Erdoğan: Atatürk'ü Marksistlere mi bırakacağız

Erdoğan: Atatürk'ü Marksistlere mi bırakacağız

Atatürk'ün ölüm yıldönümü dolayısıyla konuşan Erdoğan, "Atatürk'ü ruhu faşist, kendileri Marksist çevrelere mi bırakacağız. Biz Atatürk'ü tüm yönleriyle anlayacağız ve anlatacağız" dedi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal, ölümünün 79. yılında tüm yurtta anılıyor.

Mustafa Kemal'in 57 yaşında hayata gözlerini yumduğu saat olan 09.05'te tüm Türkiye'de sirenler 1 dakika süreyle çaldı ve saygı duruşu yapıldı.

Devlet erkanı da Anıtkabir'i ziyaret etti.

ERDOĞAN: ATATÜRK’Ü ONLARA MI BIRAKACAĞIZ

Saray’da 10 Kasım dolayısıyla düzenlenen törende konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Atatürk'ü ruhu faşist, kendileri Marksist çevrelere mi bırakacağız. Atatürk'ü zihinsel fetişizme kurban etmeyiz" dedi.

Tayyip Erdoğan, Beştepe'de düzenlenen "Ata'yı Anıyoruz"  töreninde konuştu. Atatürk’ü yeniden keşfetmiş gibi konuşan Erdoğan, "Biz Atatürk'e Atatürk dedik diye bir sürü senaryo yazıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise ne diyeceğiz? Adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise bizim bunu ifade etmemizden daha doğal ne olabilir. Atatürk'ü ruhu faşist, kendileri Marksist çevrelere mi bırakacağız. Biz Atatürk'ü tüm yönleriyle anlayacağız ve anlatacağız, Atatürk'ü zihinsel fetişizme kurban etmeyiz" diye konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:

“Ülkemizde eskiden beri hep Atatürk ve Atatürkçülük tartışması yaşanmıştır. Milletimizin gönlündeki Atatürk ile sonradan kavramlaştıran Atatürkçülük arasındaki fark ortaya çıkmıştır. Milletimizin Mustafa'ya saygısında en küçük tereddüt yoktu, Milletimizin Kemal'le de en küçük sorunu bulunmuyor. Atatürk konusunda da hiçbir sıkıntısı olmadığını gayet iyi biliyoruz.

Atatürk ebediyete irtihal ettikten sonra o ana kadar Türk lirası üzerinde Atatürk'ün resmi vardı. Sonra o resim paranın üzerinden kaldırılmış onun yerine İnönü'nün resmi konulmuştur. Onu yapan kim, o zamanki CHP'nin ta kendisidir. Bu tarihten sonraki CHP önce İsmet İnönü'nün daha sonra başına geçen diğer başkanların CHP'si olmuştur. Bugünkü CHP de başındaki malum zatın CHP'sidir. Atatürk'ün mirasçısı olduğu iddia edilen CHP'nin Atatürk'le olan ilişkisi 10 Kasım 1928'de kesilmiştir.

Kurtuluş Savaşımız milletimizin topyekün kıyamının adıdır. Böyle bir mücadeleye liderlik eden ismin milletin gönlünden en kıymetli yere sahip olması kadar önemli bir şey yoktur.”

ATATÜRK'E HAKARET

“Elbette herkes gibi Atatürk de eleştirilebilir. Yüce Allah dışında hiç kimse layüs-el değildir. Ancak eleştirmek başkadır, hakkı tespit etmek başkadır. Bizim saygı sınırları içindeki eleştirilere diyecek bir şey yoktu. Hakaretamiz bir tarzda ortaya konulan ifadeleri de doğru bulmadığımızı özellikle belirtmek istiyorum. En büyük eserim dediği Cumhuriyetimize, muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma mirasına sahip çıkarak Atatürk'ün mirasını ve hatırasını bu mirasçıların zulmünden kurtarıyoruz.”

YİNE SAVAŞ PROPAGANDASI

“Biz Kurtuluş Savaşımıza başlarken ilan ettiğimiz Misak-ı Millimize de sahip çıkamadık. Suriye ve Irak'taki gelişmelerde zaman zaman dillendiriyorum. Biz Misak-ı Millimize yeniden sahip çıkmak zorundayız diyorum. Eğer o hudutlar içinden ülkemize saldırılar oluyorsa buradan buyurun devam edin deme lüksümüz yoktur. Gereğini, gerektiği şekilde yapma zorunluluğumuz var. İdlib'de yapılmakta olan budur, açıklıyorum. Afrin'de yapılmakta olan da budur. Orada olanlar bizim akrabamız, onların değil. Öyle ise akrabalarımızın hukukuna da sahip çıkmak zorundayız.”

‘TÜRKİYE DÜNÜN TÜRKİYE'Sİ DEĞİLDİR’

“Öyle, bu iş lafla olmuyor. İmanla oluyor. Razı olabileceğimizin en asgarisi olarak ilan ettiğimiz bu sınırların dahi gerisinde bir anlaşmayı Lozan'da kabul etmek zorunda kaldık. Lozan kazanımlarının yanında kayıpları da olan bir anlaşmadır. Lozan'ın kayıplarını konuşmak kazanımlarını, kazanımlarını konuşmak da kayıplarını ortadan kaldırmaz. Ülkemizin bugün güney sınırlarında yaşadığı güvenlik sorunlarının nedeni Misak-ı Milli'den verilen tavizlerdir. O tavizler verilmeseydi şu anda nerede olduğumuzu anlayın, hatırlayın. Dün bizi Misak-ı Milli'den geçirip Lozan'a razı edenler, bugün Sevr'i hayata geçirmeye çalışıyor. Ama şunu da bilin; Türkiye, dünün Türkiye'si değildir.”

GEZİ'YE SATAŞMADAN DURAMIYOR

“Gezi olayları gibi toplumsal kaos projelerini, 17-25 Aralık gibi sofistike darbe girişimleri, 15 Temmuz gibi ihanet girişimlerini boşa çıkarta çıkarta yolumuza devam ediyoruz. Suriye ve Irak'ta milyonlarca insanın kanının dökülmesi pahasına kurulan tezgahların amacına ulaşmasını engellemek için elimizden geleni yaptık. Yapıyoruz. Kat ettiğimiz mesafe hiç de azımsanacak gibi değil.”