAN ALÇI, RASİM OZAN KÜTAHYALI, ERKAN TAN, MAHMUT ÖVÜR...
Cemaate ait bankaya para yatırdığı için tutuklanan insanların yanında, 'FETÖ'ye ait olan Bank Asya'dan düşük faizle kredi alarak kendilerine Boğaz'da yalı alan Nagehan Alçı ve Rasim Ozan Kütahyalı çifti 15 Temmuz'dan sonra da ekranlarda konuşmaya devam etti.
“Sayın Fethullah Gülen siz olmadan burada eğlenemiyoruz, coşamıyoruz, kalbimiz buruk. Dönün artık. Özledik” diye övgüler yağdıran A Haber Sunucusu Erkan Tan ve Gülen'i ABD'de ziyaret eden Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür'ün de aralarında olduğu birçok yandaş gazeteci, 'FETÖ' ile mücadele eden insanlara yönelik 'FETÖ'cülük suçlamasında bulunabiliyorlar.
Onların ifadesine dahi başvurulmazken, Fethullah Gülen cemaati tehlikesine dikkat çeken “İmam'ın Ordusu” kitabının da yazarı Gazeteci Ahmet Şık, AKP güdümündeki yargı tarafından 'FETÖ'cülükle suçlanabildi.
AKP, 'FETÖ' ile gerçekten mücadele etmemektedir. AKP sözde mücadele adı altında adamına göre davranmaktadır. AKP'nin canını sıkan kişilere 'FETÖ' yaftası yapıştırılırken, geçmişte adları 'FETÖ' ile anılmış, 'FETÖ'ye övgüler dizmiş kimi isimler görmezden gelinmektedir. Hatta bunlardan bazıları 15 Temmuz'dan sonra önemli görevlere de atanmışlardır.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU
Demokrat Parti Genel Başkanı olduğu günlerde Erdoğan'ı ve AKP'yi “Paçalarından yolsuzluk akıyor”, “Başbakan rantın babasını getirdi”, “Kendini padişah olarak görüyor” gibi açıklamalarla eleştiren Süleyman Soylu, bu sözlerini unutarak AKP'ye geçti.
Ancak Soylu'nun asla toz kondurmadığı bir yer vardı. O da 'FETÖ'! Soylu, sıra 'FETÖ'yü öve öve bitiremiyordu. Sadece bununla da kalmıyor, 'FETÖ'nün avukatıymış gibi 'FETÖ'yü eleştiren çevrelere karşı aslan kesiliyor, onları amansızca suçluyordu.
ENERJİ BAKANI BERAT ALBAYRAK
Damat Berat Albayrak da 'FETÖ'nün okullarında yetişenlerden birisi. Kendisi de bunu reddetmiyor. Bununla ilgili sorulan bir soruyu TBMM'de kürsüden "Evet, cemaatin okulunda. Ama burslu okumadım. 35 sene içerisinde cemaatin yüzlerce okulunda okuyan yüz binlerce, milyonlarca gencin bir tanesiyim. Ama öyle bir anne baba yetiştirdi ki beni, hiçbir zaman ama hiçbir zaman aklımı bir beşere kiraya vermedim. Elhamdülillah, öyle vermedim ki, beni o dediğiniz güruh iyi bilir kimin oğlu olduğumu, nasıl bir hayat yaşadığımı. Bu ülkede o okullarda okumuş FETÖ'cü olmayan yüz binlerce gencimiz var, aklını kiraya vermemiş insanlarımız var” diye cevaplamıştı.
Berat Albayrak haklı! 'FETÖ' okullarında okuyan herkes 'FETÖ'cü olacak diye bir şart yok. Ancak 'FETÖ' okullarında okuyan Berat Albayrak'a, Erdoğan tek laf etmezken ve Albayrak bakanlık koltuğunu korurken, Sözcü Gazetesi sahibi Burak Akbay kesinlikle yalanladığı halde uzun yıllar FETÖ'nün içinde kalan Fehmi Koru'nun “Işık evlerinde kaldı” şeklindeki hiçbir somut delile dayanmayan iddiasından yola çıkılarak 'FETÖ'cü olmakla suçlandı. Hakkında açılan soruşturmaya bu temelsiz suçlama dayanak gösterildi.
AKP'Lİ ŞABAN DİŞLİ
15 Temmuz Darbe Girişimi'nin komuta heyeti olduğu söylenen “Yurtta Sulh Konseyi”nin üyesi olduğu iddia edilen ve hala tutuklu yargılanan Tümgeneral Mehmet Dişli'nin kardeşi Şaban Dişli, Erdoğan tarafından ekonomiden sorumlu başdanışmanlığına getirilmişti. Dişli, daha sonra bu görevinden istifa etse de 15 Temmuz'dan sonra yapılan bu atama kamuoyunda tepki çekmişti.
Kanunlar önünde suç şahsidir. Bundan dolayı tabii ki Şaban Dişli, ağabeyinin işlediği suçtan sorumlu tutulamaz. Ancak bu kural Erdoğan tarafından Dişli için işletilirken, binlerce tutuklu yakını için işletilmiyor. Mağdurlar devlet kapısında kendilerinin bizzat işlemediği bir suçtan dolayı iş bulamıyor ya da var olan işlerinden ediliyor.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ ERBAŞ
Bütçeden en büyük payı alan kamu kurumlarının başında gelen Diyanet İşleri Başkanlığı'na yeni atanan Prof. Dr. Ali Erbaş, göreve geldiği ilk andan itibaren tartışmalara neden oldu. Erbaş'ın geçmişinde 'FETÖ'yle yolunun pek çok kereler kesiştiği hatta 'FETÖ'nün en önemli platformlarından biri olan KADİP/Kültürlerarası Diyalog Platformu'nun yönetim kurulu üyesi olduğu ortaya çıktı. 'FETÖ'nün Abant Toplantıları'nın da müdavimleri arasında yer alan Erbaş, 'FETÖ'nün yardım kuruluşu Kimse Yok mu Derneği'nin etkinliklerinde de görülüyordu. Ancak Erbaş'la ilgili bilgiler bunlardan ibaret değil. Erbaş'ın ayrıca 15 Temmuz'un kilit ismi firari Adil Öksüz'ün doktora tezinde de imzasının bulunduğu anlaşıldı. Erbaş ile birlikte Öksüz'ün heyetinde yer alan isimlerden biri de o dönem Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin Dekanı Prof. Dr. Suat Yıldırım'dı.
Fethullah Gülen sonrası cemaatin başına geçebilecek isimler arasında gösterilen Suat Yıldırım bugün firari. Jürideki diğer bir isim Prof. Dr. Davut Aydüz ise 15 Temmuz'un ardından tutuklandı. Şimdi cevabı merak edilen soru ise geçmişte böyle bir heyetin içinde yer alan ve pek çok 'FETÖ' etkinliğine katılan Erbaş'ın nasıl ve hangi kriterler dikkate alınarak Diyanet İşleri Başkanı olarak seçildiğidir.
ERDOĞAN'IN BAŞDANIŞMANI YAVUZ ATAR
Hâlâ YÖK üyesi ve AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başdanışmanı olan Prof. Yavuz Atar'ın da 'FETÖ'cü olduğu iddiası ortaya atılmıştı. Üstelik bu iddia bir dönem Gülen'in en yakınındaki isimlerden biri olan ancak yıllar önce örgütten ayrılarak önemli itir aflarda bulunan Nurettin Veren tarafından iktidar yandaşı TGRT'de ortaya atıldı. Atar'ın 'FETÖ'cü olduğunu iddia eden Nurettin Veren, Atar'ın 15 Temmuz'dan sonra da 'FETÖ'nün kontrolünde olduğunu iddia ettiği Kırgızistan'daki Manas Üniversitesi'ne gittiğini öne sürdü. Veren'in bu iddialarını avukatı aracılığıyla cevaplandıran Atar, 'FETÖ'yle ilgisi olmadığını, Manas Üniversitesi'ne 'FETÖ' aracılığı ile değil Türkiye ile Kırgizistan arasındaki ikili anlaşmalarla gittiğini öne sürdü. Atar haklı da olabilir ancak haklarında 'FETÖ'cü olduklarına dair hiçbir delil olmayan insanlar yargılanırken, söz konusu Erdoğan'a yakın bir isim olunca iddialar incelenmeye bile değer görülmedi.
TRT ESKİ GENEL MÜDÜRÜ İBRAHİM ŞAHİN
Hâlâ merkez valisi olarak görev yapan İbrahim Şahin, 2007 ve 2014 yılları arasında TRT Genel Müdürü olarak görev yaptığı dönemde kurumu 'FETÖ'cülerle doldurmakla suçlanıyor. Döneminde 'FETÖ'nün medya organı Samanyolu TV'den çok sayıda kişi TRT'ye transfer edilerek önemli görevlere getirilmiş, yine adları 'FETÖ'yle özdeşleşmiş olan Ekrem Dumanlı, Hakan Şükür gibi isimler yüksek ücretlere TRT'de yorumcu yapılmıştı. Şahin tarafından geniş yetkilerle Genel Müdür Yardımcılığı'na getirilen Ahmet Koyuncu'nun 'FETÖ' üyeliğinden 8 yıl 1 ay hapis cezası almasına karşın ve yine 'FETÖ'den ihraç edilen Eski TRT Haber Dairesi Başkanı Ahmet Çavuşoğlu'nun “TRT'de her şey genel müdürün emri ile olur. O emreder biz yaparız. Kendi başına inisiyatif yoktur” diyerek Şahin'i işaret etmesine karşın Şahin hakkında yeni soruşturma açılmaması soru işaretlerine neden oluyor.
REKTÖR MAZHAR BAĞLI
2016 Mart ayında Erdoğan tarafından atanan altı rektörden biri de Nevşehir Hacı Bektaş Üniversitesi Rektörlüğü'ne getirilen Prof. Dr. Mazhar Bağlı oldu. 25. Dönem AKP Şanlıurfa Milletvekili ve 2009 ile 2015 yılları arasında AKP MKYK üyesi de olan Bağlı da bir dönem 'FETÖ' ile arası gayet iyi isimlerdendi. 'FETÖ'nün yayın organı Zaman Gazetesi'nde yazılar yazan Bağlı, bu yazılarında Ergenekon soruşturmalarına destek çıkıyordu. 2013 yılında attığı bir tweette kızını 'FETÖ' okullarında okutmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirmişti. Geçmişteki ilişkilerine karşı Bağlı da Erdoğan tarafından ödüllendirilen isimler arasında yerini aldı.
REKTÖR ERHAN AFYONCU
Askeri bir geçmişi olmadığı halde 15 Temmuz'un ardından kapatılan Harp Akademileri'nin yerine kurulan Milli Savunma Üniversitesi'nin başına getirilen Erhan Afyoncu, cemaate yakınlığıyla bilinen Bugün Gazetesi'nde 2008 ve 2014 yılları arasında tam altı yıl boyunca tarih yazıları yazmıştı. Afyoncu geçmişte de bir dönem Zaman Gazetesi'nde yazılar yazmıştı. Ancak bu Erdoğan tarafından rektörlüğe atanarak ödüllendirilmesine engel olmadı.
YSK BAŞKANI SADİ GÜVEN
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 16 Nisan referandumundan sonra kanunda açıkça belirtilmesine karşın mühürsüz oyları geçersiz saymayarak büyük bir şaibeye neden olmuştu.
YSK Başkanı Sadi Güven'in adı 'FETÖ' üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan Adıyaman eski Cumhuriyet Başsavcısı Faruk Büyükkaramuklu'nun 16.11.2016 tarihinde mahkemede verdiği ifadesinde şöyle geçmişti: “2011 yaz kararnamesi ile Adıyaman Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandım. Hala YSK Başkanı olan Sadi Güven, Fethiye'de stajdan tanıdığım birisiydi. Kendisine Başsavcılık yapmak istediğimi söyledim. O da beni seven bir kişiydi o vesile ile Adıyaman Başsavcılığına atandım.”
Bu ifade tek başına Güven'in 'FETÖ' bağlantılı olduğu sonucunu çıkarmaz. Ancak Cumhuriyet Davası'nda yargılanan Güray Öz'e, hakkında 'FETÖ' soruşturması olan pideciyi niye aradığını soran yargının bu kadar kritik konumda olan birine de 'FETÖ'den yargılanan bir kişiye geçmişte neden referans olduğunu sorması gerekmez miydi? Pideciyi aramak araştırma konusu olurken, 'FETÖ'cü birini başsavcı olarak atamak neden araştırma konusu olmadı? Referandumdan sonra bazı medya organlarında çıkan Güven ve kimi YSK üyelerinin iktidar tarafından 'FETÖ'cülükle suçlanma korkusuyla mühürsüz oyları iptal ettirmedikleri iddiaları düşünüldüğünde bu soru da her zaman akılları kurcalayacaktır.
AKP'Lİ VEKİLLERİN PENSİLVANYA ZİYARETİ
Fethullah Gülen'i 2012'de ABD'nin Pensilvanya şehrindeki çiftliğinde ziyaret eden AKP heyetinde yer alan 12 milletvekilinden biri olan 23 ve 24. Dönem AKP Adana Milletvekili Fatoş Gürkan, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 'FETÖ' ile mücadele çerçevesinde el konulan 54 şirkete kayyum olarak atandı. AKP milletvekilleri bu ziyarette Gülen'e saygılarını sunmuşlar, sonra da hatıra fotoğrafı çektirmişlerdi.
Gülen'in ayağına kadar giden heyette yer alan Gürkan'ın el konulan 'FETÖ' şirketlerine kayyum olarak atanması AKP'nin 'FETÖ'yle olan mücadeledeki samimiyetsizliğinin örneklerinden sadece biridir.
ENGİN NOYAN
Engin Noyan, 'FETÖ'nün kapatılan kanalı Samanyolu TV'de yıllarca program yaptı, bu kanalda ünlendi. O günlerde, “Fethullah Hoca'yla gönül bağınız var mı?” sorularına “Hocaefendi'yi çok severim ve önemserim” diyordu. Bu ilişkilerine karşın Noyan, 15 Temmuz'dan aylar sonra devletin kanalı TRT Avaz'da program yapmaya başladı.
15 TEMMUZ ŞEHİTLER ANITI'NIN MERMERLERİ "FETÖ'CÜ ŞİRKETTEN" ALINDI
Erdoğan'ın talimatıyla yapımına başlanan 15 Temmuz Şehitler Anıtı'nın mermerinin 'FETÖ' soruşturmaları kapsamında tutuklanan Sami Çoban'ın şirketinden alındığı ortaya çıkmıştı. Sami Çoban'ın şirketlerine devletin, 15 Temmuz öncesi 33.5 milyon TL teşvik verdiği de anlaşılmıştı. Çoban, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun (TUSKON) 1 Mart 2014 tarihinde düzenlediği genel kurul toplantısında Erdoğan'ın “tehdit edildiği” konuşmayı ayakta alkışlayan işadamları arasında yer alıyordu.
RAPORUN SONUÇ BÖLÜMÜ
“AKP-FETÖ işbirliği şekil değiştirerek sürüyor mu?” başlıklı sorulu bölüm ile sona eren 44 sayfalık raporda "Adını andığımız ve geçmişteki FETÖ bağlantılarını veya övgülerini hatırlatacağımız isimler mutlaka suçludur demiyoruz. Bu yargının işidir. Bizi AKP'den ayıran hukukun üstünlüğüne ve suçu kanıtlanana kadar her insanın suçsuz olduğuna olan inancımızdır. Ancak kamuoyu vicdanı yaralıdır ve şu soruların cevabının peşindedir" denildi.
İşte raporun sonuç bölümünde yer alan sorular:
-Ahmet Şık, Kadri Gürsel, diğer Cumhuriyet Yazarları ve 2011 yılında yargıdaki 'FETÖ'cü örgütlenmeye tepki göstererek Yargıtay'daki görevinden istifa eden Celal Çelik gibi insanlar 'FETÖ'cülükle suçlanırken, geçmişte 'FETÖ' bağlantıları net olan bazı insanlar neden korunup kollanmakta ve üstüne ödüllendirilmektedir?
– Yoksa AKP – 'FETÖ' işbirliği şekil değiştirerek sürmekte midir?
-AKP, kurumsal olarak bugün 'FETÖ'ye karşı görünse de adı hâlâ 'FETÖ' ile anılan isimlerden faydalanmaya devam ederek ileride şartların değişmesi halinde 'FETÖ' ile yeniden işbirliği için kapıyı aralık mı bırakmaktadır?
-İsrail ve Rusya ile olan ilişkilerde AKP'nin ve Erdoğan'ın yaptığı U dönüşlerini düşündüğümüzde Erdoğan, 'FETÖ' konusunda ileride U dönüşü yapabilir mi?
– 'FETÖ' ile mücadelede kriterler nedir? “Kandırıldım, bilmiyordum” demek yeterli midir?
– Bank Asya'ya para yatırmak ya da Zaman Gazetesi abonesi olmak kimi insanların KHK ile ihraç edilmesine hatta tutuklanmasına gerekçe olurken, yıllarca 'FETÖ' ile ilişkide olan bazı insanlar için neden bu kriterler işletilmiyor?
– Korunup kollanan insanları diğerlerinden farklı kılan ne?
– Bir şekilde Erdoğan'a ulaşıp onu ikna etmeyi başaran ya da kendisinden fayda sağlanabileceği düşünülen 'FETÖ'cüler yargıdan ve yargılanmaktan muaf mı tutulmaktadır?
Gürsel Tekin: AKP'li 6 bakan 'FETÖ'den gidici
Halk TV'de yayınlanan Gizli Gündem programında açıklamalarda bulunan CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, AKP'li 6 bakanın "FETÖ'den gidici" olduğunu söyledi.
06-09-2016 09:18

Halk TV'de yayınlanan Gizli Gündem'in bu haftaki bölümünde FETÖ'nün siyasi ayağını yorumlayan İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'nın ''Bizde FETÖ'cü olmaz'' açıklaması üzerine, ''AKP'de FETÖ'cü yoksa atılan Belediye Başkanları hangi partiden? CHP'den mi, MHP'den mi? Yoksa AKP'li mi?'' dedi. Tekin aynı zamanda AKP'li 6 bakanın Gülen Cemaati bağlantısı sebebi ile gidici olduklarını söyledi.
İleri Hatırlatıyor
Programın bir diğer konuğu CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ise 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlayan OHAL döneminde çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname'leri eleştirerek ''Kanunu Hükmünde Kanunsuzluk Dönemi başladı'' yorumunu yaptı.
Erdoğan patronlara seslendi: Ne istediniz de yapmadık
Erdoğan, katıldığı DEİK Genel Kurulu'nda; son dönemlerde varlıklarını yurt dışına kaçıran patronlarla ilgili konuştu.
21-04-2018 14:42

DEİK Kurulu'nda konuşan Erdoğan yurt dışına varlık taşıyan patronları hedef alırken. Yurt dışına kaçtığı söylenen patronların aslında söylendiği kadar fazla olmadığını savundu.
'NE İSTEDİNİZ DE YAPMADIK'
Erdoğan konuşmasında, "Gümrük vergisi muafiyetinden inşaat harcamalarının KDV istisnasına, personel desteğine, kamu arazilerinin ücretsiz devrine kadar çok önemli teşviklerle yatırımcının karşısına çıkıyoruz. Sizleri ekonomi bakanlığımızla temasa geçmeye davet ediyorum. Bugüne kadar ülkemizde yol yürüyüpde bundan pişman olan kimse yoktur. Yatırımcılarımızın memnuniyetini her yerde görüyoruz. Birileri ısrarla ülkemizdeki iş adamlarımızın varlıklarını dışarıya çıkardıkları yönde tezviratlar üretiyor." görüşünü savundu.
'İKİ DÜNYADA DA ELİMİZ YAKANIZDA'
Yurt dışına sermaye kaçırma iddialarını değerlendiren Erdoğan, "Her kim işini ticaretini yatırımlarını büyütmek geliştirmek için değil de para kaçırmak için böyle bir yola tevessül ediyorsa kimse kusura bakmasın affetmeyiz. Milletimizin de eli hem bu dünyada hem öteki dünyada yakalarında olacaktır. " diyerek ekonomi ile ne kadar alakalı olduğunu bir kere daha göstermiş oldu.
GREVLERİ TERÖR FAALİYETİ İLAN ETTİ
Konuşması sırasında yer yer sinirlenen Erdoğan, OHAL'i patronlar için devam ettirdiklerini belirterek, "Zaman zaman kulağımıza birilerinin OHAL'i bahane ederek iş dünyamızın yatırım şevkini kırdığı yönünde haberler geliyor. OHAL'in terörle mücadele dışında kullanılması oldu mu? 20 yıl öncesine gidin, grevlerin olduğu günleri hatırlıyor musun? OHAL sadece terör örgütlerini engelliyor. Biz bu mücadelemizi 8 gerekiyorsa 8, 9 gerekiyorsa 9... Ülkemizin huzuru için bunu yapmaya devam edeceğiz. Her kim iş adamlarımızı bununla tehdit ediyorsa gerekiyorsa şahsıma kadar bunu bildirsin. Kim yapıyor bunu? Adı sanı ünvanı ne olursa olsun gözünün yaşına bakmayız." grevi terör faaliyeti olarak gördüğünü açıkladı.
KABİNEYE İŞ ADAMI DA ALIRIZ
Erdoğan, patronları ikna etmek için ilginç de bir öneride bulundu. Kabine yolunu patronlara açan Erdoğan, "Dışarıdan kabineye üyeler almamız söz konusu olacak. İş dünyamızdaki pehlivanları da göreceğiz. Bakacağız iş hayatının içinde olan arkadaşlardan kabinede istifade etmeyi milletimiz bize yürü derse böyle bir görevi telakki ederiz." dedi.
Eski cemaatçi Yeni Akit yazarından erken seçim yorumu
Bir dönem Fetullah Gülen'e en yakın isimlerden olan Latif Erdoğan, Akit'teki yazsısında "24 Haziranda FETÖ bitecek" dedi
21-04-2018 14:31

Eski cemaatçi şimdi Akit yazarı olan, Gülen'in hayatını anlattığı "Hocaefendi / Küçük Dünyam" adlı bir kitabı da olan Latif Erdoğan, 24 Haziran 2018 yapılanacak erken seçim için "FETÖ’nün dünya çapında bitişe geçeceği tarihin de adıdır" ifadesini kullandı.
Erdoğan Akit'teki yazısında "Biz bu sonuçları, bir sene sonra bekliyorduk. Kader bir yıl öne aldı" ifadesini kullanarak, yazısını şöyle sürdürdü:
"Erken seçim tarihi (24 Haziran 2018), FETÖ’nün dünya çapında bitişe geçeceği tarihin de adıdır. Cumhur ittifakının seçimi önemli farkla kazanması, FETÖ’nün yakın tarihe ilmiklediği bütün ümit yüklü motivasyonları yerle bir edecek; FETÖ elebaşı, bundan böyle elemanlarını yakın zamana dayalı aldatmalarla oyalayamayacak; ve kısa vadeler üzerine kurulu dış desteklerin bütününü de kaybedecektir.
Biz bu sonuçları, bir sene sonra bekliyorduk. Kader bir yıl öne aldı. Rabbimize hamdolsun. Ne diyeyim, FETÖ ve benzeri bütün hainler yeniden karalar bağlasın…"
Öztürk Yılmaz: Partim ne derse o olur
CHP'de 24 Haziran'daki seçimlerde aday olacağını açıklayan Öztürk Yılmaz'dan yeni bir açıklama geldi.
21-04-2018 12:09

CHP'de adaylığını ilk açıklayan isim olan Öztürk Yılmaz, Twitter hesbından yaptığı açıklamada partisinden ayrı aday olmayacağını, parti kararına uyacağını açıkladı.
Yılmaz açıklamada şunları söyledi:
"Değerli kardeşlerim, Çok kritik bir sürece girdik. Dün yaptığım adaylık açıklamamın ardından işin ciddiyetini anlamayanlar veya işi sulandıranlar şunu çok iyi bilmelidirler ki; 24 Haziran’da yapılacak seçimlerde, CHP’nin adayı, demokrasiyi geri getirmek sorumluluğuyla yollara düşecektir. Bu süreçte yüklenilen sorumluluk, bu kadar ağır ve ciddidir! Bu seçimin telafisi yoktur, sandıkta demokrasi ve cumhuriyet oylanacaktır ve bu iki şeyin telafisi yoktur! Bu ülke meselesi. Ben de gövdemi taşın altına koyuyorum. Mesele kazanabilmektir. Partim tarafından aday yapılmam halinde yüklenip alacağımızdan eminim. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki açıklamam üzerine dün ve bugün halkımızdan inanılmaz bir destek alıyorum. Yürekten teşekkür ediyorum. Bu arada yaptığım açıklamayı tam okumadan sanki partimden ayrı kendi başıma aday olacakmışım şeklinde yanlış anlayanlar da olmuş. Böyle olmadığı ve olamayacağı açık. Ben görevimi yaptım ve ciddi bir alternatif sundum. Her şeyin hayırlısı. Bu saatten sonra partimizin vereceği karar esas olacaktır ve hepimiz ona uyacağız. Umudun ışığı sönmez!"
KILIÇDAROĞLU: CİDDİYE ALINACAK BİR ŞEY DEĞİL
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bugün BirGün'e verdiği söyleşisinde, "Partinizden Cumhurbaşkanlığına aday olan isimler de var. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna, "Kişisel tercihleridir. Esas olan Parti Meclisi kararı. Ciddiye alınacak bir şey değil" yanıtını vermişti.
Erdoğan: Alkolü ben kaldırdım
Erdoğan, Yeşilay ödül töreninde yaptığı konuşmada, "Emperyalistlerin en büyük silahı alkol ve afyon olmuştur" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın gündeminde, Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan ve olaylar yüzünden tatil edilen karşılaşma da vardı.
21-04-2018 10:29

Yeşilay ödül töreninde konuşan Erdoğan, Fenerbahçe-Beşiktaş maçında çıkan olayları alkole bağladı.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
'ALKOLÜ BEN KALDIRDIM'
Belediye başkanlığımdan bu yana bulunduğum her yerde alkolü ben kaldırdım. Çok başlıklar attılar. Çok köşe yazıları yazdılar. Bunları yazıyorsun da anayasaya niye bakmıyorsun? Anayasada devletin gençlikle ilgili görevi sayılırken orada 'Devlet gençlerini kumardan, uyuşturucan korur' diyor. Ama bizden önce gelen yönetimlerin hiçbiri bunu uygulamadı. Ama biz uyguluyoruz. Şu anda bizim yönetimimizde olan yerlerde asla böyle bir şey olamaz. Geldiğimden bu yana hiçbir zaman ben misafirlerime alkollü içki ikram etmedim. Tasarruf benimse ben de sevdiklerime sevdiğimden ikram ettim.
'O ÇAKMAĞI ATAN KESİN ALKOLİKTİR'
Ülkemizin en güzide iki kulübünün maçında yaşanan hadise… Korner atacak futbolcunun arkasından çakmaklar atılıyor. Yahu ne oluyor? Ülkemizin en güzide teknik direktörlerinden biri, başına 5 dikiş atılıyor. Buna hakkınız var mı? Yok. Bir kısmı inanın, kişi kimdir bilmiyorum Allah-u alem alkoliktir. İnanın öyle. Çünkü sağlıklı birisinin bunu yapması mümkün değil, olmaz."
Polis İHA Büro Amirliği kuruyor
Polis teşkilatı, droneları kullanmak için yeni bir departman açtı.
21-04-2018 10:01

Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığı, insansız hava araçlarının (İHA) özellikle "terör, kaçakçılık ve asayiş olaylarında daha etkin kullanılması" amacıyla çalışma başlattı
Habertürk gazetesinde yer alan habere göre; bu kapsamda, il emniyet müdürlükleri bünyesinde İHA büro amirliği kurulmasına ilişkin hazırlanan talimat yazısı, 81 il emniyet müdürlüğüne gönderildi. İl emniyet müdürlüklerine dağıtımı yapılan drone’lar, gece de görüntü alma özelliğine sahip.
Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki sınır illeri olmak üzere belirlenen şartları taşıyan 40’tan fazla ilde poliislere, drone pilotluğu konusunda teorik ve pratik eğitim verildi.
Erken seçimde nasıl aday olunabileceği belli oldu
24 Haziran'da yapılacak olan baskın seçimin ayrıntıları belli oldu.
21-04-2018 09:37

Başbakan Binali Yıldırım’ın gelecek hafta Meclis’e sunulacağını açıkladığı, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimini ilgilendiren, 8-10 maddelik uyum paketinin içeriği ortaya çıktı. Meclis seçim tatiline girmeden önce yasalaşması beklenen teklifte, “siyasi partilerin göstereceği Cumhurbaşkanı adayı” ve “100 bin imzayla gösterilecek Cumhurbaşkanı adayı” ile ilgili detaylar yer alıyor. Düzenlemenin içinde yer alacak başlıkların şöyle olması bekleniyor:
CUMHURBAŞKANI ADAYI MİLLETVEKİLİ ADAYI OLAMAYACAK
Bir kişi hem Cumhurbaşkanı hem de milletvekili adayı olamayacak. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa milletvekilliği sona erecek.
BİR KİŞİYİ BİRDEN FAZLA PARTİ GRUBU VE PARTİ ADAY GÖSTEREBİLECEK
Cumhurbaşkanlığına siyasi parti grupları, en son milletvekili genel seçiminde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde 5’ini almış olan siyasi partiler, en az yüz bin seçmen aday gösterebilecek. Meclis’te grubu bulunan siyasi partiler grup kararıyla, grubu bulunmayan siyasi partiler ise tüzüklerinde gösterilen yetkili organların kararıyla Cumhurbaşkanlığına aday gösterebilecek. Bir kişiyi birden fazla siyasi parti grubu veya siyasi parti aday gösterebilecek. Bu düzenleme ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Meclis’te grubu bulunan AK Parti ve MHP ile Meclis dışında bulunan BBP aday gösterebilecek.
CUMHURBAŞKANI ADAYLARININ BELGELERİ YSK’YA TESLİM EDİLECEK
Aday gösterme süreci, seçim takvimi içinde, adayların muvafakat belgeleri ile gerekli diğer belgelerin YSK’ya teslim edilmesiyle tamamlanacak. Her siyasi parti veya grubu ancak bir aday için başvuruda bulunacak. Aday başvurularından sonra tespit edilen eksiklikler 5 gün içinde giderilmezse eksiklikleri gidermeyen siyasi parti aday göstermekten vazgeçmiş sayılacak.
100 BİN İMZA BAŞVURUSU BİZZAT YAPILACAK
Seçmenlerce aday gösterilmek isteyen kişi kimlik, açık adres bilgilerini içeren başvuru dilekçesi ve seçilme yeterliliğine ilişkin bilgi ve belgelerle en yüksek derecedeki devlet memuruna mali haklar kapsamında yapılmakta olan her türlü ödemelerin bir aylık brüt tutarının on katını ilgili maliye veznesine yatırıldığına dair makbuz ile YSK’ya bizzat başvuru yapacak. YSK evrakları inceleyecek, seçilme yeterliliğini bakacak. Seçilme yeterliliği görülmezse başvuru reddedilecek. Aday 2 gün içinde itiraz edebilecek. YSK itirazı 3 gün içinde karara bağlayacak. Bu süreç tamamlandıktan sonra YSK Cumhurbaşkanlığı adaylığını kabul ettiği kişileri ilan edecek. Seçmenler de bu ilan edilen kişilerden sadece birine imza verebilecek.
İMZA ATACAKLAR BİZZAT SEÇİM KURULUNA GİDECEK
Aday teklif etmek isteyen seçmenler de kayıtlı oldukları ilçe seçim kurulu başkanlığına bizzat başvuru yapacak. İlçe Seçim Kurulu başvuranın seçmen niteliğine sahip olup olmadığını, daha önce aday teklif edip etmediğini tespit edecek. Ardından ilan edilen listedeki kişiler arasından tercihini yapması istenecek. Aday teklifi elektronik ortama kaydedilerek YSK’ya iletilecek. Başvuran seçmene aday teklifinde bulunduğuna dair belge verilecek. Aday gösterme formları ilçe seçim kurullarınca saklanacak.100 bin imza ile aday gösterilenler geçici aday listelerinde gösterilecek. Aday 100 bin imzayı geçerse ilgililerin talebi üzerine yatırdığı para da iade edilecek. Aday teklifine ilişkin işlemlerin hızlı ve etkin şekilde yürütülmesi için ilçe seçim kurullarında yeterli personel görevlendirilecek.
RANDEVU İLE OY VERME KALKIYOR
Yurt dışındaki seçmenler Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. tura kalması durumunda oy verme gününden önceki 3 güne kadar oy kullanabilecek. Randevuyla oy kullanma usulü kaldırılacak. Yurt dışında oy verme süresi uzun olduğu için her oy verme günü için ayrı sandık kurulu üyesi bildirilebilecek. Yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenler yurt dışında bulunan herhangi bir temsilcilikte oy kullanabilecek.(GazeteDuvar)