Diyanet neden kapatılmalı?: İşte skandal 5 fetva
Aldığı dev bütçe ile kadınları ve kız çocuklarını hedef haline getirmeyi görev edinen Diyanet'in daha önce verdiği fetvalar neden kapatılması gerektiğini ortaya koyuyor.
İleri Haber
Aldığı dev bütçeler karşılığında skandal fetvalar yaratmayı kendine görev edinen Diyanet İşleri Başkanlığı son olarak çocuk istismarına ilişkin yaptığı tanımlama ile yine gündemde.
Web sitesinde, nikah tanımı yapan Diyanet, bulûğ çağına girmiş olanların da dinen nikahlanabileceğini belirtti. Diyanet, bulûğ yaşının alt sınırını kızlarda 9, erkeklerde 12 olarak belirtti. Diyanet, kız çocuklarının 9 yaşında gebe kalabileceklerini, erkeklerin de 12 yaşına girdiklerinde baba olabileceklerini savundu.
Diyanet’in bu tanımlaması çocuk istismarına onay ve çocuk istismarcılarına aklama olarak yorumlandı, büyük tepki çekti.
Ancak Diyanet çocuğa ve kadına yönelik böylesi skandal ifadeleri ilk kez kullanmıyor. Aksine Diyanet tarafından sistematik olarak kadınlar, çocuklar ve toplumun bazı kesimleri hedef alınıyor.
İşte bunlardan bazıları:
1-BABANIN ÖZ KIZINA ŞEHVET DUYMASI…
Fetva hattının internet sitesinde “Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikâhını düşürür mü?” Şeklinde gelen soruya akıllara durgunluk veren bir yanıt verilmişti.
Yanıtta yine 9 yaşına göndermek yapılarak, “Babanın kızını kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duyması, bu tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir” gibi ifadeler kullanıldı.
İşte o fetva:
“Babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması durumunda nikâhın ne olacağı konusunda görüş ayrılığı vardır. Bazı mezheplere göre, babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur (bkz. İbn Rüşd, Bidayetü’l-Mücdehid, Mısır 1975, II, 33; İbn Kudame, el-Muğni, VII, 486; İbn Cüzey, el- Kavaninü’l Fıkhiyye, 138). Hanefilere göre ise; babanın, kızını şehvetle öpmesi, kızına şehvetle sarılması durumunda kızın annesi bu babaya haram olur. Ancak bu tür sonuç doğuracak tutmanın, teni tenine değerek olması ya da altının sıcaklığını iletecek kadar ince bir örtüden olması gerekir. Kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duymak, bu tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir. Şehvet duymanın işareti, erkeğin organında bir uyanma, uyanıksa uyanışının artması, kadının da kalbinin heyecanla çarpmasıdır.”
2-‘BOŞ OL’ FETVASI
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun internet sitesinde yer alan “Fetva Usulü” bölümüne yöneltilen, “Boşarım demekle boşanma meydana gelir mi?” sorusuna, “Boşama, kişinin eşine söylediği, ‘Boşsun’ gibi boşama iradesini ortaya koyan ifadelerle ya da mahkemenin kararıyla gerçekleşir” yanıtının verdi.
Skandal bununla da bitmedi. “Telefon, mesaj ve internet yoluyla boşama geçerli midir?” Sorusuna da “Bir kimse, yüzüne karşı ‘seni boşadım, benden boş ol' gibi boşamayı ifade eden sözleri şifahî olarak söylemek suretiyle, eşini boşayabileceği gibi, bu sözleri telefon, mektup, mesaj, internet ve faks yoluyla bildirerek de boşayabilir. Söz konusu iletişim vasıtalarıyla boşamak, sözlü olarak yüz yüze boşamak gibi geçerlidir. Ancak, bu durumda kocanın, boşamış olduğunu inkar etmemesi gerekir” yanıtı verildi.
[ih2]
3-EL ELE DOLAŞMAK UYGUN DEĞİL
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın aylık dergisinin 2015 yılı Şubat sayısında yer alan makalede, nişanlı çiftlerin "Elele dolaşmalarının dinen uygun olmadığı" savunulmuştu.
Fetvada şunlar denmişti:
”Nişanlıların flört etmeleri, dost hayatı yaşamaları, dedikoduya mahal verecek şekilde baş başa kalmaları, öpüşmeleri, el ele tutuşmaları ve benzeri İslam ’ın onaylamadığı davranışlardan uzak durmaları gerekir."
[ih3]
4-‘CIMBIZ’ FETVASI
“Kadınların kaşlarını almaları caiz midir?” sorusuna görüş veren Diyanet, “Mecbur değilsen kaşını, bıyığını, tüylerini aldırmak günahtır. Ama psikolojini bozacak kadar kötüyse aldırabilirsin” demişti.
“İslam alimleri, herhangi bir zaruret bulunmadıkça kaşların alınmasının caiz olmadığını belirtmişlerdir" denilen fetvada hangi hallerde kaş ya da bıyıkların alınacağına ilişkin ise, "Ancak psikolojik rahatsızlığa sebep olacak ölçüde anormalliğin söz konusu olması halinde, kadının kaşlarını uygun hale getirmesinde yüz veya dudak üstü kıllarını almasında dinen sakınca yoktur” İfadeleri kullanışmıştı.
5-ALEVİ İLE EVLİLİK
Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yayınladığı “Alevi olan kişi ile evlilik caiz midir?” başlıklı fetvada “Müslüman olanla evlenilir, olmayanla evlenilmez”denilmişti.
Fetvada, şu ifadeler yer almıştı:
“Birisiyle evlenmenin caiz olup olmaması, kişinin etnik, siyasi, kültürel, mezhep, meşrep, tarikat yapısıyla ilgili değildir; Müslüman olup olmamasına bağlıdır. Günümüzde Sünni veya Alevi kökenli olup da bu iki geleneğin uzağında hatta alakasız nitelikte olan mesela ateist olan insanlar da vardır. Bir Müslümanın böyle kişilerle evlenmesi caiz değildir. Ancak iman esaslarına inanan, İslam’ın şartlarını kabul eden, -bir kısmını uygulamasa bile- bunları reddetmeyen kişiler ise Müslümandır. Böyle kişilerle hangi mezhepten olurlarsa olsunlar evlilik yapmak caizdir.”