Erol Katırcıoğlu’na Yanıt

Erol Katırcıoğlu’na Yanıt

"Sosyalizme saldıran herkese karşı durmak her sosyalistin doğal görevidir, bunun yargıçlık taslamakla bir ilgisi yoktur ve bir yerden emir almaya da gerek yoktur. Bizim liberal profesör sosyalistleri hiç tanımamış."

Candan Badem

HDP İstanbul milletvekili Erol Katırcıoğlu TBMM bütçe komisyonunda 6 Aralık günü yaptığı konuşmada AKP’yi Bolşeviklere, kendilerini de Menşeviklere benzetti. Katırcıoğu şöyle dedi: “Sizler bu ülkede bir tür Sovyetler Birliği kurmaya çalışıyorsunuz gibi geliyor bana yani - gerçekten tuhaf ama - sizler Bolşevik’siniz, bizler de Menşevik gibi kendimi hissediyorum burada ve Bolşevikler de Duma’da çoğunluktaydı ve onların istediği oldu, onların isteği üzerinden sistem belirlendi ve sistem özü itibarıyla devletçiydi. Yani bir “gros plan” vardı, her şeyi planlıyordu. Kimin ne giyeceğine, kimin ne yiyeceğine neredeyse karar veriyordu.” Bu sözler üzerine sosyal medyada ben dahil sosyalistlerin kimi ağır kimi hafif eleştirisine uğradı. Katırcıoğlu bunun üzerine bu eleştiriler içinde muhtemelen en sertini yazan bana Yeni Yaşam gazetesinde bir cevap yazdı. Cevabı Duvar ve Fersude gibi internet gazeteleri de yayımladı.

Katırcıoğlu Twitter hesabından beni hedef alarak “Kendilerini sosyalizm konusunda yargıç gibi görüp de AKP'nin trollerinden bile çapsız olanlara cevabimdir” diye yazdı. Birincisi, sosyalizme saldıran herkese karşı durmak her sosyalistin doğal görevidir, bunun yargıçlık taslamakla bir ilgisi yoktur ve bir yerden emir almaya da gerek yoktur. Bizim liberal profesör sosyalistleri hiç tanımamış. Nitekim sadece ben değil Metin Çulhaoğlu, Alp Altınörs, Veli Saçılık, Arif Koşar, Cem Şimşek gibi sosyalistler de hatta bazı liberaller de Katırcıoğlu’nun benzetmesini eleştirdi. (Menşeviklere benzetilmek de bir liberalin hoşuna gitmez doğal olarak). İkincisi, bana “AKP’nin trollerinden bile çapsız” diyen bir terbiyesizin başkasına terbiyesiz demeye hakkı yoktur. Üçüncüsü Katırcıoğlu benim için “anladığım kadarıyla KHKlı bir akademisyen” demiş. Doğru ama eksik: Ben aynı zamanda Barış için Akademisyenler bildirisini imzalamış bir akademisyenim ve bundan da yargılanıyorum. Katırcıoğlu bunu elbette biliyor ama bilmezden geliyor çünkü bu durum bizim şark kurnazının işine gelmiyor.

Öncelikle bir liberalin beni hedef alması bana şeref verir. Dolayısıyla bu durumdan gayet memnunum ve hodri meydan diyorum. Ben Erol Katırcıoğlu’nun 1991'de Erdal İnönü'nün danışmanlığını yaparken "bana kalsa KİT'leri bedava satarım" dediğinin, 2010'da da AKP'yi Türkiye İşçi Partisi'ne benzetmiş olduğunun söylendiğini yazmıştım. Erol Katırcıoğlu cevabında hayır demedim demiyor, diyemiyor. Böylece sözlerini teyit etmiş oluyor. Güzel. Demek ki en azından 1991’den beri açıkça liberal ve sol düşmanı olan biriyle karşı karşıyayız. Olabilir onun bileceği iş. Ancak bu liberal şahıs solcu olduğunu iddia edip bir de bize solculuk dersi vermeye kalkıyor ki işte o zaman “dur bakalım” demek kaçınılmaz. Sözde “solcu” iktisat profesörümüz bir kere tarih bilmiyor. Duma ile Sovyetleri karıştırıyor. Menşeviklerin kendilerinin çoğunluk olduğu yerlerde (örneğin Gürcistan’da) Bolşeviklere neler yaptığından da haberi yok. Gürcü Menşevik lider Jordania’nın “Bolşevikler yerine emperyalistleri tercih ederim” dediğinden de! AKP diktasına örnek vermek için dünyada gelmiş geçmiş onlarca örnek (Nazi Almanyası, Franco İspanyası, Mussolini İtalyası, Pinochet Şilisi, Filipinler, Suudi Arabistan, Sudanlı Beşir, Putin Rusyası vs vs) varken o gidip Bolşeviklere çatıyor. Kendisini de Menşeviklere benzetiyor, oysa Alp Altınörs’ün yazısında belirttiği gibi Katırcıoğlu’nun siyasi görüşlerine denk düşen Rus siyasi partisi Kadetlerdir. Katırcıoğlu’nun birazcık utanması olsaydı yaptığı benzetmeden dolayı özür dilerdi ve konu kapanırdı. Ancak o zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyor. O zaman dersini vermek görevimiz.

Çapsız liberal profesör “Sovyetler Birliği tarihini hâlâ 70’li yılların içinden okuyan ve sosyalizm tasavvuru ile reeli arasındaki çarpıklıkları görmeyen, ve belki de görmek istemeyen insanlarımız tabii ki hâlâ varlar.” demiş. Kendisi sosyalist yayınları hiç takip etmediği için bu satırların yazarı dahil onlarca sosyalistin SSCB’de Hruşçov ve Brejnev dönemi çarpıklıklarına yönelik değerlendirmelerinden haberi yok. Bir adım daha atsa şu liberal profesör Özgür Demirtaş gibi o da bize “ideoloji konuşmayı bırakın” diyecek. Bre çapsız, sosyalizmin en çarpık hali bile senin savunduğun liberal ekonomiden bin kat daha iyi, daha demokratik ve daha adildi. Ha bir de Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın adını anmaya ne hakkın var ikiyüzlü liberal! Kıvılcımlı ölüm döşeğinde o zamanki resmi TKP ve Brejnev bürokrasisinin gadrine uğradığı halde SSCB’ye ve Bolşeviklere düşman olmadı. Sen kim Kıvılcımlı kim! Beyefendiyi hiç tanımadığım için ona unsur demeye hakkım yokmuş! Siyasette birini eleştirmek için şahsen tanımak mı gerekiyor? Söylediğin sözler ortada işte!

Katırcıoğlu meclisteki AKP ve MHP vekillerinin kendilerini hiç dinlemediklerini ve anlamadıklarını yazmış. “Sistem baştaki liderin etrafında, yavaş yavaş totaliter bir tarafa doğru evrilmekte” diyor. Adama sorarlar: Yeni mi anladın? Bugünkü meclisin tamamen işlevsiz olduğunu ben de söylüyorum. Bu durumda muhalefetin toptan meclisi terk etmesi gerektiğini de söylüyorum. Senin meclisi bırakmaya cesaretin var mı veya vekil olarak ne öneriyorsun? Twitter’da yazmayı ben de biliyorum

Katırcıoğlu yazısını “Geriniz “laf-ı güzaf”…” diye bitirmiş. Bizim liberal profesör Türkçe de bilmiyor! “Geriniz” ne demek acaba sayın çaplı liberal? “Gerisi laf-ı güzaf” demek gerekmiyor mu? Tansu Çiller gibi Türkçe özürlü müsün?