Editör yorumluyor: 28 Temmuz Perşembe notları...

Editör yorumluyor: 28 Temmuz Perşembe notları...

'Bugün ne oldu?' köşesinde her gün Editör yorumuyla günün öne çıkan başlıkları hatırlatılacak. Köşenin ilk gününde 15 Temmuz'un ardından AKP/Saray Rejimi'nin yönelimlerine ilişkin bugün ortaya çıkan kimi ipuçları ele alınacak. 

'Bugün ne oldu?' köşesinde her gün Editör yorumuyla günün öne çıkan başlıkları hatırlatılacak. Köşenin ilk gününde 15 Temmuz'un ardından AKP/Saray Rejimi'nin yönelimlerine ilişkin bugün ortaya çıkan kimi ipuçları ele alınacak. 

15 Temmuz darbe girişiminin yankıları sürüyor. 
Darbe girişiminin ardından AKP/Saray Rejimi'nin nasıl bir yönelim içerisinde olacağı, uluslararası dengeyi nasıl kurmaya çalışacağı tartışılıyor.
Bugün yaşanan kimi gelişmeler, rejimin gücüne ve yönelimlerine ilişkin önemli ipuçları veriyor:

1. TSK'DA VE MİT'TE ÖNGÖRÜLEN DÜZENLEMELER: FİİLİ BAŞKANLIK ADIMLARI


Bilindiği gibi YAŞ toplantısı erkene çekilmişti. Bugün yapılan YAŞ, ilk kez tek günlük ve Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirildi. YAŞ kararları ve atamalar kadar önemli olan, rejimin güvenlik kuvvetleriyle ilgili yeni nasıl bir strateji izleyeceğiydi. 
Bugün YAŞ toplantısının ardından MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile görüşme yapan Recep Tayyip Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Genelkurmay Başkanlığı'nın doğrudan Cumhurbaşkanlığı'na bağlanmasını istediklerini söyledi.
Erdoğan ayrıca "Kuvvet Komutanlıkları'nın da Bakanlığa bağlanmasını istiyoruz" dedi:
http://ilerihaber.org/icerik/erdogan-mit-ve-genelkurmay-baskanliginin-cumhurbaskanligina-baglanmasini-istiyoruz-57479.html
Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının İçişleri Bakanlığı'na bağlandığı da duyuruldu:
http://ilerihaber.org/icerik/jandarma-ve-sahil-guvenlik-komutanligi-icisleri-bakanligina-baglandi-57419.html
Bu gelişmelerdden anlaşılan, Erdoğan'ın TSK içindeki iç iletişimin her noktasına müdahale edecek ve karar mekanizmalarını kendisinde toplayacak bir yapı arayışı içerisinde olduğu...
Kimi Batı ülkelerinde de benzeri olan bu yapılanmanın nasıl somutlanacağı, Kuvvet Komutanlıkları'nın ve ordu komutanlıklarının hangi siyasi mercilere bağlanacağı henüz net olmasa da bugünkü açıklamalar yönelimin ne olacağını gösteriyor. 
Öte yandan MİT için de benzer bir yönelim söz konusu. 15 Temmuz darbe girişiminde yaptıkları ve yapmadıkları hakkında pek çok spekülasyon olan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın da kurumla ilgili rahatsızlığı açıkça ifade ettiği MİT ve MİT Müsteşarı hakkında bir düzenleme yapılması öngörülüyor. 
Tüm bu düzenlemeler AKP/Saray Rejimi'nin, cumhurbaşkanının süper yetkilerle donatılacağı yeni modeli fiilen uygulamaya başlayacağını da gösteriyor.

2. ASKER VE POLİS ARASINDA GÜÇ DENGESİ KURULACAK


İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın TGRT Haber'de gündeme ilişkin yaptığı açıklamalar yalnızca Hakan Fidan ve MİT'le sınırlı değildi.
Ala ayrıca, polisin ağır silahlarının da olacağını duyurdu. Ala şu ifadeleri kullandı: "31 Mart vakasından beri bu millet kaç darbe yaşadı. Burada karşımıza aldığımız, her seferinde asker üniforması içerisine girebilen ya hain oluyor, ya teröristler oluyor böyle, ya başka niyetteki kimseler oluyor; bunların Türkiye'ye zarar vermesini önleyecek güç dengesini kuracaksınız."
Bu ifadeler, Rejimin TSK'yı kontrol altına almakla kalmayacağını, bir denge unsuru olarak Emniyet'i de güçlendireceğini gösteriyor. 
Ordunun ihraç edilen asker rakamları TSK'nın açıkladığı oranın aksine generaller düzeyinde yüzde 42, subay-astsubay düzeyinde ise henüz yüzde 10-15 civarında bir Gülen cemaati örgütlenmesi olduğunu gösteriyor. TSK'nın topyekun ve hızlıca yeniden yapılandırılması, AKP'nin kadro olanakları da düşünüldüğünde bir hayli zor görünüyor. Her ne kadar İmam Hatip okullarından TSK'ya geçişin önü açılmak istense de bu tür adımlardan ancak uzun vadede sonuç alınabilir. Bu nedenle, 15 Temmuz'da ön plana çıkan Emniyet'in, önümüzdeki dönemde Rejimin korunması noktasında en fazla yatırım yapılacak kurum olacağı açık. 
İLGİLİ HABER: 

Ala: 'MİT bize haber vermeliydi, reform yapmazsak yeniden tehlike oluşur'

3. AMERİKAN KARŞITLIĞINA AYAR VE RUSYA MESAJI


Üzerinde en fazla spekülasyon yapılan konulardan biri AKP/Saray Rejiminin uluslararası alandaki yeni yol haritası. 
İktidar mensupları ve yandaşları günlerdir 15 Temmuz'un arkasında ABD'nin olduğunu söyleyip buradan bir "ulusal mutabakat" çıkarmaya çalışıyorlar. 
Bugün ilk defa bu konuda farklı bir ses işitmiş olduk.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Türkiye'de Amerikan karşıtlığında artış var, bu artıştan memnun değiliz" şeklinde konuştu.  
Çavuşoğlu, daha da ileri giderek, darbe girişimine ilişkin "Rusya'dan bize gönderilen, elimize geçen bir rapor yok" ifadelerini kullandı. Bilindiği gibi, Rusya'nın darbe girişiminden önce Türkiye'yle istihbarat paylaştığı iddia edilmişti. 
Çavuşoğlu'nun sözleri, Türkiye ile NATO ve ABD arasındaki ilişkilerde AKP'nin dayanabileceği sınırları göstermesi bakımından dikkat çekici. AKP'nin Türkiye'ye NATO-ABD eksenini dışlayarak yepyeni bir yol haritası çizeceği tezine hep mesafeli yaklaşmıştık. Çavuşoğlu'nun sözleri de AKP'nin ABD meselesini bir pazarlık kozu olarak kullanacağını bir kez daha teyit etmiş oldu.

İLGİLİ HABER:
Çavuşoğlu: "Türkiye'de ABD karşıtlığındaki artıştan memnun değiliz"
 

4. CEMAATLERE MESAJ


Günün en dikkat çekici açıklamalarından biri de eski Başbakan Yardımcısı ve AKP ANkara milletvekili Yalçın Akdoğan'dan geldi. Bir grup gazeteciyle bir araya gelen Akdoğan yapılan operasyonlarla ilgili "Diğer cemaatlerin müsterih olmasında fayda var. Hukuki sürecin muhatabı bu örgüt ve yandaşlarıdır" dedi. 
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının aynı zamanda bir cemaat-tarikat iktidarı olduğu bilinen bir gerçek. AKP'nin cemaatlerle ilişkisini yalnızca Fethullahçılara indirgemek ve sorunu bu bağlamda ele almak büyük bir sığlık olurdu. Öyleyse, Akdoğan bu sözleri neden söyleme ihtiyacı duydu? Türkiye'de ilk defa sağın sağ ile, dini yapılanmaların başka dini yapılanmalar ile böylesine kanlı bir şekilde hesaplaştığı bir ortamda AKP'nin diğer cemaatlere kader birliklerini bir kez daha hatırlatmak istemesi, kimi çevrelerin boş beklentilerine rağmen AKP açısından ana yönelimde bir sapma olma olmayacağını da bir kez daha göstermiş oluyor. AKP'den dinselleşme konusunda geri adım bekleyenler, Akdoğan'ın sözlerinin anlamı üzerine bir kez daha düşünmeli... 

İLGİLİ HABER:

Akdoğan: 'Diğer cemaatler müsterih olsunlar, hedefimiz bu örgüt ve yandaşlarıdır'