Ankara’da Gezi Parkı direnişi sırasında polis kurşunuyla yaşamını yitiren Ethem Sarısülük'ün avukatı Kazım Bayraktar, dava sonrası yaptığı açıklamalar nedeniyle örgüt üyeliğinden yargılanıyor. Avukat Bayraktar ve 7 kişi hakkında “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması bugün Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmada savunmasını yapan Avukat Bayraktar, Ethem Sarısülük'ün davası nedeniyle basına verdiği ifadelerin iddianamede “suç unsuru” olarak görüldüğünü ve “örgüt üyeliğiyle” bağdaştırılmaya çalışıldığını ifade etti. Bayraktar, “Ethem davasında sanığın perukla, gözlükle duruşmalar katılmasını, duruşmalar sonrasında davayı takip etmek isteyenlere polisin saldırısını eleştirdim. Bunları iddianameye koymuşlar. Bazı derneklerde panellerdeki konuşmalarım da 'suç unsuru' olarak görülmüş. Bu basın organları ve dernekler, devletin izniyle faaliyet yürüten yerler. Devlet izin verirken bu yerler 'yasa dışı örgütün açık yapılanması' olarak görülmüyor. Ancak insanlar buraya gittiği zaman 'terör örgütü üyeliğiyle’ suçlanıyor. Devlet onaylarken suç değil de onun onayladığı derneklere gidince suç” savunmasını yaptı.

İHD İLE GÖRÜŞMESİ İDDİANAMEDE

İddianamede yer alan bazı telefon kayıtları hakkında da Bayraktar, “Telefon görüşmemde İnsan Hakları Derneği'nden bir arkadaşla konuşuyoruz. 14 yıl aynı büroyu paylaştığım ve hayatını kaybeden bir arkadaşın anmasına katılmak için yapılan bir görüşmedir. Mezar anması örgüt üyeliğine kanıt olarak sunulmuş. Biz mezar anmaları yaparız. Deniz’in, Mahir'in anmalarına da gideriz” dedi.

DİRENME HAKKI DA SUÇ OLDU

Kendisinin direnme hakkının da iddianamede “suç” olarak yer aldığını belirten Bayraktar, “15 Temmuz sonrasında AKP iktidarı direnme hakkında bahsediyordu” hatırlatmasında bulundu. Bayraktar savunmasının sonunda Türkiye'de bir korku toplumu yaratılmaya çalışıldığını belirterek, “Korku toplumuna karşı korkmuyoruz ve susmuyoruz” dedi.

Birgün’de yer alan habere göre Bayraktar'la beraber yargılanan diğer 6 kişi de daha önce savcılıkta verdikleri ifadelerin aynen geçerli olduğunu söyledi. Bir kişi ise yurt dışında olduğu için ifadesi alınamadı. Dava 28 Mart tarihine ertelendi.