Erdoğan'dan Irak Başbakanı İbadi'ye: 'Sen benim kalitemde değilsin, haddini bil!'

Erdoğan'dan Irak Başbakanı İbadi'ye: 'Sen benim kalitemde değilsin, haddini bil!'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Başbakanı İbadi'ye tepki göstererek, "Şu anda kendi planımızı kendimiz uyguluyoruz. Musul’da yapılacak operasyonlara nasıl Cerablus’ta katıldıysak, Rai’de katıldıysak, oraya katılacağız. Sen benim kalitemde, kıratımda, seviyemde değilsin, haddini bil" dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen 'Avrasya'da İslam; Din İstismarına Karşı Birlik, Dayanışma ve Gelecek Perspektifi' temalı 9. Avrasya İslam Şurası'nın açılışında konuştu.

"FETÖ, DAEŞ KADAR TEHLİKELİ"

Fethullah Gülen cemaatinin IŞİD kadar tehlikeli olduğunu savunan Erdoğan, "Kendi milletine ve ülkesine silah doğrultacak sebepleri çok iyi tahlil etmeliyiz. Bu tehdit sadece Türkiye’ye mahsus bir tehdit değildir. İslam coğrafyasını kana ve ateşe bulayan El Kaide gibi, DEAŞ gibi örgütlerin de çok ulvi gayelere hizmet ettiğini düşünen kişilerden oluştuğunu unutmamalıyız. FETÖ hem itikadi sapkınlığıyla, hem de eğitim ve ticaret yöntemleriyle tüm dünya için DEAŞ kadar önemli bir tehdittir" ifadelerini kullandı. 

"FETÖ DİNİ BİR GRUP DEĞİL"

Erdoğan, Olağan Din Şurası'nda  'FETÖ'nün dini grup olmadığı kararını aldıklarını belirterek, "Ülkemizin önde gelen alimlerini, din adamlarını ve eğitimcilerini bir araya getiren Olağanüstü Din Şurası’nda önemli tespitler yapıldı. FETÖ’nün cemaat ya da dini grup olmadığında görüş birliğine varılmıştır. Bu örgüt dini istismar eden, şaibeli kaynakları olan, ümmeti parçalamak için çalışan bir fitne hareketidir. Avrasya coğrafyası FETÖ’nün ülkemiz dışındaki ilk açılım alanıdır. Doğu Avrupa ve Orta Asya’da uzun fetret dönemi ardından elde edilen özgürlük ortamı alabildiğince istismar edilmiştir" dedi. 

"ÖLEN MÜSLÜMAN ÖLDÜREN MÜSLÜMAN"

Ortaduğu'da ve Afrika'da cihatçıların katliamlarına ilişkin konuşan Erdoğan şunları söyledi:

"Özellikle Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da yaşanan terör eylemlerinde ölenlere bakıyorsunuz Müslüman, öldürülen Müslüman. Öldüren Allahu Ekber diyerek öldürüyor, ölen Allahu Ekber diyerek son nefesini veriyor.

Mezhepçilik fitnesi İslam dünyasına müdahalelere kapı açan önemli bir gerekçeyi oluşturuyor. Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de, Lübnan’da, Türkiye’de aynı oyun oynandı, oynanıyor. Burada bir kez daha tekrarlıyorum. Benim yanlış anlamalar, vesaire olabilir ama söyleyeceğim. Benim Sünnilik, Şiilik diye bir dinim yoktur. Benim dinim İslam’dır. İslam’ın tüm sahih yorumları benim için hürmete layıktır. Benim de tabi olduğum bir yorum var ama asla bu yorumu dinimin, yani İslam’ın üzerine çıkarmadım. Çıkaramam. Maalesef yanlış ve tehlikeli bir şekilde bunu yapan gruplar ve ülkeler olduğunu biliyoruz, görüyoruz. İslam dünyasının içine saçılan fitne tohumları Müslüman kanının dökülmesi olarak karşımıza çıkıyor. El Kaide, DEAŞ, Boko Haram gibi örgütler kendilerine alan açıyor. Taraftar topluyor"

"ATEİST TERÖR ÖRGÜTÜ DİYENİ DUYDUNUZ MU?"

İslam dünyası kendi içinde birlik olsa, sorunların çözümünü çatışmalarda değil, istişarede, saygıda, hoşgörüde arasalar bu terör örgütleri asla varlık gösteremezler. Bu örgütlerin aynı zamanda proje yapılar olduğunu da biliyoruz ancak her şeyi dış güçlere, küresel odaklara bağlama kolaycılığına da kapılmamalıyız. Bu projeye hayat veren kendi içimizdeki husumetlerdir, hatalardır. Sorunun asıl kaynağını önce kendimizde aramalıyız. İslam düşmanlığı yapanlara malzemeyi kendi ellerimizle verdiğimiz sürece dökülen Müslüman kanlarının önüne geçemeyiz. Burada çeşitli Avrupa ülkelerinden Asya’ya kadar Müslümanların azınlıkta olduğu ülkelerden gelen kardeşlerimiz var. 11 Eylül 2001’de yaşanan terör saldırıları sonrasında başlayan İslam karşıtlığı, daha açık ifadesiyle Müslüman düşmanlığı etkisini artırarak devam ediyor.

DEAŞ’ın Irak ve Suriye’deki eylemleri, her ne kadar arkası karanlık da olsa Batı’daki İslam karşıtı düşüncenin güçlenmesine yol açıyor. Hem terör örgütlerinin hem de Batı’da yükselen Müslüman karşıtı görüşlerinin İslam’ı yer altına itme çabası taşıdığını düşünüyorum. Tüm dünyaya nizam vermeye çalışan Batı ülkelerinin Müslümanlara tecridi ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Dünyanın her yerinde farklı inanç grupları tarafından yapılan terör eylemleri yapılabiliyor. Sadece yapan Müslümansa bunun adı İslami terör olarak niteleniyor. Hristiyan terör örgütü, Yahudi terör örgütü, ateist terör örgütü diyeni duydunuz mu, duyamazsınız"

"SEN BENİM KALİTEMDE DEĞİLSİN, HADDİNİ BİL!"

Irak hükümetinin Başika'daki TSK varlığına yönelik tepkisine değinen Erdoğan şöyle konuştu:

"Şu anda Irak'ta, yakında da Musul'da yapılacak operasyonlara aynı anlayışla, nasıl Cerablus'ta katıldıysak, nasıl Rai'de katıldıysak, evet şimdi yine söylüyorum. Şahsıma hakaretler ediyor, sen benim zaten muhatabım değilsin, seviyemde değilsin, kıratımda değilsin, kalitemde değilsin, Irak'tan senin bağırman çağırman bizim için hiç de önemli değil, biz bildiğimizi okuyacağız, bunu böyle bilesin. Kim bu? Irak'ın Başbakanı. Önce haddini bil...

"DAVUTOĞLU DÖNEMİNDE TALEPLERİ VAR, YAYIMLANACAK"

Şu anda kendileri Başika üssünü kurmamız için Sayın Davutoğlu döneminde bizlere talepleri var, bunların hepsinin canlı kayıtları var ve bugün yarın bunların hepsi televizyonlarda yayınlanacak. Buna rağmen Başika üssüne girilmiştir, şimdi diyor ki; 'Buradan çekilin.' Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu sizlerden talimat alacak kadar kalitesini kaybetmiş değildir. Gereği neyse bunu biz gerektiği şekilde bugüne kadar nasıl yaptıysak yapmaya devam edeceğiz.

"IRAK'A IRAK KALAMAYIZ"

Türkiye'nin, kimsenin bir karış toprağında gözü yoktur, egemenliğinde gözü yoktur. Bin yıldır beraber, kardeşçe yaşadığımız bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Bizim kendi topraklarımızın güvenliğini sağlamak ve bölgedeki Müslümanların esenliğini istemek dışında bir gayemiz söz konusu değildir.

Irak'taki bütün bu gelişmeler karşısında biz Irak'a ırak kalamayız. Seyirci kalamayız. Oradaki kardeşlerimizin çağrısına sağır kalamayız. Hemen her gün vatandaşlarını PKK ve DEAŞ terörüne kurban veren bir ülke olarak buradaki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Suriye ve Irak yönetimlerinin ülkemize yönelik insaf sınırlarını aşan itham ve ifadelerinin hiçbir makul tarafı bulunmuyor. Irak ve Suriye'de terörle mücadele için bulunduklarını söyleyen ülkelerin çoğunun derdinin buralardaki insanlar olmadığını geçtiğimiz 6 yılda yitirilen yüz binlerce can, tahrip edilen koskoca bir tarihle acı bir şekilde hep birlikte gördük. Bu tablo karşısında azıcık vicdanı olan, mensubu bulunduğu dine hürmeti, topraklarındaki mazlumlara saygısı olan kimse Türkiye'ye destek olur, Türkiye'nin önünü açar"